28 Ekim 2010 Perşembe

Galatasaray Medical Park:84 – Tarbes GB:68


Rakip zayıf olsa da dün en azından iyi bir maç olduğunu söylemeliyim sanırım. Rakibin kötü olmasından çok bizim oyun anlayışımızdı beni ilgilendiren. Çünkü günden güne iyiye doğru gitmemiz gerekiyor. Bunun göstergesi bu maçta ortaya çıktığı için sevindiğimi söylesem abartmamış olurum. Maçta Galatasaray takımı sürekli farkı açsa da Ceyhun Hoca'nın rotasyon ve bol oyuncu anlayışlı oyun planı ilk beşin yerine giren oyuncuların kötü performansı ile skor ve oyun düşüşe geçiyordu. Galatasaray takımı adeta vitesi bir düşüren bir artıran bir araba gibi oyunu oynayarak galip geldi. Maça Işıl-Tuğba-Augustus-Bahar-Fowles beşi harika bir başlangıç yaparak farkı 19’a kadar çıkardılar ancak yerine giren oyuncular da mirasdan yediler desek yeridir sanırım. Ceyhun hoca bunu göze alıp oyununu kurgulayan bir anlayışı sahiptir. Çünkü onun için önemli olan 5-6 oyuncunun değil takımın, rotasyondaki tüm oyuncularının maça katkıda bulunmasıdır. Bu çok doğru bir anlayış ama şimdilik 2. beş oyuna girdiğinde sıkıntı yaratmıyor değil. Bu 2. beşten kastım Doneka, Nihan, Melisa Can( nam-ı diğer michell campbel), Petronyte, Ceyda ve Gülşah'dan oluşan bench. Gerçi altı oyuncu oldu ama tüm oyuncular bu rotasyonda ciddi süre alacaklar. Doneka’nın Bulgar pasaportu olduğunu ve genellikle Avrupa kupası maçlarında sahada yer alacağını düşünürsek geriye kalan 5 ismin ekstra performans sergilemesi ve skoru aldıkları yerden korumaları ve iyi oyun sergilemeleri gerekiyor. Şimdiye kadar yedekten gelmesine rağmen Petronyte çok iyi performans gösterdi ama diğerleri maalesef hala beklenen düzeyde değil. Bir an önce kendilerini toparlamaları gerekiyor. Özellikle Melisa’nın. Melisa’yı Türk statüsünde oynatmak için bayağı uğraştık. Ondan ciddi katkı beklendiğinin de farkında. Türkiye ligindeki yabancı sınırlaması sonrası Türk oyuncuların kalitesi hep ön plana çıkıyor. Bizim yıllardır kimyasını tutturamadığımız tek konu yerli oyuncu kadrosuydu. Bu noktada Amerika pasaportlu bir Türk’ün takımda olması çok önemli bir avantaj. Melisa’nın ciddi katkı vermesi bu yüzden çok önemli.

Yazıya sevindim diyerek başladım ancak yine sorunlardan bahsettim. Şimdi iyilere geçebiliriz. Şu kadrodaki Türk oyuncu meselesine geri dönecek olursak Ceyhun hoca’nın dünkü maça 3 Türk+Fowles,Augustus beşi ile başlaması çok önemli. Sonuçta bu bir Avrupa maçı farklı bir 5 deneyebilirdi. Ceyhun hoca her zaman yerlilerin performansını üst düzeyde tutmaya çalıştığı için onlara ne kadar güvendiğini bir kez daha göstermiş oldu. Ligde rakip Fenerbahçe’nin Esmeral-Nevriye-Birsel üçlüsüyle ortaya koyduğu performansa şimdi Galatasaray olarak biz cevap vereceğiz gibi duruyor. Sakatlıktan dönen Tuğba’nın harika performansı alkışlanacak cinsten. Bahar’ın ne kadar önemli bir oyuncu olduğuna ve ileride çok üst seviyeye geleceğine sürekli değiniyorum. Dünkü maçta yine kendini gösterdi. En önemli performans ise Işıl’dan geldi. Hafta sonu oynanan Alanya Belediye maçı sonrası Işıl’ın “güç sorunu yaşasa da kendini fazla zorladığını ve bunun hem mental hem de fiziksel açıdan kendine zarar verebileceğini, Işıl’ın o üstün basketbol zekasıyla oynayarak açığını kapatıp kendisini fazla zorlamaması gerektiğini” söylemiştim. “Beni duydu mu nedir?” diye bir soru soracağım ama onun benim sorumu okumasına duymasına gerek yok. Özeleştirisini yapıp bu maça o şekilde çıkığı belli. Yansıması ne derseniz: 27 dakikada 10 sayı,10 asist, 4 ribaunt, 2 top çalma ve harika bir oyun. Işıl seni böyle görmek bizi çok mutlu ediyor gerçekten.

Sezona yavaş başlayan isimlerdendi Augustus. Fenerbahçe ve Alanya maçlarında rölantide oynasa da bu maçta çok iyi bir görüntü ortaya koyarak bildiğimiz Seimone gibi oynayarak maçın en skorer ismi olmayı başardı. Seimone için fazla söylenecek söz yok. İyi seviyede olduğu sürece performansı hep bu şekilde olacak. Fowles için ise her maç ayrı bir parantez açacağız gibi duruyor sezon boyunca. Oyuna girdi her bölümde inanılmaz bir katkı verip. Çok zor işleri çok basit yapar gibi bir görüntü veriyor. Dünkü maç esnasında bana Tim Duncan’ı hatırlattı bir ara. Üstün ribaunt yeteneği, atletizmi, saha görüşü, lider özellikleri, kendine has bir stili var. Fowles gibi bir oyuncunuz ve iyi bir takım olduğumuz sürece sırtımız pek yere glmez gibi görünüyor. Diğer oyuncuların da performansını da artırdığı sürece çok daha iyi bir Galatasaray Kadın Basketbol Takımı izleyeceğimiz garanti. Bu maçın artılarını cebe koyup eksiklikleri gidererek 3 kasımda oynayacağımız Spartak Moskova(Fowles’ın eski takımı) maçına daha iyi bir seviyede gitmemiz gerek. Spartak Moskova güçlü bir ekip. WNBA’in en iyi 5 oyuncusundan ikisini (WNBA MVP’si Lauren Jackson ve bana göre ligin en iyi oyun kurucusu Sue Bird) bulunduran ve kaliteli oyunculardan kurulu bir yapıları var. Zor maç olacak. Takımımıza şimdiden başarılar dileyelim.


Yer: Abdi İpekçi Spor Salonu
Rakip: Tarbes GB
Tarih: 27.10.2010

* Tuğba Palazoğlu : (24:41, 11 sayı, 5 ribaund, 6 asist, 1 top çalma, 3 top kaybı)
* Doneeka Hodges : (17:11, 3 sayı, 3 ribaund, 1 asist, 3 top çalma, 2 top kaybı)
* Ceyda Kozluca : (05:01, 2 sayı, 1 asist, 1 top kaybı)
* Bahar Çağlar : (19:54, 8 sayı, 6 ribaund, 1 asist, 1 top kaybı)
* Işıl Alben : (27:19, 10 sayı, 4 ribaund, 10 asist, 2 top çalma)
* Gülşah Gümüşay : (10:22, 0 sayı, 1 ribaund, 1 top kaybı)
* Gintare Petronyte : (12:53, 8 sayı, 3 ribaund, 1 top çalma)
* Melisa Can : (20:06, 6 sayı, 2 ribaund, 2 top kaybı)
* Nihan Anaz : (05:48, 0 sayı, 1 top kaybı)
* Seimone Augustus : (29:38, 20 sayı, 7 ribaund, 1 asist, 2 top çalma, 4 top kaybı)
* Sylvia Fowles : (27:07, 16 sayı, 11 ribaund, 1 asist, 1 top çalma, 2 top kaybı, 3 blok)

1. ÇEYREK: 25-13
2. ÇEYREK: 13-21 (38-34)
3. ÇEYREK: 25-16 (63-50)
4. ÇEYREK: 21-18 (84-68)

2 yorum:

ultras/Movement dedi ki...

Işıl eski günlerine dönüyor gibi...

gürkonas dedi ki...

Evet maşallahı var. hala %60 civarında performansı ama o bile güzel ;)

Blog Widget by LinkWithin