22 Mart 2011 Salı

I Love You Hagi


Güle güle Hagi...

Seni uzaktan seyrederken, sarı-kırmızı formayı giyeceğini hayal dahi edemezken, birden İstanbul'a geldin, Galatasaray'lı oldun ve bu kulübün şimdiye kadar yaşadığı en büyük başarılarda "aslan payı"nın sahibi oldun...

"Galatasaray varsa, ümitsizlik yoktur" dedin, bize vizyon kazandırdın...

Sonra emeklilik zamanı geldi, ardından göz yaşları döktürerek futbola veda ettin lakin biz senden, sen bizden uzak duramadın ve çok vakit geçmeden işler kötü giderken göreve çağrıldın, koşa koşa geldin...
Fenerbahçe'ye beş attın, Türkiye Kupasını kazandın, lig şampiyonluğuna az kaldı, arkandan konuşuldu, dün sana "I Love You" diye bağıranlara "Herkes gider biz kalırız" dedirtildi ve Galatasaray'ından uzaklaştırıldın...

Kırıldın, küstün, üzüldün...

Üzüldük...

Yine Galatasaray karışmışken, takımın başına kimse geçmek istemezken, "Galatasaray'ın olduğu yerde ümitsizliğie yer yok" diyerek sen yine cengaverce atladın ortaya, ikinci kez kabul ettin bu zorlu görevi.
"Zaman" istedin sadece ama senden önceki hocaya "hovardaca" gösterilen sabır, sana reva görülmedi...
Uğraştın, didindin, futbolcu hata yaptı, sen hata yaptın, şans senden yana olmadı, ne olduysa fatura hep sana kesildi...
"Büyük topçudan teknik direktör olmaz" sakızı ağızdan ağıza dolaştı...

Senin memlekette ne derler bilmem lakin bizde "iğneyi başkasına, çuvaldızı kendine batır" derler, biz bunu yapamadık, bırak iğneyi- çuvaldızı, kılıcı sana batırdık acımasızca...
21 Ekim 2010 senesinde başına geçtiğin takımı senin kurmadığını unuttuk, o takımın düştüğü "boşvermişlik" halinin sebebinin sen olmadığını anımsamadık bile.
Başkasının kaybettiği maçlar sonrası topçular ihanetle suçlanırken, senin kaybettiğin maçlarda hep sen suçlandın...
Ve şimdi de görevine son verildiği haberi dolaşıyor etrafta...
Senin yaşattığın başarılarla sokaklara dökülenler, şimdi bu haberlere seviniyor olacaklar...
Sevinsinler bakalım...
Dün Fatih Hoca'ya "istifa", şimdi de "İmparator Terim" diyen aynı gırtlak, aynı ağız değil mi?
"Avrupa Avrupa duy sesimizi, işte bu Türklerin ayak sesleri" diye iki üç maç kazanınca okşanan gururlarımızı, Avrupa'dan kupalar getirerek zevkten dört köşe yaparken, nasıl "I Love You Hagi" diyorsam, bugün de aynı şekilde "I Love You Hagi" diye haykırıyorum...

Güle güle Hagi,
nasılsa kesişecek bir kez daha yollarımız...


Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin