25 Ağustos 2009 Salı

TSL 3.Hafta


  • Üçüncü hafta değerlendirmesine en çok konuşulan maç olan Diyarbakırspor-Fenerbahçe maçı ile başlayalım. Trabzon'dan galip dönen kırmızı-yeşilliler, Fener'i de "alt edip" lige sükseli bir giriş yapmak arzusundaydılar, öyle de başladılar maça ama sonunu getiremediler.... Maç esnasında sahaya atılanları gördükçe, Diyarbakır'ın ligin son haftalarında nelere gebe olacağını düşünmek istemiyorum, biz düşünmesek de Altaylılar zamanında soyunma odasında yaşanılanları bize hatırlatacaktır... Emre'nin hakemin eline vurmasına taraftarlar gibi, maçı yöneten hakem de seyirci kaldı, garip... Fenerbahçe'nin ilk golünde yapılan tek paslar Barcelona'yı hatırlattı izlerken, her ne kadar Gökhan'ın golü şans eseri olsa da... Başkan Aziz Yıldırım'ın maç sonrası demecini ise zaten aşağıda eleştirdik, kaş yaparken göz çıkarmış... (Diyarbakırspor:1-3:Fenerbahçe)
  • Haftanın mutsuzu Beşiktaş ile devam edelim. İlk haftaki beraberlik sonrası bu hafta da berabere kalınca, medya başladı eleştirmeye Denizli ve topçularını. Mustafa hoca da "leş kargaları" diyerek karşı cevap vermiş, ortalık kızışıyor... Ankara deplasmanı kolay değildir, özellikle bu sene Cavcav'ın takımı gittikçe daha da iyi olacak bir görüntü veriyor. Forvette Kahe rakip savunmacıları yıpratan güçlü bir topçu, bir de Mustafa var dikkat edilmesi gereken, bir kenara yazalım... Alman hoca Thomas Doll'u da yabana atmamak gerekir, sempatik bir hoca izlenimi veriyor hal ve hareketleri itibarı ile... Kartal ise 10 buçuk derken, beğenmedikleri Delgado'yu arar durumda, bir an önce iyileşse diyen o kadar Beşiktaşlı tanıyorum ki...(Gençlerbirliği:0-0:Beşiktaş)
  • Mutsuz ve öfkeli bir diğer takım olan Trabzonla sürüyor değerlendirme turumuz. Diyarbakırspor'a iç sahada yenildikten sonra, bir de perşembe aynı sahada Toulusse'a kaybeden bordo-mavililer, Ege sahilinde bir nefes almak arzusundaydılar ama Manisa havası da iyi gelmedi onlara. Bir talihsizlik başlayınca devam ediyor, umarım bu yenilgiler Broos'un başını yemez, çünkü Trabzonspor seyircisi maçın sonlarında başladı yönetime isyanlara, şehirde de Belçikalıya karşı bir nefret oluşuyormuş ufaktan ufak... Şu Umut'a acıyorum bir bakıma, çocuk çabalıyor, ediyor ama olmuyor işte, top sevecek insanı bazen, bizim Baroş'a benzetiyorum kendisini bazen... Meşin yuvarlak sevince de bazılarını seviyor, mesela Alanzinho, ne yakışıyor, hatta yapışıyor top ayağına esmer çocuğun... Ev sahibi cephesinden bakarsak olaya, konuklarını eski topçuları Isaac ile vurdular ama nazar mı değdi golcüye bilinmez ilk devre sonlarında oyundan alındı... Manisa Mesut Bakkal ile bu sene başarılı işler çıkaracak gibi fakat seyirci azlığına bir anlam veremiyorum, bir de televizyondan gördüğüm kadarıyla pankart yoktu hiç stadda, umarım tribün kültürü bitmez Manisa'da...
  • Tek gollü bir başka maç da iki kardeş tribünün takımları arasında Bursa'da oynandı. Hafta içi Gökçek'in başkan olacağı haberleriyle bölünen Güçlüler, kimisi istiyor, kimisi stadın yakınından geçmesin diyor, Bursa'ya beklenilenden az gelmişler, özellikle Gecekondu ve Anti X pankartları yoktu, gelenler Sokak ve Sol Kapalı gruplarıydı. Bursa tarafında ise ligin ilk maçı olan Kasımpaşa maçından beri tribünde biriken "negatif enerji" cumartesi gecesi patladı ve Teksas tribünü ile TSC'den kalan bazı mahalli gruplar birbirine girdi, neyse polis araya kordon yaptı ve mevzunun yerini tezahüratlar aldı... Kaptan Ömer iki haftadır arka arkaya gol atıyor, Bursa'da da iyi bir hava kaladı, ikinci baharını yaşıyor Ömer Erdoğan. Golden sonra hamile eşine mesaj yollaması güzeldi... Ankaragücü ise 100. yılında hala galip gelemedi, onlar da önlerindeki maçlara bakıyorlar... Bu kadar dostluk ve kardeşliğin olduğu maçtan sonra Ertuğrul Hoca'nın "Ayrıca taraftarları dost iki takımın oynayacağı maç da çok farklı bir olay. Birbirlerine sarılan, birlikte tribüne giden oyuncular aynı bir güzellik oluşturuyor. Bu hava sahaya da yansıyor. Futbolun gerektirdiği sertliğin olmadığı bir maçtı. Açıkçası ben keyif almadım.'' demesi talihsizlikti... (Bursaspor:1-0:Ankaragücü)
  • Abdullah Avcı'nın Belediyespor'u beklenilenin aksine sezona iyi başladı ve "yenemiyorsan yenilme" prensibini iyi uyguluyorlar. Bu hafta Eskişehirspor maçına çok hızlı başladılar ama kaleci İvesa'yı geçemediler. İki haftadır gol atan İbrahim akın bu hafta suskundu. Eses tarafında ise Ümit Karan "şeytanın bacağını" kıramadı bir türlü, gol atamayınca da agresifleşiyor ve etrafa saldırıyor, bu maçta da Abdullah Hoca ile takışmışlar... Eskişehir taraftarı yine takımının yanında yer almış ama Olimpiyat burası, çölde kum tanesi gibi kalıyor taraftarlar orada... (İstanbul B.B.:0-0:Eskişehirspor)
  • Gaziantepspor, kendi sahasında bu hafta da galip gelemezken, Ankaraspor iki haftadır son dakikalarda kazandığı puanların diyetini 84. dakikada Cesar Souza'dan yediği golle ödedi. Gerçi geçen hafta da 80lerde attığı golle kurtarmıştı puanı Antep, bu hafta da tarih tekerrür etti. Ev sahibi seyirciler maça yoğun ilgi göstermişlerdi, tribünlerde ise UEFA'nın Sami Yen'de yasaklamış olduğu kuru kafa figürünü gördüm, 27 Gençlik holiganlığa doğru yol mu alıyor acaba? Maç ile ilgili son tespit ise müsabakanın hakemi ile ilgili, bu Süleyman Abay oldukça tehlikeli bir hakem- Googleda ufak bir araştırmayla yaptıklarını görebilirsiniz- Tabata'ya takti maçın başında ve sonlarda da istediğini aldı atarak Brezilyalı oyuncuyu. Bu hafta Beşiktaş deplasmanında Tabata yok Gaziantep kadrosunda, zor maç olacak Güneydoğu ekibi için... (Gaziantepspor:1-1:Ankaraspor)
  • Antalyaspor, mutlak kazanması gereken maçta Kasımpaşa'yı ikinci yarıda attığı gollerle geçerek ilk puanını almış oldu. Paşa ise hala puansız, şimdiden düşecek ilk takım gözüyle bakılıyor kendilerine ama lig uzun, ne olur belli olmaz... (Antalyaspor:2-0:Kasımpaşa)
  • Panorama:
  1. Haftanın hatası: Kayserispor kalecisi ile Makukula'nın anlaşamaması
  2. Haftanın müstakbel babası : Ömer Erdoğan (Bursaspor)
  3. Haftanın en şık forması: Ankaraspor
  4. Haftanın en şık hocası: Tomas Doll
  5. Haftanın en bıçkın hocası: Tolunay Kafkas
  6. Haftanın tribünü: Bursaspor ve Ankaragücü tribünleri
  7. Haftanın en deplase tribünü: Eskişehirspor tribünü
  8. Haftanın en gereksiz olayı: Diyarbakırspor tribünlerinin takım galipken çıkardığı olaylar
  9. Haftanın en itici olayı: Emre Belözoğlu'nun hakemin eline vurması
  10. Haftanın en şansız futbolcusu: Makukula (Kayserispor)
  11. Haftanın en erken golü: Milan Baroş (14.dakika)
  12. Haftanın en geç golü: Milan Baroş (89.dakika)
  13. Haftanın en güzel golleri:
Elano (Galatasaray)
Gökhan Gönül (Fenerbahçe)
Kazım Kazım ( Fenerbahçe)



O G B M A Y AV P
1.GALATASARAY A.Ş. 3 3 0 0 11 4 7 9
2.FENERBAHÇE 3 3 0 0 8 1 7 9
3.BURSASPOR 3 2 0 1 5 4 1 6
4.BÜYÜKŞEHİR BLD.SPOR 3 1 2 0 4 2 2 5
5.BEŞİKTAŞ A.Ş. 3 1 2 0 3 1 2 5
6.ESKİŞEHİRSPOR 3 1 2 0 3 2 1 5
7.ANKARASPOR A.Ş. 3 1 2 0 3 2 1 5
8.MANİSASPOR 3 1 2 0 2 1 1 5
9.DİYARBAKIRSPOR 3 1 1 1 5 6 -1 4
10.GENÇLERBİRLİĞİ 3 0 3 0 1 1 0 3
11.TRABZONSPOR A.Ş. 3 1 0 2 3 4 -1 3
12.ANTALYASPOR A.Ş. 3 1 0 2 2 3 -1 3
13.GAZİANTEPSPOR 3 0 2 1 4 5 -1 2
14.MKE ANKARAGÜCÜ 3 0 2 1 3 4 -1 2
15.KAYSERİSPOR 3 0 2 1 2 5 -3 2
16.SİVASSPOR 2 0 0 2 1 5 -4 0
17.KASIMPAŞA 3 0 0 3 2 7 -5 0
18.DENİZLİSPOR 2 0 0 2 1 6 -5 0

3 yorum:

birkan dedi ki...

Sayın yazar Gökhan topu taca atmaya çalışıyordu da yanlışlıklamı kaleye gitti? Üstelik arkadaşına bırakmasını söylemişken? Aynı golü Gsli biri atsa yine şans dermiydiniz?
Amacınız Elanonun golü dünyada ve Türkiyede eşi benzeri bulnmaz bir gol dedirtmekmidir? Gelişine kaleye uzaktan şutla gol atmanın ülkemizde ve dünya futbolunda nadir görüldüğünü söylememiz mi gerekiyor?
Yine de teşekkür ederim en azından F.Bahçe paslarının hakkını vermişsiniz.

ultras/Movement dedi ki...

@birkan,
o güzel paslaşma sonrası Gökhan da içeriye bir pas çıkarmak ister gibi bir izlenime sahip oldum, yoksa haklısın, her topçu gol atmak için vurur ve gol nasıl olursa olsun, şans diye nitelendirilmez...

birkan dedi ki...

Kusura bakma pas atacağını düşündüğünü bilsem o yorumu yapmazdım tekrar teşekkürler

Blog Widget by LinkWithin