27 Mart 2009 Cuma

Suç ve Ceza


Oyuncularınla idman öncesi konuşursun, bir önceki antrenmanda yanlış yaptıklarını açıklarsın, nasıl oynamaları gerektiğini bire bir anlatırsın, olmadı bir kağıda çizer ya da bir çubukla yerdeki kum üzerine çizerek gösterirsin ve başlatırsın çift kale maçı. Oyun başlar ama senin sinirlerde de zıplamalar başlar. Sanki hiç konuşmamışsın gibi, topçu gene bildiğini okur sahada, verkaç yapmaz, pas atmaz, ilk topa girmez, ayağında top tutar, hücümü öldürür... Düdük çalar ve durdurusun çalışmayı. Ya takıma ceza vereceksindir ya da topçuya... Ya şınav cezası ya da tur cezası... Bağırıp çağırmak bir fayda etmez... Geçen idmanda bizim kaleci "binbir" uyarıya rağmen elinden topu kaçırıp gol yediğinde idmanı durdurmuş ve bütün oyunculara kaleciye kahkahalarla gülün emri vermiştim. "Çok mu aşırı oldu?" diye düşünürken habertürk'te Figueirenese'nin hocası Fernandes'in topçularına verdiği cezayı gördüm... İdmanda istediğini yapmayana "pembe kız elbisesi" giydirip öyle oynatıyormuş çift kale maçta... Yazıldığına göre de bu uygulama oldukça başarılı olmuş ve cezayı alan topçunun performansı pozitif yönde artıyormuş. Bizim çocuklara da mı uygulasak ne? Buyurun Fernandes'in ceza idmanlarına:

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin