Ankaragücü-Beşiktaş karşılaşması maça saatler kala zeminin kötülüğü bahane edilerek
Kayseri'ye alınmış, bu olay büyük tepki toplamış, zira aynı "berbat" zeminde
Galatasaray da
Trabzon da mücadele etmiş ve kimsenin bir itirazı olmamıştı. O gün futbolcuların sağlığı ve futbolun kalitesini düşünenler cumartesi gecesi
İzmir'deki "gölde" futbol oynanmasına müsaade ederek, belki de ülkede yeni bir sporun öncüsü olmaya niyetlenmnişlerdi: Gölde Futbol...
Ev sahibi
Göztepe de, misafir
Galatasaray da futbol oynamak istiyordu, oyundan zevk almak gayesi içindeydi iki takım ama zemin topun "zıplaya oynaya" hareket etmesine izin vermiyordu, yerle ilk temas ettiği bölgede "şak" diye yapışıyordu top yere. Bu şartlar altında top çevirmekmiş, yerden pas yapmakmış, topu ayakta tutmakmış en yapılmaması gereken işlerken, güçlü olan, ayakta kalan, topa "abanabilen" avantajlı olacaktı. Ligin ilk devresinde
Galatasaray'ın fiziki yönden geri kaldığından dem vurulmuş, koşu mesafelerinde
Şampiyonlar Liginde son sıralarda kalmışlığı eleştirilmişti. Devre arasında
Antalya'da yeni bir antrenör fotoğraf karelerine yansıdı, topçulara kumda fizik güçlendirme idmanları yaptırıyordu, araştırdık adı
Alberto Bartali'ydi...
İtalyan antrenörün yaptırdığı çalışmaların sonucu uzun vadede ortaya çıkacak ama
Göztepe maçında "balçık" olmuş ağır sahada maç boyu fizik kondisyon yönünden ayakta kalan bir takın olması
Bartali'nin verdiği "reçete"nin işe yaradığını da göstermesi açısından önemli...
Saha alışılmışın dışında olunca, maçta da göze çarpan pozisyonların "zeminin azizliği" sonrası oluşması kadar doğal olan ne var ki?
Göztepe adına en tehlikeli iki pozisyonun birinde
Muslera ayağından topu açınca
Jerome topa dokundu ve meşin yuvarşak direği öperek dışarı çıkarken, 20. dakikada
Serdar Gürler'in ortasında
Mariano göğüsü ile
Muslera'ya geri pas vermek istedi ama ıslak zeminde hızlanan topu
Uruguaylı kaleci son anda köşe dibinden çıkardı. Ev sahibi ilk 20 dakika
Galatasaray kalesine daha fazla gelmeye niyetlendi de, orta sahada
N'Diaye-Fernando ikilisi olsun, savunmada
Maicon-Marcao partnerleri olsun onların heveslerini kursaklarında bıraktı. Memlekette herkes
Portekiz ligi seyrettiği (!) ve bu lig üzerinde uzman (!) olduğu için küme düşmeye oynayan bir takımın stoperi olan
Marcao transfer edildiğinde yönetim acımasızca eleştirilmişti. Önce
Ankaragücü maçında, cumartesi de
İzmir'de
Marcao ne kadar isabetli bir transfer olduğunu gösterdi ve şimdi aynı futbol ulemaları (!) "
Biz bu oyuncuyu 25-30 milyon euroya satarız" demeye başladılar bile...
Savunma ve orta sahada "güçlü" kalan
Galatasaray, topu da rakip yarı sahada oynamaya başlayınca, pozisyonlar da bulmaya başladı
Beto'nun kalesinde. Önce
Selçuk'un uzun pasında
Henry Onyekuru savunmanın arkasına koştu, şutu
Portekizli kalecide kalırken, 5 dakika sonra kullanılan serbest atışta
Maicon kafayla topu filelere yolladı ama VAR'dan ofsayt kararı çıktı. Bir kaç dakika sonra
Galatasaray yine gole yaklaştı,
Sinan'ın ortasında
Feghouli gelişine "acele" bir vuruş yaptı ve top kale arkasındaki filelerle buluştu, oysa biraz daha sakin kalabilse meşin yuvarlak
Beto'nun koruduğu kalenin fileleriyle buluşacaktı...
Uzun bir aradan sonra kulübede
Fatih Terim vardı ve soyunma odasına da tecrübeli hoca girdi takımla birlikte. İmparatorun devre arası "motivasyonu" meşhurdur, hoca iyi "gazlar" topçularını... İkinci devreye de arzulu başladı
Galatasaray,
Feghouli'nin ortasında yakın mesafeden
Onyekuru Beto'yu geçemedi de yan hakem ofsayt kaldırdı, oysa pozisyon temizdi.
Galatasaray'ın rakip kalede baskı kurmaya çalıştığı dakikalarda
Göztepe'nin kazandığı bir korner vuruşu sonrasında
Bülent Yıldırım VAR hakemi
Cüneyt Çakır'ın uyarısıyla penaltı kararı verdi. Evet, top
Maicon'un eline çarpmıştı da
Beşiktaş-Galatasaray maçında
Medel'in vuruşu da
Vida'nın eline çarpmıştı.
İnönü'de VAR'a bakarak penaltı vermeyen
Cüneyt Çakır İzmir'de penaltıya karar kılmıştı. Tuhaf değil mi? Üstelik pozisyonun başında
Jerome Maicon'un omuzundan destek alarak yükselmişken, ne
Cüneyt Çakır ne de
Bülent Yıldırım bu anı "görmüyordu"...
VAR
Bornova Stadında o kadar "başarılı"(!) çalışıyordu ki, ilk devre sarı kart gördükten sonra elleriyle VAR işareti yapan
Gassama'ya ikinci sarı kart çıkmıyor,
Linnes'in ceza sahası içinde düşürülmesi yoktan sayılıyordu...
Göztepe VAR maharetiyle kazandığı penaltıdan
Borges'le yararlanamayınca, "ilahi adalet" yerini bulmuş oluyordu.
Galatasaray beraberliğe razı değildi, gol istiyordu,
Onyekuru ile ceza sahasında yine pozisyon buldu ama top "su birikintisinde" kaldı. Sonrasında
Feghouli ile başlayan atakta
Mariano son haftalardaki asistlerinden birini yine yaptı,
Göztepe savunmasından seken topta
Sinan göğüsü ile takımının aradığı golü buldu. Yönetiminin forvet almak için "kılı kırk yardığı" ve beklenilen golcüyü bir türlü getiremediği bu günlerde
Fatih Terim şapkadan
Sinan'ı çıkarmayı bildi. Geçen cumartesi açılışı yapan
Sinan, bu cumartesi de üç puanı getiren golü atıp, takıma 6 puan kazandırıyordu...
Kalan dakikalarda ev sahibi beraberlik için
Galatasaray kalesine yüklenip,
Jerome ile
Yasin ile kale direklerini döverken,
Galatasaray da
Henry Onyekuru ile kaleci ile karşı karşıya pozisyonları bonkörce harcıyordu... Bu arada
Fatih Terim son dakikalarda bir kaza golüne karşın
Semih'i de oyuna alarak, genç oyuncunun tekrar alt yapısından yetiştiği takımının formasını giymesine vesile oluyordu...
Ligin ilk devresinde kaybedilen "gereksiz" puanlardan sonra şampiyonluk yolunda ikinci yarı alınacak her puan altın değerindeyken,
Göztepe deplasmanının kayıpsız atlatılması hem içteki, hem de dıştaki "rakiplere" büyük bir darbe olmuş oldu. Forvet oyuncu transferinin yapılmamasını
Mustafa Cengiz yönetimine vurulacak bir darbe gözüyle bakanlar,
Göztepe maçında yaşanılacak bir puan kaybını "ellerini ovuşturarak" beklerken, kazanılan üç puan ve maç sonrası
Fatih Terim'in sağduyulu açıklamaları "içimizdeki İrlandalıları" bir müddet susturacağa benziyor.
Son not: Çamurlu sahalar, alınan tek farklı galibiyetler,
Sinan'ın üç puan getiren golleri size şampiyonluğu anımsatmıyor mu?
STAT: Bornova Stadı
HAKEMLER: Bülent Yıldırım, Kemal Yılmaz, Asım Yusuf Öz, Ali Şansalan
VAR HAKEMLERİ: Cüneyt Çakır, Mustafa Öğretmenoğlu
GÖZTEPE: Beto, Reis, Titi, Agbenyenu, Gassama, Poko, Halil (Tayfur 83’), Borges (Deniz 76’), Castro, Serdar (Yasin 71’), Jerome
GALATASARAY: Muslera, Mariano, Maicon, Marcao, Linnes, Fernando, Ndiaye, Selçuk (Donk 79’), Feghouli (Semih 90+’), Onyekuru, Sinan (Muğdat 89’)
GOLLER: Sinan (72’)
SARI KARTLAR: Gassama (31’), Sinan (38’), Mariano (86’), Deniz (90+’)