19 Haziran 2012 Salı

Hırvatistan:0-1:İspanya


Adaletin var mı futbol? Ya da seni adil misin hayat?
Şu turnuvanın her bakımdan en heyecan verici takımı Hırvatistan bundan sonra yok...
Saha kenarında hangi hoca Biliç kadar maçları yaşadı? Hangisi Biliç gibi bir futbol maçına "ölüm-kalım" mücadelesi olarak baktı? Yarı gevşetilmiş kravatı maç içinde bi' kenara ceketiyle birlikte fırlatan var mıydı? Fatih Terim olsaydı, cevap "evet" olurdu ama şimdi sadece Biliç verdi o heyecanı... Duygu adamları iyidir, hoştur, zarar gelmez kimseye...
Peki, saha içi, maç içi, puan ve puanlar almak için taktik formasyonla bu kadar  oynayan var mıydı? Oyuncu kalitesi belli ama "pes etmeden" kazanmak uğruna elinden geleni yapan bu takımın hakkı Yunanistan kadar yok muydu?
Ya saha dışı... Her maç rakip takıma tribünde sayısal üstünlük kuran Hırvat taraftarın hakkı değil miydi daha fazla maç izlemek? Biz futbol romantiklerine "göz banyosu yaptırsalar" fena mı olurdu Hırvatlar?
"Yemişim UEFA"yı deyip her maç meşale patlatan Hırvat taraftara sempati duymayan var mıydı?  Kim bu kadar meşale yaktı turnuva boyunca? Bisikletle, motorsikletle, trenle "deplase" yapan taraftarın yerini şimdi kim alacak?
Grup maçlarını az kalsın yenilgisiz tamamlayacaktı "damalı" Hırvatlar ama "adalet" dedik ya, futbolda da yok, yaşamda da yok... "Büyük balık, küçüğü yutar" derlerdi, romantik düşünürdük, inanmazdık, inanırdık da inanmak istemezdik... Anlamak istemeyene yaşatarak öğretiyorlar hayatın gerçeklerini... Bu gün biz, bu gece Hırvatlar yaşadı, öğrendi...
Karşında Avrupa Şampiyonu, Dünya Şampiyonu İspanya var... İlk yarıda Mandzukiç'e, ikinci devre Corluka'ya yapılan "harekete" penaltı çalmaz tabii Wolfgang Stark, kim ister İspanyolların elenmesini? Iniesta, Ramos, Casillas, Cassano, Balotelli varken, Modriç neymiş, Mandzukiç neymiş? Eduardo'nun hikayesini kim takar, Rakitiç'i kim umursar?
Hırvatlar ilk yarı durdurdu İspanyolları, ikinci yarı da vurmak istedi ama olmadı, engel olan çıktı...
Canları sağ olsun...
Bize heyecan dolu 3 maç izlettiler ya... O da yeter...
"Endüstriyel futbola karşı" diyoruz ya, ve hep yeniliyoruz ya...
Biliç de Don Kişot misali "yel değirmenlerine" savaş açtı ve yenildi...
Ama o yenilgi kimine göre zafer, kimine göre mağlubiyet...
Nerden bakmak isterseniz, oradan bakın...


Stat: Gdansk Arena
Hakemler: Wolfgang Stark, Jan-Hendrik Salver, Mike Pickel (Almanya)
Hırvatistan: Pletikosa, Vida (Dk. 66 Perisiç), Corluka, Schildenfeld, Striniç, Vukojeviç (Dk. 81 Eduardo), Rakitiç, Srna, Modriç, Pranjiç (Dk. 66 Jelaviç), Mandzukiç İspanya: Casillas, Arbeloa, Pique, Ramos, Alba, Xavi (Dk. 89 Negredo), Busquets, Xabi Alonso, David Silva (Dk. 73 Fabregas), Torres (Dk. 61 Navas), Iniesta
Gol: Dk. 88 Navas (İspanya)
Sarı kartlar: Dk. 27 Corluka, Dk. 44 Srna, Dk. 53 Striniç, Dk 90 Rakitic, Dk. 90 Mandzukic, Dk 90 Jelavic (Hırvatistan)

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin