12 Şubat 2017 Pazar

Galatasaray:1-2:Kayserispor


Beşiktaş 44 puan ...
Başakşehirspor 42 puan...
Galatasaray 39 puan...
Fenerbahçe 35 puan...

Hafta sonuna girilirken Galatasaray, liderden 5 puan geride, Fenerbahçe'den 4 puan öndeydi ve tüm rakipler maçlarını oynadıktan sonra pazar gecesi kapanışı yapacaktı sarı-kırmızılılar. Şans bu ya, cuma akşamı lider deplasmanda kaybetmiş, ikinci sıradaki Başakşehir bugün Kasımpaşa'dan 4 yemiş, peşimizdeki Fenerbahçe de Bursa'da iki puan bırakmıştı... Kayserispor karşısında kazanacak olan Galatasaray sezonun en beğenilen takımı Başakşehir ile puanları eşitleyecek, Beşiktaş ile farkı tek maça indirecekti. Bitmedi,  Fenerbahçe'yi de psikolojik olarak bitirecekti...
Ama...
TT Arena'da sahaya çıkan iki sarı kırmızılı takımdan Galatasaray olanını tanıyamadık... Oyuna baskılı başlayan da, ilk şutları atan da Kayserispor oldu... Gol ve golleri de buldu deplasman takımı da 11 puanlık maça çıkan evsahi bir "hiç" olan bir ilk devre oynadı ne yazık ki...
Sneijder yoktu ve Galatasaray sanki 10 kişi, hatta 9 kişi oynar gibiydi rakibi karşısında... Şaşkın şaşkın top çeviriyordu ev sahibi topçular... Belki Josue ile başlardı Riekerink ama o da Portekizli'nin son haftalarda taraftardan aldığı tepkilerden etkilenmişti, taraftarın istediği kadroyu çıkarmıştı: Yasin-Rodriguez-Bruma...
Tamam da bunlara top kim atacaktı?
Çok koşmasıyla meşhur Tolga da o işi yapamadı, mücadeleci De Jong da...
İkinci devre Eren ve Sinan girdiler ama yine değişen bir şey olmadı, zira Galatasaray'lılar orta yapmayı akıllarına getiremiyorlardı bir türlü...
Bizim gördüğümüzü Jan Olde Riekerink de görmüştür de alacağı tepkiden dolayı Bruma'yı çıkarmaktan korkmuş olmalıydı... Oysa ki Bruma, her geçen maç bencillikte tavan yapıyor, takıma zarar veriyor. Maç içinde bir kez doğru bir hareket yaptı, o da Eren'in attığı goldeki ortası...
Kendisine en lazım maçta 5 dakikalık bir oyun oynadı Galatasaray ve o sürede bir gol attı, bir attı hakeme takıldı ve akıl almaz bir pozisyonu Eren harcadı... Aynı istek ve hırsı maça yaysaydı, belki de bu gece şampiyonluğu getirecek maçtan bahseder olurduk...
Ama...
Ama şimdi belki de şampiyonluğu kaybettiğimiz maçı yazıyoruz...
Yazık oldu....


Stat: Türk Telekom Arena
Hakemler: Hüseyin Göçek, Ali Saygın Ögel, Mehmet Can Hanoğlu
Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu (Dk. 66 Josue), Semih Kaya, Hakan Balta, Linnes, De Jong, Tolga Ciğerci, Yasin Öztekin (Dk. 46 Eren Derdiyok), Rodrigues (Dk. 46 Sinan Gümüş), Bruma, Podolski
Kayserispor: Ahamada, Hakan Aslantaş, Kana Bıyık (Dk. 18 Levent Gülen), Mabiala, Erkan Kaş, Rotman, Lawal (Dk. 64 Sow), Güray Vural, Deniz Türüç, Varela, Umut Bulut (Dk. 79 Welliton)
Goller: Dk. 29 Mabiala, Dk. 45+4 Levent Gülen (Kayserispor), Dk. 89 Eren Derdiyok (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 52 Rotman, Dk. 68 Erkan Kaş, Dk. 90+3 Varela (Kayserispor)

1 yorum:

flavius lulianus dedi ki...

Bazen böyle olur, belki durup durup bugünü bekleyen kar yağışından hissetmeliydik, zaten bu kadar kolay olamazdı.. Galatasarayın puanları haftalardır hakemler tarafından gasp edilirken "evet hakem hatalıydı ama sonuçta Galatasaray kötü, Riekerink berbat, bunları konuşalım diyenler, dünkü maçta Fenerbahçe aleyhine verilen hatalı penaltı kararı sonrasında futbolu konuşmaya gerek olmadığını Aziz Yıldırım'ın artık ne isterse söyleyebileceğini, yapabileceğini vb söylediler, yazdılar..
Galatasaray'ın saha dışında bu kadar aciz olduğu başka bir dönem daha hatırlamıyorum..
Saha içine gelirsek, geçen sene Riekerink'in gelişiyle çıkışa geçmemizde başrolü oynayan oyunculardan Denayer ve Emre Çolak'ın yerlerinin doldurulamadığını sezon başından beri konuşuyoruz.. Son maçlarda Josue, Emre'nin görevini yapabileceğini gösterse de, Riekerink'in bu oyuncuya henüz tam anlamıyla güvenmediği ortada.
Yapılan transferlerden Tolga 4 aydır sakat, Serdar zaten sakat olarak transfer edildi, Cavanda 1 yıldır oynamayan bir oyuncu olarak hazır değil. Maç sonrası Levent Nazifoğlu sakatlıkların takımın yaşlı olmasına bağlı olduğunu söyledi; böyle bir açıklamayı yapmak için ya Zeka özürlü olmak ya da taraftarın zeka özürlü olduğunu varsaymak gerekir zira yaşlı sakatımız Selçuk İnan, taraftarın "lütfen öl artık" dualarına rağmen, bu sezonki ilk sakatlığını geçirdi ki haftaya oynayabilecek.. Wesley Sneijder, ki sezon başında dizinden ameliyat olmadığı için kariyerinin bitebileceği falan konuşuluyordu, sanırım 3. maçını kaçırmış oldu bu maçla birlikte.. Diğer yaşlılarımız De Jong, Sabri, Hakan, (maaşallah) artık biraz dinlenin temennilerimize rağmen, aralıksız forma buluyorlar.. Buna karşın yönetimin gençleştirme ve yerlileştirme transferleri olan Tolga, Eren ve Serdar, sezonun yarısını sakat olarak geçirdi..
Bu vizyonsuz yönetim, başta Levent Nazifoğlu, başarısızlığın faturasını Jan Olde Riekerink'e kesip üste çıkma telaşına kapılmış.. Taraftar maç boyunca yönetim istifa diye bağırıyor, yer yer de Riekerink istifa sesleri geliyor; bunlar ise sadece Riekerink istifa seslerini duymuş oluyor..Böyle omurgasız liderlik olmaz, üstelik Riekerink'in yerine düşündükleri isimler Raşit Çetiner ve Hasan Şaş, insanın nefesi kesiliyor, kusası geliyor..
Jan Olde Riekerink'in bu takımın başında yaptığı iş, çok önemli bir teknik direktörlük performansıdır, gayet pragmatik bir şekilde, pek çok defosu bulunan yaşlı ama tecrübeli bir takımda sabit bir 11 belirleyerek ve takımın güçlü yönlerini ön plana çıkaran bir oyun anlayışını yerleştirerek istikrarlı bir oyun ortaya koymayı başarmıştır. Evet, hoca her maça özel hazırlanan bir taktik dehası değil, bir sistem adamı. Zaten göreve getirilme nedeni de buydu, Yönetim bu seneyi bir geçiş yılı olarak belirlemişti..
Seneye Riekerink'in bu takımın başında bulunma şansının olmadığı da ortada, ama bu senenin sonuna kadar taraftar olarak Jan Olde Riekerink'in arkasında duramazasak, tarih bizi affetmez.. Yönetim istifa etmeden Riekerink'in kovulmasına müsade edemeyiz. Kaldı ki, Şeytan Rıdvan'ın gazına gelmeyelim, şampiyonluk şansımız hala sürüyor en azından Fenerbahçe ve Başakşehir'den daha az değil..

Blog Widget by LinkWithin