14 Aralık 2008 Pazar

Galatasaray TV



Maçlar dışında televizyon karşısında pek vakit geçirmem, aslında bunu yapacak zaman da yok iş güçten, bir de kendime vakit buldukça bloga dalıyorum, o site bu site derken bakmışım hanım eve geliyor, müşterek hayatı paylaşmaya başlıyoruz... Bayram tatili boyunca akraba ziyaretleri sona erince ki pek fazla kimseye gitmem, televizyon karşısında oturup, gelme ihtimali olan yakınları beklemeye koyuldum ve zaman öldürmenin en etkili yolu televizyon karşısına geçtim. Doğal olarak "yemekteyiz, mavi şeker, izdivaç" gibi programlar değil de spor kanalları oldu tercihim. Bu kanalların arasında da Galatasaray TV'ye göz attım ne var ne yok bağlamında. Geçenlerde kapanma aşamasına gelen kanal, yeniden açılmış ama eski "bayatlığından" hiç bir şey kaybetmemiş. Programlar oldukça sıkıcı ve sürükleyici olmaktan uzak, programları sunan spikerlerin bazıları "yapmacık" gülümsüyor, bazıları ise tam somurtkan... Oysa ki bu işi severek yapsalar, gönülden çaba harcaslar ellerinde yayın yapacak o kadar büyük malzeme var ki... En basit olarak Televole'nin ilk çıktığı günlerdeki formatında bir yayın bile Galatasaray Televizyonunu izleme oranlarında çok tepelere çıkarabilir. Taraftar görüntülerinden oluşan klipler, futbolcuların maç öncesi görüntülerinden hazırlanan yayınlar kanalın kalitesini yükseltmesi açısından oldukça faydalı olacaktır. Bunlar bir kenara, D Spor ailesine bağlı olarak yayın yapan Galatasaray TV'nin maç yayınları da oldukça "berbat". Örneğin dün Galatasaray-Fenerbahçe voleybol maçını dönüşümlü olarak bir GS TV'de, bir de FB TV'de izledim. Sarı lacivertli televizyonda maçlar oldukça subjektif anlatılırken, ki taraftar televizyonunun politikası bu olmalıdır, Galatasaray TV de maçı anlatan spiker, Gökhan Telkenar'dı zannedersem, bırakın Galatasaray yanlısı maç anlatmayı, objektif bile davranamadı bir çok defa... Tabii bunun D Spor ile ortak yayın yapmalarının etkisi var. İşin daha vahim tarafı, sarı-kırmızılı voleybolcuların maçı kazanmaları sonrası taraftarlarıyla sevincini paylaşma görüntüleri gösterilmeyip, yayın kapatılırken, D Spor da ise maçın yayını devam ediyordu. Oysa sarı-kırmızılı taraftarın kanalı olan GS TV, kendi takımının kazandığı maç sonrası yayınını sürdürebildiği kadar sürdürmeli, taraftarın galibiyeti doyasıya kutlamasına katkıda bulunmalıdır... Dergicilikte ezeli rakiplerine fark atan Galatasaray, televizyon dünyasında Kadıköylü rakibinden oldukça geride... Bu yayınlar daha kaliteli hale getirilemez mi? Kanı Galatasaray için kaynayan, kendini yetiştirmiş ve yüksek notlarla fakültelerinden mezun olmuş bir çok tv-gazetecilik mezunu genç tanıyorum, bu arkadaşlara şans verilmesi durumunda oldukça verimli işlere de imza atacaklarını biliyorum ama onların yerinde nedense daha başarısızları görev yapıyor. Sebep mi? Bana değil, bu kanalın yöneticilerine sorun...

1 yorum:

arnawut dedi ki...

Abi çok haklısın. Geçen 90+ die bi programa göz attım. Yorumcu içi geçmiş bi şekilde bişiler anlatıyor, kamera o sırada sunucuya dönüyo(hani tombul bitane varya, her b.ku sunan), adam hiç dinlemiyo bile yorumcuyu, önündeki kağıtlarla uğraşıp duruyo. ben olsam katılmam bile o programa.

Blog Widget by LinkWithin