27 Haziran 2010 Pazar

Galatasaray'ın Basketboldaki Yeni Yapılanması


Blogumuzun basketbol yazarı Gürkan'ı "hasta yatağından" kaldırdık ve kendisinden Galatasaray Erkek Basketbol takımında son günlerde meydana gelen gelişmelerle ilgili bir yazı yazmasını rica ettik, bizleri kırmadı ve başta Oktay Mahmuti olmak üzere, takıma yeni katılan oyuncuları u/M blog için değerlendirdi... Buyurun:

NBA final serisi geldi geçti. Hep beraber izledik, heyecanlandık, uykusuz geceler geçirdik. Süper bir kapanış maçı ile Lakers şampiyon oldu. Sevgili işverenim Sabri abi de dedi ki "Yaz şu final serisini". Destekledi, pohpohladı ve ben de maç maç size analiz ettim. İnşallah sıkmamışızdır sizleri. Tabi kontratımda asıl işim olarak “Galatasaray Basketbol Takımı”nı analiz edip sizlere sunmak maddesi olduğu için önümüzdeki sezon sizlerle buluşmayı planlayıp ve yeni sezondaki yazıma muhtemelen “uzun bir aranın ardından sizlerle buluşmaktan çok memnunum” tarzı bir yazı ile giriş yapacakken, kısacık bir aranın ardından tekrar karşınızdayım.

Bu kadar kısa zamanda dönmemin sebebi taraftarı olduğum takımımın şu ara basketbol dünyasını fazlaca meşgul etmesi. Çünkü Galatasaray Erkek Basketbol takımı ciddi anlamda yatırımlar yapıp bizleri heyecanlandırıyor. Hatta bu durum ilerleyen günlerde bir coşku seviyesine de çıkabilecek gibi görünüyor. Bunun üzerine Sabri abi de dedi ki “Gürkan sezonu erken aç” ben de teşekkürlerimi ileterek sezon öncesi atılımlarımızı bir değerlendireyim dedim. Son yıllarda gelişen bazı olaylar bizi üzse de yönetim artık o başarısızlık ve talihsizliklere dur dedi sonunda. 2007-2008 sezonundaki Final-Four başarısının ardından ciddi anlamda bir düşüş yaşandıktan sonra, bir de geçtiğimiz sezon Cemal Nalga olayı patlak verince iyice canımız sıkılmıştı. Ancak takımımız bu olaydan sonra öyle kenetlendi ki ligde kalmayı bir yana bırakalım neredeyse Play-offlara kalacaktı. Bu başarının üstüne radikal kararlar da alındı.
Bir sabah yaptığım rutin blog gezintileri sırasında “salsabasket”te gördüğüm bir haber anında dikkatimi çekti. Özel haber ilintisi ile yayınlanan yazıda Galatasaray’ın “Oktay Mahmuti” ile anlaşma yolunda olduğu yazıyordu ki "yok artık" diyesim geldi. Bir yandan da “keşke” dedim ama pek ihtimal vermiyordum. Fazla geçmeden öğleden sonra kulüpten resmi açıklama gelmiş ki ben anlaşma haberini “ntvspor” kanalında son dakika alt yazısında öğrendim. Tabi hemen resmi internet sitemize hücum ettim, detay aradım vs… Oktay Mahmuti ile anlaşmak onu Galatasaray çatısı altına getirmek büyük başarı. Öncelikle bazı yönlerde çok eleştirdiğim yönetimimizi (özellikle Evren Büker’i elden kaçması) bu açıdan tebrik etmemiz gerekir. Ciddi anlamda çok büyük bir iş başardılar. Türkiye’nin en kariyerli ve bana göre en iyi antrenörünü getirmek Galatasaray Basketbol takımının zihniyet değiştirmesi anlamına geliyor. Mahmuti’nin kariyerini anlatmaya gerek yok. Efes’i Final-Four oynatması ve son olarak Benetton’u çalıştırırken o kısıtlı bütçe ile başarıdan başarıya koşup ödül olarak da Euro-Cup’ da yılın antrenörü seçilmesi başlı başına bir başarı öyküsü.

Son yıllarda Efes Pilsen - F.Bahçe Ülker ikilisinin 20-30 milyon dolar bütçe ile takımlar kurup belli ölçüde başarı sağlamalarına karşın, Cafe Crown sponsorluğu ile birlikte genellikle ilk beş içerisinde yer almayı başarıp, play-off'larda da yarı final görebilen bir Galatasaray izledik. Yukarıda da değindim bu süre içinde en ciddi başarı Galatasaray’ın adeta kazıyarak elde ettiği Final-Four başarısı. Bu tablo kapsamında rakipleri ile bütçe anlamında mücadele edemeyen Galatasaray taraftarının gönlünde ise uzun zamandır Efes Pilsen ya da F.Bahçe Ülker ikilisine rakip olmak yatıyordu. Bu yolda yönetimsel anlamda atılan ilk adımın Efes Pilsen'in eski koçu Oktay Mahmuti olması önemli elbette. Koçumuz ile yapılan sözleşmenin üç yıllık olması ilk dikkat edilmesi gereken detay. Bu detay orta vadeli bir planın varlığı işaret ediyor bize. Zaten koç da resmi İnternet sitemize ve Galatasaray televizyonuna yaptığı açıklamada buna değindi. Ben de orada dikkatimi çeken birkaç noktayı sizinle paylaşayım.

Takımın hedefini “Gelenek sahibi olmak” olarak belirleyen Mahmuti, ana hedeflerinin günü kurtarmak değil, uygun bir program elde etmek ve Galatasaray Cafe Crown’u kimlik, gelenek sahibi bir takım hâline getirmek olduğunu söyledi. Galatasaray Spor Kulübü yöneticileri ile birkaç görüşmenin ardından ortak bir fikre sahip olduklarını belirten başarılı antrenör, ‘’Bir yapılanma sürecindeyiz. Şu an net olarak hedef söylememiz mümkün değil. Ancak hoş basketbol oynayan ve sürekli mücadele eden bir takım olmak istiyoruz’’ dedi. Tabi Oktay Mahmuti olduğu zaman beklentiler arttığı gibi transferlerde de flaş isimlerin takıma katılabileceği beklentisi doğdu. Mahmuti, bu konuda da ayrım yapamayacağını anlatarak, ‘’Sonuçta bir kimyadan bahsediyoruz. Bu kimyayı, sinerjiyi nasıl üst seviyelere getirebiliriz, onların çalışmasını yapacağız. Sahaya çıkan her oyuncu, Galatasaray formasını taşıyacak. Ve Galatasaray’ı temsil edecek. Biz de bu bilince sahip oyuncularla beraber olacağız. Benim burada olmam dolayısıyla bütçe artmayacak. Biz sadece kafamızdaki sisteme uygun oyuncularla çalışacağız” diyerek hedefler doğrultusunda oyuncu alınacağını ve Galatasaray formasının hakkını verecek oyuncularla çalışılacağını belirtti. Daha birçok konuya değindi koç ama buraya almak uzun sürer. Merak eden okurlarımız kulübümüzün resmi internet sitesinden takip edebilirler.

Oktay Mahmuti’yi yıllarca kendi ligimizde izledik, Efes Pilsen'de çalışmasının neticesinde inanılmaz bir Avrupa deneyimine sahip olan koç, bu deneyimi 2 sezon İtalya'da çalışarak daha da ileri seviyelere getirdi. Vizyonu geniş, gelişime açık kişiliği, engin tecrübesi kariyerine pozitif anlamda bir şeyler kattırmıştır mutlaka. Oktay Mahmuti deyince tabi aklımıza “muazzam bir savunma anlayışına sahip takım” gelir. Takım karakterini savunmada yansıtır. Sürekli mücadele eden, az sayı yiyen takım içinde sivrilen oyunculardan ziyade herkesin tamamlayıcı bir rolünün olmasını tercih eden, alan savunmasına çok mecbur kalmadıkça başvurmayan, defansif anlayışını birebirde geçilmeme üzerine kuran, hücumda ise sistem gereği takımın skorerini perdelerden çıkarma üzerine kuran ve en önemlisi her maç farklı bir ismin ön plana çıktığı takımlar yarattı hep sevgili koç. Bu sistemi takımımızda da işleyeceğini düşünüyordum ki buna uygun transferler ardı ardına gelmeye başladı. Mahmuti, röportajda yeni sezonda öncelikle yerli rotasyonunu oluşturmanın önemini vurgulamıştı ve kadroyu birbirlerini tamamlayıcı unsurlar taşıyan oyunculardan oluşturmak istediklerini söylemişti.

Bu bağlamda ilk transferimiz Ermal Kurtoğlu oldu. Beko Basketbol Ligindeki 3+2 kuralı nedeniyle çok çok önemli olan yerli rotasyonunu kuvvetlendirebilmek adına çok önemli bir transfer Kuqo. Uzun zamandır boyalı bölgede bu tarz bir yerli oyuncu eksikliği çekiyordu sarı kırmızılılar. Sırtı dönük oynayabilen, fiziğini kullanıp pota altını domine edebilecek bir uzun Ermal, ayrıca iyi bir orta ve uzak mesafe şutu da var. Tabiri caizse buraya cuk diye oturabilecek tipte bir oyuncu. Wilkinson ve Rancik gibi hücumda yüzü dönük etkili olabilen uzunların yanında Fatih Solak gibi tamamen savunmaya odaklanmış bir uzun rotasyonuna sahip olan Galatasaray takımı hem hücum hem savunmada müthiş katkı verecek bir oyuncuya sahip oldu. Son iki sezonu daha çok oturarak geçirmesi, Oktay Mahmuti'nin varlığı, oynamaya aç oluşu ve taraftar desteği bu transferde etkili olan yan faktörler. Ben iyi performans göstereceğini ve çıkışa geçeceğini düşünüyorum. Ermal’in forması için verdiği değerin en çarpıcı örneği 2006 Dünya Şampiyonasında maş esnasında çıkan sol el baş parmağını önemsemeyerek hemen kenarda yerine oturtturması ve maça devam etmesiydi. Maç sonunda yapılan röportajda Murat Kosova’nın "Oynayabilecek misin?" sorusuna “Sol elim abi sorun değil ben sağ elimle şut atıyorum, yerine oturttular buz yaparız geçer” cevabı ne kadar hırslı ve mücadeleci bir oyuncu olduğunu anlatmaya yeter de artar bile. Rancik’e de değinmişken, geçtiğimiz sezonun en formda ve en iyi oyuncusu olan ve Galatasaray taraftarının sevgilisi olan Sloven oyuncunun sözleşmesinin 2 yıl uzatıldığını da hatırlatalım.

Ermal transferinden sonra bir antrenör transferi gördük sarı kırmızılı takımımızda. Efes Pilsen’de uzun yıllardır yardımcı antrenör olarak çalışan Emir Alkaş, yeni sezonda Oktay Mahmuti’nin yardımcılığını üstlenecek. Özellikle Efes’de görünmeyen kahraman statüsünde görev yapan başarılı antrenör deneyimlerini artık Galatasaray’a aktaracak.

Özellikle yerli rotasyonu konusunda çok titiz çalışma yapılacağını belirten Oktay Mahmuti bu bağlamda ligin en iyi üç oyun kurucusunda biri olan Tutku Açık’ı da ikna etti ve Tutku Galatasaray’lı oldu. Özellikle Telekom’da gösterdiği mükemmel performans hala aklımızda. Asist kategorisinde hep üst sıralarda bulunması, ritmini bulduğunda yağmur gibi üçlükleri göndermesi, oyun sezgisi, pick and roll’u harika oynaması, takımı nasıl oynatacağını bilmesiyle modern bir oyun kurucu görüntüsü çiziyor Tutku. Bana göre yerli rotasyonunda ligdeki en iyi 3 oyun kurucudan biri (diğer ikisi Efes’de zaten). 30 yaşında olmasını da hesaba katarsak(basketbolda en verimli dönemdir) Tutku çok büyük katkı verecektir takımımıza.

Yerli rotasyonunda Galatasaray Fatih ve Caner dışında tüm oyuncularıyla yollarını ayırmıştı. Gard pozisyonunda Tutku'ya bir partner gerekli diye düşünüyorduk ki Mahmuti
bu oyuncuyu Almanya’da buldu. Bu yıl 3 numaralı kupada (EuroChallenge) şampiyonluğa uzanan Alman takımı Göttingen'in oyun kurucusu Taylor Rochestie yeni sezonda G.Saray Cafe Crown forması giyecek. 1985 doğumlu oyuncu Euro Challenge Final-Four'unda MVP seçildi ve takımını şampiyonluğa taşıyan en önemli faktör oldu. 15.1 sayı - 3.2 asist - 2.8 ribaund ortalamaları tutturan Rochestie'nin üçlük yüzdesi ise %40. Bu yüzde geçekten dikkat çekici. Kolej liginde takımı Washington State Üniversitesi’nin bu kategoride yıldızı olan genç oyun kurucu, üç sayı yüzdesi anlamında tüm zamanların en iyi üçüncü oyuncusu konumunda. Asistleri ve can yakıcı üçlükleri ile çok katkı sağlamasını bekliyoruz kendisinden.

Bu transferlerin üzerine Galatasaray takımı Melih Mahmutoğlu’nu transfer ederek geleceğe yatırımını da yapmış oldu. Efes Pilsen’in oyuncu fabrikası gibi çalışan alt yapısından yetişen bu oyuncunun ciddi katkılar vereceğini düşünüyorum. Melih Mahmutoğlu'nu Darüşşafakada gösterdiği performansından ötürü tanıyoruz. 1990 doğumlu, iyi bir şutör, tutturduğu zaman çok iyi işler yapabiliyor. 2 sezondur hem 1. ligde Darüşşafaka’da, hem de 2. ligde Pertevniyal formaları giyerek her hafta sonuna 2 maç sığdırıyordu. Şu anda Ümit Milli Takım kadrosunda ve oynadığı maçlarda şu ana kadar çok iyi performans sergliyor. Pınar Karşıyaka, Erdemir, Oyak Renault, Mersin BŞB gibi birçok taliplisi vardı ama tercihi sarı kırmızılı takım oldu. Genç oyuncunun da yapılan uzun vadeli planda çok kritik rol oynayacağını düşünüyorum.

Şu an itibari ile son transferimiz Haluk Yıldırım oldu. Beşiktaş Cola Turka’da takım kaptanı olan tecrübeli oyuncu, takımın ayyuka çıkan para krizleri süresinde arkadaşlarını bir arada tutmuş ve takımının her şeye rağmen başarılı bir performans çizmesinde başrol oynamıştı. Haluk Yıldırım transferi bu geçiş döneminde çok yararlı olacaktır diye düşünüyorum. Saha içinde 38 yaşında olmasına rağmen ortaya koyduğu mücadele ve hırs ile takım arkadaşlarına ve gençlere her zaman örnek olmuştur. Oktay Mahmuti'nin Efes Pilsen'de Prkacin'e teslim ettiği saha içi liderlik yetkisi, bu yıl Haluk Yıldırım'da olacak anlaşılan.

Tüm bu transferler ışığında Galatasaray Erkek Basketbol takımının çok iyi yolda olduğunu söylemekte yarar var. Ciddi anlamda yepyeni bir yapılanma var takımda. Öncelikle yönetimi attığı ciddi adımlar ve aldığı radikal karar konusunda kutlamak gerek. Mahmuti’nin antrenörlüğe getirilmesiyle başlangıç yapıldı ve uzun vadede bir başarı kazanma söz konusu. Kimse önümüzdeki sezon Galatasaray Cafe Crown’dan şampiyonluk beklemesin. İleride kazanılacak başarıları düşünerek taraftar her maç geçen sene yaptığı gibi(hatta daha fazla seyirci bekliyorum ben bu sene) desteklemeye sabırla devam etmeli. "Zafer yolunda çekilen her çile kutsaldır" sözünden yola çıkarak yolumuzun çok açık olduğunu düşünüyorum. Transferler de devam edecek ve biz de burada başarı yolunda atılan bu adımları yorumlamaya devam edeceğiz. Herkese iyi tatiller...

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin