12 Şubat 2012 Pazar

Galatasaray:1-0:Kayserispor



"Bu hafta takımımız iyi çalıştı, arzuladığımız bir mücadele ve iyi bir sonuç alacağız" diye konuşuyordu Galatasaray yardımcı antrenörü Hasan Şaş, Kayserispor maçı öncesi Galatasaray televizyonuna verdiği röportajda. Federasyonun kimseye danışmadan "yangından mal kaçırır" misali çıkardığı Play-Off sistemine maç fikstürünü devşirmek adına  Çarşamba-Pazar, Cumartesi-Salı maçlar oynatması neticesinde puan mücadelesi vermekten idman yapacak zamanı kalmamıştı takımların. Gaziantep dönüşü, Kayseri maçı 7 gün sonra olunca, topçular da nefes alma zamanı buldular, açılışlar katıldılar, basket maçlarına gittiler, eş-dost ziyareti bile yaptılar... Bu arada hocalar da akıllarındaki idmanları yaptırdılar, sakatların-yokların yerine yenilerini "yamadılar" eksik bölgelere...


Bir haftalık "nefes alma" arasından sonra çıkılan Kayserispor maçında da Galatasaray, taraftarının ve hocasının beklediği oyunu oynayıp, rakibini mağlup ederken, 1 maç fazlayla da Fenerbahçe'nin 6 puan önüne geçti. Baros'un sakatlığı ve cezaları sonrası Elmander'e kalan sarı-kırmızılılar, Sercan'la İsveçliyi eşleştirmeye çalışsalar da "beklenen verim" gelmeyince, eski dost Necati getirildi o bölgeye, gelir gelmez de ayağının tozuyla golü attı Antep'te. Dün gece de Fatih hoca, forvette Elmander ve Necati'yi eşleştirip, arkalarına da Emre ve Engin'i koydu kenarlara her zamanki gibi. Terim'in vazgeçilmezidir "pres" yapmak rakip yarı sahada, zaten her maçın en çok koşanı Elmander'e, kendini göstermek isteyen Necati de eklenince Şota'nın savunmacıları geriden top çıkaramadılar, oyun kurmaya çalışırken Emre'ye, Engin'e, Selçuk'a top ikram ettiler ve Galatasaray Emre ve Necati ile bir çok net pozisyon buldu, ama topu filelerle kucaklaştıramadı. O pozisyonlar belki gol olmadı ama Melo'nun kaptığı ve bu maçlık sol bek oynayan Riera'ya verdiği top, İspanyolun da asisti ile Navarro'nun koruduğu kaleye girip, üç puanı getiriyordu Galatasaray'a...


Riera demişken, Gaziantep'te sakatlanan Hakan Balta'nın yerine Çağlar düşünülürken, onun da idmanlarda sakatlanması sonrası Fatih Terim, spor yorumcularını ters köşe yaparak sol açığını Kasparov hamlesiyle geriye çekiverdi. Aslında hocanın portföyünde vardır böyle devşirmeler, maç sonu açıkladığı gibi Hakan Ünsal'ı, Ümit Davala'yı, Ergün'ü de maça göre değişik pozisyonlarda oynatmıştı. İspanyol topçu da yeni görevinde hiç sırıtmadı, yabancılık çekmedi, tek pozisyon kaçırdı Amrabat'ı, onda da "Yugoslav faulü" ile rakibini yere seriverdi. Belki tehlikeyi önledi ama Mersin seyahati biletini de yaktı ve hocayı sol bek için yeni arayışlara itti... Riera yeni bölgesinde yıldızları toplarken, Ujfalusi de bu sezon en başarısız maçlarından birini çıkarıyordu. Bunda sebep bir yandan kendini işini yapmaya çalışırken, bir gözü de Riera'nın arkasını kollamakta olduğudur. Hayatta olduğu gibi, futbolda da inişler-çıkışlar vardır, bu kötü günde "şans" yanındaydı Çek savunmacının ki kalesinde gol görmedi...


Bir farklı giden maçlar tehlikelidir, her an puanlar paylaşılabilir ve böyle anlarda kalecilerin önemi çıkar ortaya. Galatasaray'ın bu yılki en başarılı transferlerinden biri de Muslera hiç şüphesiz ki. Uruguaylı pozitif kişiliği ile arkadaşlarını oyunda tutarken, yaptığı kurtarışlar ile "bostan korkuluğu" olmadığını, puan mücadelesine katkı yapmak için sahada olduğunu gösteriyor. Özellikle, ikinci yarı Gökhan'ın altı pastan vuruşu Henry'nin UEFA finalindeki kafasını akla getirdi ama orda Taffarel, burda Muslera gole geçit vermedi...


Bitirirken, hakeme de değinmek gerekiyor. Türk futbolun yükselen hakemlerinden biri olan Özgür Yankaya, bu gece iki takım kenar yönetimini de çileden çıkaran bir yönetim sergiledi. Verdiği kararların yanında, vermediği avantajlarla da oyunun durmasına neden olurken, kendini bolca hissettirdi mücadele içinde. Bunun yanında kafaya taktığım işlerden biri de kuralların aynı olduğu oyunda, kişiye göre uygulanmasıdır. Galatasaray-Kayserispor maçı öncesi oynanan Gençlerbirliği-Mersin İdman Yurdu maçında 4 dakika uzatma vardı, uzatmalarda penaltı oldu, itiraz oldu maç durdu, gol oldu, kaleci Hakan topu sakladı, itiş kakış, kavga oldu ve yine maç durdu ama hakem tam 4 dakika bittiğinde son düdüğü çaldı. Kimdi o maçın hakemi? Galatasaray-Antalyaspor maçını "berbat" eden İlker Meral... Oysa, bu gece ne kadar başarısız gözükse de Özgür Yankaya, kuralı es geçmedi, kitaba uydu, duraklamanın da duraklamasını oynattı ve doğruyu yaptı...

Stat: Türk Telekom Arena
Hakemler: Özgür Yankaya, Erdinç Sezertam, Orkun Aktaş
Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu, Semih Kaya, Ujfalusi, Riera, Engin Baytar (Dk. 90+1 Yiğit Gökoğlan), Melo, Selçuk İnan, Emre Çolak (Dk. 87 Ceyhun Gülselam), Necati Ateş (Dk. 72 Sercan Yıldırım), Elmander
Kayserispor: Navarro, Kamil Ahmet Çörekçi, Eren Güngör, Zurab Khizanishvili, Hasan Ali Kaldırım, Troisi (Dk. 77 Diego Biseswar), Cristian Riveros Nunez, Abdullah Durak, Amrabat, Furkan Özçal (Dk. 70 Sefa Yılmaz), Kujovic (Dk. 64 Gökhan Ünal)
Gol: Dk. 32 Melo (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 12 Engin Baytar, Dk. 42 Melo, Dk. 57 Riera (Galatasaray), Dk. 23 Zurab Khizanishvili, Dk. 26 Cristian Riveros Nunez, Dk. 59 Troisi, Dk. 66 Eren Güngör, Dk. 70 Kamil Ahmet Çörekçi (Kayserispor)

3 yorum:

gürkonas dedi ki...

:) "yugoslav faulü"ne çok güldüm abi. Müthiş bir benzetme. Basketbolda bile unutuldu. güzel bir blog adı olabilir. Gerçi öyle bir blog da olabilir; neyse. Bu arada Özgür Yankaya'yı bizim maçlarda görmekten artık gına geldi. Adamın kariyerinin yarısı neredeyse bizim maçlarla dolu.

ultras/Movement dedi ki...

Eski Fanatik basketçilerden olduğumu söylemiştim sana:)

gürkonas dedi ki...

:)evet abi. İstanbul'da olsam birçok maça da gitmiştik seninle:)

Blog Widget by LinkWithin