16 Mart 2009 Pazartesi

Gole Giderken Vuruldu


Saha içi ve saha dışında bir çok olayın yaşandığını gördüm, yeşil çimde düşerek hayatını kaybeden topçulara rastladık, maç sonu çıkan kapışmalarda can veren taraftarlara tanık olduk, hatta maçı 2-0 kaybettikten sonra iki rakip taraftarı öldürüp "şimdi skor berabere" diyenleri de duyduk ama Irak'ta yaşanılan facia gibisini ilk kez duydum, tüylerim diken diken oldu, "futbol bu değil" diye çığlık atasım geldi... Bağdat'ın güneyinde oynanan amatör küme maçında Buhairat takımının golcüsü maçın son dakikasında gole giderken tribünden bir taraftarın ateş etmesi sonrası olduğu yere yığılarak hayatını kaybetmiş. Sinjar kulübünün taraftarı olduğu belirtilen katil, takımının maçı 1-0 önde götürüken beraberliğe tahammül edemediği için böyle bir "vahşeti" gerçekleştirdiğini belirtmiş. Amatör maç, resmi maç, kupa maçı, şampiyonlar ligi finali maçı, adı her ne olursa olsun sonuçta o sahada yapılan bir futbol mücadelesi ve her zaman kazanan ve kaybeden olacaktır. Bizim memlekette de tribün olayları sonrası ortaya çıkan bir söz vardı " bir can kaç puan?" Sormak lazım, kaç puan bir can ey Sinjarlı...
İşin başka bir boyutu da Iraklılar, ülkelerinde her an ölüm tehlikesiyle beraber yaşadıkları ve etrafında her dakika can veren insanlar gördükleri için bu kadar kolay adam vurabiliyorlar. Yoksa, gole giden birini gözünü kırpmadan vurmak bu kadar kolay olmasa gerek...
Futbol, güzel bir oyundur, yeter ki sevgimiz nefrete dönüşüp, bizim dışımızdaki herkesi "yok edilmesi gereken yaratıklar" olarak görmeyelim. Alı Kırca'nın Futbol Hayattır kitabında "Karşı Tribünde Olmak" diye bir yazısı var, herkese şiddetle tavsiye ediyorum. Maç esnasında yağan yağmurdan, soğuktan, sıcaktan hepimiz etkilenip, kaçan gole aynı şekilde üzülüp, atılan gole ise benzer şekilde seviniyoruz, sadece renklerimiz farklı...

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin