9 Haziran 2010 Çarşamba

"Los Angeles'a Döneceğiz be Paul"


Gürkan, NBA finallerinde ikinci maçı "pas" geçti ama üçüncü karşılaşmayla tekrar u/M blogta... Buyurun:

İlk yazımda Kobe’nin Lortluğuna değinmiştim. Kobe serinin ilk maçında harika bir oyun çıkarmış ve ekürisi Gasol ile takımlarını seride 1-0 öne geçirmişlerdi. İkinci maçı ise üzülerek söylüyorum ki bazı sebeplerden dolayı izleyemedim. Maçta ilk maçın etkisiz ismi Ray Alan bir NBA rekoru kırarak tam 8 üç sayı isabeti bulmuş. Üstelik ilk 7 tanesi üst üste ve ilk yarıda olmak üzere. Alan o maçı 32 sayı ile tamamlamış. Kobe’nin de kötü şut performansı ile oynadığını söylüyor otoriteler. Aslında seri bir satranç mücadelesi şeklinde gelişiyor. Hem tarihten gelen rekabet (en çok şampiyonluğu bulunan iki takım olmaları) hem de iki takımın birbirini çok iyi ezberlemesi adeta iyi oynanan bir satranç oyunu gibi geliştiriyor seriyi ve çok ufak ayrıntılar belirliyor şu ana kadar serinin kaderini. Bu yüzden hamleleriniz rakibi şaşırtmalı ve sizi o maç için ya da seri için ayrıcalıklı kılmalı. Serinin üçüncü maçının sonucunu da böyle ufak ayrıntılar belirledi. En çok göze batan ise Derek Fisher’ın olağanüstü oyunuydu.

Kaan Kural maçın canlı yayınında durumu çok güzel özetledi ve Fisher için “İçine Kobe kaçmış adeta” dedi. Aslında bu onun ilk bu tarz bir oyun sergileyişi değil. Zaten Kobe maç sonunda da buna değinerek “Oyunu beni şaşırtmıyor” dedi. Asıl cevabı ise bana göre Fisher verdi ve maçı kazanmalarını ve bu iyi oyununu neye bağladığı sorulduğunda gözleri dolmuş bir şekilde ve zor konuşarak “inanç” dedi. Playofflarda yüzlerce maç oynamış NBA’de 13. sezonunu geçiren bir oyuncu Fisher. Tabi bu onun yıldızlığını göstermiyor. Biraz eskiye dönelim. 2004 Batı yarı final serisinin en kritik maçı oynanmakta. Bu maç 5. maç ve serilerde 5. maçı kazananın genelde seriyi kazandığı herkesçe bilinir. San Antonio Spurs’ün karşısında Lakers’in Peyton’lı, Shaq’lı, Kobe’li, Malone’lu efsane kadrosu var ve bu kadronun da oyun kurucusu Fisher’dı. Kâğıt üzerinde ve sahada harika duran beşin en zayıf halkasıydı Fisher. Ancak o kadar hırslı ve inançlı bir oyuncu ki o maça bu kadar yıldızın arasından damga vurmayı başarmıştı. Spurs Duncan’ın bitime 0,4 saniye kala attığı basketle öne geçmiş tüm Spurs oyuncuları kenar yönetimi ve seyirciler maçın bittiğini düşünürken (tabi ki ben de) son top için Lakers mola almıştı. Bu kadar kısacık bir süre içinde top nasıl oyuna sokulur diye düşünürken oyununun da Kobe veya Shaq üzerine kurulacağı da belliydi. (Zaten maç sonun koç Phil Jackson’da bunu doğrulamıştı) Topu kenardan oyuna sokacak olan Peyton bu iki oyuncuya topu ulaştıramayınca 5 sn ihlaline yakalanmamak için o anda kim olduğunu gördüğünü bile tahmin etmediğim perdeden çıkan oyuncuya yani Fisher’ a topu attı. Sonrasını zaten anlatması zor. O top nasıl elden çıktı -ki basket kararı da doğruydu- anlamak imkansızdı. Fisher o sene belki de NBA şampiyonunu belirlemişti.(Lakers O sezon finalde Memo’lu Pistons’a elenerek şampiyonluğu kaybetmişti). Bu Fisher’ın benim gördüğüm ve hatırladığım ilk harika performansıydı.
Bir diğeri ise Utah’ da Memo ile beraber oynadığı dönemde gerçekleşti. 2007 Batı Yarı Final serisinde Golden State Warriors’a karşı kızının rahatsızlığından dolayı ilk maçı kaçırmıştı Fisher ve ikinci maçın 2. yarısına ancak yetişebilmişti. Maçın son periyodundaki harika oyunu ile maçın uzatmaya gitmesine yardımcı olmuş ve uzatmada bulduğu sayılar ile maçı Utah’ın kazanmasında çok büyük pay sahibi olmuştu. Özetlersek bu verdiğim örnekler ve bu sabahki maç bize Fisher’ın ne kadar tecrübeli ve özgüvenli olduğunu gösteriyor. İlk iki maçta iyi oynamasa bile bu maçta tüm skor Kobe’nin sırtına binmiş ve Kobe de sıkıntı yaşıyorken sahneye çıktı Fisher ve 11’i o harika oynadığı son çeyrekte olmak üzere 16 sayıya imza attı. Serinin üçüncü maçında Los Angeles Lakers, Boston Celtics'i deplasmanda 91-84 yenerek seride 2-1 öne geçti ve saha avantajını tekrar eline geçirdi. Fisher’ın katkısına değinmiş olmuşken bir de maçı özetleyeyim:

Karşılaşmaya Kevin Garnett' in üst üste 6 sayısıyla hızlı giren, Lakers buna Artest ve Fisher ile yanıt vermeye çalıştı: (8-4). Rondo’yu da devreye sokan Celtics 4.dakikada farkı 7 sayıya çıkardı: (12-5).Ardından Lakers koçu Phil Jackson’ın molası geldi.Mola sonrası başlangıçtaki Celtics fırtınasını atlatan ve toparlanan Lakers’da Kobe maçtaki ilk sayılarını periyotun bitimine 6:13 dakika kala serbest atışlarla buldu. Odom’un üçlüğüyle de son 4 dakika 40 saniye kala skorda ilk kez öne geçmeyi başardı: (14-16). Kalan bölümde yoncalar Garnett-Rondo ikilisiyle sayı bulurken Lakers da Gasol ve Odom ile özellikle boyalı alanda etkili oldu. Son 5 dakikada fırtınayı iyice atlatan Lakers 12-5’lik seri yakalayarak devreyi 26-17 önde kapadı. İlk periyotta Boston'u 12 sayıyla oynayan Kevin Garnett sürüklerken, Los Angeles Lakers'da Kobe Bryant son 6 dakikaya 7 sayı sığdırdı.

İkinci periyoda Bryant ve Brown'un sayılarıyla 5-0'lık seriyle giren Lakers üzerine bir de iyi savunmasını ekleyerek ilk bölümde farkı 14 sayıya çıkardı: (17-31). Son 8 dakikada 26-5'lik seri yakalayan Lakers’da topun kıymetini bilen, yardımlaşan ve topu pota altına indiren bir oyun anlayışı vardı. Buna karşılık ise Boston son 15 şutunun 11’ini kaçırmıştı. 9 dk. kala Odom’un basketi ile fark da 17 sayıya kadar ulaştı. Kobe Bryant’ın kenara gelmesiyle dağınık bir görüntü vermeye başlayan Lakers’a Davis, Robinson, Garnett ve Rondo'nun sayılarıyla 9-0'lık seri yakalayarak son 5.24 dakikada farkı 8 sayıya indirerek yanıt verdi Boston(29-37). Mola sonrası oyuna giren Bryant ve Gasol'un kritik sayılarıyla bu kritik süreci atlatan Los Angeles Lakers, üstünlüğünü korudu ve Bynum'un sayılarıyla devre sonunda soyunma odasına 12 sayı önde girdi: (40-52). Devre arası olurken 2. maçın yıldızı Ray Allen’ın 5-0 ile sayı üretememesi ve bir diğer yıldız Pierce’ın 8-1 ile 5 sayıda kalması dikkat çekici bir istatistikti. Kobe de kötü bir şut performansı ile oynamasına rağmen gayreti ve isteği ile ilk yarıyı 16 sayı ile tamamlayarak ilk yarının yıldızı idi. Boston cephesinde ise Garnett muazzam bir oyun ile 15 sayı üreterek takımını ayakta tutmayı başardı. Ayrıca Lakers’ın savunmadaki üst düzey oyunu ve uyumunu da unutmadan ekleyelim.

Karşılaşmanın ikinci yarısına hızlı giren Boston Celtics Lakers hücumda adeta duvara çarpmış durumdaydı. Boston ilk 3: 30 dakika içinde rakibine sadece 2 sayı şansı tanırken, Garnett, Pierce (3) ve Tony Allen'ın sayılarıyla fark 7 sayıya indi: (47-54). Bu bölümde ilk yarıdaki pota altı tercihini de unutmuş görününen Lakers’a Boston da hücumda kötü tercihlerle yardımcı olmaya başladı. Bryant ve Fisher'ın sayılarıyla nefes alan Lakers, son 7:36 dakikaya 49-58 üstün girdi. Lakers bu bölümde ekmeğini taştan çıkarırken özellikle Kobe’nin hücum ribaundu sonrası dışarı çıkan topu ribaunt-asist karışımı pası sonucu Bynum’un kazandığı basket-faul Kobe’nin büyüsüne kaptırmıştı bizi iyice. Ancak maçı bırakmayan ev sahibi ekip son bölümde farkı 4 sayıya indi: (61-65). Gasol'un son 24 saniyedeki basketiyle rakibinin farkı daha da kapatma şansını boşa çıkaran Lakers final periyoduna 61-67 üstün girdi.

Maçın son çeyreğine Davis ve Rondo'nun üst üste bulduğu basketlerle farkı kapatan Boston Celtics, son 9:46'da skoru 67-68'e getirdi. Mola sonrası Fisher ve Odom ile rakibine öne geçme şansı vermeyen Lakers, son 5:33'e 70-76'ya üstün girdi. Pierce ve Garnett'ın basketleriyle skorda 3 kez farkı 2 sayıya çıkaran Boston, son 2:00 dakikaya 80-82 geride girdi. Bu bölümde hakemlerin 3 defa pozisyonlara karar veremeyip video görüntülerine başvurmaları sonucu adalet de bir şekilde dağıtılmış oldu. Oyunun son bölümünde sahada büyük bir mücadele yaşanırken, Bryant ve Fisher'ın sayılarıyla 5-0'lık seri bulan Lakers, son 48.3 saniyeye 80-87 önde girdi. Kalan sürede Pierce'ın çabaları sonucu değiştirmeye yetmedi ve Los Angeles Lakers karşılaşmayı 91-84 kazanarak seride 2-1 öne geçmeyi başardı.

Rakibini deplasmanda yenerek saha avantajını tekrar eline geçiren Los Angeles Lakers'da Kobe Bryant kullandığı 29 şutun 10'unda isabet bularak maçı 29 sayı (2s: 9/22, 3s: 1/7, SA: 8/8), 7 ribaund, 4 asist, 3 blok, 2 top çalma ve 1 top kaybıyla tamamladı. Lakers’da son periyotta ürettiği 11 sayıyla zafere imzasını atan Derek Fisher maçı 16 sayı (2s: 6/9, 3s: 0/3, SA: 4/4), 3 ribaund, 1 asist ve 2 top kaybıyla sonlandırırken, İspanyol pivot Pau Gasol ise 13 sayı (2s: 5/11, SA: 3/6), 10 ribaund, 4 asist, 2 blok ve 1 top kaybıyla oynadı. Kenardan gelerek %100 şut isabeti ile oynayan Lamar Odom ise 12 sayı (2s: 4/4, 3s: 1/1), 5 ribaund, 1 asist ve 1 top kaybıyla galibiyetin mimarlarından biri oldu.
Ev sahibi Boston Celtics'de ilk 2 maçın aksine muazzam bir oyun ortaya koyan Kevin Garnett 25 sayı (2s: 11/16, SA: 3/4), 6 ribaund, 3 asist, 1 blok ve 3 top kaybıyla oynarken, Paul Pierce'ın 15 sayı (2s: 2/8, 3s: 3/4), 2 ribaund ve 2 asist'lik performansı sonucu değiştirmeye yetmedi. Boston’un genç yıldızı Rajon Rondo ise maçı 11 sayı (2s: 5/9, 3s: 0/1, SA: 1/4), 8 asist, 3 ribaund ve 2 top çalma ile maçı tamamladı. Los Angeles'da oynanan ikinci maçın yıldızı Ray Allen ise bütün benzinini Los Angeles’da bitirmiş olacak ki kullandığı 13 şutun hiçbirinde başarılı olmayarak büyük hayal kırıklığı yarattı. Fisher bu maçta 2. maça göre onu savunmakta daha çok gayretli olsa da Allen şutlarının yarısından fazlasında neredeyse boş kullandı. Allen eğer 1 şut daha kullanıp, kaçırsaydı finalde en çok şut atıp, başarılı olmayan oyuncu ünvanını elde edecekti. Allen maçı serbest atışlardan bulduğu 2 sayıyla kapatırken, 4 ribaund, 2 asist ve 2 top kaybına da imzasını attı.

Yazımın başında serinin bir satranç maçı hamlesi şeklinde geçtiğini belirtmiştim. Lakers’ın bu maçtaki hamlesinin ise, hücumda top paylaşımını iyi yapıp topu mümkün olduğunca her hücumda pota altına indirmek olacağını düşünüyordum. Lakers oyuncuları maçın son periyodu hariç bunu büyük bir kararlılıkla uyguladılar. Özellikle tüm oyuncuların içeri penetre etmeleri ve pota altını zorlamaları bunun göstergesiydi. Bynum’un olmadığı dakikalarda Lakers’ın sayı üretmekte ve savunmada çok sıkıntı çektiğini gördük. Sakat olmasına rağmen özellikle 2 pota altında da sağlam duran genç oyuncu serinin kilit noktalarından birini oluşturdu ilk 3 maçta.

2-3-2 sistemi ev sahibi avantajına sahip takıma her zaman büyük avantaj sağlıyor. 2 maçı kazanarak bu avantajı eline geçiren Boston bunu iyi kullanamadı. Hatta Paul Pierce bu avantajın yarattığı etkiden ve birazda aşırı kendine güveniyle olsa gerek 2. maçın son saniyelerinde Fisher’a “bir daha Los Angeles’a dönmeyeceğiz” demişti. Ancak dönmek zorunda kaldı. Pierce sanırım takımını ateşlemeye çalıştı ama rüzgar ters tepti. Her ne kadar Fisher'ı övsek de birebirde kötü olduğunu söylemeliyiz. Buna rağmen çok övdüğümüz Boston savunması onun içeri elini kolunu sallaya sallaya girmesine ve eli titremeden isabet bulduğu şutlarına engel olamadı.

Lakers’ın maçın başından itibaren rüzgarı kendi lehine aldığını söylemek gerek. 12-5 mağlubiyetle başladıkları maça bu noktadan sonra özellikle Kobe’nin çabalarıyla hem ofansif hem de defansif anlamda mükemmel bir oyun ortaya koydular. İkinci yarıda 32-8 lik serinin akabinde 17 sayılık fark yakaladılar. 2008’de Staples’ta 24 sayıdan gelmiş Boston, bu seferde geriden geldi; fakat o noktada Pierce’ın sinirlendirdiği Fisher ipleri eline aldı. Bir parantez de Gasol’e açmak gerek. Her ne kadar ilk 2 maçın aksine daha az sayı üretmiş olsa da İspanyol yıldız, Garnett’in iyi savunmasına rağmen kritik anlarda ve Kobe’ye orta ve uzak mesafeli şutları ile destek oldu. Lakers’ın savunmada ve hücumdaki gayreti ve agresifliği zaten serini kaderini belirleyecek en önemli faktör.Tabi Bynum’un da serinin sonuna kadar sağlıklı kalmasını ve performanssını devam ettirmesi gerekiyor. Ayrıca Kobe’nin de bir insan olduğunu her maç da 29 şut kullanamayacağını da anlamıştır herhalde Lakers oyuncuları.

Boston’da ise serinin ileriki maçlarında mutlaka Garnett’e ve Rondo’ ya yardım gerekli hücumda. Ayrıca şunu gördük ki serini kilit ismi Ray Allen. Onun iyi oynadığı maçı kazanan Boston kötü oynadığı maçlarda sayılarına çok ihtiyaç duydu. Ayrıca Ron Artest’in de Pierce’ı devreden çıkardığını unutmamakta fayda var. Boston’un 4. maç öncesi bunlara acil önlem alması gerekiyor. Savunmayı her iki takımda aynı düzeyde yaptığı için iyi hücum eden takımın serinin kaderini belirleyeceği çok net bir şekilde belli oldu. Bakalım 4. maçta büyük hamleyi kim yapacak.

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin