2 Mayıs 2010 Pazar

Bursa.2 - Kayseri.0

  • Olası bir tarihe tanıklık etmek için yola çıktık Bursa’ya. Pendik-Yalova hızlı feribotu ile İstanbul-Bursa arası 1 saat 45 dakikaya kadar düşmüş. Köprü trafiğinin sıkışık olduğu bir zaman diliminde karşıya geçme süresine hemen hemen denk.
  • Bursa şehir tabelasından sonra cadde üzerinde ve binalarda asılan yeşil-beyaz bayraklar bizi karşılıyor; esnafıyla, işvereniyle, sıradan vatandaşı ile herkes tek yumruk.
  • Diğer statlardaki dağınıklığın yerine Atatürk Stadına giden sokağın bir kenarına konumlandırılmış köfte, sucuk ve bilumum içecek satan seyyar satıcılardan gelen kokularla havaya girmeye başlıyorsunuz.
  • Buraya kadar geldik bir Bursa forması alalım diyerek BursaStore’a yöneldik. İçeriye insanların sıraya girerek girmesi ve forma fiyatlarının 3 büyük takım formalarıyla eş değerde olması ufak çaplı dumur yaşattı. Ama Allah için özelikle Celtic forması çok şık bir de Galatasaray formasındaki Ülker gibi bu formadaki sırttaki Uludağ damgası olmasa daha da güzel olacaktı.
  • Özellikle kapalı kale arkası tarafındaki Kültür Parkının şehre Avrupai bir hava kattığı kesin. Avrupa’nın hemen her şehrinde gördüğümüz, İstanbul’da eksikliği hissedilen şehir merkezindeki büyük alana yayılmış bu parkın Avrupa’dakilerden farkı, içerisinde Almanların “Biergarten” dediği içkili çay bahçelerinin bulunması. İsteyenin çilingir sofrasını kurduğu, isteyenin çereziyle birlikte birasını yudumladığı yemyeşil bir doğanın ortasındaki bu mekânlarda tezahüratlar ve maç öncesi yorumlar eşliğinde geçirilen saatlerin ardından tribüne ayrı bir keyifle yöneliyorsunuz.
  • İçeri girer girmez “Odam Kireç Tutmuyor” eşliğinde atkı denizinin içinde yüzerken bulduk kendimizi. Her statta atkı açılır ama bu şekilde tüm stadın hemen hemen tamamının kendi renklerine ait bir şeyleri açtığı bir ortam görmemiştim.
  • Stadın ses sistemi mükemmel, anonsları yapan arkadaş hafif İspanyol aksanına sahip gibi geldi, bu da anonslara ayrı bir hava veriyor. Genelde maç öncesi futbolcunun soyadı söylenip ismini tribünler söylerken burada tersi yapılıyor.
  • Dakika 6: Çünkü biz Ankaragüçlüyüz!
  • Tezahüratlar kapalı kale arkasında bulunan Texas ile başlıyor. Texas’ın üstündeki kapalı tribün güzel akustik sağlıyor ama çatı için konan direkler eski Fenerbahçe Stadının görüntüsünü andırıyor. Stat tribünleri sahaya yakın ve tamamı –direksiz- kapalı bir stat ile yenilenmeli, bu kesin. Yeni stat şehrin biraz daha dışında bir alana düşünülüyormuş ki her zaman statların şehir merkezinden uzağa kaydırılmasından yanayım. Ama özellikle park ile bu stadın bütünlüğü beni o kadar büyüledi ki bu sefer o görüşümü savunamıyorum. Ya yıkıp buraya yapmalı ya da bu parkı yeni stadın oraya taşımalı.
  • Biletimizi açık kale arkasından alarak bağırmaktan çok tribünleri inceleyip fotoğraflar çekmeyi amaçlamıştık. Ama tribündeki her ama herkes tezahüratlara o kadar içten eşlik ediyor ki, kimsenin bizi “bağırın ulan!” diye uyarmamasına rağmen kendimizi coşkuya katılmış şekilde bulduk. Hele skor 2-0 olunca o şenlikte 2.yarı maçı izlemedim diyebilirim.
  • Özellikle Sami Yen’de 4 tribünün katıldığı sarı-kırmızı-şampiyon-cim bom tezahüratı veya bir Meksika dalgası oluşturulması 3–4 sefer denemeden sonra başarılırken burada her ikisi de ilk denemede yapıldı. Bu da burasının bir futbol şehri olduğunun kanıtı olsa gerek.
  • 5-6 sene öncesinden farklı olarak tribünlerdeki bayan nüfus artmış. Hepsinde yeşil-beyaz aksesuarlar olduğunu söylememize gerek yok.
  • Yurtdışında Barcelona, Madrid dâhil İspanya, Avusturya ve Almanya’nın birçok takımının, yurtiçinde de 4 büyüklerin ve birçok Anadolu şehrinin tribünlerinde bulundum ama bu seferkinin keyfi başka oldu, insan gerçekten maçtan sonra tribüne doyduğunu hissediyor. Tek endişem bu amatör ruhun gelecek bir şampiyonlukla ve başarılarla kaybolup rantın ve paranın işin içine girmesiyle "profesyonel" bir hale dönüşmesi.
  • Velhasıl Fenerbahçe de 2-0 yendi, tarih son 2 haftaya kaldı, lakin Sezen Aksu’nun dediği gibi “Kalbim Bursa’da kaldı”.

3 yorum:

Unknown dedi ki...

Başlık neden 2-1?

emosimo dedi ki...

Mükemmel bir yazı olmuş gerçekten..
Uzakta da olsak sayende maça gitmiş kadar oldum, teşekkürler..

Adsız dedi ki...

elinize ayağınıza yüreğinize sağlık,tarafsız bir gözlemciden bunlar duymak çok güzel,bir Bursaspor taraftarı adına tskr ederim gözlemlerin için.

(esesli timsah)

Blog Widget by LinkWithin