13 Haziran 2010 Pazar

Arjantin:1-0:Nijerya


Maradona'yı yeşil sahalarda en son bir Nijerya maçıyla izlemiştim Dünya Kupasında, sonrasında doping kullandığı gerekçesiyle cezalandırılmış, Bulgaristan maçında takımındaki yerini alamamış ve Arjantin de zorla çıktığı üst turda Romanya'ya elenip evine dönmüştü. İşte o yıldan düne aradan geçen 16 sene sonra "Tanrının Eli" kendisini görmeye alışık olmadığımız takım elbise içinde yine bir Dünya Kupası maçında arz-ı endam etmişti futbolseverlerin karşısına. Rakibi yine Nijerya'ydı, hatta Yunanistan ile beraber 94'teki grubun Bulgaristan hariç bir benzeriydi ve bıraktığı yerden başlamak için bundan iyi bir fırsat olamazdı Maradona için...
Tribünde Arjantinliler olunca vuvuzelaların yerine davul ve insan seslerinin yoğunlukta olacağı belliydi, hatta Nijeryalılar da "davulcudur" onlar da kullanmaz vuvuzela dedik, öyle de oldu ama meraklısı çokmuş bu "aletin" gene de sürdürenler oldu "arı vızıltısını" az da olsa.
Nasıl ki Afrika'ya getireceği oyuncuları seçerken iki İnter'li Zanetti ve Cambiasso'yu kadro dışı bırakmıştı Maradona, Nijerya maçın ilk on birinde de yine bir İnter'li Milito kesik yedi hocadan. Şampiyonlar Liginin yıldızı hocasının arkasında kulübede otururken Tevez ve Higuain, Messi'nin önünde gol arayacaklardı. Barcelona yaptıklarını milli takımda yapmıyor diye eleştirilen Messi, Katalan diyarlarında kaldığı yerden devam etti oyununa, yanındakiler de kendisine ayak uydurunca günün ikinci maçında "yağmur gibi gol" izleriz diye düşünürken Heinze de daha altıncı dakikada kafayı çakınca, biz futbol dilencilerinin iyice ağzı sulandı. "Pire" Messi her topu ayağına aldığında kalbimiz daha hızlı atıyordu lakin Nijerya kalecisi Enyeama, bir oraya atlayıp, bir buraya zıplayıp meşin yuvarlağın ağlarla buluşmasına izin vermiyordu. Siyahi kaleci kurtardıkça, mahalle köşelerinde elde tesbih racon kesen "kabadayı" görünümündeki Maradona da "kuduruyordu", hani bıraksalar sahaya dalacak, o pozisyonlardan birini gol yapacaktı. Arjantin farkı arttıracak sayıyı bulamazken, savunmada da boşluklar veriyor ama Nijerya'nın bir Amokachi'si bulunmuyordu...


İkinci yarıya yine aynı kadroyla sahaya çıkan Arjantin, Messi oynadıkça oynuyor, o durdukça da Nijerya'ya veriyordu oyunun iplerini. Hatta yeşil-beyazlılar bir kaç pozisyon yakaladı ki, futbol tanrıları yine Maradona'ya beraberlerdi... Higuain'e 79'a kadar sabreden hoca, son 10 dakikada Milito'ya şans verdi, o kadar kısa sürede ne olacaksa... İkinci maçta Milito başlar ilk onbirde, Madrid'li oturu kulübede. Aslında kulübede oturması gereken bir diğer oyuncu ise Tevez, istatsitik tutmadım ama Messi'ye verdiği paslar bir elin parmaklarını geçmez, "Messi kadar ben de yıldızım bu takımda" der gibi bir ruh hali var Apachinin, bu da Arjantin için pek hayra alamet değil ilerki maçlar adına...
Nijerya kalecisini bir defadan fazla geçemeyen Arjantin oynadığı ilk maçı kazanarak, 3 puanı da cebe indirdi ama "Messi olmazsa bu takımı sadece saha dışındaki Maradona için seyredilir" cümleleri sarf ettirdi bizlere, bu kadar da acı durumları...

2 yorum:

yusufgs dedi ki...

abi yazi cok guzel.Yalniz ben Arjantinin 1994 Dunya kupasinda bir üst tura çıkıp 1/8 finallerde Romanyaya elendi diye biliyorum

ultras/Movement dedi ki...

Yusuf haklısın, şimdi baktım arşive, aynen dediğin gibi olmuş...
Maradona gidince benim için de Arjantin bitmiş o günlerde demek...

Blog Widget by LinkWithin