Basketbol milli takım oyuncuları tabii ki, bu paralar için bu mücadeleye vermedi, herşeyden evvel kazanmak geliyordu onlar için, Türkiye basketbol tarihine adlarını yazdırmak istemekteydiler ama milyonların önünde "para" için tezahürat yapmayı yakıştıramadım "12 dev adama"... Kulüp takımlarında kim kaç dolar transfer ücretiyle mukavele yapmış hiç kimseyi ilgilendirmez lakin söz konusu milli takım olduğunda işin içine primlerin girmesine karşıyım, bu futbolda da böyle, basketbolda da, çünkü o formayı bir kez dahi sırtına geçirmek için sağ kolunu feda edebilecek o kadar insan var ki memleketimizde...
Bugünlerde göstermiş oldukları büyük başarıdan dolayı milli takım oyuncuları kendilerine vaad edilen primleri ve hediyeleri alacaklar, helali-hoş olsun ama Hidayet'e ufak bir hatırlatmamız olacak. Hani o tezahüratta diyordun ya "maddi-manevi", maddi kısmı hallettin, bir de işin manevi boyutunu unutma be Hido...
Bugün Milliyet'te Hidayet'i basketbola armağan eden Leyla Çalışkan röportajı yer alıyor. Hidayet'i Bayrampaşa'da oturduğu gecekondudan alıp, Çavuşoğlu Kolejinde bursla okutan Leyla hoca, Hidayet ve diğer öğrencisi Kerem'in kendisini unuttuklarını, hiç aramadıklarını belirtmiş.
"Maddi-manevi lay lay looom" diye bağırırken, acaba manevi kelimesi biraz daha sessiz mi söyleniyor...
1 yorum:
Aslında Sırbistan maçından sonraki "maddi-manevi" sözü gerçekten espriydi.
Hido, Slovenya maçından ardından uzun uzun konuştuktan sonra, "Bu gençler, maddi-manevi her türlü desteği hak ediyor." demişti. Sırbistan maçından sonra da kimse iki kelimeyi bir araya getiremediği için, Hido öyle bir espriyle o sözünü hatırlattı ve hemen tezahürata başladılar.
Yorum Gönder