9 Mart 2009 Pazartesi

Bülent Uygun ve Aykut Kocaman


Fenerbahçe karşısında arka arkaya 3 ve 4 gol yiyen Sivasspor, bugün kendi sahasında Ankaraspor karşısına durumu düzeltme amacıyla çıkmıştı. Ligin ilk yarısının bitiminden sonra oynadığı maçlarda aldığı puanlar ve takipçilerinin puan kayıpları, bir çok insanın gözünde Sivasspor'u "yarı şampiyon" yapmıştı ki geçen sene ligin son haftasına kadar "şampiyonluk" sözü etmeyi yasaklayan Bülent Uygun, bu sene "Bu iş olacak" havasında, bir komutan edasıyla o kanal bu kanal dolaşıyordu. Hatta televizyonları geçtik, gazetelere de birbirinden ilginç röportajlar veriyor, bir gün Arsene Wenger'e sallıyor, ertesi gün Galatasaray ve Beşiktaş'a... Kendi seyircisi önündeki maça rüzgarı da arkasına alarak başlayan Sivas, Mohamed'in serbest vuruşundan arzuladığı golü buldu ve rahatladı. Bu rahatlık öyle bir rahatlık haline geldi ki kırmızı beyazlılar hücümü unuttu ve sürekli defans yaptı... Geriye yaslandıkça konuk takım üzerlerine geldi ve genç oyuncusu Umut ile beraberlik golünü buldu... İşte o an, sahneye tekrar Bülent Uygun çıktı... Orta sahada Mehmet Yıldız'a faul yapıldığına kızgınlığını kulübenin plastik levhasından aldı. Bir vurdu kırılmadı, iki vurdu olmadı ve üçte "karate kid" edasıyla dalıverdi bacağı diğer tarafa. Allahtan cam değildi ki başına büyük bela açardı, cam olsa öyle vurur muydu orası da ayrı soru... Bülent Hoca, kulübeye kızacağına, aslında golden önce Ankaraspor'a 9 pas yaptıran oyuncularına "dalmalıydı" Yılmaz Vural misali... Maçın sonunda hakem Deniz Çoban'a diklenmesi, oraya kadar gidip hakemin burnuna burnunu değdirip ağzından tükürükler saçarak bağırması... Ve nihayet en sevdiği iş olan maç sonu demeç vermesi... Maçı yöneten hakemin soyadına vurgu yapıp, onu küçümseme tavrı takınması, bırakın bir hocaya, hiç kimseye yakışmayan bir konuşma tarzı... Hakeme tepkisinin nedeni de alehlerine "çalıştığı" iddasında bulunması... Oysa, hakem istese Sivas ceza sahasında Petkoviç'in Bilal'i düşürmesindeki penaltı kokan pozisyonda düdüğü çalabilirdi... 3 İstanbulu ve bu sene kafaya oynayan Trabzonluların dışında Anadolu halkının sempatisi vardı Sivas takımına, "Anadolu'dan şampiyon çıksın" diyordu insanlar kendilerine mikrofon uzatıldığında ama Bülent Uygun'un bu kaybedilen puanlar sonrası hareketler soğutuyor Sivas'tan milleti. Kayseri ile berabere kal Tolunay'a "sar", Fenerbahçe'ye kaybet Galatasaray ve Beşiktaş'a laf koy, Ankaraspor'a puan ver hakeme saldır... Hedeflerinden biri de sene sonu Aragones'in yerine geçmek olan Bülent Uygun, böyle devam ederse arzuladığı takımı çalıştırabilir mi? Artık yerel bazda başarıları aşan ve Avrupa sahalarına adını kalıcı şekilde yazdırmak isteyen Fenerbahçe camiası kulübe tekmeleyen hocayı ister mi? Ömrü-hayatında tek emeli Fenerbahçe'yi çalıştırmak olan Yılmaz Vural'ı Kadıköy'e yaklaştırmayan camia, Bülent Uygun'u Saraçoğlu'ndaki sağlam bir yedek kulübesine oturtur mu? Yoksa illaki öz evladımız gelsin sarı lacivertli takımın başına derlerse, yıllarca beyefendiliği ve duruşuyla ezeli rakip taraftarlarının dahi sempatisini kazanmış Aykut Kocaman mı bu göreve uygun görülür?

4 yorum:

Flying Dutchman dedi ki...

hayır herhangi bir uyarı bile almıyor ona yanıyorum ama bu sefer lütfedip bir ceza verecekler sanırım. Şu fotoğraf çok şeyi anlatıyor aslında.

gokmenoz dedi ki...

Herkes gerçek yüzünü elbet bir gün gösterir!

Hiç bir zaman büyük olamayacaksın Bülent!

alperensaylar dedi ki...

öncelikle kişisel görüşüm bu teknik direktörlük işi beyefendilikle olmaz. yanlış anlaşılmasın aykut kocaman'ı çok beğenirim teknik direktör olarak. oynatmak istediği sistemin pareira'nın ve zico'nun bol hazırlık paslı sistemini andırması ve bunun de fenerbahçe'nin şu anda en çok işine yarayacak olan sistem olması evet fenerbahçe için en "uygun" teknik direktör olduğunu gösterir kanısındayım. ama dedim ya beyefendiliğinden dolayı değil, bu taktik anlaşından dolayı. yoksa ne kadar geçen seneye kadar olan kısmıyla hatırlamak istediğim bülent uygun da bu futbolu oynatsın onu da isterim bir taraftar olarak.
ayrıca bir fenerbahçeli olarak ben de çok üzülüyorum bülent uygun'un bu hallerine. fatih terimcilik oynuyor ama ne kadar benzer hareketlerini tenkit etsek de kimsenin inkar edemeyeceği bir kariyeri vardır terim'in ve bu yüzden bu ülkede fatih terim olmak zordur. bunun yerine biraz sakinleşse, takımının zafiyetlerine çözüm bulsa ve kendisi olsa bülent uygun daha az antipatik olur, hatta sempatik olur.

Ser dedi ki...

öncelikle cocukluk kahramanlarimdan biri asker Bülent'i bir yana koyarak baslamak istiyorum. babamla maclara gittigimde gol attiginda bizim tribünün önüne gelip selam vermesiyle kalmisti aklimda. keske de öyle kalsaydi..

Sivas gibi kücük bütceli, kisitli yeteneklerden olusan bir takima, gercekten takim futbolu oynatmasi, direncli bir takim yaratmasi takdire sayan.. bunu kimsenin inkar edecegini sanmiyorum. ama bir insan yaptiklariyla, söyledikleriyle, davranislariyla bu kadar mi antipatik olabilir. bir, iki degil o kadar cok kez ofsayta düstü ki. basardiklarina saygi duymakla beraber kendisine en ufak bir sempati beslemiyorum.

Fenerbahce'ye beni gercekten Fenerli yapan, Fenerbahce kültürünü basariyla tasidigina inandigim Aykut Kocaman ya da Ridvan Dilmen teknik direktörlük yapabilir. Bülent Uygun da Fenerbahce müzesine gelip resim cektirebilir.

Blog Widget by LinkWithin