1932-2009
"Kapalı alanda şapka takılmaz oğlum, böyle şeylere dikkat edelim" sözleri hep kulaklarımda çınlayacaktır Abdülkadir abinin, bir gün Cumhuriyet gazetesindeki odasına beni çağırıp uyardığında... Zamanın toy delikanlısı, spor servisinde oradan oraya öğrenme merakıyla koşturuken, müdürden şaka yoluyla "fırça" yediğini yaşı ilerledikçe anlayacaktır... Evet, abi o günden bugüne hep dikkat ettim kapalı alanlarda şapkamı çıkarmaya, sonra belki gazeteci olmadık, askerlik sonrası başka sektörden kazandık paramızı ama bir mektup yazarken, bir yazı yazarken, hep hatasız yazmaya özen gösterdik harfleri hep senin istediğin gibi... Zaman süratle geçer ama herkes yerinde durur zannederiz ya, yoğun koşturmaca içinde sevdiklerimizi ihmal ederiz, durmuyormuş Abdülkadir abi hiçbirşey yerinde, bunu sen de hatırlattın bu gidişinle...
Umarım gittiğin yerde huzur içinde yatarsın...Mekanın cennet olsun...
Levent Abi, senin de başın sağ olsun...
Abdülkadir Yücelman bizim spor basının “Abdül abi”siydi. Meslekte abilikle tanımlanan her türlü özellik onda vardı. Gazeteciliğin vazgeçilmez ilkelerini kıskançlıkla savunur, sporseverliği kabul eder, taraftarlığa asla izin vermezdi.
Bilgi noksanıyla onun yanına gidip konuşamazdınız. Sinirlenir ve azarlardı. Gerçek bir haberci, soru sorma uzmanı ve inatçı bir sporseverdi. Heyecanlarını gizler, olayı aklıyla analiz etmeye çalışır ve sonunda hükmünü koyardı.
Kavgacı değil, onurlu bir ustaydı. Müşfikti. Elinden tuttuğu gençler bugün bu mesleğin en parlak ve en başarılı örnekleri olarak çalışıyor. Köşe yazarları, genel yayın yönetmenleri, yazı işleri müdürleri ve hatta siyaset yorumcularının çoğu Abdül abinin rahle-i tedrisinden geçmiştir. Abdül abinin anılarına saygı duymak boynumuzun borcudur. Ölümsüz bir örnek olarak Namık abinin, İslam abinin yanına gidiyor. Vah bize!
Atilla Gökçe
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder