8 Mart 2009 Pazar

Galatasaray:73-71:Erdemir


Blogta basketboldan mümkün mertede uzak durmaya çalışıyordum ama geçen haftaki Efes Pilsen-Galatasaray maçından sonra yakın bir takibe almaya karar verdim sarı-kırmızılıları... Yeni gelen Hosley ve Tolliver ile sakatlıktan dönen Cüneyt ve Milojevic ile rotasyonu rahat yapabilen bir kadroya sahip olmuştı Koray hoca ve uzun yıllar, ki en son Efes'i ne zaman yendiğimizi hatırlamıyorum, Efes Pilsen takımı ile bu kadar kora kor bir mücadeleye girişememişti Galatasaray... Kafa kafaya giden periyodların sonunda lider Efes az da olsa açılan farkı korumuş ve galip ayrılmıştı maçtan... İşte, geçen haftaki maç sonrası şampiyonluğa iyice inanmış olarak karar verdim takip etmeye Galatasaray basketbol takımının maçlarını, tek sorun maçların Digitürk'ten yayınlanıyor olmasıydı ama Erdemir maçını şansımıza SkyTürk yayınladı ki evimizde seyredebildik... İzmir'de oynanan Teknosa Türkiye Kupasında yorgun ve sakat dolu kadroyla iki uzatma oynamış olan Galatasaray, cumartesi günkü maçın favorisiyidi fakat kadrolar açıklandığında sakatların bulunması sebebiyle rotasyon gücü zayıflamış olarak maçın dengede gideceği belliydi ki heyecan ve çekişme sona kadar sürdü ve daha çok arzulayan takım olan Galatasaray maçı kazandı...
Quinton Hosley enterasan bir adam, sahanın her yerinden rahatça basket atabilme yeteneğine sahipken, adı üstünde serbest atış olan rahatça basket atması gereken yerlerde topu çemberden geçirmekte zorlanıyor... Real Madrid'ten böyle büyük bir oyuncu getirmek basketbol şubesinin büyük başarısı. Özel bir fan kitlesi oluşacak Hosley'in böyle giderse ve sene sonunda nasıl tutulur takımda bilemem...
Hüseyin Beşok'u sosyologlar ve psikologlar alıp bir güzel incelesinler. Gençlik yıllarından bugüne her geçen maç daha iyi oynuyor bu adam, yaşlandıkça enerjisi biteceğine daha da artmakta. Kendi potasından rebound alıp, rakip potaya fast break'e en önlerde koşmak, uzun bir inceleme konusu olmalı...
Anthony Tolliver da her geçen gün takıma daha ısınıp, daha verimli olacaktır. Pota altında Hüseyin ve Cemal dışında başka bir alternatifin olması Galatasaray'ı daha da güçlü kılmaktadır. Ama, Hüseyin 3lük atarken, Tolliver inşallah ona özenmez ve gereksiz şutlarla rakibe vermeyiz elimizdeki topu...
ve Murat Kaya... Sade ve gösterişsiz ama süre aldığı dakikalarda mükemmel oynuyor Murat... Sayı atmadı zannediyorsunuz ama istatistik tablosuna bir bakınca takın en skorer ikinci ya da üçüncü oyuncusu olduğu ortaya çıkıyor...


Galatasaray Cafe Crown 73 Quinton Hosley 20 (8R, 2A) Polat Kocaoğlu 2 Murat Kaya 10 (3A) Hüseyin Beşok 20 (10R,2A) Rashid Atkins 7 (1R, 3A) Anthony Tolliver 8 (8R, 3A) Alican Güney 4 (2R) Cemal Nalga 2 (4R) Erdemir 71 Nathan Funk 15 (8R, 4A) Erdal Bibo 2 (4R, 1A) Antwain Lamar 3 (1R, 2A) Mithat Demirel 6 (2R, 1A) James Thomas 14 (10R, 1A) Caner Şentürk 5 (1R) Hakan Demirel 9 (2A) Clayton Burges 15 (9R, 3A) Nihat Emre Ekim - (1R)

2 yorum:

Game & Set & Match dedi ki...

selamlar,

http://polyneikes.blogspot.com

futbol ağırlıklı, 2 kişi yazacağımız, yeni açtığımız bir blog.

göz atıp beğendiğin takdirde, blog listene eklersen seviniriz.

kutay dedi ki...

ben sosyoloji mezunuyum, 10 yaşımdan beri de türk basketbolunu izliyorum, hüseyin için hiç birşey diyemiyorum. sahada yığılıp kalmasından korkuyorum,izlerken ben yoruluyorum..
allah nazardan saklasın.baska laf yok

Blog Widget by LinkWithin