skip to main |
skip to sidebar
- Süper Amatör Dördüncü grup maçlarına iyi başlangıç yapıp, birinci haftayı ilk iki sırada tamamlayan Bakırköyspor ile Çatalcaspor arasındaki maç, iki takımın da bu sezon gerçek güçlerini göstermesi bakımından "erken final" niteliğindeydi. Geçen hafta yeşil-beyazlı Bakırköyspor, Ayazağa esen'i 3-0 ile geçerken, Çatalcaspor da tamamen üstün oynadığı maçta Muradiyespor'u 2-0 ile evine yolcu etmişti...
- Bakırköy'de dünkü maç olmasa, o bölgede pazar kurulacağından hiç haberimiz olmayacaktı, futbolun şahsıma kazandırdıkları onca şey arasında, bir de bu şekilde genel kültür darcığımıza bir katkısı oldu, bu işlere mereaklı olanlara söyleyelim, Cumartesi günleri Bakırköy'de büyük bir pazar kuruluyor. Esnaf için iyi bir şey tezagahlarını her sokağa kurup, müşteri akınına uğramak ama bizim gibi daha önce Bakırköy Belediye Çim Stadına gitmeyen için kalabalık pazar sokakları içinde yarım saate yakın stad aramak pek de sevimli değil, ama neyse maçın yapılacağı mekana ulaşmanın verdiği mutluluk tarif edilemez.
- Stada vardığımda ilk dikaktimi çeken tribüne oturduğunuzda, ki istisnasız her bölgesinden, maçı tamemn izleyemeyecek olmanızdır. Tribünün üzeri kapatılmış, lakin destekleyici kolonların sayısı pek fazla. Bu durumda seyirciye bir tahmin oyunu oynamak düşüyor: Maçın en az hareketli bölgesi neresi olur? Bu soruya cevap verilip, direklerin o bölgeyi kapatmasına izin verilerek maç izlenecektir. Bir çözüm de kale arkalarından izlemektir ki, bu sefer de tel örgüler görüşü engelleyecektir... Bunun dışında bir de koltukların %100ünün toz kir içinde olduğu sorununu bir gazete ile hallettikten sonra açtık kamerayı, koyulduk seyretmeye maçı...
- Konuk ekip Çatalcaspor, bu sene sarı-kırımızıdan vazgeçmişe benziyor, çünkü yine ilk maçta giydikleri mor formalarla sahada yer alıyorlardı. Ev sahibi Bakırköyspor
ise beyaz formanın, omuzları yeşil, şort yeşil bir ekipmanla kendi sahasındaki maça çıkmıştı... - Maça konuk Çatalcaspor, ilk maçın kadrosuna yakın bir tertiple çıkmıştı. Kalede Selçuk yer alırken, geri dörtlü Muradiyespor karşısındaki oyunculardan oluşuyordu. Orta sahada yine Evren ve Onur yer alırken, bu sefer Berkan ilerideki 3lünün yanına yollanmış, geçen maçın 11 numarası, bu maçta 8 giyen-hala ismini öğrenemedim- ortaya gelmişti. Forvetin diğer ikilisi de 9 numaralı Mehmet ile bu maçta ilk defa izlediğim 7 numaralı kaptandı... Çatalca daha genç bir takım iken, Bakırköyspor defans hattında nispetten yaşça büyük oyunculardan kurulmuştu, zira kaptanları artık futbolun sonbaharından kışa dönük bir mevsim yaşıyordu...
- Her zaman olduğu gibi ev sahibi oyuna daha baskılı başladı, fakat "tüfeklerinin barutu" 10 dakika sonra tükendi ve sazı eline Çatalcaspor aldı. Cahit Hoca ile birlikte "kolej havası" yaratılan takımda, herkes ne oynadığını bilerek yer aldığı için sahada, top ayaklarına geldiğinde rakibin üzerine daha bilinçli gidebiliyorlardı. Top rakipteyken ise görev yerlerini boşaltmayan "erguvan renkli formalılar", birbirlerinin kademesine de iyi girerek, Bakırköyspor forvetine atak şansı vermediler. Selçuk kalesinde kalp atışlarını hızlandıracak bir tehlike yaşamazken, şık bir turuncu forma giyen meslektaşı ise yaptığı iki net kurtarışla hocasının yüzünü güldürüyordu...
- Golsüz biten ilk yarı sonrası, soyunma odasında Bakırköyspor hocası oyuncularını iyi "fırçalayıp" yeni bir oyun planı anlatmış olmalı ki, ikinci kırkbeş dakikaya ev sahibi daha baskılı başladı. Özellikle ilk yarı unuttukları kanatları kullanmaya başlayınca, Çatalcaspor kalesinde tehlikeli ataklar meydana geldi. Buna karşılık konuk ekip, Mehmet'in indirdiği toplarla Berkan ve 7 numaralı kaptanı ile etkili kontra ataklar peşindeydi... Ligin ilk haftaları olmasından dolayı 70. dakikadan sonra oyuncular fizik olarak oyundan düştüler, ve hocalar ardı ardına oyuncu değişiklikleri yaptılar. "Taze" oyuncular takımlarına bir kuvvet getirseler de, oyun bir kez beraberliğie kitlenmişti ve defans oyuncuları ne pahasına olursa olsun, gol yememeye niyetliydiler ve bunu da başardılar...
- Oyun genelinde üstün oynayan Çatalcaspor'du ama daha gergin olan da Çatalcaspor'du. Maç içinde gereksiz itirazdan gördükleri kartlar umarım ilerki haftalarda başlarına dert açmaz. Oldukça centilmence geçen maçın son dakikalarında "hiçten" sebepten oyuncular birbirine girdi ki, bir kavga varsa, iki taraf da suçludur mantığıyla, bu itiş kakış kimseye yakışmadı. Özellikle Bakırköyspor hocasını olayların içine sürükleyen sebep nedir, biz tribünden anlayamadık...
- Blog satırlarında sıkça, Çatalca halkının futbol bilgisine sahip olmasına rağmen, takımalrını yalnzı bıraktıklarından şikayetçi olmaktaydık, ama dün deplasmanda olan maçta ev sahibi gibi rahat davranan Çatalcalı topçulardı. Tribünlerin kendilerine ayrılan kısmını doldurmuştu Çatalcalılar ve tezahüratlarıyla, tepkileriyle, hatta küfürleriyle "takım nasıl tutulur" dersi veriyorlardı. Kendilerini tebrik ederken, zamanın birinci ligi, şimdinin endüstriyel futbol terimiyle "Türkcell Süper Liginde" yer almış Bakırköyspor'un neden buralara kadar düştüğünün cevabı da açık seçik ortadaydı: Sahipsilik...
- İkinci hafta sonrası 4er puana ulaşan iki takımdan Çatalcaspor önümüzdeki hafta iç sahada Avcılar Belediyespor ile oynarken, Bakırköyspor ise Hasköy ile karşılaşacak...
1 yorum:
Sabri dün biraz geç aldım mailini ve geç cevap attım kaçırdık maçı :) ama sahadaki olaylara rağmen kardeşce bitmiş bir maç başarılar :)
Yorum Gönder