13 Eylül 2011 Salı

Saygıyla Anıyoruz


METİN OKTAY !

1936 yılında Rumeli’den İzmir’e göç etmiş bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Metin Oktay, futbol topu ile olan ilk tanışmasını kaleme aldığı kitabında şöyle anlatıyor;

Yumuşacık, yusyuvarlak...
Hareketli... Ele-avuca sığmaz... Zıp zıp zıplar, yerinde durmaz.
Onunla ilk tanıştığım gün, ayakkabısının bağlarını bile kendi bağlayamayan yürümeyi yeni yeni öğrenmiş minicik bir çocuktum. O kocaman şişko gövdesiyle karşımda duruyordu. Bağlarını bile bağlayamadım ayakkabımla, ’Sen de nereden çıktın?’ der gibi vurdum ona...

Yolumun üstünde duruyordu çünkü... Çekilip gitmesini istedim...
Ben vururum, o gider...
O gider, ben giderim...
O ilk vuruşla birlikte, yolum da değişti, hayatım da...
Yolumun üstüne çıkan koca şişkoyu kenara attım ama, yola devam edemedim.
Onun peşinden koştum, ötelerde bir yerde beni bekliyordu.
Gittim, bir daha vurdum.”

Futbol yaşantısına 1951 yılında İzmir’in 1.Amatör Ligi ekiplerinden Damlacıkspor’da başlar. Burada 1 sene oynadıktan sonra Yün Mensucatspor’a transfer olan Metin Oktay, 1954 yılında Belçika ile oynanan ve 4-0 galip geldiğimiz Genç Milli Takım maçında ilk kez milli formayı giyer ve 2 gol atarak bütün dikkatleri üzerine çekmeyi başarır. Aynı yıl aralarında Galatasaray, Beşiktaş ve Adalet’in de bulunduğu taliplerinin arasından İzmirspor’u tercih ederek profesyonel futbol yaşantısına merhaba der.Attığı gollere İzmirspor’da da devam eden Kral, 1954-55 sezonunda 18 maçta 17 gol atarak İzmir liginde takımının şampiyon olmasına büyük katkı sağlar.

Bu başarılı sezonun ardından takımlar peşine tekrar düşerler. Fenerbahçe 20 bin lira verir, Adalet 10 bin fakat onun aklına ve yüreğine kazınmış tek bir takım vardır. Her şeyin para olmadığını orada herkese gösterir ve yıllık 8 bin lira ve bir chevrolet marka otomobile Galatasaray’a imza atar. Dünyalar onundur artık. Çocukluğunda, Galatasaray İzmir’e geldiğinde okuldan kaçıp,hayranı olduğu bu takımın maçlarını seyretmeye giden o çocuk, şimdi bu şerefli forma için ter dökecektir.

19 yaşındaki bu genç delikanlı Galatasaray’daki ilk yılında 19 gol atarak gol kralı olur ve Galatasaray da aynı sezon İstanbul Profesyonel Liginde şampiyonluğa ulaşır. Galatasaray’da geçirdiği 6 yılda büyük işler yaparak, hem saha içinde hem de saha dışında centilmenliği, yardımseverliği ve profesyonelliği ile herkesin sevgilisi olur.
1961 yılında futbol macerasını İtalya’nın Palermo takımında sürdürmeye karar verir ve 2 yıllık imzayı atar. Sanılanın aksine gidişi, insanlarda inanılmaz bir üzüntü yaratır, “o muhteşem çocuk gidiyordur artık”. O dönem Galatasaray Kulübü Menejeri olan Gündüz Kılıç Metin Oktay’a duyulan sevgiyi ve bu transferdeki burukluğu Palermo başkanına yazdığı mektubun bir kısmında şu şekilde dile getirir;

“Hayır! Hudutsuz kederimin size kırılmaya kadar genişleyebileceğini düşünmeyin sakın. Zira serinkanlı düşünebildikçe biliyorum ki zamanı gelince azı diş eti yarar, çıkar. Su kaynayınca kabından taşar. Evlat da kısmeti çıkınca evden kaçar. Bütün bunlara da kimse mani olamaz. Kısmet dedim de aklıma geliverdi. Ne yalan söyleyeyim, size karşılık şimdi hakiki duygumuz da, sevgili oğlumuzu iç güveyliğine kabullenen zengin bir kayınpedere karşı duyulabilecek kekremsi hislerden pek de farklı değil doğrusu.

Ah sinyor! Belki, sizce basit bir mukavele ile bağladığınız o insanın size neler kazandırdığını ve kazandıracağını katiyen bilemezsiniz. Mükemmel bir futbolcu. Her sezon riyazi (aritmetik) bir katiyet gibi, söylediği kadar gol atan bir futbol kralı. Gençliğine rağmen inanılmaz derecede olgun, karakter sahibi bir insan. Herkese yardıma hazır bir hayırsever. Hayır, hayır, bütün bunlar hiçbir şey değil. Siz Palermo’ya hiçbir kulübe nasip olmayan muazzam bir taraftar kitlesi kazandırıverdiniz. Şimdi Palermo Union Sportiva’ya kalben bağlı otuz milyon Türk taraftarınız var, inanın.”

Fakat ne Metin Galatasaray’ı unutur ne de Galatasaray Metin’i. Kral, bir yıl sonra tekrar yuvaya döner. Döndüğü yıl Türkiye Futbol ligi tarihinde uzun süre konuşulacak, 38 gol atma başarısını gösterir ve takımının şampiyonluğunda büyük pay sahibi olur.
Futbol yaşantısı boyunca 10 kez gol kralı olan Metin Oktay 1969 yılında hem İzmir’de hem de İstanbul’da olmak üzere iki jübile maçı yaparak futbolculuk hayatını noktalamıştır. Bu maç, Metin Oktay ve Can Bartu’nun maçın son dakikalarında formaları değiştirip asıl takımlarına karşı oynamaları ile ölümsüzleşmiştir.

13 Eylül 1991 yılında talihsiz bir trafik kazası sonucu yaşama gözlerini yummuş, sevenlerini yaşattığı onca sevinçten sonra ilk defa üzüntüye boğmuştur.
Bir Galatasaraylı için Metin Oktay dendiği zaman akan sular durur. O, Galatasaraylılığın ne demek olduğunu yaşantısı ve yaptıkları ile herkese anlatan, Galatasaray efsanelerinden biridir. Galatasaraylının sevgisi, onun adı ile başka bir hal alır.

Ve o;

-Karısının “ya Galatasaray ya ben” tehdidine GALATASARAY cevabını verecek kadar SEVDALI,
-Başka takımların verdiği yüksek transfer ücretlerine rağmen düşük bir ücrete rağmen Tek Sevdasını tercih edecek kadar TOK GÖNÜLLÜ,
-Ezeli rakip taraftarlarının kendisine ettiği küfre karşılık, onların önünde saygı ile eğilecek kadar CENTİLMEN,
-Sakatlandığı zaman, secde ederek iki eli önde ’Allah’ım sen bacaklarımı koru’ diye dua edecek kadar İNANÇLI,
-Kendisine uzatılan boş çeki “Bizi sevenleri üzmeyelim baba, bizi sevenlere ihanet etmeyelim” diyecek kadar SADIK
-“Galatasaraylılık bir din gibi bir mezhep gibi yerleşmiş köklü bir inançtır. Bunun için Galatasaray’ı tercih eder, Galatasaraylılığımla övünürüm. “diyecek kadar Büyük Bir GALATASARAYlıdır, yeri asla dolmayacak bir sevdalıdır.

Bir Galatasaraylının gelecek nesillere aktarıp, öğreteceği en büyük derstir METİN OKTAY…

Saygı ve Sevgiyle Anıyoruz...


Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin