Açık hava partisiyle başlayan bir geceydi Çarşamba akşamı, milli maç gecesi. Rakı, bira, şarabın bolca olduğu bir havuzbaşı "eğlencesinden" maçın başlamasına az bir vakit kala kaçabildik ama yine de başlama düdüğüne yetişemedik... Eve ulaştığımda da kurulan projeksiyonda, bizim takımı gene "mavi" formalarla görünce, "yine mi be" diye memnuniyetsizliğimi belirtmeden edemedim. Zaten yenilseydik, bir avuntum olacaktı, "formalar uğursuz geliyor" söylentisi çıkacaktı, böyle şeylere inanan bir toplum olarak giymezdik bir daha bu mavi formaları... Onun dışında havanın sağanak yağışlı olması, bozmuştu takımı... Arda ve Gökdeniz'in oynayacağı hava değildi bu zemin, zaten ilk yarı oynayamadılar da... Bir gol yedik ki, "şaka gibi", "tıngır mıngır" geldi top diyemem, "şap şup" suya vura vura geldi, hatta Hakan Yakın'ın önünde de suya saplanınca, tecrübeli golcü de sadece içeri yuvarladı meşin topu... Sonrasında bir pozisyon kaçırdı ki Hakan Yakın, maçın kopma anlarından biriydi... İkinci devre yağmur dindi, saha biraz "kendine gelince" bizim çocuklar da oynamaya başladılar, sağdan soldan gelirken ev sahibinin üstüne, "Genç Semih" ile eşitlik golünü buluverdik... Bir puan hesapları yaparken, Arda hayatınıın golünü attı, Çeklerle çıkma mücadelesine soktu bizim takımı...Maç sonrası Rıdvan yine bombaladı: "
İkinci yarıdaki kadro ile çıksın Fatih Hoca, Çek maçına, düşünmeye gerek yok." Çeklerle Porkezililer bir mi?
Köbi Kuhn, İsviçre Teknik Direktörü:" Kimseyi eleştirecek durumda değilim. Oyuncularım çok iyi bir mücadele gösterdiler ama ilk maçta olduğu gibi şanssız bir yenilgi aldık. Fiziksel olarak da gittikçe yükselen bir performansımız vardı ama yakaladığımız pozisyonları gole çeviremeyince, yenildik, üzgünüzü, şaşkınız..."
Fatih Terim, Turkiye Teknik Direktörü:" Kazanmak güzel bir şey ve daha önce dediğim gibi bizim için turnuva İsviçre maçı ile başlıyor. Yağmurun bizim takım için avantaj olduğunu söylüyorlar, evet, yağmur için dua ettim ama durması için."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder