19 Aralık 2016 Pazartesi

Osmanlıspor:2-2:Galatasaray


Galip gelseydik harika olacaktı ama 86'da 2-1 yenik duruma düşüp, 1 puan çıkarmak yine de fena sayılmaz bu şartlar altında oynanan oyunda. Talihsizlik bu ya, bir hafta sonra içeride oynayacağımız Alanyaspor maçı şimdi, Osmanlıspor karşılaşması haftaya Arena'da olsaydı, buzlar üstünde dans eden bir takım yerine, pırıl pırıl güneş altında futbol oynayan bir takım izlemiş olacaktık. Şans işte...

Şanslı da başladı Galatasaray oysa mücadeleye, daha dakika geçmeden mağlup duruma düşmek varken, direk Muslera'nın yardımına yetişmiş, Sabri ve Carole'u "linçten kurtarmış ve peşinden Barcelonavari bir golle son haftaların golcüsü Yasin'le öne geçiyordu sarı kırmızılılar. O da yetmedi, Eren'le de pozisyonlar buldu hiç ummadığı anda Galatasaray da, fark açılmadı. Oysa maçtan bir gün evvel Galatasaray'ın stadyumda hava şartlarına alışma idman yapma isteğini reddeden Osmanlıspor, alışkın olduğu sahada eşitlik için Galatasaray'ın kalesine gelmeye çok azimliydi. Tabii, madeni de bulmuşlardı: Carole Fenerbahçe maçında olduğu gibi yine gününde değildi, sürekli alanını boş bırakıyordu. Sol bek kötü olup, önünde oynayan Bruma da ona gereken desteği veremeyince, sol taraftan Galatasaray'ın gol yiyeceğini bilmek için kahin olmaya gerek yoktu. Öyle de oldu, "akıl almaz" pozisyonlar harcayan Webo, Regattin'in ortasında kafayla eşitliği sağladı. Bizim gördüğümüzü Riekerink hoca da mutlaka görmüştür de, daha 25. dakikada sakatlık nedeniyle Serdar'ın yerine Semih'i sokmuş olması vesilesiyle ikinci oyuncu değişiklik hakkını ilk devrede kullanmak istememiştir...

İkinci kırk beş dakika da oyunda Galatasaray adına pek birşey değişmedi, hatta Galatasaray soğuk hava ve buzlu sahada daha da düştü oyundan. Ev sahibi de bir kaç tehlikeli atak dışında çok fazla gelemedi Muslera'nın kalesine de, maç beraberlikle bitecek diye beklenirken, Semih'in "klasikleşmiş" hata repertuarından bir kesitle Webo ikinci kafa golünü attı. Statta değildim, kahvede de değildim ama sarışın stopere gelen küfürleri hayal edebiliyordum ki, o sinkaflar bitmeden tabelada 2-2 yazıyordu. Sneijder'ı çıkardığı için eleştirilen Hollandalı Riekerink, Semih'i hücüma yollamış ve genç stoper de hocasını yanıltmamıştı. Tabii, bu konuşulmayacaktır, görülmeyecektir zira Jan Olde Riekerink "hoca moca değildir" bizim futbol ulemalarına göre.

Yere göğe sığdırılmayan Başakşehir'den 5 puan, şampiyonluğun en büyük adayı olduğu söylenen Beşiktaş'tan 2 puan geride olan Galatasaray, bu kadar eleştiriliyorsa, bir de beğenilseydi herhalde şimdiden şampiyonluğu kutluyor olacaktı... Maç kaybetmeden, puan vermeden şampiyon olduğumuzu hatırlamıyorum, bu sene de öyle olacak, Mayıs bizim olacak...



Stat: Osmanlı
Hakemler: Hüseyin Göçek, Kemal Yılmaz, Serkan Ok
Osmanlıspor: Karcemarskas, Vrsajevic, Numan Çürüksu, Prochazka, Muhammed Bayır, Umar (Dk. 90+1 Maher), Mehmet Güven, Musa Çağıran, Ndiaye, Regattin (Dk. 82 Delarge), Webo (Dk. 87 Diabate)
Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu, Serdar Aziz (Dk. 25 Semih Kaya), Hakan Balta, Carole, Selçuk İnan, De Jong, Sneijder (Dk. 90+1 Chedjou), Yasin Öztekin (Dk. 77 Linnes), Bruma, Eren Derdiyok

Goller: Dk. 3 Yasin Öztekin, Dk. 88 Semih Kaya (Galatasaray), Dk. 35 ve 86 Webo (Osmanlıspor)

Sarı kartlar: Dk. 15 Serdar Aziz (Galatasaray), Dk. 64 Regattin (Osmanlıspor)

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin