2 Aralık 2017 Cumartesi

Beşiktaş:3-0:Galatasaray


Gece ve gündüz gibi, yaz ve kış gibi, soğuk ve sıcak gibi birbirinden farklı bir maç izledik İnönü Stadında. İlk devre Galatasaray, deplasmanda oynamasına rağmen maçın ilk dakikasında Cenk'in kaçırdığı pozisyon dışında ev sahibine gol fırsatı vermeyerek oldukça dengeli bir oyun oynarken, yakaladığı pozisyonlarla da öne geçme fırsatı yakaladı ama son vuruşlarda oldukça başarısız oldu.
Maçlarda penaltılar, kırmızı kartlar hakemlerin iyi ya da kötü olduğunun en büyük belirteci olarak değerlendirilir de, esas  maç içinde çalınan düdükler maçın hangi takıma gideceğine karar verir. Hakem Fırat Aydınus, kaleci Fabri'nin Serdar Aziz'i tokatlamasına göz yumarken, penaltıyı kolayca "es geçti" Galatasaray adına ama esas ilk devre oyun içinde çaldığı düdüklerle maçın "yönünü" belirledi. Tolgay'ın kendi aleyhine çalınan bir faul sonrasında topa vurmasına göz yumarken, Feghouli'nin aynı şekilde düdükten sonra topa vurmasına sarı kart çalmaya "utanmadı" Fırat Aydınus. Beşliktaş'ta Oğuzhan'ın ceza sahasında kendini "bırakmasına" devam kararının taraftarca protesto edilmesine ayar çekmek için 41. dakikada N'Diaye'nin top çalıp Galatasaray'ın 3'e 2 pozisyonunu durdurdu... Buna benzer pozisyonlarla ilk devre golsüz biterken, ikinci yarı Galatasaray adına bir felaket oldu.

Önce Muslera, yenecek o kadar golü kurtarıp, amatör kalecinin tutacağı bir pozisyonda adına yakışmayan bir hata yaparak, Beşiktaş için maçın kapısını açarken, ardından Galatasaray durdu, Beşiktaş oynadı... Beşiktaş akın akın geldi, takımın 10 numarası, saha aklı (!) Belhanda seyretti, Tudor seyretti, siyah beyazlılar belki de tarihi farkı kaçırdı... Bereket Quaresma kanatta başarılı olduğu kadar ceza sahası içinde beceriksizdi de, şu an üç golden farklı bir skordan bahsetmiyoruz.  İlk golden sonra cesaretlenen Beşiktaş ikinci gol için Galatasaray kalesine gelirken, sarı-kırmızılılar kendi yarı sahalarından top çıkarmada etkisizdi, paniklediler ve rakiplerine fırsat verdiler.  Fernando kaydı düştü, N'Diaye top kaybetti, Maicon hatalı pas verdi de bu tür anlarda sahaya çıkması gereken takımların 10 numaraları olurken, Galatasaray'da bu işi yapacak Belhanda'yı gören yoktu saha içinde. Sene başında bin bir oyunla Sneijder'i kovup, Belhanda'ya bel bağlayan başta Dursun Özbek olmak üzere, Wes'in yollanmasına onay veren Igor Tudor, 10 numarayı itirazsız sırtına geçiren Belhanda bu geceki mağlubiyetin baş mimarlarıdır... Bakalım geçen hafta Latovlevici'yi ıslıklayan "çok bilmiş(!)" Galatasaray taraftarı, önümüzdeki hafta Belhanda'yı nasıl karşılayacak... Tabii, 200-400 bin euroya alınan"bek"e vurmak kolay, 8-10 milyon euro bonservisli adama sallamaya bakalım cesaret edebilecekler mi? Yoksa hala "takla" atmasını mı bekleyecekler Faslı oyuncunun...


Kadrolar açıklandığında sol kanatta Linnes yerine vakti zamanında Galatasaray'a transfer olmak için Manchester City'den havaalanında "derbeder halde" haber beklediği için taraftarın sevgisini kazanan ama oynadığı maçlarda takıma katkısını pek göremediğimiz Denayer'i "moralimiz" bozulmuştu da Belçikalı oyuncu golü yiyene kadar oynadığı oyunla bizi haksız çıkardı. Belli ki Igor Tudor, deplasmanda hücüma gidecek bir bek oyuncusundan ziyade savunma yapacak, Quaresma'yı kitleyecek savunmacı tercih etmişti ve Denayer görevini sonuna kadar yapmıştı ama ikinci devre o da takımla birlikte gözden kayboldu gitti, son beş dakika yerini Linnes'e bıraktı...


Sezona fırtına gibi başlayan Galatasaray, aldığı puanları bönkörce çarçur ederken, belki de bu hafta liderliği de kaybedecek... Bol sıfırlı eurolar harcanarak oluşturulan bir kadro var ve onu yönetmekte sıkıntı çeken bir hoca... Şimdilik Ali Sami Yen'de (Türk Telekom Arena ya da Stadı demek hiç hoşuma gitmiyor) taraftar desteği ile kazanıyoruz da, ya orada da kaybetmeye başlarsak? Yönetim Igor Tudor'la devam edecekse, hoca kendi selameti adına "abuk sabuk istatistiklere" bakıp Belhanda'ya güveneceğine, Faslıyı kulubeye çekip, forma atma olayından beri gönlüm razı olmasa da Selçuk'la çıkmalı maçlara... Devre arasında da Alanyaspor'dan Emre Akbaba gelirse, yeni 10 numaramız bulunmuş olur...

Son söz: Fernando Muslera, sen üz biz inadına severiz seni...

STAT: Vodafone Park
HAKEMLER: Fırat Aydınus, Serkan Ok, Aleks Taşçıoğlu
BEŞİKTAŞ: Fabricio, Gökhan Gönül, Pepe, Tosic, Adriano, Hutchinson (Dk. 82 Talisca), Tolgay Arslan (Dk. 65 Medel), Quaresma, Oğuzhan Özyakup, Babel, Cenk Tosun (Dk. 88 Negredo)
GALATASARAY: Muslera, Mariano, Maicon, Serdar Aziz, Denayer (Dk. 85 Linnes), Fernando, Ndiaye, Rodrigues (Dk. 58 Yasin Öztekin), Belhanda (Dk. 69 Selçuk İnan), Feghouli, Gomis
GOLLER: Dk. 46 Cenk Tosun, Dk. 70 Tosic, 90+1 Negredo (Beşiktaş)
SARI KARTLAR: Dk. 25 Pepe, Dk. 53 Tolgay Arslan, Dk. 61 Cenk Tosun (Beşiktaş), Dk. 35 Feghouli, Dk. 48 Fernando, Dk. 65 Gomis (Galatasaray)

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin