20 Haziran 2018 Çarşamba

Rusya:3-1:Mısır


Rusya kendi evinde gümbür gümbür ilerlerken, memleket futbol "ulemaları!" da ağızları açık etrafa bakıp, Rusya'nın tarafına dönme salvolarına başladılar bile. Mohamed Salah'ın Liverpool'da gösterdiği başarılı performans sonrası birden Messi ve Ronaldo seviyesine yükseltilmesi, ulusal takımını Dünya Kupasında başarıdan başarıya taşıyacağını düşünenlere, Dar Alanda Kısa Paslaşmalar filminden bir replik yollamak isterim:

"Hayat futbola fena halde benzer; futbol şahsi beceri gerektirir, değişmez o da ayrı konu. Ama aynı zamanda da toplu oynanan, yani insanların bir takım halinde oynadığı bir oyundur. Hayat da böyle değil mi? İstediğin kadar yetenekli ol, iyi bir takımın yoksa hava gazı, mantarlarsın..."

Mo Salah'ı dün gece Rusya karşısında izlerken bu satırlar aklıma düştü, Liverpool'da etrafına kurulmuş uyumlu bir grupla "kelebek gibi uçan" Salah, milli takımda yürüyemedi bile.(Sakatlığının etkisi de var ama sağlam olsaydı da çok bir şey değişmezdi) Öte taraftan Kasımpaşa'da yaptıkları ile memleket futbolseverlerin dikkatini çeken Trezeguet, "piyasasını yükseltmek" hayali güttüğü iki Dünya Kupası maçında da umduğunu bulamadı. Kumaşı var, yetenekleri belli bir oyuncu ama Kasımpaşa Galatasaray değil ki, Galatasaray'ın oyun tarzı farklı, rakiplerin Galatasaray'a karşı tutumları çok daha farklı. Mısır dünkü mağlubiyet sonrası Rusya'ya büyük oranda veda edecek ve Fatih Terim hala Trezeguet'i kadrosuna katmakta ısrarlıysa, turnuva başlamadan önceki fiyattan daha düşük bir rakama transfer edebilecek Mısırlı topçuyu...

Rusya'ya dönersek, ev sahibini hazırlık maçlarında izleyip "küçümseyenler" o biçim yanıldılar, şimdi de aynı kişilerden fena halde Rusya güzellemeleri duyacağız. Böyleyiz işte, ortamız yok maalesef, severken öldürürüz. İlk maçın yıldızı Golovin istatistiklere yansıtmadı maçtaki varlığını da yine "kadife ayaklarıyla" attığı uzun ve ara paslarla gözümüzün pasını sildi. Cheryshev ve Dzyuba turnuva başlarken belki de yedek oyuncular olarak planlarda yer edinirken, Suudi Araplara karşı gösterdikleri performansla ilk onbiri "hak" ettiler ve dün gece de attıkları gollerle galibiyetin mimarı oldular. Sivasspor'da bir Mehmet Yıldız vardı bir zamanlar, "kazma" filandı ama "öküz" gibi güçlüydü, ite kaka atardı golleri, ona benzettim Dzyuba'yı seyrederken, çok yapılı, fizikli, boylu, onunla eşleşen stoperlerin vay haline...
Grubun son maçında ev sahibi Uruguay'a karşı daha zorlu bir mücadeleye çıkacak, belki de liderlik için kapışacaklar da Muslera'nın işi hiç de kolay olmayacak...
İlginç bir not daha ekleyerek bitirelim, bu Dünya Kupasında goller ya duran toplardan ya da rakibin kendi kalesine attığı gollerden geliyor, şimdiye kadar takımlar 5 defa rakip kale yerine kendi filelerini havalandırdılar, bakalım final bitince bu istatistik kaç golde sona erecek...













Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin