Kitabı almamın yegâne sebebi arka kapaktaki özetinde konunun bir kısmının İstanbul’da geçtiğinin yazması idi. Yoksa, kapakta geçen “Uluslar arası Bestseller” sözünün yazış olduğuna her türlü emindim, bu kitap uluslar arası bestseller ise diğerleri galaksiler arası bestseller olmalı.
Ailevi meselelerden ötürü araları küçüklüklerinde bozulmuş Alex ve Ben isimli iki kardeş var kitabımızda. Alex, önemli bir yazılımın sahibi olan birinin avukatı iken müvekkili öldürülüyor ve kendisi bu gizli yazılımın şifreleriyle tehdit altında kalıyor. Ben, o sırada İstanbul’da gizli örgüt ajanı olarak İranlı hedeflerini haklamakla meşgul. Yazarın internet sitesinden İstanbul’u bizzat gezdiğini ve İranlıların suikastı için İstanbul’un karambola en elverişli mekanlarından biri olan Mısır Çarşısı’nın sokağında Kurukahveci Mehmet Efendi’nin önünü seçtiğini görüyoruz. Suikast sonrası, kahramanımız bir de Ankara’ya geçiyor; biraz da oradan bahsedildikten sonra tehdit altındaki kardeşi Alex’ten yardım çağrısı alıyor.
Bu iki kahramanımızdan başka Alex’in davasındaki ortağı İran asıllı avukat Sarah da macera içine giriyor. Bu yolla kitap süresince Amerikalıların İranlılara bakışı az çok inceleniyor, Ben sürekli İranlı olmasından dolayı Sarah’tan şüpheleniyor vs.vs. Türkçe'ye çevrilen yabancı kitaplarda şu Ben ismine de bir çözüm bulmaları lazım, diyaloglarda sürekli Türkçe'deki birinci şahıs zamiri olan "ben" kelimesi ile karışıyor.
Kitap, Alex ile Ben’in buluşmasına kadar hukuki ve bilişim dünyasına ait bir sürü terimle okuyucuyu boğuyor. Ben’in gelmesinden sonra biraz daha olaylar hızlanıyor, finalde de hafif sürpriz bir gelişme ile zaten fazla bir beklenti içinde olmadığınız için umduğunuz şekilde sonlanıyor.
Amerikalıların sürekli kendi değerlerini şişirip nasıl öne çıkarmaya gayret ettiklerini hayranlıkla izliyorum. Burada bile böylesine basit bir roman yazan bir yazarı “bestseller”, “hayran olunacak yazar” diye pohpohlayabilirken, biz nedense kendi değerlerimizin sürekli açığını arayarak, magazin seviyesine düşürüp basitleştiriyoruz. Sonuçta da, kendimiz de gidip cafcaflaşan diğer yıldızlara hayran olabiliyoruz.
Kitabın bomba kısmı: Bilgi özgürleşmek ister.
Etiket fiyatı: 17 TL
Orijinal adı: Fault Line
Toplam sayfa: 415
Not: 3/10
Ailevi meselelerden ötürü araları küçüklüklerinde bozulmuş Alex ve Ben isimli iki kardeş var kitabımızda. Alex, önemli bir yazılımın sahibi olan birinin avukatı iken müvekkili öldürülüyor ve kendisi bu gizli yazılımın şifreleriyle tehdit altında kalıyor. Ben, o sırada İstanbul’da gizli örgüt ajanı olarak İranlı hedeflerini haklamakla meşgul. Yazarın internet sitesinden İstanbul’u bizzat gezdiğini ve İranlıların suikastı için İstanbul’un karambola en elverişli mekanlarından biri olan Mısır Çarşısı’nın sokağında Kurukahveci Mehmet Efendi’nin önünü seçtiğini görüyoruz. Suikast sonrası, kahramanımız bir de Ankara’ya geçiyor; biraz da oradan bahsedildikten sonra tehdit altındaki kardeşi Alex’ten yardım çağrısı alıyor.
Bu iki kahramanımızdan başka Alex’in davasındaki ortağı İran asıllı avukat Sarah da macera içine giriyor. Bu yolla kitap süresince Amerikalıların İranlılara bakışı az çok inceleniyor, Ben sürekli İranlı olmasından dolayı Sarah’tan şüpheleniyor vs.vs. Türkçe'ye çevrilen yabancı kitaplarda şu Ben ismine de bir çözüm bulmaları lazım, diyaloglarda sürekli Türkçe'deki birinci şahıs zamiri olan "ben" kelimesi ile karışıyor.
Kitap, Alex ile Ben’in buluşmasına kadar hukuki ve bilişim dünyasına ait bir sürü terimle okuyucuyu boğuyor. Ben’in gelmesinden sonra biraz daha olaylar hızlanıyor, finalde de hafif sürpriz bir gelişme ile zaten fazla bir beklenti içinde olmadığınız için umduğunuz şekilde sonlanıyor.
Amerikalıların sürekli kendi değerlerini şişirip nasıl öne çıkarmaya gayret ettiklerini hayranlıkla izliyorum. Burada bile böylesine basit bir roman yazan bir yazarı “bestseller”, “hayran olunacak yazar” diye pohpohlayabilirken, biz nedense kendi değerlerimizin sürekli açığını arayarak, magazin seviyesine düşürüp basitleştiriyoruz. Sonuçta da, kendimiz de gidip cafcaflaşan diğer yıldızlara hayran olabiliyoruz.
Kitabın bomba kısmı: Bilgi özgürleşmek ister.
Etiket fiyatı: 17 TL
Orijinal adı: Fault Line
Toplam sayfa: 415
Not: 3/10
Tanıtım filmi:
1 yorum:
bu kitabın filmi yok mu
Yorum Gönder