21 Aralık 2016 Çarşamba

Çatalcaspor, Dersimspor Maçına Dair


Nereden çıktı, nasıl çıktı bilinmez de pazartesi gününden beri ulusal medyada "Dersimspor'un adını sansürlediler" diye Çatalca'yı ırkçılıkla suçlayan haberler gündeme düştü. Üçüncü lig ikinci grubun ilk devre son maçında Çatalcaspor, Dersimspor'u 2-1 mağlup ederken, maç içinde skorbordun ( ki her maç arıza yapıyor, neden düzeltilmediği bir muamma) arızalanması ve kulüp isimlerinin tekrar yazılması esnasından "bir saniyelik" görüntüyü yakalayıp, ulusal basında "mağdur" edebiyatı yapanlara, e-biletin bizi Galatasaray'ımızdan uzaklaştırması sonrası amatör ve bölgesel maçları sürekli takip eden biri olarak bazı açıklamalar yapmak boynumuzun borcu. Gerçi, yine isteyen istediği gibi anlar da, biz yazalım izlenimlerimizi...

Geçen sene de Dersimspor ile Çatalcaspor aynı gruptaydı ve o gün de yine Çatalca Ziya Altınoğlu stadında maçtaydım. Maçta hiç bir olay yaşanmamış, maç sonu iki tribünün kapıları aynı anda açılmış, Dersimspor taraftarı şarkı-türkü ve halaylar eşliğinde tribünden ayrılmış, Çatalca sokaklarında dolaşmış, alışveriş yapmış, otobüslere binip evlerine gitmişlerdi. Bu hafta sonu da buna benzer başladı karşılaşma, kızlı erkekli deplasman tribünü dolmuş, iki taraftar da kendi takımlarına yönelik tezahürat yaparken, Çatalcaspor tribünleri Beşiktaş-Bursaspor maçı sonrası emniyet kuvvetlerine  ve ardından Kayseri'de meydana gelen bombalı saldırılara tepki ve polis ve askerimize destek olarak, tüm Türkiye stadyumlarında olduğu gibi, "Şehitler Ölmez Vatan Bölünmez" tezahüratı yaparken, bir tarafta Çatalcaspor arması, diğer tarafta Türkiye bayrağını İstiklal Marşı esnasında açmış, karşı tribünde de "Birlik Beraberlik İçinde Tek Türkiye" pankartı asılmıştı tellere. Dersimsporlular da maç öncesi polislere çiçek hediye etmiş, taraftardan alkış almışlardı. Bu şartlar altında başlayan mücadelede Çatalcaspor Mükail'in harika golü ile öne geçmiş, deplasman ekibi fazla zaman geçmeden beraberliği sağlamıştı. Devre sona ererken harika bücür Mükail bu sefer kafayla attığı golle takımını soyunma odasına 2-1 önde gönderirken, "yerli Messi bu çocuk" övgülerini alıyordu.

Takımlar soyunma odalarına gitmişken, taraftarlar da tuvalet, çay, su, sigara ihtiyaçlarını giderirken, Çatalcalı gençler Dersimspor tribününe birlikte tezahürat yapma çağrısında bulunup "Vatan sana" diye seslenip onlardan da "Canım feda" diye devam eden sloganı söylemelerini beklediler, cevap alamadılar. Bunu bir kez daha denediler, karşıdan yine ses gelmedi, bir kez daha, yine cevap yok. Hal böyle olunca yuhlamalar ve ıslıklarla Dersimsporlular protesto edildiler. Bu arada belirtmeden de geçmeyelim, Çatalca bir deplasman takımı için en ideal deplasmandır, zira sayıları 50yi geçmeyen liseli gençler dışında herkes maçı oturarak izler, deplasmana gelen taraftarlar sürekli Çatalcalı taraftarın sesini bastırır. Hatta, Çatalcaspor yönetiminin fair play anlayışı gereği herkesle dost olma politikasına uygun, Çatalcasporlu gençler de gelen tüm deplasman taraftarına hoşgeldin tezahüratı yapar, onlarla karşılıklı tezahürat yapma çağrısında bulunur, kimi zaman olumlu cevap alırlar ve sevinirler, kimi zaman da deplasmancılar o kadar dostane çıkmazlar...

Bu arada devre başlarken artık klasik hale gelen skorbordun bozulduğunu tekrar gören tribündekiler, fena halde alışık oldukları bu duruma "Yine mi yahu?" diye homurdanarak, harflerin yerine yıldızların yazıldığını görenler de "Galatasaray dört yıldız, Fener üç yıldızken, Çatalcaspor yıldızlara boğuldu" espirisi de o soğukta içimizi ısıtmıştı. Ne bilecektik ki, kötü niyetli biri o skorbordda yer alan yıldızların harflere dönüşme aşamasını kare kare fotoğraflayıp, Dersim adının yazılmadığı bir anı "cımbızla çekip", ulusal basına servis edeceğini... Bize de bu satırları yazdıracağını...


İki takımdan kimse skorbordla uğramazken, Tunceli'nin plakası olan 62. dakikada Dersimsporluların yaktığı meşaleler sonrası polisin onların söndürülmesi isteği sonrası karşı tribünde olaylar meydana gelirken, tüm emniyet güçleri ile birlikte stadda bulunan herkes yeşil zeminden ziyade o tarafı izlemekteydi ve 5-10 dakika içinde söz konusu olaylar da yatışırken, dikkatler maçtaydı tekrardan...

Maçın başından beri Dersimspor hocası ve yönetimi sürekli hakeme "oynarken", Çatalca taraftarından da tepki alması doğaldır. Burada takımın adının Dersim, Manisa, Trabzon, Galatasaray, Rize, Chelsea olması fark etmez, deplasmanda oynayan bir hoca hakeme sürekli "çıkışırsa" ev sahibi taraftardan tepki yer, kimi kendini bilmezler sahaya su şişesi de atar, çakmak da atar, Gerets olsan da başın yarılır, Hasan Şaş olsan da Kadıkoyde kafana yumurta yersin, Tümer olsan da Sami Yen'de sırtına su şişesi gelir... Bu tepkilere cevap verirsen de reaksiyonu arttırırsın, olayları büyütürsün, tıpkı Dersimspor'lu 88 numaralı topçu Koray Yıldız'ın maç sona ermiş hakemler içeri girmiş ve Çatalca tribünleri boşalırken taraftardan gelen pet şişeyi onlara geri atıp, el kol hareketi yapması gibi. Kıvılcım topçu tarafından çakılınca, maç boyu birbirine tek kelime etmeyen karşı tarafta bulunan Çatalcalı ve Dersimsporlu taraftarlar birbirlerine pet şişe ve taş atmaya başlamışlardı ki çok büyümeden bu olaylar da yatıştı...

Maça dair bizim izlenimlerimiz böyleyken, Çatalca gibi futbolu sadece futbol olarak gören, Atatürk'ün "Ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklısını seven" anlayışı çerçevesinde sporcuya bakış açısına sahip olan ve her gelen takıma misafirperverlik gösteren bir camia böyle asılsız haberlerle lekelenemez... Çatalcamız sahipsiz değildir...

Kulüp başkanı Hasan Gökçe'nin maç ve skorbord olayıyla ilgili demeci burada....
Maça dair fotoğraflar da aşağıda... Yeniler geldikçe güncellenecektir.








Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin