Fatih Terim
Türkiye Milli Takım Teknik Direktörü
İspanya maçı için seyirciyi motive ederken
"İlk yarıdaki oyundan müthiş derecede memnunum. Çok pozisyonumuz vardı. Sonuçta İspanya ile oynuyoruz, bunlardan birini atmalıydık.Maalesef 55'ten sonra fizik olarak İspanya'nın seviyesine çıkamadık. Takımım yoruldu. Orta sahayı güçlendirmek için hamleler yaptık. Ancak maalesef yine o ana kadar rakibe bir şey vermeyen takımımız, ölü toptan golü yedi."
Fatih Terim - Türkiye Teknik Direktörü
"Türkiye ilk yarıdaki futbolumuzu kontrol etti. Biz biraz tembel davrandık, hem de yorgunluk vardı. Bu demek değildir ki bu sonucu hak etmedik. İlk yarıda Türk Milli Takımı da pozisyonlara girdi. İkinci yarıda biz derinlemesine paslarla rakip kaleye yaklaştık. Daha sonra da oyuna hakim olduk ve bu sonucu hak ettik"
Vicente Del Bosque - İspanya Teknik Direktörü
Hakemler: Massimo Busacca, Matthias Arnet, Francesco Buragina
İSPANYA: Casillas, Ramos, Albiol, Pique, Capdevila, Senna, Xavi, Xabi Alonso, Cazorla (77 Silva), Torres (88 Llorente), Villa (64 Mata)
TÜRKİYE: Volkan, Gökhan Gönül, Hakan, Emre Aşık, İbrahim, Tuncay, Aurelio, Emre Belözoğlu (84 Sabri), Arda (77 Gökhan Ünal), Nihat, Semih (57 Ayhan)
GOL: Pique (60)
Gökhan Gönül/Emre Aşık/Hakan Balta/İbrahim Üzülmez
Mehmet Aurelio/Emre Belözoğlu/Tuncay Şanlı/Arda Turan
Semih Şentürk/Nihat Kahveci
"İstanbul'da Laila, Sivas'ta Lailaheillallah. Ben Sivas'a gittiğimde oralardan içki satın alan futbolcu olduğunda haberim olsun diye büfecileri gezdim. İçki satın alan futbolcuma dedim ki, 'O aldığın beş biranın dördünü dolabına koy, birini iç.' Pavyona giden futbolcumun hemen arka sırasında dururum, ensesine tokat vurmak için. Futbolcularım da limiti aşmadan eğlenecekler. O yüzden sanırım İzmir'e benim gibi bir hoca lazım"
Maç sonuna doğru acaba taraftar nasıl bir tepki gösterecek diye düşünürken, “Arda Turan oley” sesleriyle az da olsa moralim yerine geldi. Arda gerçekten çatlarcasına oynuyor ve yüzünden kahrolduğu demek ki çoğunluk tarafından okunuyor. Umarım başka futbolcular gibi hayal kırıklığına uğratmaz, futbol hayatı bittiğinde adını güzel sözlerle andırır. Peşinden Emre Aşık ve Kewell’a da hakları teslim edildi.
Stadyum: Ali Sami Yen
Hakemler: Bünyamin Gezer, Serkan Gencerler, Ekrem Kan, Mustafa İlker Coşkun
GALATASARAY: De Sanctis, Serkan Kurtuluş (Dk. 60 Nonda), Emre Aşık, Hakan, Volkan, Sabri (Dk. 71 Aydın), Ayhan, Barış, Arda, Kewell (Dk. 75 Mehmet Güven), Ümit
ESKİŞEHİRSPOR: Ivesa, El Saka, Serdar, Youla, Nadarevic, Doğa, Koray, Bülent Ertuğrul, Batuhan, Engin, Sezgin
Gol: 69' Youla
Sarı Kartlar: Nadarevic, El Saka, Emre Aşık
Kırmızı Kart: 64' Nadarevic
Bir cumartesi akşamınız var aslında. Karınızla, sevgilinizle, arkadaşlarınızla birlikte geçireceğiniz. Eğer maç Dünya Kupası maçıysa ya da Şampiyonlar Ligi Finali, derbi filan değilse o maçı seyretmek zordur. Gitmek ya da evde TV’de... Herkesi ya da bir kişiyi ikna etmek meşakkatli bir iştir. Çünkü insanların kendilerine, birbirlerine ayıracakları zaman kısıtlıdır. Daha ucuza ortak bir eğlence yaratmak mümkün... Eğer maç statta seyredilir kafasında olanlardansanız gece 9 -10’da biten bir maçtan sonra eve gitmek de zordur. Hele de İstanbul’da. Başka bir şey yapacak pek bir zaman da kalmaz. Bir de maçın pazar olduğunu düşünün. Ertesi günü iş vs... Her şey daha da zor. İşte bu yüzden futbol aslında bir cumartesi öğleden sonra sporudur. Bu gece maçlarını başımıza musallat edenlerin yatacak yeri yok. ‘Gece oynansın’ diye milleti bağırtarak bu işi bu hale getirdiler. Ama artık çözüm zamanı...
Kaleci: Iker Casillas, Jose Manuel Reina ve Diego Lopez
Defans: Carlos Marchena, Juanito, Sergio Ramos, Capdevilla, Gerard Pique, Albiol, Alvaro Arbeloa
Orta saha: Xavi Hernandez, Santi Cazorla, Sergi Busquets, David Silva, Iniesta, Albert Riera, Xabier Alonso, Marcos Senna
Forvet: Daniel Güiza, Fernando Llorente, Fernando Torres ve David Villa