Rengarenk tribünlerinin aksine bembeyaz bir formayla çıkmıştı Gana takımı sahaya, oysa hep onları cıvıl cıvıl renklerle görmeyi arzulamışımdır ama Puma imalatı ekipmanın sağ göğsündeki yıldız da ayrı bir zerafet katmıştı beyaz formaya. Ganalıların tersine Sırlar ise kendi bayraklarını andıran kırmızı zemine beyaz haçlı "üst-başla" Afrika'daki ilk maçlarında boy gösteriyorlardı. Sırp çalıştırıcı Antiç, defansa Premier Ligin iki sağlam savunmacısı Vidic ile İvanovic'i yerleştirmiş, hızlı Afrikalılara karşı "duvar" gibi savunmayı tercih edip, forvet hattında ise Zigiç, Pantelic ve Krasic ile gol arıyordu. Özellikle, transfer sezonunda bizim memlekette ismi en fazla geçen oyuncuydu Krasic, izlenmeye değerdi, dikkatli izledik ama bizlere pek bir şey gösteremedi o Rusya'daki oyunundan...
Diğer tarafta ise tanıdık bir isim koruyordu Gana kalesini: Faruk Gürsoy ya da Kingson. Çocuk yaşta memleketinden koparılıp İstanbul'a getirilmiş, bilmediği memlekette dikiş tutturmak adına Türk vatandaşı dahi olmuş ama bizim acımasız futbol kültürümüzün içinde yok olup gitmişti... Kingson dışında, bir de Appiah'ı izlemeye beklerdim ama Sırp hoca Milovan Rajevac onu ancak 73. dakikada oyuna aldı ki o anda vuvuzelalar desibel rekoru kırdılar...
Önceki turnuvalarda saha içinde göstermiş oldukları mücadeleci oyunla beğeni toplayan Gana, bu akşam yine aynı azmi ve direnci sergiledi Sırbistan karşısında. Her topa "deli danalar" gibi koşmaları coştururken tribünleri, bir ara seyirciler sahaya bile girmiş, yöresel danslarını taç çizgisi kenarında icra ediyorlardı kameraların bizlere gösterdiği kadarıyla. Hatta turnuvanın bir ilki de gerçekleşmiş, bir seyirci penaltı golü sonrası sahaya dalmış, ardından güvenlik görevlileri koşturmuş, yakalayamamış coşkulu Ganalıyı, falan filan, maçı anlatan spikerin yalancısıyım...
İlk yarıda bütün enerjilerini harcayıp, gol kaydetme başarısı gösteremeyen Ganalılar, ikinci devrenin ortalarında oyundan düştüler ve dizginleri Sırplar aldı ellerine ama onlar da Lukovic'in çift sarısı sonrası bir eksik oynamaları neticesinde egemenliği kuramadılar Kingson'ın kalesinde.
62. dakikada oyuna adım atarken formasının göğsündeki Sırp bayrağını öperek oyuna giren Kuzmanovic, heyecanının bedelini maçın son dakikalarında gereksiz yere topu elle keserek ödüyor, Gana takımına penaltı armağan ediyordu. takım arkadaşı hakeme yalvarır gözlerle bakaduruken, Sırp file bekçisinin bakışlarında ise "O top benim arkamdaki filelerle buluşmayacak" cümlesi okunuyordu ama maç boyu golü en fazla isteyen, bir topu da direkten dönen Asamoah Gyan, Kuzmanovic'in hediyesini geri çevirmiyor ve takımına 3 puan kazandırıyordu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder