skip to main |
skip to sidebar
- Bayram günleri oynanan maçları pek sevmem, evdeysen misafir olur, pür dikkat izleyemezsin takımı, tribüne gidersin "bayramlıklarıyla" gelen bir çok yeni yetme sarmıştır etrafı, tezahürattan bihaber. Bayramın ikinci gününe denk getirdi federasyon maçı, Galatasaray dolu dizigin giderken Kasımpaşa yönetimi de göz dikiverdi bayram harçlıklarına taraftarın:120 liraya bilet... Asgari ücretin dörte biri fiyatına bilet satıldığını acaba stada adı verilen Tayyip Erdoğan biliyor mu? Bir çok konuda kendisininden yardım talep eden Kasımpaşa yönetimi, bu cinliğini bildirmemiştir başbakana kuşkusuz. Hal böyle olunca, boş tribünlere oynandı bu geceki müsabaka...
- Hafta içi oynana Panathinaikos maçından sonra, rotasyon bekliyorduk Rijkaard'tan sağ olsun bizi yanıltmadı. Kalede her zamanki gibi Franco yer alırken, defansta Sabri-Servet-Emre ve Caner yer alıyordu.Her maç oynayan Hakan Balta'yı yanına oturtup, lig sonuncusuna karşı denemek istedi Caner'i... Orta sahada Ayhan'ı özlemişken, bu maç da Topal ve Sarp çekecekti ağır yükü, Elano yapacaktı "ince işi"... İlerde de Kewell-Arda ve Baroş Tolga'yı zorlayacaktı Rijkaard ve Neeskens'in planına göre... Maç öncesi soyunma odasındaki taktik böyleydi ama bilirsiniz sistemler-taktikler beş para etmez sahadaki topçun gününde değilse, hele hele bir de top seni sevmezse... Liderle son sıradaki takımın maçında ilk atak "zayıf" ekipten geldi, "kendi mahallelerinde fiyaka yapıyorlar" dedik, gülümsedik. Sonra "ağır abi" Baroş'la geldi, Elano vurdu, Ali Güneş uçtu, "tanrının eli" çıktı sahneye, kamaştı gözleri İlker Meral'in korner verdi, penaltı ve kırmızı kart niyetine... O pozisyonda kalan sarı-kırmızılı topçular Kasımpaşa'nın 4 "tık tık" psına bakınca Moritz avlayıverdi Arjantinli kaleciyi... O kadar şaşkındı ki lider takımın topçuları, golden sonra pek gelemediler Tolga'nın üzerine, son dakikada Arda aldı sürdü götürdü ama atıverdi dışarıya...
- İkinci devre sahadaki "hayaletler" Baros ve Elano duş alırken, yerlerinde iki "esmer" Keita ve Nonda yer alıyordu... Fil Dişili kanada hareketlilik getirirken, Galatasaray da iyice yerleşmeye başladı rakip yarı alana ve o bildik sağllı sollu ataklar başladı. Arda vurdu iki direk önledi, Nonda vurdu aut oldu ama Keita öyle narin bir ara pas attı ki, Nonda değil, kim olsa ayıp olmasın diye golü yazardı, Shabani de aynısını yaptı... Kapanan ev sahibi gene açılmışken, Galatasaray daha rahat geliyordu rakibinin üzerine... Ama ele geçen poziyonlar golle sonuçlanmıyor, "acaba" ile başlayan soru cümleleri beyinleri inceden kemirmeye başlıyordu, şüpheler öfkeye dönüşürlen, kaptan Arda ortaladı, Nonda kafayı çaktı ve öne geçirivierdi Galatasaray'ı 88. dakikada. Ortalama olarak 3 atardı Galatasaray, bir gol eksikti bu gece, onu da Sabri'nin ortasında, Keita'nın ikinci kez "al da at" pasını değerlendiren Nonda, hattrick yaptı, şapkadan 3 puan çıkardı Galatasaray adına...
- Başkan Adnan Polat'ın bilet fiyatlarını protesto etmek adına protokol tribünü bırakıp, taraftarın yanında yer alması göze hoş gelip, yürekleri okşadı bu bayram gününde. Lakin, bu fiyatlar çok önceden açıklanmıştı, o zaman tepkisini koyup, gerekli kamuoyu baskısı yapılsaydı, ki Galatasaray başkanı o güce sahiptir, maçta 100-200 değil stad kapasitesinin alabildiğince Galatasaraylı yer alacaktı, kimse Tarlabaşında, kasımpaşa sokaklarında telef olmayacaktı...
- Klasik bir sahne vardır "hakemleri konuşmayı sevmem" ile başlayan ve maçı yöneten trioya ağıza gelen söylenen an, ona benzer bir tutumla, maç yazılarında pek sık yer vermediğimiz hakemleri bu sefer yarın yerkesin konuşacağı gibi ben de yazayım biraz. Maçın başında Ali Güneş'in topu kale çizgisinden bir kaleci misali elle kesmesini görememiş olabilir İlker Meral, görmesi lazımdı, yardımcısı işaret etmeliydi, bu affedilebilir bir durum ama ikinci devre Ali Güneş'in gole giden Kewell'i düşürmesine neden sarı kart verdiğini tahminimce kendisi de maç raporunu yazarken açıklamada çok ama çok zorlanmıştır... Şimdi MHK'ya da görev düşüyor, bu hakeme "dinlendirme" cezası vermek, eğer böyle bir yaptırım uygularlarsa, kendilerine güvenim devam edecek, ama haftaya gene İlker hoca görev alırsa müsabakalarda, "Neyimiz doğru ki" deyip, kendilerini de çekeceğiz kokuşmuş düzenin içine...
- Hakemi yakan iki pozisyonda da baş rol oynayan Ali Güneş, maçtan sonra "Yalan söylemeye gerek yok, elle çeldim topu. Arda geldi sordu 'El var mı?' Ben de 'Var'dedim" şeklinde açıklama yapmış... Maçı televizyon başında izleyen herkesin gördüğü pozisyonu maç sonrasında itiraf etmek değildir "delikanlılık", makbule geçecek durum onu o anda hekeme itiraf etmektir, Galatasaray kaptanına değil... Artık o kadar tanımışız ki mleketimin topçularını, maçın devre arasında Ali Güneş itiraf edecek televizyon kameralarına diye söz birliği etmişçesine yorumda bulunmuştuk... Sizler de öyle düşünmediniz mi?
- Maçın sonları yaklaşıyor, Galatasaray'a gol lazım ve Servet pozisyon gereği rakip ceza sahasında, orta yapılıyor, kafa geliyor bizim "türkücüden", top auta çıkıyor ve Servet işaret ediyor Rijkaard'a ilerde kalayım mı diye... Hollandalı, "Dön geriye" emri veriyor ve "disiplinin" nasıl işlediğine şahit oluyor maçın takipçileri. Türk futbolun kronik hastalığıdır, işler sarpasarınca, herkesin kurtarıcı rolü üstlenmesi, hayatta da böyledir, kazada yaralanana ilk yardım bilen bilmeyen yardım etmek ister, daha beter hale gelir hasta, futbol takımında da mağlup durumdan beraberlik pozisyona geçmek için herkes öne atılır, oysa ki sabır ve plan gereklidir kaostan çıkmak için... Bu kriz ortamını iyi yönetti Rijkaard ve ekibi, yollamadı Servet forvete...
- Oyuna müdahale demişken Keita'nın Sancak ile dalaşması sonrası oyuncusunu kenara çekip, uyaran ve bölgesini değiştiren Rijkaard, tecrübesini konuşturdu, alkışı hak etti..
- Hocaların kıyaftiyle bitirelim maç yazımızı, Yılmaz Vural, son günlerin trendi jean üstüne gömlek ceket ile yer alırken ilk karşılaşmasında, Rijkaard ise ekose gömleğinin üstüne ceketiyle yer alıyordu saha kenarında...
Stat: Recep Tayyip Erdoğan Hakemler: İlker Meral, Orkun Aktaş, Gökhan Memişoğlu Kasımpaşa: Tolga, Ali Güneş (Dk. 62 Yekta), Koray, Barış, Sancak, Emre, Murat, Azar, Keller, Moritz (Dk. 70 Boukari), Yasin (Dk. 84 Baran) Galatasaray: Franco, Sabri, Servet, Emre Aşık, Caner (Dk. 90 Hakan), Mehmet, Mustafa, Arda, Elano (Dk. 46 Keita), Kewell, Baros (Dk. 46 Nonda) Goller: Dk. 26 Moritz (Kasımpaşa), Dk. 62, 89 ve 90+3 Nonda (Galatasaray) Sarı Kartlar: Dk. 47 Mustafa, Dk. 72 Keita (Galatasaray), Dk. 56 Murat, Dk. 58 Ali Güneş, Dk. 72 Sancak (Kasımpaşa)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder