22 Aralık 2008 Pazartesi

Galatasaray:4-2:Beşiktaş


Yağmurlu havalarda oynanan maçları severim, özellikşe derbiyse daha bir hoşuma gider bir de böyle havalarda Galatasaray-Beşiktaş maçı oynandı mı Star1 Magic Box'ta izlediğim Kosecki'li maçlar gelir, Kosa alır topu uzun atardı önüne ve depara kalkmışken Recep basardı tekmeyi... Bilinçaltı işte, işlemiş görüntü beynimize... Başka bir bilinçaltı da hakemin beynine işlemiş ki maçı mahvetti. Neyse pastaya hemen ortadan dalmadan şöyle bir başlayalım maçı yorumlamaya... Şemsiyenin yasak olduğu yağmurlu günde Galatasaray store ne kadar yağmurluk sattı 49ytlik olanlardan bilmem ama işportacılar iyi para kazanmışlardır kesin. Televizyon tribünleri gösterdikçe hep taraftarın üstünde o ucuz yağmurluklardan vardı... Karşı grubu da sopalı pankartlarla maçın koreografisinde baş rolde yer alıyordu, yine bir çığır açtılar, helal olsun... Maça beklendildiği gibi kendi seyircisinin de ateşlemesiyle sarı-kırmızılılar iyi başladılar ve Lincoln'un ortasında Servet kafayla değil, ayağıyla attı bu defa... Pozisyonda faul itirazı yapılsa da top henüz Rüştü'nün kontrolünde olmadığı ve Servet'in ayağı toptan önce rakibine temas etmediği için "temiz" bir goldü. Galatasaray'ın sevinmesine fırsat vermeyen Beşiktaş kaptanları Delgado ile şık bir gol buldu. Tam durumu dengelemek isterken siyah-beyazlılar Arda'nın ceza sahasındaki gereksiz çalımlarını ödüllendirdiler ve Baroş'a penaltı atma şansı verdiler, Çek golcü de bu işleri oldukça klas yaptığı için durum 2-1 oluverdi.

Bu andan itibaren oyun biraz daha soğudu, Galatasaray'ın ağır defansını delmeye çalışırken Beşiktaş, sarı kırmızılılar da Lincoln merkezli ataklarla 3 yapmaya uğraş veriyorlardı skoru. Maçın sonlarına doğru Delgado pres yapayım derken Barış'a öyle bir girdi ki hakemin cebinden kırmızı da çıkabilirdi, ama kartın rengi sarı oldu. Ve son dakikada Lincoln Delgado'nun attığı golü atamayınca devreye 2-1 üstün girdi Galatasaray. "Galatasaray 3-1 önde Beşiktaş da 10 kişi kalacaktı" diyen arkadaşın tahimininin gerçekleşemesine ikinci devrede Cüneyt Çakır yardımcı olmakta gecikmedi. Televizyon başında bizlerin bile sesini duymadan ne demek istediğini anladığımız Delgado'ya "itirazdan" sarı kartı gösterip, çift sarıdan kırmızı oldu. Oysa ki kuralda "ısrarla kart isteyene sarı kart gösterilir" yazıyordu... Beşiktaş'ın Arjantinli kaptanı "Ben bir kez yaptım, bana sarı gösterdin ama" diyordu ve hakemin de omuzuna "hadi neyse bu sefer böyle olsun" dercesine dostça dokunuyordu. Haftalarca televizyonlardaki görüntülerden etkilenen Cüneyt Çakır ise basıyordu sarı kartı... Ondan sonrası ise tadımızın tuzumuzun kaçtığı bir maç haline dönüşüverdi... 3 dakka sonra Baroş skoru 3-1 yapsa da, hemen ardından Holosko cevap verse de, derbinin tadı kaçmıştı bir kere... Kafasında o pozisyon olan hakem, enteresan düdükler çalarken, Beşiktaş defansının acemiliği Lincoln'u düşürmeye yetiyordu ve Baroş'ta hattrick yapıyordu...

Sonrasında ise yağmur, çamur, tribünlerde "Giden her sevgilin ardından, hep biz olduk el sallayan" tezahüratı ile başlayan çoşku, "Ne Fener ne Kartal hepsi de y.....klar, Cimbomun aşkıyla inliyor tribünler" bestesininde Lig TVnin sesi kısması derken maç sona eriyordu... Maç sonunda Beşiktaş yöneticilerinin sahanın ortasında hekemi esir almaları ne kadar çirkinse, Tomas'ın hala Galatasaray'ın gollerinde ve galibiyetinde sevinmesi gözüme o kadar hoş gelen görüntüydü...

STAT: Ali Sami Yen
HAKEMLER: Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Aleks Taşçıoğlu
GALATASARAY: De Sanctis, Meira, Servet, Hakan Balta, Barış, Mehmet Topal, Ayhan, Arda, Lincoln (Mehmet Güven dk. 90+1 ?), Nonda, Baros (Sabri dk. 78)
YEDEKLER: Aykut, Aydın, Emre Aşık, Volkan, Ümit Karan
TEKNİK DİREKTÖR: Michael Skibbe
BEŞİKTAŞ: Rüştü, Ekrem (Serdar Özkan dk. 75), Zapotocny, Gökhan Zan, Seric (Bobo dk. 58), Cisse, İbrahim Toraman, Holosko, Delgado, Tello, Nobre (Uğur İnceman dk. 58)
YEDEKLER: Hakan Arıkan, Ali Tandoğan, Tuna, Batuhan
TEKNİK DİREKTÖR: Mustafa Denizli
GOLLER: Servet (dk. 8), Delgado (dk. 13), Baros (dk. 16 pen., 53 ve 68 pen.), Holosko (dk. 55)
KIRMIZI KART: Delgado (dk. 50)
SARI KARTLAR: Meira, Ayhan (Galatasaray), Zapotocny (Beşiktaş)

2 yorum:

Sonay Metin dedi ki...

Selam üstat.. Hakemden Serdar Çakır diye bahsetmişsin, ama Çakırlar'dan Cüneyt olanı yönetti.. Sanırım dalgınlığına geldi..

ultras/Movement dedi ki...

Teşekkürler düzeltme için...

Blog Widget by LinkWithin