31 Ekim 2014 Cuma

Basın Yalan Yazıyor Şampiyon Olmayınca

Türk yazılı ve görsel medyasının rengi belli olduğu için Galatasaray'ın "tökezlediği" günleri dört gözle beklerler ve ellerine öyle bir fırsat geçtiğine hiç "affetmezler" yapıştırırlar "kriz" manşetlerini. İşte bugün Galatasaray ile ilgili çıkan haberlerden 3-5 ekran alıntısı...
Biz bu haberlere inanmıyoruz, bu yazılanları okumuyoruz bile de hala medyadaki Galatasaray düşmanlığını bilmeyen takipçilerimize göstermek için blogumuzda paylaşıyoruz...
Ne diyordu tribünlerimiz:
"Basın yalan yazıyor şampiyon olmayınca
İçim rahat etmiyor Fener'e k..mayınca."









30 Ekim 2014 Perşembe

Lutu ve Galatasaray'da İlk İdmanı


Ionut Lutu... "Galatasaray'ın yeni Hagi'si"... Böyle transfer edilmişti 1998 senesinde Galatasaray'a Universitatea Craiova'da attığı 23 golden sonra. Ama o "minik Hagi" Türkiye'de sadece 3 maç oynayıp "gerisim geri" memleketinin yolunu tuttu. Sonrası tam bir futbol seyyahı olarak 15 kadar takım forması giydikten sonra  Romanya'da Becali'nin "uşağı" olarak nam salarak yaşamını sürdürdü. Lutu bugünlerde facebook işine de merak salmış ve açtığı facebook hesabında Galatasaray'da yaşadığı ilk idman tecrübesini aktarmış:

"Romanya'da yaptığım gibi, tozluk ve tekmelik giymeden eşofmanlarımı üzerime geçirdim ve idman sahasına doğru giderken Hagi soyunma odasından çıktı ve beni durdurdu: 'Hey Lutu, sen deli misin? Tekmeliksiz olur mu? Bu heriflerin neler giydiklerini görmüyor musun?' Gerçekten de diğer oyuncular maça çıkar gibi hazırlanmışlardı ve öyle bir antrenman yapıldı ki 20 dakika geçmeden yorgunluktan kusacak gibi oldum. İdmanı zorla bitirdiğimde yemekte kaşığı tutacak gücüm dahi kalmamıştı, titriyordum ve kendimi bayılacak gibi hissediyordum."




Türküm, Türkiye Milli Takımında Oynuyorum


"Almanya Dünya Şampiyonu oldu, bana gelen mesajlar 'Ya işte bak, Almanya milli takımını seçseydin şimdi Dünya Şampiyonu olacaktın şeklindeydi' ama arkadaş ben Türk'üm, Türkiye Milli Takımında oynuyorum."

Nuri Şahin
Borussia Dortmund'lu Futbolcu

Türkiye Milli Takımını neden seçtiğini anlatırken

29 Ekim 2014 Çarşamba

Tweet Cezası

Melo'nun bir takipçisinin Aziz Yıldırım hakkında yazdıklarını retweetlesi sonrası Türkiye Futbol Federasyonundan aldığı ceza memlekette uzun süre konuşulmuştu, işte İngilizler de bize özenmiş olacaklar ki Queens Park Rangers'lı Rio Ferdinand'a da "tweet" cezası olarak 3 maç oynamama ve 25.000 pound para cezası vermişler. Transfer sezonun son günlerinde bir taraftarın "Belki QPR ihtiyacı olan iyi bir stoper alabilir." mesajına Ferdinand'ın "Anneni alabilirsin, sahada iyi iş çıkarır #fahişe" cevabı tecrübeli oyuncunun başını yakmış.

Popescu'yu Affedeceğim


"Eğer 2 Kasım'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Romanya Cumhurbaşkanı olarak seçilirsem ve Popescu'da cezasının affedilmesi talebinde bulunursa, onu affedeceğim. Fakat, tecavüz, hırsızlık, cinayet ve yolsuzluk gibi suçları asla ama asla affetmeyeceğim."

Victor Ponta
Romanya başbakanı

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en güçlü adayı olan Ponta, 3 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası alan Popescu'nun affedilmesi hakkında konuşurken

28 Ekim 2014 Salı

Rusya 2018 Amblem


FIFA, Rusya2da 2018 yılında yapılacak olan Dünya Kupasının amblemini bu gece açıkladı. İşte dört sene sonra Haziran ayında oldukça fazla aşına olacağımız logo... Oldukça sade ve şık olmuş, ne dersiniz?

İdman Cezası


Hocaların idman taktikleri ve çalışmaları birbirinden farklıdır da topçulara ilginç cezalar veren "çılgın" hocalar da yok değil. Daha önce Adanaspor'da forma giyerken Ersan Adem Gülüm'ü "ben malım" t-shirtüyle hatırlıyoruz da, Brezilya'da Figuerenese hocası Fernades'in futbolcularına etek giydirdiğini kim unutabilir ki. Bu ilginç cezalara bir örnek de İskoçya liginden geldi: Patrick Thistle kulübünde forma giyen Jake Carroll antrenmanlarda "arazi olmanın" cezasını giydiği "kas adam" kıyafetiyle ödedi. Çarşamba gecesi İskoçya kupasında Celtic'le oynayacakları maç öncesi idmana bu ilginç kıyafeti giyen Carroll'un oldukça neşeli ve halinden memnun olduğu gözlendi.



27 Ekim 2014 Pazartesi

Hagi-Prandelli ve Albayrak


Bu kulübün efsanesine bunları söyleyen Abdurrahim Albayrak, Galatasaray kulübünün vizyonu ve misyonunu bilmeyen Prandelli'ye "Hemen pes etme" deyip, İtalyan hocanın kalması için çaba sarf ediyormuş...

Şampiyonlar Ligi'nden sonra Spor Toto Süper Lig'de de istediği sonuçları alamayan Galatasaray'da Prandelli'nin durumu Kasımpaşa maçından sonra netleşecek.
4-0 biten İstanbul Başakşehir maçının ardından teknik direktör Prandelli'nin soyunma odasında sinirli olduğu ve futbolcularla hiç konuşmadığı belirtilirken, İtalyan teknik adamın görevi bırakma noktasına geldiği de öğrenildi.
Stattan kimseyle konuşmadan ayrılan Prandelli'nin Florya Metin Oktay tesislerinde yeniden yönetim kuruluna giren Abdurrahim Albayrak'la yemek yediği ve genel durumdan şikayetçi olduğu bildirildi
Abdurrahim Albayrak'a takımın durumuyla ilgili bilgi veren İtalyan teknik adamın, "Geldiğimden beri değişmeyen şeyler var. Çok çalışmamıza rağmen istediğimizi elde edemiyoruz. Çok ümitli değilim" dediği, Albayrak'ın ise, "Biz büyük bir camiayız. Büyük bir takımız. Hemen pes etmek olmaz. Bir hafta daha sabırla bekleyelim" yanıtını verdiği öğrenildi.
Prandelli'nin çizdiği karamsar tabloya rağmen Abdurrahim Albayrak'ın hem İtalyan teknik adama hem de futbolculara moral verdiği gözlendi. Gece geç saatlere kadar Florya'da kalan Abdurrahim Albayrak'ın futbolcularla da görüştüğü bildirildi.
Öte yandan Duygun Yarsuvat Başkanlığındaki Galatasarayın yeni yönetiminin mazbataları aldıktan sonra ilk toplantısını gerçekleştirmesi ve son yaşanan olayları masaya yatırması bekleniyor..

26 Ekim 2014 Pazar

İstanbul Başakşehir:4-0:Galatasaray


Garip haller içindeyiz...
Sivas maçında takım üçlü defansta sıkıntı yaşar, bolca pozisyon verir rakibe...
Prandelli üç gün sonra aynı taktik ve dizilişle çıkar Arsenal karşısına ve dört gol yer....
Dortmund maçında sağ ve sol kanatlardan ceza sahasına yapılan ortalardan goller gelir...
Hoca, "Amaç lig" der, "Biz lige göre hazırlık yapıyoruz" savunmasında bulunur maçın bitiminde...
Üç gün sonra Borussia Dortmund maçından kopyala-yapıştır gollerle yine dört farklı mağlup olunur Başakşehir takımına...
Takım, freni patlamış kamyon misali hızla giderken uçuruma, direksiyonun başındaki Prandelli hiç ama hiç müdahale edemez.
Gücü yetmez, becerisi yetmez, bilgisi yetmez, kapasitesi yetmez...
O halde daha fazla çirkinleşmeden bu işler, istifa etmek de bir hizmettir, bavulu toplayıp yolculanmalı İtalya'ya...
Maç mı?
Koskoca Galatasaray, 4-0 mağlup olduğu bir maçta doksan dakika boyunca sadece dokuz faul yaptıysa bu iş zaten bitmiştir. Kaybetmeye karşı bir reaksiyon, bir tepki de vermiyorsan sahada ruhun gitmiştir...
Kaleye beş ya da altı şut attıysan bu yağışlı zeminde, maç kazanmak kaf dağının arkasında bir hayal olarak kalır...
Bereket bu manzaralar daha ligin ilk haftalarında da telafi için vakit bol...
Tek ümit de bu zaten...
Vakit...


Stat: Başakşehir Fatih Terim
Hakemler: Tolga Özkalfa, Adil Sinem, Süleyman Özay
İstanbul Başakşehir: Volkan Babacan, Uğur Uçar, Yalçın Ayhan, Gençer Cansev, Ferhat Öztorun, Rotman, Sedat Ağçay, Visca, Mossoro (Dk. 83 Alparslan Erdem), Doka (Dk. 80 Enver Cenk Şahin), Semih Şentürk (Dk. 88 Mehmet Batdal)
Galatasaray: Muslera, Veysel Sarı (Dk. 51 Umut Bulut), Koray Günter, Hakan Balta, Tarık Çamdal, Melo (Dk. 31 Bruma), Selçuk İnan, Dzemaili, Olcan Adın, Sneijder, Burak Yılmaz
Goller: Dk. 16 ve 69 Mossoro, Dk. 20 Semih Şentürk, Dk. 76 Doka  (İstanbul Başakşehir)
Sarı kartlar: Dk. 56 Koray Günter, Dk. 64 Dzemaili (Galatasaray), Dk. 59 Sedat Ağçay (İstanbul Başakşehir)

** Line ultrasMovement Canlı Maç Anlatımı***
 Canlı maç anlatımlarımızı takip etmek ve sürpriz hediyeler kazanmak için telefonuna ücretsiz Line uygulamasını indir, "Arkadaş Ekle" sekmesine gel, "Resmi Hesaplar" dan ultrasMovement'ı bul ve sen de bize katıl...

17:51 ultrasMovement Galatasarayımızın Başakşehirspor karşısındaki ilk onbiri belli oldu: Muslera, Veysel, Koray, Hakan Balta, Tarık, Felipe Melo,
Selçuk, Dzemaili, Olcan, Sneijder, Burak Yılmaz
17:52 ultrasMovement Galatasarayımızın galibiyetleri devam ediyor, voleybol erkeklerde Galatasaray:3-Beşiktaş:0...
18:25 ultrasMovement Kadınlar Cumhurbaşkanlığı Kupası Final maçı 3. çeyrek sonucu: Galatasaray:34-Fenerbahçe:44
18:53 ultrasMovement Kadınlar Cumhurbaşkanlığı Kupası Maç sonucu: Galatasaray:48-56:Fenerbahçe
18:57 ultrasMovement Takipçilerimizin sorusuna cevap: Fenerbahçe maçında yapmış olduğumuz atkı ödüllü yarışmanın kazananlarıyla hafta içi iletişime geçilmiş ve adres bilgileri Line ekibine yollanmıştır.  Bizi takip ettiğiniz için teşekkürler...
19:01 ultrasMovement Başakşehir-Galatasaray maçı için her iki takım da sahaya çıktı ve görkemli bir şekilde İstiklal marşımız okunduktan sonra karşılaşmanın başlaması için son dakikalar yaşanırken, takımımız yedek kulubesi onunde galibiyet yeni ediyor. Başarılar Galatasaray.
19:01 ultrasMovement Karşılaşma ev sahibi ekibin vuruşuyla başladı. Yağmur yağışlı ve soğuk bir hava var. Umarım attığımız goller içimizi ısıtır...
19:06 ultrasMovement Dakika 4: Oyuna etkili başlayan takım Galatasaray oldu ama ilk tehlikeli atak Başakşehir takımından geldi, Semih'in ortasında Vischa iyi vurdu ama Muslera gole izin vermedi.
19:09 ultrasMovement Dakika 7> Başakşehir takımının amacı defansımızın arkasına atacağı toplarla Visca'yı buluşturup gol aramak ve şimdilik bunu deniyorlar ama başarılı olamadılar.
19:13 ultrasMovement Şu dakikalarda oynanmakta olan Manchester United-Chelsea maçında Chelsea takımı Didier Drogba'nın golüyle 1-0 öne geçti.
19:15 ultrasMovement Dakika 12> Ceza sahası önünde yapılan paslaşmalar sonrası rakip kaleye ilk şutumuz Olcan'dan geldi. Bu arada Melo'nun bir sakatlığı var, kenarda Hamit hazırlanıyor ama Melo bu, kolay kolay pes etmez...
19:18 ultrasMovement Dakika 15> Başakşehir  Mossoro ile 1-0 öne geçti. Visca'nın sol kanattan ceza sahası içine yaptığı ortayı Mossoro kalemize yolladı. Rakibin attığı gol Dortmund'un ikinci golünün bir benzeri. Defansımız gereken dersi almamışa benziyor.
19:22 ultrasMovement Dakika 19> Başakşehirspor Semih'le farkı ikiye çıkardı. Ceza sahası içinde yapılan paslaşmada Doka defansın arkasına sarktı, şutu Muslera'dan döndü, Semih topu boş kaleye yuvarladı...
19:26 ultrasMovement Dakika 24> Dzemaili'nin ceza sahası dısından vurusu kaleci Volkan'da kaldı.
19:32 ultrasMovement Dakika 30> Takımımızda Melo çıkıyor, Bruma onun yerine oyunda. Umarım Melo'nun sakatlığı çok ciddi değildir. Geçmiş olsun Felipe...
19:39 ultrasMovement Dakika 35> Bir kez daha Dzemaili ile uzaktan kaleyi yokladık ama yine Volkan iki hamlede topa sahip oldu. Bruma oyuna hareketlilik getirdi.
19:39 ultrasMovement Dakika 37> Sneijder'in başlattığı atakta Bruma ceza sahasına girdi, rakibi karşısına aldı, Sneijder'a verdi ama onun vuruşu defansa çarparak geri döndü.
19:48 ultrasMovement İlk yarı sona erdi: Başakşehirspor:2-0:Galatasaray
20:06 ultrasMovement İkinci yarı takımımızın vuruşuyla başladı. Fırtına şiddetini arttırdı, bakalım bu maç nasıl sona erecek, futbolcular topu sürmekte zorluk çekiyor.
20:08 ultrasMovement Dakika 46> Başakşehir üçüncü gole yaklaştı, Sedat'ın vuruşunu Muslera kornere çeldi.
20:11 ultrasMovement Dakika 50> Veysel  çıkıyor Umut oyunda. Yağmur biraz olsun dindi ama saha adeta "havuza" döndü.
20:16 ultrasMovement Dakika 55> Koray Günter takımımızda sarı kart gördü.
20:20 ultrasMovement Dakika 59> Basaksehir'de Sedat Ağcay sarı kart gördü. Sneijder'in sert tepkisi var rakibine, sakatlamaya yönelik bir hareket Sedat'tan.
20:24 ultrasMovement Dakika 63> Dzemaili sarı kart gördü. Zeminin de iyice bozulması nedeniyle tipik bir orta saha mucadelesi sergileniyor şu anda.
20:26 ultrasMovement Dakika 64> Umut'un ceza sahası içine kafayla indirdiği topa Burak sert vurdu ama top rakip savunmacıya da çarparak kornere çıktı. Kornerden gelen topa Selçuk vurdu ama top kaleden uzağa gitti.
20:29 ultrasMovement Dakika 69> Başakşehir Mossoro ile farkı üçe çıkardı. Doka'nın sağ tarafta çıkardığı topa Mossoro ilk golü attığı gibi penaltı noktası üzerinden gelişine vurdu ve kendisinin ikinci golünü attı.
20:36 ultrasMovement Dakika 75> Basaksehir Doka ile farkı dörde çıkarıyor. Defansımızın arkasına atılan topta Doka karşı karşıya topu Muslera'nın yanından filelere yolladı.
20:39 ultrasMovement Dakika 79> Basaksehir'de Doka çıkıyor Cenk oyunda.
20:43 ultrasMovement Dakika 83> Basaksehir'de Mossoro çıkıyor Alparslan oyunda.
20:47 ultrasMovement Dakika 89> Basaksehir takımında Semih çıkıyor Mehmet Batdal oyunda.
20:53 ultrasMovement Dakika 91> Umut'un pasında Burak kaleciyle karşı karşıya topu filelere yollayamadı. maç boyu takımın bulduğu en net pozisyondu ve onu da gole çeviremedik...
20:53 ultrasMovement Karşılaşma sona erdi. Başaksehir:4-0:Galatasaray. Ağır bir yenilgi oldu ama Galatasaray bunun altından kalkmasını bilecektir. Buyuk takım olmak bunu gerektiriyor. Yeni yönetim, özellikle A.Albayrak'ın işi çok zor...

Wilmar Jordán Gil Başakşehir'e Doğru


Bulgaristan pazarını en iyi tarayan ekiplerin başında geliyor Başakşehir Futbol Kulübü, özellikle Mersin de Kasımpaşa da komşuyu yakından izliyor da Abdullah Avcı'nın transferleri tam isabet çıkıyor. Doka'yı almışlardı, sonra Tom'u getirdiler Liteks'ten, şimdi de Nesim Özgür, ya da Bulgarların tanıdığı ismiyle Nesim Neşedov, Liteks'in gol kralı Wilmar Jordan Gil'i getiriyor Başakşehir takımına devre arasında. 89'daki Bulgaristan göçü sonrası Türkiye'ye gelmiş, Galatasaray ve Fenerbahçe'nin transfer gündeminde yer almış, İstanbulspor ve Trabzonspor formaları giymiş Nesim futbolu bıraktıktan sonra menajerliğe girişmiş memlekete Atıf Chahechouhe, Sarmov, Dimitrov, Minev gibi topçuları getirmişti. Nesim'in memleket piyasasına süreceği yeni isim olan Wilmar, 2013 yazında Bulgaristan'a geldi ve turuncu beyazlı formayla çıktığı 35 A Grupa maçında 20 gol atarak gol kralı oldu. Bu sezon da şimdiye kadar 9 maç oynayan 24 yaşındaki Kolombiyalı forvet 4 gole imza attı takımı adına. 450 bin euroya Liteks'e gelen oyuncuyu 1 milyon eurdan ucuza satar Bulgar ekibi de, bizim üç büyükler öyle "ucuz" topçuya tenezzül etmez de, sonra da iki kat para önererek almaya çalışır Başakşehir'den bu topçuyu...

25 Ekim 2014 Cumartesi

Levski Sofya:0-3:CSKA Sofya


Bulgaristan A Grupa'nın 13. haftası Sofya derbisine ev sahipliği yaptı ve dondurucu bir havada, karlar altında oynanan maçı kırmızı beyazlı CSKA net bir skorla kazandı: 3-0. Ezeli rakibi karşısında ark arkaya 6. galibiyeti alan CSKA Soyfa'nın golleri 23. dakikada Toni Silva, 45. dakikada Bush ve 85. dakikada Galchev'den geldi.
Maç günü Sofya'da yağan yoğun kar yağışı yaşamı olumsuz etkilerken, saha zemini de top oynanmaz hale gelmişti ve maçtan saatler evvel zemini incelemeye çıkan CSKA Sofya hocası Stoycho Mladenov maçın pazar gunune ertelenmesini isterken, Levski'nin teknik patronu Georgi İvanov maçın kararlaştırılan saatte oynanmasını istedi, zemini kontrol eden müsabaka hakemi Ivaylo Stoyanov derbinin saat 16'da oynanacağını belirtti ve müsabaka başladı. Tabii, Levski taraftarının saha temizleme çalışmalarındaki emeği de yadsınamaz.



Tabii, derbinin klasiği iki taraftar grubunun yapmış olduğu koreografileri belirtmeden geçmeyelim. Ev sahibi pozisyonda olan mavi-beyazlı "Levskarlar", bu sene kuruluşlarının 100. senesinin şerefine "100 yıldır Sofya'nın gardiyanıyız" temasını işlerken, CSKA ultrasları da "CSKA olmadan bir an bile yaşayamam" pankartının arkasında koskocaman bir kalp görseli hazırladılar. Konukları da vardı Balkanların bu ateşli derbisinin, Levski Sofya tribününde Macaristan ve İtalya'nın Lazio taraftar grubundan misafirler boy gösterirken, CSKA'yı da Steaua Bükreş'li ultraslar ve Urchins Liverpool grubuna ait taraftarlar desteklemekteydi.



Karşılaşmaya maçın "sembolik" ev sahibi Levski daha atak başladı, CSKA kalecisi Divis'i zorladılar da mavi beyazlı tribünden atılan bir kartopu Mladenov'u "yere serince" maç durdu, ortalık alevlendi, sinirler gerildi. Bu andan itibaren CSKA gelmeye başladı rakip kaleye, Bush düşürüldü, penaltı istediler, hakem oralı olmadı ama 23. dakikada Levski ceza sahası içinde yer alan karambolde topu önünde bulan Toni Silva, kariyerinin en rahat gollerinden birini atarak takımını 1-0 öne geçiriyordu. Yaklaşık 10 dakika sonra kırmızı beyazlılar ikinci gole de yaklaştı ama Kukoc'un pasında Bush'un vuruşu az farkla auta gitti. Devrenin sonlarına doğru Levski beraberlik için yüklendi ama tabelayı değiştiren Bush'la CSKA oldu. Vasilev'in rakip savunma arkasına attığı ara pasıyla buluşan Bush, kaleciyi de çalımlayıp boş kaleye topu yuvarlarken, takımı da soyunma odasına 2-0 önde gidiyordu. Devre dönüşü de oyunun hakimi olan CSKA, Toni Silva ve Markinyos ile farkı açacak pozisyonlar buldu da beceriksiz davranınca ortalığı yıkacak gol sonradan oyuna giren Galchev'le geldi. Kırmızı beyazlı tribün sevinçten yıkılırken, Levski taraftarı da öfkeden tel örgüleri yıktı, sahaya indi.


Derbi öncesi ve sonrası çıkan olaylarda 55 taraftar göz altına alınırken, Bulgar emniyet birimlerinin yaptığı açıklamalara göre de iki polis memuru yaralanarak hastaneye kaldırılmış bu geceki maçtan sonra.

Levski Sofya- CSKA Sofya derbisi ve tribünden görüntüler:
Levski Sofya








CSKA Sofya










Futbolcu Var, Futbolcu Var


CSKA Sofya-Levski Sofya derbisi, ya da kırmızı ile mavinin mücadelesi, siyasi bir bakışla askerle polisin kapışması, kısaca Bulgaristan'da hayatın durduğu doksan dakika... Balkanların en önemli derbilerinden biri olan Sofya derbisi bugün saat 16.00'da bir kez daha tarihe damga vuracakken, kırmızı beyazlılar son senelerde ligde göstermiş oldukları başarısız grafiğin aksine bu sene puan tablosunun zirvesindeler ve şampiyonluk sözcükleri fısıldanmaya başlıyor ağızlardan daha çok erken olmasına rağmen. Öte yandan ezeli rakipleri Levski Sofya ise A Grupa'ya iyi başlamamasına rağmen toparlandı ve onlar da taraftarına CSKA galibiyeti armağan etmek istiyor. Tribünler ise her derbide olduğu gibi koreografi hazırlıklarına çoktan başladılar, çalışmaları bitirdiler, pankartları hazırladılar bile. Bu hazırlıklara CSKA Sofya'lı oyuncular ve teknik direktör Stoycho Mladenov da "Meşale ve sis bombalarına kullanılmak üzere" notuyla 520 leva katkıda bulunmuş.
Bu haberi okuyunca Galatasaraylı futbolcuların Borussia Dortmund maçı öncesi "copy-paste" yolladıkları tweetler ve sahadaki "mücadeleleri!?!" göz önüne getirilince, bir büyüğümüzün maç esnasında söylediği "futbolcu var uğruna ölünecek, futbolcu var yüzüne tükürülecek" sözünü hatırladım birden...


La Liga'nın En İyi Golü Hangisi


Bu pazar İspanya'da La Liga'nın 2013-2014 sezonunun "en"leri ödül töreni yapılacak ve bu kategorilerden biri de "en güzel gol" kategorisi olacak. Yapılan eleme sonrası finale üç aday kalmış: Giovanni dos Santos, Cristiano Ronaldo ve Lionel Messi.  Goller aşağıda, sizce hangisi en güzel gol?




Villareal'in Valencia'yı dörtledi maçta Dos Santos'un topu kontrol edip, bir müddet sürdükten sonra uzak mesafeden attığı gol...


Ronadlo'nun Valencia karşısında takımına son dakikada bir puanı getirdiği İbrahimovicvari gol...


 Her türlü golü atan Messi, Barca'nın 4-1 kazandığı Almeria maçında 30-35 metreden serbest vuruşla avlamış kaleciyi...

Ölümüne Oynmalısınız


Bu akşam İspanya,  Real Madrid ile Barcelona arasında yapılacak "El Clasico"ya kitlenirken, bir Barca taraftarı idman tesislerinin girişinde açtığı pankartla topçulara başarılar diledi.
"Haydi çocuklar, sahada ölümüne oynamalısınız, başarılar" yazan genç taraftarın bu isteğine Barcalı topçuların da el sallayarak katıldıkları gözlendi. Ligin erken haftalarına gelen derbilerin tadı tuzu olmaz, bir de Guardiola-Mourinho çekişmesi olmayınca "tadı daha da azalıyor" da Ronaldo-Messi kapışması için saat 19.00'da televizyon başına geçilir...


24 Ekim 2014 Cuma

Havana / Küba

 
Gezme-tozma:
 
1.gün
  • Küba'nın tüm şehirleri gibi Havana da sokaklarına girip çıkılarak şehrin neşeli Latin insanlarıyla temas kurularak gezilecek bir kent. Dolayısıyla yerel hayat içerisine daldıkça şehirden daha fazla keyif almaya başlayacaksınızdır.
  • Şehrin açılışını Fidel Castro'nun eskiden her sene 1 Mayıs'ta konuşma yaptığı Devrim Meydanı'yla (Plaza de la Revolucion) yapın. Meydandaki Che Guevara görselini ve "Hasta la Victoria Siempre!" (Daima Zafere Doğru) sloganının büyüsünü platform arkasındaki kuleye çıkarak daha net hissedebilirsiniz. 
  • Ara sokaklarda geze geze Barcelona'daki La Rambla Caddesi'ni andıran halk adıyla Prado olarak bilinen Paseo de Marti'ye doğru gidin. Cadde üzerindeki seyyar satıcılara, dükkanlara uğrayarak sahile doğru yürümeye devam edin.
  • Prado'nun ortalarında Colon sokağına döndüğünüzde Devrim Müzesi'ne (Museo de la Revolucion) ulaşacaksınız. Devrik lider Batista'nın sarayı olarak kullanılan binanın yan tarafında Castro'nun Domuzlar Körfezi çıkarmasında bindiği Grandma teknesinin de müzesi bulunuyor.
 
  • Tekrar Prado'ya çıktığınızda cadde bitiminde kendinizi sahilde bulacaksınız. Körfezin altından tünelle karşı tarafa geçip Havana'nın en ucunda bulunan 1589 yapımı Morro Kalesi'ne gidin. Kaleden Havana'nın genel fotoğrafını çekebilirsiniz. Morro Kalesi'nde 81,80 metre ile dünyanın en uzun pürosunu imal eden Jose Castelar Cueto'yu görebilir, isterseniz mağazadan hediyelik püro alabilirsiniz.  

  • Tekrar tünelden geçerek karşı tarafa geçin. Sahilyolunda Avenue Del Puerto üzerinde giderken Parque Cespedes önünde, üzerinde "Yurtta Sulh Cihanda Sulh" yazılı Atatürk Büstü'nü göreceksiniz.  
  • Sahilyolunda yürümeye devam edin, limanın karşısında Havana Club adıyla dünyaya yayılan Küba'nın ünlü Rom içkisinin müzesini (Museo Del Ron) göreceksiniz. Müzede rom içkisinin yapılış yöntemini adım adım takip edip farklı farklı senelerde bekletilen romların tadına bakabilirsiniz.  

 
2.gün
  • Güne Küba'nın meşhur pürolarının üretiminin yapıldığı fabrikalardan birinin ziyaretiyle başlayın. Bu konuyla ilgili iki alternatif önerim olacak: La Corona (Galiano Sskak 93) veya H.Upmann (Amistad sokak 407).
  • Fabrikayı ziyaret etmeden önce yaklaşık 10 CUC ödeyerek kayıt yapıp bilet almanız gerekiyor. Rezervasyonlar otellerden de yapılıyor, bu sebeple gitmeden önce otelinizden bilgi almanızı tavsiye ederim.
  • Fabrika içerisine fotoğraf makineleri alınmıyor, artık kaçak göçek cep telefonları ile çekmeye çalışacaksınız. İşçilerin püro satması da yasak ama ayaküstü yapacağınız pazarlıklarla taze taze üretilmiş pürolardan alma şansınız bulunuyor. Fabrikalarda çalışanlara hoparlörden kitap okunurken, tütün yapraklarının elle işlenerek nasıl tek tek püroya dönüştüğünü görmenizi tavsiye ederim.
 
  • Turdan sonra şehre yarım saatlik mesafede bulunan San Francisco de Paula'daki nobel ödüllü Amerikan yazar Ernest Hemingway'in şu an müze olan evine gidin. Evin içerisine girilmesine izin verilmese de; bahçesi, terası ve seyir kulesi ile Hemingway'in nasıl bir keyif adamı olduğunu anlayabiliyorsunuz.
  • Evden çıktıktan sonra tekrar bir yarım saatlik yolculukla Hemingway'in meşhur "Old Man and the Sea" romanını yazdığı Cojimar Köyü'ne gidin. Bu şirin köyde sahildeki fenerin karşısındaki Hemingway Büstü'nünden başlayarak yapacağınız turun sonunda Hemingway'in sıkça gittiği " La Terazza Restaurant"ta denize nazır bir yemek yiyebilirsiniz. 
3.gün
  • Havana'ya yaklaşık 1,5 saat uzaklıktaki Pınar Del Rio'ya gidin. Yol üstünde birçok aracın durduğu, Vinales Vadisi'nin manzarasını görebileceğiniz bir mola yeri göreceksiniz. Bu vadinin manzarasını dönüşte gün batımına doğru da izlemenizi tavsiye ederim. Unesco Dünya Kültür Mirası Listesi'nde olan bu doğa mucizesini izleyip yine uygun pazarlıkla puro alabilirsiniz.
  • Pınar Del Rio'da Benito'nun tütün tarlasını mutlaka görün. Benito tütünün fermante edildiği saman evde size tütün yapım yöntemini gösterecek ve hatta 1 tanesinin tadına baktıracaktır. Benito'nun çiftliği,  arabası ve evini gezip 1 CUC'a taze pürolardan alabilirsiniz.
 
  • Çıkışta Vinales Vadisi'ne inin ve Cueva del Indio (Kızılderili Mağarası) içerisine girin. Mağarada içerisinde bulunan derede tekne turu yapmak da mümkün.
  • 1961 yılında Meksikalı ünlü ressam Morales'in öğrencisi Morillo tarafından bir kaya üzerine yapılan ve evrim sürecini betimleyen "El Mural de la Historia" adlı çalışmayı göreceğiniz açık hava müzesine gidin. Buradaki kafede hindistan cevizi-rom karışımı olan pina colada içemenizi tavsiye ederim.

4.gün
  • Bu sefer ülkenin doğusuna, Santa Clara'ya doğru gidin. Küba'nın efsane devrimcisi Che Guevara'nın anıt mezarını ziyaret edin. Anıt mezarın içerisindeki müzeye fotoğraf makinesi sokulmuyor ama cep telefonu ile çaktırmadan birşeyler çekebilirsiniz. Müze içerisinde Che'nin çocukluk döneminden son zamanlarına kadar çeşitli fotoğraflar ve özel eşyalar sergileniyor.
  • Che Guevara'nın 18 adamıyla ağır silahlarla donanmış General Batista'nın ordusunu bindikleri treni devirerek yendiği Monumento a la Tma del Tren Blindado'ya gidin. Burada devrilen tren o zamanki haliyle sergilenmek üzere bırakılmış durumda.
  • Şehrin içerisine girin ve Palacio Provincial, La Casa de la Cuidad ve 1748 yapımı Iglesia de Nuestra Senora del Carmen Kilisesi'ni gezip tekrar 3 saatlik yolculukla Havana'ya dönebilirsiniz.

Yeme-içme:
  • Cabana Restaurant: Havana merkezde bulunan yerel bir restaurant. Yemek sırasında yanımızda müzik çalan grup oldukça başarılıydı. Congri denilen siyah fasulyeli pilavı mutlaka tadın.
  • La Bodeguita: 1942 yılından beri faal olan, mojitonun icat edildiği yer olduğu rivayet edilen Ernest Hemingway'ın uğrak yeri olan iki katlı küçük bir bar. Plaza Catedral yakınında Empedrado sokağında.
  • Heladeria Coppelia: Avenida 23 sokağındaki bir parkta bulunan Havana'nın meşhur dondurmacısı.
  • Museo Del Chocolate: Eski Havana'da Mercaderes ile Amargura sokaklarının kesişiminde bulunan ünlü çikolatacı.
  • Restaurante Dos Hermenos: Santa Clara'ya gittiğinizde öğle yemeğinizi burada yiyebilirsiniz. Açık büfe servisinden dilediğinizi seçin ve rengarenk papağanların bulunduğu bahçesini de mutlaka gezin.
  • Rancho San Vincent: Vinales'te mağara çıkışında bulunan yerel yemekler sunan bir restaurant.
  • La Terezza Restaurant: Hemingway'in sıkça gittiği Cojimar Köyü'ndeki müthiş deniz manzaralı restaurant. Hemingway'in buraya geldiğinde mutlaka içtiği daiquiri eşliğinde balık çorbası ve karidesli paella yemenizi tavsiye ederim.
  • La Mina Restaurant: Palacio de los Capitanes Generales meydanında biraz turistik bir restaurant. Yemekler ve servis pek tatmin edici değildi.
 
Yatma-kalkma:
  • Melia Cohiba Hotel:   Sahilyolunda Avenida Paseo'da bulunan 5 yıldızlı otel. Havana'da bulunabilecek ender lüks otellerden. İki kişilik oda fiyatı 100-150 Euro civarında, biraz pahalı ama karşılığını veriyor. Yemeklerde içicek ekstraya giriyor bilginiz olsun.
Püf noktaları:
  • Küba'ya giderken temsili bir vize alınıyor. Turizm acentalarına pasaport bilgilerinizi vermeniz ve ücreti yatırmanız vize almak için yeterli.
  • Küba'ya Avrupa üzerinden çeşitli şehirlerden aktarmalı uçuşlar bulunuyor. Aktarmadaki transfer süresini minimumda tutacak şekilde biletinizi ayarlarsanız havaalanlarında sefil olmazsınız.
  • 1 Ocak 1959'daki diktatör Batista'yı yıkan, içerisinde Arjantinli devrimci Che Guevara'nın da yer aldığı Fidel Castro liderliğindeki gerilla hareketinden sonra Küba'da sosyalist düzene geçildi.
  • Küba'da eğitim ve sağlık hizmetleri ücretsiz. Devlet evlenenlere dayalı döşeli bir diare veriyor. Ana gıda malzemeleri çok ucuz. Bunun sonucunda ülkede okuma-yazma oranı %100 ve suç oranı sıfır. Gece vakti dilediğinizce sokaklarda dolaşabilirsiniz, sadece birşeyler satmak isteyen seyyar satıcılar musallat olabilir, bunun dışında hiçbir tehlike yoktur.
  • Küba'da iki çeşit para kullanılıyor. Normal peso ve convertible peso (CUC). 1 CUC = 25 peso. CUC dükkanlarda dolar işaretiyle simgelenir, Amerikan doları ile karıştırmayın. Normal peso sadece halka açık fırın ve bakkallarda geçiyor. Onun dışında her türlü restaurant, müze ve tursitik yerlerde CUC ile ödeme yapılıyor. Alışveriş yaparken para üstünü normal peso olarak almamaya dikkat edin.
  • Küba'da tropikal iklim hakim, dolayısıyla kışın dahi gitseniz mutlaka yanınıza hafif giysiler alın.
  • Alışverişlerinizde, taksilerde vs. pazarlık etmekten çekinmeyin. Pazarlıkta ne tutturursanız o fiyata almanız mümkün. Taksilerde 5 CUC'dan fazla vermemeye çalışın.
  • Havana'ya gelmişken mutlaka üstü açık eski model bir taksi ile şehir turu yapın. Bir saatlik tur 25 CUC, yarım saatlik tur 15 CUC civarında.
  • Yakındaki semtlere giderken araç kiralamanız mümkün. Normal sınıfta bir aracın kirası günlük yaklaşık 70 CUC. Ayrıca, günübirlik otobüs turları da oluyor, otelinizden konuyla ilgili bilgi alabilirsiniz.
  • Her türlü gider devlet tarafından karşılanınca maaş olarak çalışanlar ortalama 25 CUC civarı para kazanıyor. Dolayısıyla, turizm sektöründe çalışan birçok avukat, doktor vs. görmek mümkün. Ayrıca, fuhuş da Küba'da oldukça doğal bir para kazanma yöntemi. Geceleri gideceğiniz barlarda sizinle muhabbet kurmaya çalışacak jineteros denilen erkekler ve jineteria denilen kadınlar olacaktır.
  • Congri, Kübalıların en sevdiği yiyecek. Devlet çocuklara ücretsiz süt dağıttığı için inek kesmek yasak, dolayısıyla et yemeğine fazla rastlanmıyor. Domuz eti Küba'da en çok tüketilen yiyeceklerden.
  • Küba'nın milli içeceği rom. Rom kullanılarak hazırlanan sangria, pina colada, daiquiri popüler içecekler. Ayrıca, Cristal ve Bucanero isimli iki adet yerel birası mevcut.
  • Küba'da futbol yok. Atletizm, beyzbol ve voleybol en çok rağbet gören sporlar.
  • Küba'ya gitmişken püro almamak olmaz. Sokakta açıkta satılan pürolar ucuzdur, amblajlı olmadığı için kuruma ihtimali vardır, pürodan anlayan kişilere buradan almayın. Eski Havana'da devletin püro sattığı resmi dükkanlar mevcut. Ayrıca Pınar Del Rio'dan da püro alınabilir. Püro fabrikasında el altından püro almak da bir seçenek.
  • Hemen hemen her sokakta ve yemek yiyeceğiniz restaurantta sizi sokak çalgıcıları karşılayacaktır. Müziklerini icra ettikten sonra CD'lerini satıp sizden bahşiş talep edeceklerdir.
  • Turistik yerlere girmeden önce sizden garip bir şekilde fotoğraf çekme parası talep edilecektir. Bir ilk başlarda ciddiye alıp para veriyorduk ama sonra gördük hiç takmadan içeri girmek en mantıklısı, para vermesiniz de fotoğraf çekebileceksinizdir.

Blog Widget by LinkWithin