29 Aralık 2011 Perşembe

Galatasaray'dan Kamuoyuna

Söylenmek istenilen zaten söylenmiş. Bize yorumsuz yayınlamak düşer...


KAMUOYUNA DUYURU

Kamuoyunda “Şike Soruşturması” olarak bilinen ve sadece futbol değil tüm spor dünyamızı yakından ilgilendiren sürecin yönetilmesine ve sonuç olarak TFF’nin almış olduğu kararlara ilişkin Galatasaray Spor Kulübü'nün duruşu ve benimsemiş olduğu ilkeleri, bu konuda oluşabilecek herhangi bir yanlış anlaşılmayı ve spekülasyonları önlemek amacıyla bir kez daha kamuoyu ve camiamızla paylaşmak gereği doğmuştur.

3 Temmuz'dan bu yana Türk futboluna hakim olan kargaşa içerisinde Türk sporunun en önemli ve köklü camiası olarak sürekli yapıcı, uluslararası kurallara uygunluğa, ahlaka, etik kurallar ve prensiplere davet edici anlayışımızı, gerek kamuoyu önünde gerekse kapalı toplantılarda ısrarla dile getirdik. Tabii bu arada hiçbir şahıs veya camiayı kırıcı, rencide edici, suçlayıcı bir söylemde bulunmamaya hassasiyet ve titizlik gösterdik. Kulübümüzün adı, tasvip edemeyeceğimiz şekilde suçlamalara, söylemlere karıştırılsa da Türk Spor Tarihi'nin en karanlık günlerinin yaşandığı bu donemde, sükûnetimizi korumasını bildik.

Yaratılan suni gündemler, tartışmalar, konuyu etik kurallardan, ilkesiz ve prensipsiz bir şekilde hâl ve üstünü örtme çabalarının karsısında, Türk futbolunun değerini, potansiyelini ve geleceğini gözeten adil ve yapıcı bir duruşla cevap vermeye çalıştık.

Sporun etik kurallar çerçevesinde, mert ve dürüst bir rekabet ortamında yapılmasını söylerken, kamuoyunun dikkatine sunulmaya başlayan ve artık gizliliği olmayan ve herkesçe aşikâr olan, hiçbir şekilde Türk insanımızın kabul edemeyeceği söylem ve yaklaşımların hakkında da yorum yapmadık.

Gerek Kulüpler Birliği toplantılarında gerekse TFF toplantılarında konunun insani boyut taşıyan ceza kanunu kısmında, cezaların uluslararası normlara inmesi için, "hiç kimsenin acısı, üzüntüsü bizi mutlu etmez" diyerek, kulübümüzün hiçbir üyesinin problemi yokken sonuna kadar destek verdik. Ama her seferinde ısrarla, sportif cezaların uluslararası normda olanlarının dokunulmasına müsaade etmeyeceğimizi de açıkça ifade ettik. Türk futbolunun ekonomik konularını adeta tehdit olarak ortaya koyanlara da çok net bir şekilde ahlak, prensip, ilke ve kuralların tartışılamayacağını defalarca teyit ettik.

Galatasaray, bütün bu süreçte, hiçbir tahrike kapılmadan, kimseyi hedef almadan kendisine, kültürüne yakışır bir duruş göstermeye özen göstermiştir. Galatasaray’ın bir hatasında, resmî internet sayfalarını "sonuna kadar takipçisiyiz" diye açanlara, her türlü tahrike rağmen cevap vermemeyi yeğlemiştir.

Türkiye Futbol Federasyonu'nu, sürekli olarak, Türk futbolunun önünü açacak, evrensel kuralları uygulayacak, Avrupa ve dünya futbolunda hak ettiği şekilde yer alacak kararları uygulaması için sürekli ikaz ettik. Ancak bugün görüyoruz ki, TFF, nedeni çok iyi anlaşılan ama dillendirilmeyen bir şekilde, yetkilerini kullanmaktan imtina ederek, kararı, daha önceden senaryosu hazırlanmış bir şekilde, genel kurula devretmektedir. Adeta genel kurulu, adaleti yerine getirmesi için, dünya hukuk tarihinde konuya taraf olanların oy kullandığı ilk jüri olacak şekilde bir role soyundurmuştur. TFF Yönetim Kurulu ve Başkanı, bu kararla, genel kurulu, uluslararası normlarda ve TFF'nin talimatnamesinde açıkça tarif edilen cezaları, içinde etik, ilke ve prensiplerin ve tabii en önemlisi, adalet duygusunu, bir kez de olsa yok sayarak, ileride hiçbir şekilde tamiri olmayacak bir şekilde, saygınlığının tartışılacağı bir karar ortamına sokmaktadır.

Türkiye Futbol Federasyonu özerktir. Genel Kurulu'nun seçtiği başkan ve yönetim kurulunun yetkileri ve sorumlulukları bellidir. Bu yetki ve sorumluluklar, başkasına devredilemez, sorgulanamaz. Kuralları esnetmek ve çarpıtmak, ciddi hiçbir kurumda olmayacağı gibi, futbol kurumunda da tartışılamaz. Yetkisini kullanmayıp genel kurulu göreve çağırmanın tarifi tek kelime ile yetersizliktir ve sebebi de kamuoyunca malumdur.

Hiçbir ceza, bir defaya mahsus olarak geri bırakılamaz, iptal edilemez. Böyle bir durumun tarifi, kurum veya kurumlara özel uygulamadan başka bir tarif olamaz. Yapılan hataların ceza ve müeyyideleri bellidir. Hem Türkiye’de, hem Avrupa'da, hem de dünyada bellidir. İkame müeyyide ve ceza yaratmaya çalışmak, kamuoyunun futbola bakış acısını ciddi anlamda bir kez daha sarsması bir yana, toplumun adalet duygusunu da rencide edecektir. Bu noktadan hareketle “geçici”, “bir defalık” uygulamalar yerine sürdürülebilir ve adil kararlar alınması zaruridir.

Avrupa futbolunun yöneteni bellidir. Kısa bir zaman önce ortada gizlilik kararı olmasına rağmen, sert bir müeyyide uygulamaktan imtina etmeyen UEFA’nın, korkarız ki, bu yeni yaklaşım ile Türk futboluna müeyyide uygulama riskiyle karşı karşıya kalınabilecektir. Bunun aksini iddia edenlerin de, bu kararlar alınırken, bağlı olduğumuz uluslararası organizasyonlarla tam bir uyum içinde hareket edildiği konusunda, ilerde değişebilecek sözlü açıklamalarla değil, mutlaka yazılı teminatlarla hareket etmesi zarureti vardır.

Galatasaray Spor Kulübü ve camiası olarak, bugüne kadar, kimsenin eleştiremeyeceği, akılcı, barışçı, Türk futbolunun bugününü değil; yarınlarını düşünen ikazlarımızın yeteri kadar net ve açık olduğunu düşünüyoruz. Ortaya konulan stratejinin Türk futboluna vereceği zararın sorumluluğu bugün de, yarın da ve tarih önünde bugünkü stratejileri yapanların, şu andan itibaren hukuksal olarak yapılması zorunlu, ancak yanlış olan Genel Kurul'da, umarız açık oylama ile Türk spor kamuoyunun gözleri önünde, bu doğrultuda oy verenlerin olacaktır.

Galatasaray Spor Kulübü, Türk sporunun ancak rekabetçi bir ortamda gelişebileceğini bilir ve bu ortamın varlığını destekler.
 
Ancak bu desteği verirken yukarıda dile getirdiğimiz tehlikeler ve ilkeler konusunda tavizsiz duruşunu sergilemeyi gerek camiasına gerek Türk Sporu'na karşı en temel sorumluluklarından biri olarak görür.

Saygılarımızla,

Galatasaray Spor Kulübü

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin