19 Nisan 2008 Cumartesi

Amatörde Bi' Cumartesi

  • Baharın kendini iyice belli etmeye başladığı bir Cumartesi günü Çatalca bölgesinde 2 maç vardı. Müsabakalrın zamanı da havanın iyice ısındığı 14-16 saatleri arasında konmuş, suni çim zaten herzaman hazır, tribünler de dolmuş güzel günün keyfini çıkarmak isteyenlerce, gerisi de sahadaki topçulara kalıyordu, bol gollü maçlar izletmek...
  • İlk maç 6 puanlı İzzettin ile 13 puanlı Gazitepe arasında idi. Fenerköy ile İhsaniye'nin liderlik mücadelesi yaptığı grubun tatsız maçlarından biri olacak gibiydi ve ilk yarısı da öyle geçti. Zira, deplasman takımı bir kaç oyuncusunu getirmemiş, daha "sakalı terlememiş" gençler ile sahada yer alıyordu, ev sahibi de kahveden okeyden kaldırılmış ve "hadi be bi maç yapalım da dönelim" havasında dağılmıştı sahaya...Bir kaç karşı karşıya pozisyonun dışarıya atılması dışında çok da aklımızda kalacak pozisyonlar görmedik ilk 45 dakikalık bölümde.
  • Havanın sıçaklığından iki takım da soyunma odalarına gitmeyince, yedek kulübelerinde istirahat etmeyi uygun buldular, tribündekiler de hocaların taktiklerine kulak misafiri olma şansına eriştiler. Ama, hocalardan çok izleyenler konuşuyordu topçularla: "Oğlum, sen ne biçim topçusun, nasıl vurdun o topa!" , "Lan Ali, senin araba hala tamirde mi? Yarın bana lazım be", "Lan, bu 10 numaradan bi' b.k olmaz, sen kendin vursaydın ya topa"...
  • İkinci devrenin başlamasıyla ev sahibi biraz daha baskın oynamaya başladı. Uzaktan şutlarla kaleciyi avlamayı denediler ama bunu pek başaramayınca, bir kanat atağından, duvar paslarıyla ceza sahasına girdiler ve orada da 10 numaralı Can'ı topla buluşturdular, golcü oyuncu da kendisinden beklenileni yaptı ve İzzettinspor'u 1-0 öne geçirdi... Golden sonra nedense klasik Türk futbolun bir hastalığı olan "geriye çekilme" baş gösterdi ve deplasman takımı bu sefer ipleri eline aldı. Eksik kadro ile gelmelerine rağmen, genç oyuncuların azmi ve enerjisi ile maç sonuna kadar ayakta kalabildi Gazitepe ve bitime 5 dakika kala bulduğu penaltıyı 10 numaralı oyuncuları gole çevirince, eşitliği sağlamış oldular. Kalan sürede iki takım kendilerini pek zorlamadılar ve puanları paylaşarak, sahadan ayrıldılar...
  • Sıcak cumartesinin ikinci maçı ise iki Çatalca takımının "derbi" denilebilecek kapışmasıydı. İlk yarıda 0-0 sonuçlanmıştı iki takımın kapışması ve bu maç öncesi Kestanelik lider iken Subaşı ise 1 maç eksikle 7 puandaydı. İlk maça oranla, çekişmeli geçmesi beklenilen Kestanelik-Subaşı maçında tribünler daha doluydu.
  • Maça çok da etkili olmayan rüzgarı arkasına alarak Subaşıspor başlamıştı ama sarı formalı Kestanelikspor daha istekli ve hırslı başlamıştı. belli ki geçen hafta aldıkalrı Yeşilbayır mağlubiyetini unutturmak istiyorlardı. Ümit bağladıkları forvetleri Rıdvan'ın yokluğunda, sahanın her yerinde hatasız oynayabilen Gürkan ileri uca çekilmişti. Orta sahada mümkün olduğunca topu kendi ayaklarında tutup, ileri uca adam kaçırmayı düşünen Kestanelik takımı bir kaç pozisyon buldu ama bunları değerlendiremedi. Subaşıspor ise "yakalarsam çakarım" prensibi ile defansın arkasına uzun top atmaya çalışıyordu. Yaptıkları başka bir şey de hakemle bolca konuşmaktı ki müsabakanın hakemi konuşanı kartıyla cezalandırıyordu... Devre golsüz bitecek derken, ceza sahasında elle yapılan müdahaleye verilen penaltıyı, Kestanelik kaptanı son günlerde süper ligde gördüğümüz kaçırma modasına uyarcasına kalecinin üzerine nişanladı. Ne kaptanın üzülmesine, ne de kalecinin sevinmesine fazla zaman bırakmayan Gürkan, 2-3 dakika sonra öyle bir vole vurdu ki, golün olup olmadığını ancak ağlarda takılan topun yere düştüğü anda anladık... tabii golün sevinci de kaptan Hamit'in etrafında yapıldı...
  • İkinci devre aynı hırsla çıkan sarı-yeşilliler özellikle kanatlardan gelmeye çalışıyorlardı, yeşil-beyazlı Subaşıspor ise oyunu biraz daha rakip sahaya yıkmayı hedeflemişti... Top bir orada bir orada oynanırken, Kestanelikspor, defasına arkasına sarkıttığı 6 numarası ile ikinci golünü bulmuştu... İkinci golden sonra çok uzun bir ara olmadan yine rakibin ofsayt diye duraklamasından yararlanan 11 numaralı Cihan skoru 3-0 yapan golü attı ve olanlar oldu. Golden sonra, ilk sarı kartını sözlü itirazdan gören Subaşı kaptanı yine "konuşunca" hakem kırmızı kartı gösterdi ve ortalık karıştı. Takımın çalıştırıcı olan abisi orta sahaya kadar depar atıp, hakeme tekme salladı ve maçın hakemi yardımcılarını yanına çağırdı tabii sahanın içi karıştı. Bir de hakem şikayetçi olduğunu belirtince önce kimse bir şey anlamadı, fakat ısrarla "gereğinin yapılmasını istiyorum" diye diretince polisler, Subaşılı antrenörü, kimliğini alarak karakola götürdüler. Emniyetin sahanın içini ve etrafını boşaltmasıyla maç tekrar başladı ama bundan sonraki dakikalar formalite niteliğindeydi. Oyuncularda oynama hırsı kalmamış, maçın bitmesini ister vaziyetteydiler. Genç oyuncularına şans vermeye başladı iki takım ve maç da 3-0 ile sonuçlandı...
  • Grubun liderlik kovalayan diğer iki takımı Karaağaç ile Yeşilbayır maçında da büyük çaplı olayların olduğu haberi geldi tribünlere... İşler "kızıştıkça" sinirler de geriliyor demek, temennimiz müsabakaların kazasız belasız sona ermesi...

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin