Cezayir'in turnuvada oynadığı maçları 90 dakika boyunca izleme fırsatım olmadı, ya ikinci yarısına yetiştim, ya ara ara izledim ya da son maçta olduğu gibi İngiltere maçıyla çakıştı ve İngilizleri tercih ettim fakat hepsinin özetlerini ve önemli pozisyonları tekrarlar sayesinde takip etme şansım oldu... İlk maçta Slovenya karşısında Jabulani destekli bir hata yapınca kaleci Faouzi Chaouchi son iki maçta kaleye Rais M'Bolhi geçti ve böylece uzun zamandır "buzdolabında" beklettiğim yazıyı yazmanın vakti geldi...
Bulgaristan'ın köklü ekiplerinden Slavia Sofya'nın kalesini koruyan M'Bolhi, Kongolu baba ve Cezayirli anneden Fransa'da dünyaya gelir ve babası erken yaşta hayata gözlerini yumunca, annesi tarafından büyütülür. Futbolla resmi ilk deneyimini Racing Paris takımıyla yaşayan M'Bolhi, daha sonra Marsilya'ya transfer olur. 3 sezon Marsilya B takımının kalesini koruduktan sonra İskoçya Premier Lig ekiplerinden Hearts'ın dikkatini çeker ve futbol kariyerine devam etmek üzere İskoçya uçağaına atlar fakat orada umduğunu bulamaz. Rais M'Bolhi, hiç maç oynamadan Hearts'tan gönderilince, Yunan ve Japon liglerinde kendini ispat etmeye gayret gösterip Bulgaristan'ın Slavia Sofya takımına transfer olur. Bulgaristan'ın siyah beyazlı takımında oynadığı oyunla taraftarı kendisine hayran bırak Cezayirli kaleci, Bulgaristan A Grupa'da "Yılın Kalecisi" seçilir. Litex ve CSKA gibi yerel takımlar Slavia'nın file bekçisini transfer etme heapları içine girmişken, karşılarına bir dünya devi dikilir: Manchester United.
Dünyanın dört bir yanında yollamış olduğu yetenekli ve genç oyuncu izleme "ajanları", yine görevlerini yaparlar ve Ferguson'a Bulgaristan'daki kaleciden haber yollarlar, yaşlı kurt da hiç zaman kaybetmeden M'Bolhi'yi denenmek üzere Manchester'a çağırır. Bulgaristan'da daha liglerin devam ediyor olmasına aldırış etmeden, ki Slavia ununu elemiş, eleğini asmıştı, Slavia Sofya yönetimi kalecisini İngiltere'ye yollar, tabii başkan Stefanov'da olası bir transfer durumu için ikinci uçakla uçar Manchester'a...
Kırmızı Şeytanlar ile 2-3 gün idmanlara çıkan M'Bolhi, Ferguson tarafından beğenilir ama Manchaster kalitesinde bir takımda oynamak adına tecrübesiz bulunur, Dünya Kupası gibi önemli bir organizasyonda göstereceği performans beklenir ve sözleşme imzalanmadan Bulgaristan'a geri gönderilir, lakin Berbatov ve Vidic'in genç kaleci hakkında ağız birliği etmişçesine söyledikleri M'Bolhi'nin kalitesini bir kez daha kanıtlar:
"Bizim takımda sadece Van der Saar bu genç çocuktan daha iyi kaleci"
Mancheter United, Cezayir'li kaleciyi bir de Afrika 2010'da izleyip, son kararı vermek üzere işi "sallayınca" , Newcastle United hiç zaman kaybetmeden başkan Stefanov'u arayıp, "Gelin 1 Milyon pounda bu çocuğu bize verin" teklifinde bulunur... Bulgarlar oyuncularına güvendikleri için, Cezayir formasıyla çıkaracağı başarılı maçlar sonrası fiyatının katlanacağını hesap edip, kalecilerinin transferini hemen gerçekleştirmezler ve de yanılmazlar zira M'Bolhi, İngilizlere kalesini kapayarak ismi bütün Adaya duyurur ve Amerikalılara karşı da 90+2ye kadar soğuk terler döktürerek Alex Ferguson'a mesaj yollar...
Cezayir, dünkü sonuçlarla kupaya veda etti ve şimdi futbol simsarları Rais M'Bolhi'nin peşinden "cirit atmakla" meşgüldürler, tabii Slavia başkanı Stefanov da gelecek dolarların hesabını yapmakla meşgüldür... Bizim kulüpler ise nedense "gözlerinin önündekini" göremeyecek kadar körler ya, ben de bu yazıyı yazarken buna yanarım...
1 yorum:
Artik iyi bi takima gideceyi belli bence ama Newcastle konusuyla ilgili aksam Stefanov (1 milyon poundtan)daha iyi teklifler beklediyini soyledi
Yorum Gönder