25 Aralık 2017 Pazartesi
Galatasaray:3-1:Göztepe
Malatya mağlubiyeti sonrası beklenen oldu ve Igor Tudor ile yollar ayrıldı. Hoca giderken, bir de sürpriz yaşandı, yönetim de olağanüstü kongreye gitme kararı aldı... "Yönetim istifa" ve "Tudor istifa" diye haftalarca bağıran taraftarın dileği yerine gelmişti ama pazar günü oynanacak maç öncesi Galatasaray sahipsiz kalmıştı. İşte o andan itibaren büyük Galatasaray taraftarı sosyal medyada kenetlendi: "Başkan yok, hoca yok ama biz varız. Sami Yen'i dolduracağız ve Göztepe maçını biz kazandıracağız" diyerek hashtagler açıp hafta sonuna odaklanmaya başladılar... Ama, perşembe gece yarısı hayatından futbolu çıkarmış olanları bile heyecanlandıran bir haberler sarsıldı Galatasaray camiası: Nerede kalmıştık diyordu Fatih Terim...
"Nerede kalmıştık?" Öyle böyle bir açıklama değildi bu, "Sosyal medyayı pek kullanmam da kızlarım istedi, ben de başkandan rica ettim, sağ olsun olumlu baktı" diye açıklamıştı transfer sürecini müjdeleme yöntemini Fatih Terim de, kullandığı cümle oldukça iddialıydı, sıradan "Hayırlı olsun" yahut "Geliyorum, müjdeler olsun" değil de kazanmış olduğum kupalara yenilerini eklemeye geliyorum der gibiydi hoca... Milli Takıma gidişi ve ayrılış süreci çok kalpler kırmıştı da, Federasyonundan medyasına bir çok kesimin Galatasaray'ın "diz çökmesini" bıyık altından gülerek izlediği bir ortamda "kenetlenme zamanıydı, başka Galatasaray yoktu" ve küskünlükler bırakılıp, "işimize bakmalıydık" Ne demişti rahmetli Alpaslan Dikmen, "Hadi bana küstün, Ahmet'e Mehmet'e küstün, ulan Galatasaray'a nasıl küseceksin?"... Çabamızın adı Galatasaray'dı, ve söz konusu Galatasaray olunca "tükürüğümüzü yutmalıydık"... Tuchel de iyi hocadır, Blanc da, Bielsa da takımın başında görmek istediğimiz hocaydı ama "doğru yer ve zaman" Fatih Terim'i gösteriyordu...
Dursun Özbek'in Fatih Terim kararının doğruluğu da daha hoca Galatasaray'la sahaya çıkmadan kendini gösteriyordu, önce Beşiktaş Sivas'tan puansız İstanbul'a dönüyor, gecesinde ise Fenerbahçe Konya'dan 1 puanla ayrılıyordu. "Şenol Güneş ve Aykut Kocaman'ın kimyası mı bozulmuştu, sahaların İmparatorunun dönüş haberi sonrası" diye sormadan edemedik... Yaptığı "tuhaf" denemelerle kendi takımını imha eden Igor Tudor yerine, "duruşuyla" ve heybetiyle "dosta güven, düşmana korku salan" Terim vardı artık saha kenarında...
Ve pazar gecesi Ali Sami Yen'e bir girişi vardı ki, gencinden yaşlısı coşkuyla ayağa kalkmış, bir savaş kahramanını karşılar gibiydi. Maç sanki ikinci plandaydı, dikkatler Fatih Terim'in üzerindeydi ama kazanılması gereken bir maç vardı ve Göztepe de hiç yabana atılacak bir takım değildi. Muhakkak ki Fatih hoca, renkdaş İzmirliler ile ilgili gerekli önlemleri anlatmıştır oyuncularına maçtan evvel ama yönettiği Galatasaray maçlarında Galatasaray'a 15 sarı ve 2 kırmızı kart gösterip, rakiplere sadece 8 sarı kart çıkarmış ve Galatasaray'ın 3 defa mağlup olmasına seyirci kalmış Yaşar Kemal Uğurlu'yu hesaba katmış mıdır? Pek zannetmiyorum... Eski Galatasaraylı futbolcu Evren Turhan'ın dediği gibi, "Bu arada ben bu YAŞAR KEMAL UĞURLU kadar art niyetli bir hakem görmedim...Futbolu bilmiyor ve bütün takdir haklarını rakip takıma kullandı...Oyuncuları germek ve Fatih hocayı çıldırtmak için elinden geleni yaptı ama başaramadı..." Evet, ilk fırsatta Göztepe lehine çaldığı penaltı ile kendini gösterdi hakem ve devamında çıkarmış olduğu sarı kartlar, Galatasaray'ın atağa kalktığı anlarda oyunu durdurması, Yasin'e yapılan penaltıya kayıtsız kalması ve sırtı dönükken kulübedeki itirazı "görmesi?!" gibi eylemleriyle "istatistikleri" doğrular nitelikteydi... Burada büyük fotoğrafa da bakmakta fayda var, uzun yıllardır Fatih Terim'e karşı bir antipatinin varlığı inkar edilmezken, ulusal takımdan ayrılışı esnasında Federasyonla yaşadıkları sonrası Fatih hocanın başarısız olması için "ellerini ovuşturanların" sayısı yadsınamaz. Komplo mu derseniz bilmem de, "hocaya çakmak adına Galatasaray'a oyunlar oynanabilir ligin ikinci devresi"...
Saha içine dönersek tekrar, iki üç günlük kısa sürede Fatih Terim'in takıma çok müdahale etme şansı yoktu, İgor Tudor'un çıkardığı gibi bir kadro ile oyuna başladı ama Linnes'i orjinal bölgesinde sağ tarafta oynatırken, Denayer'i sola koydu, maceraya girmeyip Maicon-Serdar ikilisini bozmadı. Onlar da mahçup etmedi yeni hocalarını, hem savunmada hem de attığı golle Maicon ve partneri Serdar Aziz gecenin iyileri arasındaydı. Maç bitiminde verdiği demeçte Brezilyalı savunmacı, "Fatih Hoca devre arası bizi "çok acayıp" motive etti" diyordu da esas maça sağlam konsantre olan ve belki de gecenin yıldızı olabilecekken sakatlanarak oyundan çıkan Rodriguez'di. Garry Rodriguez oyundan çıkarken göz yaşları içinde kalmıştı da, yerine giren arkadaşı Yasin kariyerinin en klas kafa golü ile tribündeki taraftarlarla birlikte renktaşının moralini de düzeltiyordu.
İlk devrede belirli dakikalar dışında rakibi önünde pek de etkili olamayan Galatasaray, yeni hocasının imzası olan "soyunma odası konuşması" sonrası ikinci devre oyunun mutlak hakimi olup, kazanmasını bildi. Fatih Terim devre arasında sadece "gaz" vermedi, ufak dokunuşlar da yaptı takımda, Belhanda'yı biraz daha ileriye attı, sorumluluk almasını istedi. Feghouli de daha çok ön plana çıkınca, zaten Fatih Terim'i tekrar ilk onbire girmek için şans olarak gören Yasin'in arzulu oyunuyla birlikte Galatasaray atakları arttı, goller geldi. Gol krallığında iddiali olan Gomis belki bu gece şanssızdı, bazen her şeyi yaparsın da o top üç kale direği arasından geçmez, Gomis de öyle bir gece yaşadı ama yaptığı asist ve Maicon'un serbest atış golünde kazandırdığı faul ile skora en fazla etki eden oyuncu oldu.
Maçın 34. dakikasında sarı kart görüp, bir sonraki lig maçı olan Kayserispor maçında cezalı duruma düşen Maicon'un skor 3-1e gelmiş ve oyunda son dakikalar oynanırken, ikinci sarı kartı görüp kırmızı kartla oyundan atılıp cezasını iki gün sonraki Bucaspor maçında çekme "cinliği" Fatih Terim'in düşünceleri arasında yoktu. Fair-Play diyoruz ya, keşke herkes böyle fair olsa...
STAT: Türk Telekom
HAKEMLER: Yaşar Kemal Uğurlu, Kemal Yılmaz, Samet Çiçek
GALATASARAY: Muslera, Linnes, Maicon, Serdar Aziz, Denayer, Fernando (Dk. 90 Sinan Gümüş), Ndiaye, Feghouli, Belhanda (Dk. 77 Selçuk İnan), Rodrigues (Dk. 41 Yasin Öztekin), Gomis
GÖZTEPE: Beto, Sabri Sarıoğlu, Peybernes, Kosanovic, Tanju Kayhan (Dk. 66 Leo), Andre Castro, Rotman (Dk. 57 Scarione), Selçuk Şahin, Halil Akbunar, Gouffran (Dk. 82 Ghilas), Jahovic
GOLLER: Dk. 9 Jahovic (Penaltıdan) (Göztepe), Dk. 19 Rodrigues, Dk. 53 Yasin Öztekin, Dk. 70 Maicon (Galatasaray)
SARI KARTLAR: Dk. 8 Muslera, Dk. 34 Maicon, Dk. 44 Fernando, Dk. 59 Koray Günter (Yedek kulübesinde) (Galatasaray), Dk. 57 Rotman, Dk. 72 Andre Castro (Göztepe)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder