2 Şubat 2018 Cuma

Yuto Nagatomo (Dünyanın En Güçlü Savunmacısı Olmak İsteyen Çocuk)


Galatasaray bugün transferin son gününde Yuto Nagatomo isimli bir futbolcu transfer edeceğini bildirdi Kamuoyu Aydınlatma Platformuna.  Sadece bir futbolcu değildi İnter’den gelen, aynı zamanda bir "adam" kattı Fatih Terim kadrosuna, hem de "Japon bir adam"… 
 
Boşanmış anne babanın evladı olmak acıdır, hele ki bir erkek çocuğu için örnek alacağı bir baba figürü olmadan büyümek zordur ama hayat bu, seni böyle sınamak isterse ağlamak sızlamak fayda etmez, geçmelisin bu sınavı. Bizim minik Yuto da babası evi terk edip gidince, futbola sarılır hem acısına tuz basmak hem de ailesinin geçimini sağlamak için: Futbolcu olacaktı, hem de öyle böyle değil, “dünyanın en güçlü savunma oyuncusu olacaktı”… Gündüz her fırsatta top peşinde koşar, geceleri yatağa uzandığında da yemyeşil çimlerde rakiplerle boğuştuğunu düşlerken dalardı uykuya. Takımının kalesini gole kapamak, annesini korumak gibiydi. Baba terk edip gittiyse, anneyi koruyup kollamak sorumluluğu ufak Yuto’nun omuzlarındaydı, Hiroşima’nın Saijo kasabasının sokak aralarında yaptıkları maçlarda yan mahallenin çocuklarını kaleye yanaştırmama görevinde olduğu gibi...


Anaokulundan ilkokula, ortaokuldan liseye bir yandan ders, bir yandan futbol diyerek büyüdü Yuto Nagatomo ama kimse bu hevesli çocuğun yeteneklerinin farkında varamadı. Oysa, hep arzuladığı o futbol bursunu kazansaydı, yük olmayacaktı zaten kıt kanaat geçinen annesine. Gerçekleşmeyecek mıydı acaba yıllarca düşünü kurduğu hayal? Üniversiteye kaydoldu, yaşıtları gibi okuyup, iyi bir meslek edinecekti en azından… Böyle ödeyecekti annesine vefa borcunu… Meiji Üniversitesinde okurken, bir taraftan da çok sevdiği futboldan kopamaz, okul futbol takımında oynar ve böylece FC Tokyo’nun dikkatini çeker. 21 yaşındadır artık ve hayallerini kurduğu futbolculuk mesleğine ilk adımı atar Yuto Nagatomo.  1999 senesinde kurulan FC Tokyo  bu genç yeteneğe kapısını açar ve Yuto da orada başarılarla dolu dört sene geçirir. Tabii, futbolun kapıları kendisine açılmıştır artık, Japonya genç milli takımına da seçilir, 2010’da vuvuzelalarıyla meşhur Dünya Kupasında da Japon ulusal takımın formasını terletir. Japonya, Hollanda, Kamerun ve Danimarka’nın olduğu gruptan 6 puanla ikinci olarak çıkarken, üst turda penaltı atışları sonucu Paraguay’a elenirler. Japonlar evlerine dönerken, Yuto 4 maçta da forma giyer ve İtalya Seria A’ya yeni çıkan Cesena takımının dikkatini çeker. Nagatomo'nun yeni adresi artık “çizme”dir. Futbolun merkezi İtalya’ya gitmeden önce FC Tokyo formasını son defa giydiği Vissel Kobe maçından sonra 25 bin taraftara bir veda konuşması yaparken, “entelektüel” tarafını da gösterir ki, daha 25 yaşında olmasına rağmen “Bir Japon Çocuğu” (Nippon Danji) adlı otobiyografisini kaleme alır. Kitabın ilk baskısı kısa sürede tükenirken, ikinci ve üçüncü baskıları da yayınevi tarafından basılırken, Nagatomo satışlardan elde edilen geliri Tsunami felaketzedelerine bağışlar. Cesena’da kiralık olarak oynadığı altı aylık dönemde sol bekte göstermiş olduğu Japonlara özgü atletizm ve bitmek tükenmek bilmeyen enerji İtalyan futbol "simsarlarını" büyülerken, 2011 Asya Futbol Şampiyonasındaki başarısı sonrası vakit kaybetmeden tapusu alınır Nagatomo’nun FC Tokyo’dan ama hiç oynatmadan İnter kapar ellerinden bu gelecek vaad eden sol beki.


Mavi-siyahlı takımın tarihindeki ilk Japon oyuncudur Yuto ve artık dünyanın gözü önünde olacak ve çocukluğundan beri hayalini kurduğu Japonlara özgü güç, sıkı çalışma, rakibe saygı gibi değerleri herkese gösterecektir. Yeni kulübünde en yakın arkadaşlarından biri Wesley Sneijder olur ki, talih bu olsa gerek Yuto Nagatomo 6 Şubat 2011’de ilk defa İnter formasını Sneijder’in yerine Roma karşısında girerken giyer. “Zincirlerini koparmış çılgın bir adam” diye tanımladığı Japon takım arkadaşının bu günlerde Galatasaray forması giymesinde de başrol oynayacaktır Wesley Sneijder. İnter’de de sezonu kiralık olarak bitiren Nagatomo, sezon sonunda bonservisi alınarak Milano ekibine gelir ve bugüne kadar “top oynamaktan çok mutluyum” dediği İnter’den ayrılmaz. Boş zamanlarında fırsat buldukça sokaklarını dolaşıp, tarih kokusunu soluduğu Milano şehrini o kadar sever ki, Real Madrid ve Manchester United gibi “devlerden” gelen transfer tekliflerini elinin tersiyle iter Nagatomo.


Bir arkadaş yemeğinde tanıştığı ve hiç vakit kaybetmeden “çıkma” teklif ettiği kendisinden 2 yaş büyük eşi sinema sanatçısı Airi Taira’ya da evlilik yüzüğünü kendisini en mutlu hissettiği Guiseppe Meazza’da takar Yuto ve bir istekte bulunur müstakbel eşinden: “Bir futbol takımı kuracak 11 çocuğumuz olsun”… Airi Mairi tabii ki tebessümle karşılık verir bu isteğe ama sevgilisi için Japonya’daki kariyerini bırakıp İtalya’ya taşınmakta tereddüt bile etmez.  Her zaman işler istediği gibi de gitmez Yuto’nun, hele ki bir Napoli maçında yaptığı hata sonrası takımı mağlup olunca, taraftarın tepkisini çeker Japon sol bek. “İtalya’da eğer bir oyuncu iyi oynarsa. ona Tanrı gibi tapılır ama hata yaparsa sanki adi bir suçluymuşçasına eleştirilir. Burada ne ahlak var, ne de saygı fakat buna rağmen böyle zorlu bir ortamda mücadele etmeyi seviyorum, bu sebeple 7 yıldır İnter forması giymekteyim” diye twitter hesabından dert yanar takipçilerine o sıkıntılı günlerde. Roberto Mancini’nin Galatasaray’dan Melo’yu istediği dönemde, bizimkiler de Nagatomo’ya göz dikerler Sneijder'in tavsiyesi ile ama Roberto Mancini bu takasa yanaşmaz, sol bekte Japon savunmacıyı oynatır ısrarla. Mancini'den sonra inişli çıkışlı bir grafik yaşar Yuto, bazen takımdan gönderilecekler arasında adı anılır da Lucio Spaletti’nin Milano ekibinin başına geçmesiyle tekrar kendini bulur. “Spaletti ile İnter’deki en iyi zamanımı geçiriyorum” diyen Nagatomo, hocasının kendisini yüreklendirdiğini ve sahaya her şeyini verebileceğini söyler kulüp televizyonundaki röportajda. Gazetta dello Sport’tan deneyimli gazeteci  Paolo Codon da Yuto Nagatomo’yu övmekle bitiremez “Bu zamanlar her yerde Roberto Carlos bulamıyoruz ama şansımıza İnter’de Yuto var. “ diyen İtalyan gazeteci, Nagatomo’nun bölgesinde dünyanın en iyi 10 oyuncusundan biri olduğunu belirtir. Peki, nedir Japon oyuncuyu İnter’de böyle değerli kılan?  Cevabı yine Codon verecektir: "Maçlara zihinsel olarak çok iyi hazırlanıyor ve  oldukça hızlı bir oyuncu. Sadece savunma yapmıyor, oyunu iki yönlü oynuyor ve geriye çok çabuk koşabiliyor." Oyunun hucum tarafını da Mazzarri’ye borçludur Japon sol bek. "Bana daha çok hücuma çıkmamı ve mental olarak güçlü olmamı öğretti" diye anacaktır eski hocasını...


2011 senesinden beri İnter'in "hafızası" gibi olan, yerine bir çok transfer yapılsa da formasını asla kaptırmayan, kimi zaman kaptanlık pazu bandını da takan ve bu sürecte 12 hoca "eskiten" Yuto, bugün yeni bir maceraya yelken açıp, Galatasaray ile 6 aylık kiralık sözleşme imzalar. İyi bir görev adamı olmak, maçı kazanmayı arzulamak bir topçuyu belki bir çok takımda aranan adam yapacaktır ama İnter gibi üst düzey bir takımda uzun yıllar oynamak için daha da fazlasına ihtiyaç vardır. Yuto Nagatomo denince ilk akla gelen iyi bir profesyonel, iyi bir atlet, kısa boyuna rağmen hava toplarında başarılı bir savunma oyuncusu ve en önemlisi soğuk kanlı bir sol bek.. Ne demişti Roberto Mancini kendisine Nagatomo'yu sorduklarında: "Bir hoca için asla sıkıntı yaratmayan ve tam bir örnek profesyonel"...

Betis, Leverkusen, West Bromwich ve Everton gibi takımların kadrolarına katmak istedikleri Yuto Nagatomo, eski takım arkadaşı Wesley'in tavsiyesi ile Galatasaray'ın teklifine "evet" der ve altı aylığına çok sevdiği Milano'dan ayrılır... Asamoah rüyasıyla yatıp kalkan biz Galatasaraylılar için bu  Japon oyuncu transferi biraz hayal kırıklığı yarattı ama Yuto her gittiği takımda yaptığını, soyadının manasındaki "beni takip edin" diyecek ve görevini ciddiyetle sonuna kadar yerine getirecektir...


Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin