11 Mart 2012 Pazar

Kötü Geçmişim İçin Beni Affedin!

Ezeli rakipler arasında yapılan futbolcu transferleri oldukça dertlidir yeni takıma gelen topçu adına. Bir kaç sezon önce alt etmeye çalıştığın rakibine şimdi kendini kabul ettirme çabasında olacaksın ki, hele bir de derbilerde vukuatın varsa, işin daha da zordur. Bizde bu sorunu çözme yolu kolay: İlk oynadığın derbide eski takım kaptanına ya da bayrak adama "jilet" gibi bir dalarsın, ardından iki itme kakma, bir de kırmızı kart, maç sonu da "Ben zaten doğuştan bu takımlıydım" açıklaması yaptın mı, taraftar seni sorgusuz sualsiz hemen kabullenir...
Kızılyıldız altyapısında futbola başlayan ve "Partizan nefretiyle" büyüyen Vladimir Stojkoviç, uzun yıllar kırmızı-beyazlı takımın kalesini koruduktan sonra Avrupa'ya açılır ve memlekete dönüşte de "ezeli rakibe" imza atar. Partizan taraftarı öncelikle kendisini kabul etmek istemez, bu transfere tepki koyar, yuhlar ve homurtular arasında maçlara çıkar Stojkoviç. Kızılyıldızlılar da "düşmana" giden evlatlarına hain gözüyle bakarlar, hatta Milli  takımın otobüsündeki Stojkoviç'e meşale fırlatırlar, İtalya milli maçını "yangın yerine çevirirler". "Aşağı tükürsem sakal, yukarı tükürsem bıyık" çıkmazındaki kaleci için Belgrad derbisi gelir çatar ve Partizan'ın 1-0 kazandığı maçtan sonra Stojkoviç formasının altındaki t-shirtü siyah-beyazlı "Mezar Kazıcılara" gösterir:
"Kötü geçmişim için beni affedin"
Bu jest Partizan taraftarından alkış alırken, Kızılyıldızlılar daha da öfkelenir ve Sırp polisinin önlemek zorunda kaldığı olaylar meydana gelir. Maç sonunda röportaj veren "taze" Partizanlı kaleci ise:
"Artık ben Partizan'ın bir oyuncusuyum ve benim geleceğim burada şekillenecek. Holiganlardan ise hiç mi hiç korkum yok" şeklinde konuşur...


Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin