31 Ocak 2009 Cumartesi

u/M Usulü Hamsi


Okulların tatil olmasıyla bir haftaya yakın bir süredir evdeyim. Bir bakıma iyi oldu bu tatil, bloga mümkün oldukça yazı yazabiliyor, zamanım olmadığından dolayı yapamadığım işleri bitiryorum, seyredemeğim filmleri izliyorum derken bir de mutfak işine el atmaya karar verdim. Bir çok işe elim yatkındır ama nedense bu yemek yapmaya pek alışamadım, yemesini severim ama yapmasını beceremem. Belki de bekarlık zamanlarımda ev arkadaşlarımın hep Bolulu aşçılara taş çıkartan yemekler yapmasındandır,yemekler hazırlanırdı bana da bulaşık yıkama görevi düşerdi... Neyse uzatmayalım, geçen gün bizim hanımla pazara çıktığımda sebze-meyve ihtiyacımızı aldıktan sonra balıkçının yanından geçerken, eşim "1 kilo hamsi alalım" dedi, "Yaparsan, yerim" şeklinde muz bir orta yaptım, o da Hakan Şükürvari bir asistle gol pozisyonuna sokuverdi beni: "Ben temizlerim, bir de sen dene bakalım pişirmeyi, başarabilirsin" Son kelimeyi duyunca Fatih Hocanın Kopenhag'ta Arsenal finali öncesi topçuları motive etmesi sonrası sahaya çıkan Galatasaraylılıar gibi, acayip gaza geldim... "Yaparım tabii, kim tutar beni?" Eve geldikten sonra o dediği gibi temizledi balıkları, "saha ve zemin koşullarının futbol oynamaya müsait olduğu bir ortam" yarattı, bana da çıkıp hünerlerimi göstermek kaldı... Peki ben ne yaptım:
Interneti açarak-olmasaydı kara cahil olup kalacaktık- önüme çıkan balık çeşitli balik yemekleri tariflerine bakmam bir saat kadar bir zaman aldı. Ve kafamda basit bir tarif yarattım: Fırında Hamsi Fleto yapacam... Malzemeler de :
  • 1kilo hamsi
  • 2-3 adet domates
  • 1 limon
  • 1 baş soğan
  • çeşitli baharatlar
  • defne yaprağı
Geçelim tarife: Hazır olarak temizlenmiş hamsileri alıp fırının kendi tavasına bir düz, bir ters olarak yerleştirdim, "Neden bu şekilde dizdin?" derseniz sebebini bilmiyorum ama şekil olarak oldukça güzel durdu... Tabii, tavayı önceden yağlamayı unutmayın, ya da ben işin kolayına kaçtım yağlı kağıt kullandım... Unutmadan, balıkları temizlerken kılçıklarını da çıkarın, yemesi daha rahat oluyor...


Daha sonra domatesleri ve limonu bir güzel yıkayıp, halka olacak şekilde güzelce ince ince kestim ve balıkların üzerine dizdim...



Limonla domatesin yan yana gelmesinden sonra ortaya çıkan sarı-kırmızı tablo yemeğin şimdiden güzel olacağı sinayallerini veriyordu... Bu işleri yaptıktan sonra bir baş soğanı güzelce temizledikten sonra yine halka halka kesip domates-limon karışımın arasına yerleştirdim, bu üçlü yemek piştikten sonra balık kadar lezzetli bir tad alıyorlar. Benim gibi yemeklerin her türlüsünde "haşlanmış-pişmiş" soğan görmekten iğrenen biri bile bu tada hasta oluyorsa, gerisini düşünün artık... En son olarak da defne yapraklarını ve zevkimize göre baharatları koyduk mu, bu iş tamamdır...

Tavayı donatırken, bir yandan da fırını önceden ısınması için çalıştırdım ki, bütün yemek tarifi veren siteler öneriyorlar, yemek daha iyi pişiyormuş... 180 derecede ısıtılmış fırına hazır olan hamsi tavamı yerleştirdim ve 25 dakikaya ayarladım süresini... Onlar orada pişerken de bloga bir post girmek için vaktim kaldı, açtım bilgisayarı yazımı yazdım ve en nihayetinde fırından yemeğimin hazır olduğuna dair ses geldi... Mutfağa bir girdim ki, mis gibi hamsi kokuyor... Bir tezahürat vardı eskilerde Trabzonspor maçlarında yapılırdı bordo-mavilileri kızdırmak için "Burası leş gibi hamsi kokuyor" diye, nedense aklıma o geldi şimdi bunu yazarken... Fırını açınca şaheserimle gurulanmadan edemedim...



Hemen yanında güzel bir salata yaparak, nefes almadan daldık hamsiye... Bir ara eşimin şaşkın bakışlarıyla karşılaşmasam belki de mideyi çatlatacaktım. "Kıtlıktan çıkmış gibi yeme" uyarısı kendime getirdi beni ki frene bastım... Yemek sonrası alınan iltifatlar, balık yemekleri konusunda kendime güvenmemi sağladı, bakalım önümüzdeki hafta yine bir balık yemeği yapmaya niyetlendim ama... Ama işte...

7 yorum:

GK dedi ki...

Hafiften şarapla da gideri vardır.Afiyet olsun.

Adsız dedi ki...

bir yemek tarifi bu kadar istah acici olur :) aksama evde hamsi var... ben belki sagina soluna bir kac dis sarimsak eklentisi dusunuyorum... tesekkurler

ultras/Movement dedi ki...

@Degajman,
Seninkinin benim yemekten daha lezzetli olacağına inanıyorum. Sarımsakları da bir spnraki balıkta kullanırız...

@GK,
Rakı yoktu şarapla götürdük zaten balıkları mideye... Doğru tahmin...

Blogspor dedi ki...

Abi yemeğe bile futbol karıştırıyorsunya,anladım ki hayatımız futbol olmuş :D

Adsız dedi ki...

balık kültürü olmayan biri olarak bile iç geçirdim azizim.
bende birgün mangal sefamı resmedip yazıcam..u/M yaparda ben geri kalırmıyım! :o)

sağlam sofra..şarabın rengine yakıştı umarım?
kırmızıdır tercihim.

Turgay Keskin dedi ki...

O kadar keyifli bir yemek hikayesi olmuş ki beni bile motive etti. Hayır en yeteneksiz adamlardan biriyimdir bu konuda ama denemek istedim bir an..

Eline sağlık, afiyet olmuştur zaten :]

ultras/Movement dedi ki...

@Turgay Keskin,
İnan benden daha yeteneklisindir bu yemek konusunda...

Blog Widget by LinkWithin