14 Haziran 2012 Perşembe

İtalya:1-1:Hırvatistan


Avrupa Şampiyonasında Hırvatistan için açılış maçı olan İrlanda karşılaşmasında iki gol atarak dikkatleri üzerine çeken Mandzukiç'e Hırvat basın mensupları gol kralı olma gibi bir hedefinin bulunup bulunmadığını sorduklarında, "Süper Mario" lakaplı oyuncu şöyle bir cevap veriyordu: "Gol krallığı önemli değil de benim esas gayem çocukluğumda televizyonda izlediğim Buffon'la maç içinde karşı karşıya kalmak ve bu düellodan kimin galip çıkacağını görmektir"
Hikayesi olan maçlar özeldir, bu geceki İtalya-Hırvatistan maçını "damalı takım" adına C Grubundan çıkma maçı olarak ele alabilir, İtalya'ya karşı tarihte başı öne bir kez daha eğmeme mücadelesi de diyebilir ya da Mandzukiç'in hayallerinin gerçekleşmesi olarak da okuyabiliriz... Futbol işte, 22 adamın bir top peşinden koştuğu basit bir oyun olarak kalmıyor asla...

Taktığı 3 maçta da Hırvatistan milli takımının kazandığı ve "uğurlu" diye inanılan beresini takmamıştı kafasına Biliç ama kazanan takımı da bozmamıştı. Kariyerinde "reklam yıldızlığı" da bulunan Pletikosa İtalyan forvetlerine karşı kaleyi kapama görevi alırken, Beşiktaş'tan da yolu geçen Schildenfeld ile Corluka onun önünde "duvar" olacaklardı. Hırvat file bekçesi ilk yarının ortalarında İtalyanlara karşı "panter" kesildi ama önündeki arkadaşları "kağnı" gibi ağırdan işi alınca rakip Cassano ve Balotelli ile ceza sahası içinde "çelik çomak oynadı", Municipal Stadını Zagreb'e çeviren taraftarların yüreklerini ağızlarına getirdi. İtalyanlar baskı kurmaya çalışırken, Biliç'in takımı daha çok kontrollü oynayıp dengeleri sağlamaya gayret etti ve Striniç ve Srna'yı pek ileri yollayamadı. Geri dörtlü hücümü düşünmeyince ve İtalyanlar da oyunu rakip alana yıkmayı arzulayınca, Vukojoviç hücüm yerine "arka dörtlüyü" destekledi ve Modriç İtalyanlar arasında yalnız kaldı. Yine de topla buluştuğu anlarda Mandzukiç ve Jelaviç'i kaçırmaya çalıştı ama forvetlere Rakitiç ve Perisiç'ten hiç destek gelmedi, özellikle Dortmund'lu oyuncunun adını hiç duymadık desek abartmış sayılmayız... Soyunma odasında Biliç'in söylediklerini pek de uygulamasa da Hırvatistan takımı, yine de içeri eşitlikle girecekti ama sahneye Pirlo çıktı ve "Selçuk İnanvari" bir golle gök mavilileri öne geçirdi...

İrlanda maçının aksine hiç de "hoş olmayan" bir oyun çıkaran Hırvat milli topçular, soyunma odasında Biliç'in hışmına uğramış olmalılar ki, ikinci 45 dakikaya "deli danalar" gibi saldırarak başladılar. Hoca sadece "gaz" vermemişti, bir de sitemi değiştirmiş, Chiellini'nin kucağında yok olan Mandzukiç'i sağ tarafa alıp, Rakitiç'i göbeğe çekerken, Modriç'i de ileri yollamıştı. Hırvat çalıştırıcının taktiği tuttu ve ikinci devre oyunun hakimiyeti Hırvatlara geçerken, dakikalar ilerledikçe Buffon'un rahatı kaçtı. Takım golü arzulayınca, pek gününde olmayan kaptan Srna ve Striniç de "zincirlerini koparıp" ileri çıktı ve kanatlardan forvetleri besledi ki, Striniç'in ortasında Mandzukiç hayallerine kavuşuyor, Buffon'la baş başa kalıyordu... 26 yaşındaki Wolfsburg'lu 34 yaşındaki Buffon'u mağlup edince, Biliç'in sevinci görülmeye değerdi. Beraberliğin sonrası İtalyanlar biraz kıpırdayıp, golü düşlese de, Mandzukiç ve sonradan oyuna giren Eduardo'ya fırsatlar verdiler defansta ama damalı formalılar gruptan çıkmayı garantileyecek golü bulamadılar...

Aslında iki takım da 90 dakika boyunca "bedavadan" ter döküp, heyecan yarattılar zira kuzgun Bepo İrlanda-Hırvatistan maçını Hırvatların kazanacağını bildiği gibi, bu geceki maç için de "beraberlik" tabağında yemişti yemini. 1-1lik sonuç sonrası Biliç'in takımı puanını dörde çıkarırken, İtalyanlar 2 puanda kaldı ve gruptan çıkma hesapları son maçlara kaldı. İspanya karşısında Hırvatlara şans verilmese de Biliç ve takımı bir çok otoriteyi ters köşeye yatıracak güçtedir, izleyeceğiz ve göreceğiz...

1 yorum:

Salih KAYA dedi ki...

Pirlo'nun frikiğine 'Selçuk İnanvari' demek fazla Galatasaraylı bir yorum olmuş. Onun dışında leziz bir analiz. Teşekkürler.

Blog Widget by LinkWithin