28 Aralık 2016 Çarşamba

Galatasaray:5-1:Alanyaspor


İlk devrenin son karşılaşması olan Alanyaspor maçını bir yakınımın doğum gününe katılmam nedeniyle canlı olarak izleyemedim lakin gittiğim yerde börek çörek tıkınmak yerine, elde telefon twitterdan bizimkileri takip ettim ve bir kez daha gördüm ki Galatasaray taraftarı diğer rakip taraftarlarına göre oldukça "acımasız", "ön yargılı" ve "başarı odaklı"... Karşılaşmanın ilk devresinde sarı-kırmızılı topçular o kadar "acımasızca" eleştirildi ki sanal alemde, zannedersen iki pas yapamadılar, sürekli Alanyaspor Muslera'nın kalesinde gol arayan, peşi sıra golleri kaçıran taraftı. Hatta Sabri ve Selçuk'a o kadar "ön yargılı" bakıyor ki bizim timeline'daki renktaşlar, bu iki topçunun tek olumlu hareketinin olmadığını zannediyorsun maçı canlı olarak takip etmiyorsan eğer. Pasoligliler TT Arena'da da ıslıklamışlar Sabri ve Selçuk'u da bu ıslık olayı da maalesef yeni stadyumla beraber başladı bizim tribünlerde. Oysa Sami Yen'de kolay mıydı futbolcu ıslıklamak, yuhlamak, "adam aklına bile getiremezdi" böyle bir eylemi. İçimiz kan ağlayarak her sohbetimizde söylüyoruz, futbola dair tüm güzellikler Ali Sami Yen'le birlikte yok oldu, gitti. "Başarılar gelir geçer, asaletin bize yeter" sadece bir beste olarak kaldığını da anlamış olduk, ilk devre yerin dibine sokulan takımın, ikinci devre attığı goller sonrası "yere göğe sığdırılamama" tweetlerini okudukça...


Pazarı pazartesiye bağlayan gece 12'den 2'ye kadar tekrarını izledim Galatasaray-Alanyaspor maçının ve twitterda yazıldığı kadar "berbat" bir Galatasaray yerine, derli toplu, ne yaptığını bilen bir takım seyrettim kendi adıma. Hatta, benim de bu sayfalarda sık sık eleştirdiğim Selçuk'un sakatlanıp çıkana kadar son haftaların en iyi topunu oynadığını gördüm, top kaptı, ara pas yaptı, gol pozisyonuna girdi, gol attırdı, kısaca korkak oynamadı kaptan Selçuk, kendini verdi oyuna. Yuhalanan Sabri de fena değildi, her zamanki gibi çalıştı, çabaladı, ataklara destek verdi, azimliydi ve hırslıydı... Ama "ön yargılı" bakan gözler için ağzıyla kuş tutsa nafileydi...


Bruma'nın sarı kart görmesi fena canımı sıktı, zira Konya deplasmanında yalnız bırakacak takımı. İkinci devre fark açılmışken, bir sarı daha görüp kırmızı kart ile oyundan çıkarak cezasını kupadaki Tuzlaspor maçında çekip, Konya'da olmasını umdum Portekizli topçunun ama Galatasaray kenar yönetimi böyle bir "ahlaksızlık" yapmayı "kulağına üflememişler" genç topçunun demek ki kart görmek için herhangi bir çabası olmadı. Belki de istemişlerdir ki Bruma son 10 dakikada bencilce davranıp akılalmaz pozisyonlar harcadı, "gol atıp forma çıkarıp ikinci sarı kartı mı aradı acaba?" diye şeytan sorgulatmıyor da değil...


Sneijder'dan bahsetmezsek Alanyaspor maçını boşa yazmış oluruz, maçın yıldızı tartışmasız ki Wesley Sneijder'dı. Hollandalı yıldız iki gol attırarak takım arkadaşlarına galibiyette pay sahibi olurken, jeneriklik bir golle de sarı-kırmızılı taraftarlara yeni yıl hediyesi vermiş oldu. Pazar gecesi Sneijder sadece futbol resitali vermedi, maçın hakemi Halis Özkahya'ya da "kural dersi" verdi bitime çeyrek kala. De Jong'un Alanyasporlu rakibine tehlikeli girdiği bir pozisyonda itiraz eden takım arkadaşlarını kenara itip,  "Ben kaptanım, ben konuşurum" dercesine küfür etmeden, hakeme dokunmadan derdini anlatmasına Halis Özkahya sarı kart gösterince, kaptanlık bandını gösterip FIFA'nın "Hakemle sadece kaptanla konuşur, diğer topçular konuşamayacak" uygulamasını futbola sokmaya çalıştığı bu günlerde hakeme hatırlatıyordu. 2012 senesinde TT Arena'da oynanan Galatasaray-Fenerbahçe derbisinde kendisine tüküren Meireless için Futbol Federasyonunca "tükürmediği" açıklaması sonrası "yalancı" durumuna düşürülen Halis Özkahya'nın o günlerde onurlu bir kişi olarak hakemliği bırakıp esas mesleği olan Beden Öğretmenliğine devam etmesi gerekirken, hiç birşey olmamış gibi yeşil sahalarda düdük çalmaya devam etmesi zaten kişiliğini göstermesi açısından manidardı...

Bu kadar patırtı, kütürdü ve yığınla eleştiri sonrası ilk devreyi lider Başakşehirspor'un üç puan gerisinde kapatıp, ikinci devre Beşiktaş ve Fenerbahçe'yi kendi sahasında ağırlayacak olan Galatasaray'dan bizler çoğu renktaşımızın aksine umutluyuz... Galatasaray bize bunu öğretti yıllar boyunca...

Stat: Türk Telekom Arena
Hakemler: Halis Özkahya, Mustafa Emre Eyisoy, Ceyhun Sesigüzel
Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu, Semih Kaya, Hakan Balta, Carole, De Jong, Selçuk İnan (Dk. 46 Hamit Altıntop), Yasin Öztekin, Sneijder, Bruma, Eren Derdiyok (Dk. 74 Josue)
Aytemiz Alanyaspor: Zlamal, Gassama (Dk. 58 Erhan Kartal), Garcia, Ba, Berkan Emir, Efecan Karaca (Dk. 54 Ayite), Taha Yalçıner, Candeias, Emre Akbaba, N'Sakala, Sajad (Dk. 85 Gökay Iravul)
Goller: Dk. 30 De Jong, Dk. 45 Gassama (Kendi kalesine), Dk. 51 Sneijder, Dk. 55 Eren Derdiyok, Dk. 80 Jouse (Galatasaray), Dk. 39 Sajad (Aytemiz Alanyaspor)
Kırmızı kart: Dk. 89 Erhan Kartal (Aytemiz Alanyaspor)
Sarı kartlar: Dk. 9 Bruma, Dk. 74 Sneijder, Dk. 74 De Jong (Galatasaray), Dk. 66 Garcia (Aytemiz Alanyaspor)

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin