"Çocuk yaşlardaydık, internet girmemiş hayatımıza, gazeteleri de tavşan ürkekliği içinde girmemiz yasak olan kahvehanede hızla okuyup, beklerdik akşam televizyonda yayınlanacak "spor haberlerini" sanki gurbete giden evladından haber bekleyen ana misali... Çoğunlukla Fenerbahçe ile başlar, sonra bizim takıma geçilirdi, Beşiktaş ise bizden sonra yayınlanırdı. Galatasaray haberlerini anlatan kişi Kadir Çetinçalı olurdu, bizden biriydi, Galatasaraylıydı herhalde, herhaldesi bile fazla, kesindi yoksa neden Galatasaray muhabiri olsundu ki... O bizi tanımazdı elbet ama Kadir Çetinçalı bizim dostumuzdu, hem Galatasaraylıydı, hem de bize takımdan her gün haber verirdi, daha ne istesindi ki sarı-kırmızı çarpan bu kalp... Sonra biz büyüdük, o da yaşlandı, değişti zaman, şartlar koşullar farklılaştı, internet girdi hayatımıza, uydu sayesinde biz bilgiye daha kolay ulaşabilir olduk, çalıştık para kazandık, futbol kitabı aldık, spor kültürü üzerine dergiler okuduk, Ali Sami Yen'e gittik tek başımıza, o kesmedi deplasman yaptık, yönetici tanıdık, pankart hazırladık, bunlar yetmedi, uzaktan "ağzımızın suları akarak izlediğimiz" medya dünyasına girdik... Özetle, o çocuk toyluğumuz gitti, hayatın gerçek yüzünü gördük, parayı öğrendik en basitinden, babamızdan bir ricayla, olmadı biraz mızmızlıkla kolayca aldığımız kağıt ve demir paraların, insan hayatına nasıl yön verdiğini öğrendik... İğrendik ertafımızı saran kokuşmuş düzenden, ısmarlama yapılan haberlerden, masa başı hayali senaryolardan... İzlemez olduk televizyonları, para vermez olduk gazetelere, çünkü o çocukluk heyecanımızı alıp götürmüşlerdi bizlerden...
Bugün bir arkadaşımın uyarısıyla okudum Kadir Çetinçalı'nın yapmış olduğu haberi Milliyet gazetesinde... Bir dostumu kaybetmiş gibi hisettim, oysa çoktan benim hayatımdan çıkmıştı o çocukluk dostum... Ne mi yazmıştı da beni bu kadar üzmüştü, beraber bakalım, dilimiz döndüğünce yorumlayalım satır satır" diyerek Ekim 2009 tarihinde Galatasaray'ın Ankaragücü mağlubiyeti sonrası
Kadir Çetinçalı'nın Milliyet'e yazmış olduğu haberle ilgili bir şeyler
karalamıştık blogta.
Aradan 2 sene geçmiş, yine Ankara'da Galatasaray üç gol görerek kalesinde kaybetmiş Başkent ekibine ve yine aynı isim Galatasaray kulübünün resmi sitesinde belirttiği üzere "yalan, dolan ve iftira" haberlerle Florya'ya "kadın getirildiğinden" tutun da içkili idmana çıkmaya kadar bir çok ahlaksızlığın yapıldığını yazmış... Dünkü bu
"haber!"le ilgili bloga herhangi bir yazı karalamayı bile gerekli görmemişken, Galatasaray kulübü
Kadir Çetinçalı'yı mahkemeye vermiş, bu haberi inandırıcı bulmayıp yayınlamayan gazetelere de teşekkür etmiş...
İki sene önce dediğimiz gibi bir zamanlar kahramanımızdın be Kadir abi ama demek ki artık sen de herkes gibisin...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder