29 Ocak 2015 Perşembe

Cosmin Moti Tribünü


Cosmin Moti'nin hikayesini hatırlayacaksınız, Ludogorets'in Steaua Bükreş le oynadığı Şampiyonlar Ligi eleme maçının uzatmalarında kalecisinin kırmızı kart görmesi sonrası kaleye geçip, kurtardığı penaltılarla takımını şampiyonlar Liginde gruplara taşımıştı. Maçtan sonra Bulgar ekibinin başkanı Domuschiev, Razgrad'a yapılacak yeni stadyumun bir tribününe Cosmin Moti adını vereceklerini söylemişti. Başkan sözünü tuttu ve yeni stadyumu daha yapamadıkları için şu an maçlarını oynadıklarını Ludogorets Arena'nın bir tribününe Cosmin Moti ismi verildi. İspanya'da devre arası kampta olan Ludogoretsli topçuya müjdeyi veren başkan bir de ondan isterse eski takımı olan Dinamo Bükreş'in taraftarlarını oynayacakları Beroe kupa maçına davet etmesini söylemiş... Var mıdır mutlusu Rumen topçudan?

Arda Turan ve Ayakkabısı



Ne kadar öfkelenirsen öfkelen, ne kadar haklı olursan ol, ki pozisyonda haklı da değilsin, kramponu yan hakeme fırlatmak kabul edilebilir bir davranış değil Arda kardeşim. Zaten, bu hareket maçın da önüne geçti, hem memlekette hem de yabancı medyada senin kramponun konuşuluyor dün geceden beri.. Reklamın iyisi kötüsü olmaz dersen, anlarım da hani sen bizi temsil ediyordun ya, sık sık verdiğin demeçlerde, bu da Türk insanını temsil etmenin bir türü mü?








Eskişehirspor:1-0:Galatasaray


Kupada ilk maçı kazanınca, gruptan çıkmayı da büyük ölçüde garantileyen Galatasaray, sonraki karşılaşmalarda "iyice salınca" mağlubiyetler de peşi sıra gelmeye başladı. Önce Sami Yen'de Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor'a kaybettiler, dün gece de Eskişehir'den puansız döndüler liderlik maçından. Hafta sonu ligde oynanacak olan Bursaspor maçını hesap ederek diğer karşılaşmalara göre daha fazla rotasyonlu bir kadroyu saha süren Hamza hoca, oyunculardan umduğu performansı göremeyip istediği üç puanı alamayınca kupada sonraki turda da işi zora soktu. Zira, Zirrat Türkiye Kupasının yeni statüsü gereği gruplarında ikinci olanlar, diğer grubun lideriyle tek maçlık eleme üsülü karşılaşıyor ve maç lider takımının evinde oynanıyor, yani grubun son maçında Eskişehirspor deplasmanda Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor'a kaybetmezse, Galatasaray Ankara'da Gençlerbirliği ile karşılaşacak kupada yoluna devam edebilmek için. Tek maç olunca da her türlü skorun çıkabileceği maçlar yaşanacak... Bakalım hayırlısı...
Puanlar ve liderlik uçup gitti de daha da vahim olanı Pandev'in bir korner atışı sonrası oldukça rahat pozisyonda golü yapamaması dışında, Galatasaray'ın ev sahibinin genç kalecisi Ali'yi zorlayacak bir atağının olmaması. Korkum, Hamza hocanın yarattığı bahar havasının böyle mağlubiyetlerle yavaş yavaş sönmesi ve takımın tekrar "kaybetme" alışkanlığına başlaması...


Olcan Adın:
Yaz döneminin şaşalı transferiydi Olcan, büyük beklentilerle geldi Karadeniz'den İstanbul'a, ne de olsa Trabzon'dan gelen Burak olsun, Selçuk olsun, Engin olsun, Ceyhun olsun, hatta Fransa "aktarmalı" gelen Umut olsun taraftarın yüzünü hep güldürdüler ama Olcan Adın şu ana kadar kendisine verilen şansı hiç kullanamadı, kazandığı parayı hak ettiğini gösteremedi. Dün gece 90 dakika sahada kalan Olcan, doğru dürüst tek bir orta daha yapamazken, işin savunma tarafında ise özellikle maçın 49. dakikasında Eskişehirspor'un atağında savunması gereken rakip oyuncuyu bırakıp amaçsız bir şekilde penaltı noktasına koşarken, arkasında bomboş pozisyonda topla buluşan Andaç az kalsın takımının ikinci golünü atıyordu. Hamza Hoca karakteri ve kişiliği gereği her oyuncuyu kazanmak istiyor, Olcan'a da güveniyor ama kadro dışı kalan ve A2 takımıyla maçlara çıkan Engin Baytar şu form durumu itibarı ile Olcan'dan daha verimli olur takıma...

Eskişehirspor Taraftarı:
Sezon başından beri televizyon yorumcuları, gazeteciler, yöneticiler, teknik adamlar ve futbolcular tribünlerdeki taraftarların azlığından yakınıyorlar ve bu sıkıntıya kendilerince bahaneler üretip, çözüm bulmaya çalışıyorlar. Lakin kimse yüksek sesle bu işin tek nedeninin e-bilet olduğunu söyleyemiyor. Dün gece Eskişehir'deki salkım saçak tribünler "kör göze parmak" misali bu sene neden seyircinin maçlara gelmediğini gösterdi. Kupa maçlarında e-bilet uygulaması olmayıp, eski düzen kağıt bilet satılınca tribünlerde görebildiğimiz kadarıyla tek boş koltuk yoktu...


Stat: Eskişehir Atatürk
Hakemler: Barış Şimşek, Serdar Diyadin, Mehmet Cem Hanoğlu
Eskişehirspor: Ali Şaşal Vural, Berkay Dabanlı, Birol Parlak, Kamil Çörekçi, Kaan Kanak (Dk. 85 Ergün Teber), Toto, Causic, Feyzi Yıldırım, Lawal (Dk. 82 Eyüp Koçoğlu), Andaç Güleryüz (Dk. 67 Sissoko), Mori
Teknik Direktör: Michael Skibbe
Galatasaray: Eray İşcan, Tarık Çamdal, Hakan Balta, Koray Günter, Olcan Adın, Hamit Altıntop (Dk. 46 Emre Çolak), Dzemaili, Selçuk İnan, Sinan Gümüş (Dk. 76 Telles), Yasin Öztekin (Dk. 46 Bruma), Pandev
Teknik Direktör: Hamza Hamzaoğlu
Gol: Dk. 40 Andaç Güleryüz (Eskişehirspor)
Sarı Kartlar: Dk. 62 Berkay Dabanlı, Dk. 81 Causic, Dk. 90+3 Sissoko (Eskişehirspor); Dk. 52 Sinan Gümüş, Dk. 71 Selçuk İnan, Dk. 72 Olcan Adın, Dk. 79 Dzemaili (Galatasaray)

27 Ocak 2015 Salı

Galatasaray:2-0: Çaykur Rizespor


Beşiktaş galibiyeti sonrası oynansaydı Çaykur Rizespor maçı, derbi moraliyle dertsiz tasasız bir hazırlık haftasının ardından çok rahat kazanılıp, üç puanla bitirilecekti 2014-2015 sezonun ilk yarısı.  Ne Burak ve Semih sakat olacaktı, ne de Chedjou Afrika Kupasına gitmiş olacaktı... Ama, manasız bir şekilde devrenin son maçı oynanmadan verilen ara, topçuların tatile çıkması, sonrasındaki hazırlık kampı, orada oynanan ve Burak'ın, Semih'in, Koray'ın, Dzemaili'nin sakatlıklara kurban gittiği maçlar ve kadro kurma matematiği ile kafa yorulan bir Rizespor maç öncesi...

 Üç gün evvel oynanan Diyarbakır Belediyespor maçında test edilen Melo-Hakan ikilisi hocadan kırık not alınca, sağlık ekibi fazla mesai yaparak Koray Günter'ı yetiştirdi pazar gecesine de bir de sürprizi vardı doktor arkadaşların, Burak Yılmaz da oynayacak duruma gelmişti. Hamza hoca işler rayında giderse, riske etmeye hiç niyeti yoktu golcüsünü ama Galatasaray maça öyle bir başladı ki, hatta isim verelim Sneijder öyle istekli bir oyun oynadı ki ilk devre 2-0 bitti ama defans arkasına atılan toplarda Burak olsa, skorbordda 5-0 yazması olmayacak iş değildi. 

Umut ilk yarıda olduğu gibi ikinci devre de kaçırdıkça tribünlerdekilerin "ah Burak olsa şimdi" serzenişi, kulübede maçı seyreden Burak'ın da "Şu maça girsem de bu dağınık defansa iki tane atsam" hayaliyle örtüşünce, daha sonra Hamza hocanın belirttiği gibi, Burak'ın maça girme ricasını hoca kıramayınca, güle oynaya giden maç birden Burak'ın oyuna adım atmasını takip eden 3 dakika içinde kabusa dönüverdi. Devre arası kampında River Plate karşısında maçın sonlarına doğru attığı deparda baldırından kas çekmesiyle sakatlanan Burak Yılmaz, dün gece maça girdikten sonra daha topa dokunmadan atılan uzun pasa yaptığı koşu sonrası yere yığılıverdi... Prandelli faciası sonrası takımın başına gelerek kara bulutları dağıtan, puanları toplayan Hamza Hamzaoğlu en kritik hatasını yapmıştı: İhtiyaç olmadan, hiç gerek yokken, sakatlıktan yeni kurtulmuş, belki tam kurtulamamış oyuncusunu oyuna sürmüştü. Kırmak istemedi belki Burak'ı, gözündeki oynama arzusunu gördü ama lider olmak karşısındakinin iyiliği için yeri geldiğinde onu kırmak, üzmektir...

Rahat kazanılan, farkın kaçırıldığı için üzülünesi gereken maç, Burak'ın üç dakikada sakatlandığı Rize maçı olarak biz taraftarın hafızasında kalacaktır. 


 Wesley Sneijder:
Kuşkusuz takımın en yetenekli topçusu, kariyeri de bunu gösteriyor, kimsenin Sneijder ismine itirazı olamazken, Prandelli zamanında küstürülmeye çalışıldı,yedek bırakıldı, medyada Sneijder düşmanlığı pompalandı ve devre arası satılacak konuma gelmişken Hollandalı yıldız, Hamza hocanın gelişi ile tekrar yüzü gülmeye başladı. Hafta içi kupada oynanan Diyarbakır Belediyespor maçında takım arkadaşlarının isteksizliği, hakemin vurdumduymazlığı kızdırmış Sneijder'i ve oyundan alınırken, soyunma odasına gitmesi çakal gazetecilere malzeme olmuştu. Rize maçına çok istekli çıktı 10 numara, topla buluştuğunda hep tehlike yarattı Serkan'ın kalesinde, ustaca bir gol attı, bir de nefis bir asist yaptı Bruma'ya ama Umut'un, Bruma'nın, Telles'in futbol zekası Wesley'e yaklaşabilseydi, daha zevk alacaktı Hollandalı oynadığı oyundan. Dün gece Sneijder'i izlerken, Hagi'nin Ergün'ü, Hakan Ünsal'ı, Filipescu'yu azarladığı maçlar aklıma geldi, bağıra çağıra maç içinde pozisyon almayı öğretiyordu takım arkadaşlarına efsane Hagi... Hamza hoca bir bölgeye sabitlemeyip, bir de serbest bırakınca saha içinde 10 numarasını, böyle tadından yenmez bir 90 dakika seyrettik biz de...

 Felipe Melo:
Biz sevdikçe, arkasında durdukça, dışardan Melo eleştirileri de artıyor da şüphe götürmez bir gerçek var o da takımın hamalı Felipe Melo olduğudur. O iyi oynarsa Selçuk daha iyi oynuyor, Sneijder daha rahat hareket ediyor, savunma daha güvenli karşılıyor rakip defansı. İlk geldiği sezon ekstra işler yapıp, bolca da gol atınca, hep akıllarda o performans var ama Melo'nun tek işi var: Savaşmak... O da bunu hakkıyla yerine getiriyor... Boşuna demiyoruz, Felipe Melo'nun askerleriyiz diye...


Koray Günter:
Bir sene önce devre arasında "bir kamyon dolusu" transferle birlikte Galatasaray formasıyla tanıştı Koray. O günden bugüne kadar çok az şans buldu, yetenekliydi ama gösteremedi kendisini, ne Mancini, ne de Prandelli güvendi. Başakşehir maçında zorunluluktan Hakan'ın partneri olmuştu Koray da o maç kim iyi oynadı da Koray oynasındı.Semih'in sakatlığı, Chedjou'nun Kupa yolcusu olması genç stopere bir şans verdi, o da dün gece bu imkanı iyi değerlendirdi. Uyum içinde savundular Muslera'nın kalesini Hakan'la, sadece savunmakla kalmadı, oyun kurmada da maharetli olduğunu gösterdi Koray. Savunmacıya ihtiyaç duyulan bu dönemde önce Eskişehir kupa maçı, ardından Bursa maçında sergileyeceği başarılı performans Koray'ı savunmanın vazgeçilmesi yapabilir, Chedjou döndüğünde formaya hasret kalabilir.


Stat: Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena
Hakemler: İlker Meral, Orkun Aktaş, Hakan Yemişken
Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu, Koray Günter, Hakan Balta, Telles, Bruma, Selçuk İnan, Melo (Dk. 86 Sinan Gümüş), Emre Çolak, Sneijder, Umut Bulut (Dk. 78 Burak Yılmaz-Dk. 81 Hamit Altıntop)
Çaykur Rizespor: Serkan Kırıntılı, Koray Altınay, Orhan Ovacıklı, Sylvestre, Eren Albayrak, Tevfik Köse (Dk. 46 Sercan Kaya), Kıvanç Karakaş, Obraniak, Holosko (Dk. 78 Kağan Söylemezgiller), Ümit Korkmaz (Dk. 80 Liban Abdi), Deniz Kadah
Goller: Dk. 7 Sneijder,  Dk. 44 Bruma (Galatasaray)
Sarı kartlar: Dk. 53 Orhan Ovacıklı (Çaykur Rizespor), Dk. 88 Selçuk İnan (Galatasaray)

Bir Teknik Direktör Portresi


Maç başında sarmaş dolaş...



Maç içinde "hadi len" havası...




ve maç sonu...

İşte memleketten bir teknik adam portresi...

Galatasaray:0-2:Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor

Üçer beşer atarak başlanan Türkiye Kupası macerasında hiç de beklenmeyen bir mağlubiyet aldı Galatasaray  kendi evinde Diyarbakır takımı karşısında. Puan olarak çok can acıtıcı bir kayıp olmasa da, Hamza Hamzaoğlu'nun Arsenal'den sonra Galatasaray başında bu seviyede bir takım karşısında ikinci mağlubiyeti alması moralleri bozarken, sarı-kırmızılı topçuların daha tatil havasından çıkmaması dikkatlerden kaçmadı. Özellikle kaleci Sinan'ın forma şansı bulduğu Türkiye Kupası maçlarında yediği "komik" goller, Standart Liege formasıyla attığı kafa golünün sermayesini yemesi manasında "acaba çok abartılan bir kaleci mi?" sorusunu sordurmaya başladı bile... Sadece Sinan değil, Olcan'ın da bir türlü beklenilen performansı gösterememesi, onun da "balon" olduğu konusundaki söylemleri doğrular nitelikte. Hamza hoca, elindeki tüm topçulara gerçekten değer verip, onları kazanmak için elinden geleni yapmakta lakin bazı futbolcular "değer kıymet" bilmemekte... Umarım bu mağlubiyet, yeni senenin ilk tokadı olur, nazar boncuğu niyeti topçuların kulağına küpe olur da ileriki maçlarda "maç seçerek" puan kaybı yaşanmaz...
Selçuk'un kornerden gelen topa yaptığı kafa vuruşu sonrası Diyarbakırlı topçunun kale çizgisi içinde (gol) topu elle çıkarması (penaltı) görmeyen hakem triosunu ise hiç konuşmaya gerek yok... Komedi...


Stat: Türk Telekom Arena
Hakemler: Volkan Bayarslan, Gökmen Olgaç, Erkan Akbulut
Galatasaray: Sinan Bolat, Sabri Sarıoğlu, Melo, Hakan Balta, Telles, Olcan Adın, Selçuk İnan, Yekta Kurtuluş (Dk. 46 Emre Çolak), Bruma, Sneijder (Dk. 73 Emre Can Coşkun), Pandev (Dk. 46 Umut Bulut)
Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor: Serkan İpek, Abdullah Çetin, Kamil İçer, Samet Yeniceli, Ercan Çapar, Sadat Şahin (Dk. 63 Caner Erdoğan), Emre Hasan Balcı, Ercüment Balıkçı, Yusuf Yağmur, Mansur Çalar (Dk. 78 Önder Karaboğa), Ertan Koç (Dk. 46 Mehmet Uğur Tülümen)
Goller: Dk. 3 Ercan Çapar, Dk. 90+2 Yusuf Yağmur (Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor)
Sarı kartlar: Dk. 31 Pandev, Dk. 85 Olcan Adın (Galatasaray), Dk. 48 Abdullah Çetin, Dk. 83 Serkan İpek (Diyarbakır Büyükşehir Belediyespor)

14 Ocak 2015 Çarşamba

Casual Wear

 Stone Island

Stone Island

 C.P. Company

Selfie


Totti de "selfie" modasına uyarsa...


13 Ocak 2015 Salı

Fatih Terim, Arda Turan ve FIFA Ballon d'Or Ödülleri


FIFA Ballon d'Or ödülleri futbolcu, teknik direktör ve medya çalışanlarının oylarıyla sahiplerini bulurken, bizim memleketten Fatih Terim, Arda Turan ve Selçuk Manav bu prestijli ödüllerin sahipleri için oy kullanmışlar. Selçuk Manav hangi sıfatla bu oylamada Türkiye'yi temsil ettiğini bilenlerin yorumlara yazıp bizi aydınlatmasını isterken, Fatih Terim ile Arda'nın tıpa tıp aynı oyları kullanması ise oldukça manidar.Özellikle Arda'nın Yılın Teknik Direktörü oylaması için kendi hocası, İspanya şampiyonu A.Madrid'in yaratıcısı, Şampiyonlar Ligi kupası son saniye golüyle kaybetmiş Simeone'yi üçüncü sıraya yazıp, Jose Mourinho'yu birinci görmek istemesi hangi mantığa sığabilir diye düşünürken, En İyi Futbolcu oylamasında ise Messi'yi görmezden gelip Benzema'yı üçüncü yazması Fatih Terim'in telkini midir acaba? Peki, iki spor adamına sormak lazım Messi'ye oy vermemenizin sebebi nedir?

Junior Caiçara Beşikatş'a Mı Geliyor?


Ludogorets Razgrad'ın son yıllarda Bulgaristan'da gösterdiği çıkışın ardından bu sene Şampiyonlar Liginde de kendisinden beklenmedik performans sergilemesi sonrası futbolcularının da transfer piyasasında isimleri anılmaya başlandı. İşte bu topçulardan biri olan Brezilyalı sağ bek Junior Caiçara'nın adını Beşiktaş'la aynı cümlede geçiriyor bu günlerde Bulgar basını. Beşiktaş'ın sağ bek arayışında olduğu ve Benfika'lı Maxi Pereira'dan istediği cevabı alamayan siyah beyazlılara menajer Burak Sallak'ın Caiçara'yı önerdiği yazılırken, Sallak'ın memlekette top koşturmuş Oumar Niasse, Ermin Zec, Isaac Promise, Bobo gibi topçuların da menajeri olması bu transfer ihtimalini yüksek tutuyor.

Ballon d'Or 2014 Ödülleri

2014 senesi içine bir Dünya Kupasını da sığdırarak sona ererken, bu gece yılın en iyileri de belirlenmiş oldu. Buna göre futbolun en prestijli ödülü olarak kabul edilen Ballon d'Or'u geçen yıl olduğu gibi Portekizli Cristiano Ronaldo kazanırken, Messi, Dünya Kupasından sonra bu gece de ikincilikle yetinmek durumunda kaldı. Kimine göre ödül Ronaldo'ya yakıştı ama seremonideki o "çığlık" , Şampiyonlar Ligi finalinde uzatmaların 120. dakikasında penaltıdan 3-1lik garanti skoru 4-1e getirdikten sonra formayı çıkararak yaptığı antipatik sevinç kadar manasızdı. Arda'ya memleketten gelen oylar yetersiz kalınca, bizim topçu Dünyanın en iyi onbirine giremezken, yılın takımı şu isimlerden oluştu:
Neuer; 
Lahm, Ramos, David Luiz, Thiago Silva; 
Di Maria, Iniesta, Kroos; 
Messi, Ronaldo, Robben
FIFA'nın Yılın En Güzel golüne verdiği Puskas ödülü ise Muslera'yı çaresi bırakan bir vuruşla taraflı tarafsız herkesin alkışını alan James Rodriguez'in oldu.



7 Ocak 2015 Çarşamba

Arsenal ve Sigara


Southampton'a 2-0 yenildikleri maçın ardından soyunma odasında sigara içerken yakaladığı kaleci Wojciech Szczesny'e 20 bin pound ceza veren Arsene Wenger'e bu kulübün genlerinde soyunma odasında sigara içmek olduğunu hatırlatan kimse olmadı mı acaba? İşte 49 yılından kalma bir fotoğrafta devre arasında Arsenalli topçular "nefes açarken"... Ya da o kadar geriye gitmeden hoca Monaco'daki günlerinde maç heyecanını lolipopla mı gideriyordu acaba?


Messi Chelsea'yi Takip Ediyor

Messi ile Luis Enrique arasındaki gerilim devam ederken, Arjantinli topçunun hasta olduğunu beyan edip idmana çıkmadığı  saatlerde instagram hesabından Chelsea kulübünü takip etmesi, Felipe Luis ve Courtois'in paylaşımlarını beğenmesi İngiltere'de büyük bir heyecan yaşatırken, Katalan diyarında yürekleri ağızlara getirdi. Ne dersiniz, Abramovic İngiliz basının yazdığı gibi 200 milyon poundu gözden çıkarıp kesenin ağzını yırtılırcasına sonuna kadar açmış mıdır?

Steaua Bükreş'in Yeni Amblemi


1947 yılında Rumen ordusunun takımı olarak kurulan Steaua Bükreş, komünizm rejiminin yıkılması ve ülkede özel sektörün güçlenmesiyle 1998 senesinde iş adamı Viorel Paunescu tarafından satın alınmıştı, lakin bir kaç sene içinde ünlü iş adamı Gici Becali kulübün hisselerini çoğunu ele geçirerek futbol takımının tek sahibi olmuştu. İşte o satın alma sürecinde Becali'nin sadece stadı ve futbolcuları aldığını idda eden ve kulübün tescilli adı, renkleri ve amblemini yasadışı olarak kullandığını savunan Romanya Savunma Bakanlığı'nın açmış olduğu dava ülkenin en yetkili mahkemesi tarafından geçtiğimiz günlerde sonlandırılmış ve ülkenin en popüler takımı birden adsız,amblemsiz ve renksiz kalıvermişti. Taraftarları ve ülkeyi şok eden bu karar sonrası Steaua Bükreş ligde oynadığı maça formasındaki amblemi kapayarak çıkmış, stat hoparlörlerinden Steaua Bükreş yerine "Geçen seneki şampiyon" diye tanıtılmıştı takım. İşin daha dramatik tarafı da esame listesinde kulüp ismi bölümü boş bırakılmıştı. Bu süreçte hapiste olan Becali'nin talimatıyla yeni logo çalışmaları başlatılmış ve sekiz köşeli sarı yıldız üzerine mavi harflerle FCSB yazılı amblem tescil edilmek üzere ilgili kurulmalar yollanmış. İki ay kadar bir sürede tescil edilmesi beklenen amblem kabul edilirse Steaua ilk defa yeni ismi, renkleri ve logosuyla Rapid Bükreş  karşısına çıkacak...



6 Ocak 2015 Salı

Beşiktaş:0-2:Galatasaray


2015 senesinin ilk derbisi ya da 2014-2015 sezonun ilk yarısının son derbisi... Başka deyişle Hamza Hamzaoğlu'nun Galatasaray'ın başında çıktığı ilk derbi müsabakası ya da Slaven Bilic'in Beşiktaş'ın başında hiç derbi kazanamadığı negatif seriyi bozma mücadelesi... Bu pazar Atatürk Olimpiyat Stadında oynanan Beşiktaş-Galatasaray maçının heyecanı ve raitingini arttırmak için kullanılıyordu yukarıdaki süslü laflar. Oysa ki Gençlerbirliği ile geçen cuma oynadığımız karşılaşma daha önemliydi dördüncü yıldızın takılması arzulanan sezonun ilk devresinde, zira Ankara'dan gelecek 3 puanla birlikte Beşiktaş'ı devirip lider bitirme şansı doğacaktı Galatasaray için... Başkentte 2 puan bırakınca Beşiktaş deplasmanından alınacak galibiyet lideri yakalamak demekti, o da Melo ve Burak'ın jeneriklik golleriyle gerçekleşmiş oldu...

Olimpiyat Stadyumunun dillere destan rüzgarı yağmurla güçlerini birleştirip zemini de "kendi oyunlarına alet edince" maç öncesi tipik bir orta saha kapışması bekleyenler hiç de az değildi hem tribünde hem de televizyon başında. Galatasaray Melo'ya güveniyordu da Beşiktaşlı futbolseverler geçen hafta bir inat uğruna kendisini attıran Atiba'yı çok arayacaktı, aradı da. Boğuşma görevi Veli'ye verilmişti ama o da "boğuşmadan" Sneijder'ın gözünü çıkarmak anlayınca sahayı maçın bitimine yarım saat kala terk etmek zorunda kaldı. Oyun ilk devre o kadar ortada geçti ki, takımlar soyunma odasına gittiklerinde istatistik meraklılarının kağıtlarında Galatasaray adına kaleye atılan bir şut varken, Beşiktaş tarafında ise iki vuruş vardı, tabii bunların hepsi de isabetsizdi. Rüzgarı karşısına alarak oynayan Hamza hocanın takımı %61 topa sahip oranı ile devreyi bitirdi de Tolga'nın bırakın formasını, şortu dahi çamurlanmadı...

İkinci yarı atletizm müsabakalarında rekorların sayılmamasına sebep olan rüzgarın desteğini alan Galatasaray, ev sahibinin kalesine daha aruzlu gitti de ilk yarı hiç atamadığı kornerlerin birinde Melo ile öne geçmesini de başardı, Brezilyalı da bu sezon ilk defa pitbull sevincini yapmış oldu. Beraberliğe oynar görünümündeki Beşiktaş, geriye düşünce daha istekli geldi Muslera'nın kalesine ama geçen hafta Ankara'da kendisinin de itiraf ettiği gibi yaptığı oyuncu değişiklikleri ile oyuna müdahale edemeyen Hamza Hamzaoğlu, Umut'un yerine Hamit'i alarak maçın da iplerini kendi eline aldı. Tabii, Veli'nin atılması, Bilic'in skoru değiştirecek Demba Ba ve Sosa gibi bireysel yetenekleri çıkarıp Cenk Tosun ve İsmail Köybaşı'nı oyuna alması da Galatasaray'ın ekmeğine bal sürmedi değil...


Burak Yılmaz
Hamza Hamzaoğlu'nun gelişi ile adeta ikinci baharını yaşamakta, hem oyunun içinde aktif olarak yer almakta hem de golleriyle tekrar krallık tacının en büyük adayı konumunda. Geçen hafta Emre'ye harika bir asist yapmıştı, bu hafta da Emre'nin asistiyle harika bir gol attı. Beşiktaş'ın uzatmalarda Galatasaray kalesine yüklendiği son dakikada Emre'nin pasıyla kendi yarı sahasından aldığı topu Usain Bolt'u kıskandıracak süratle  sürerken arkasına takılan iki rakip savunmacı yarı yolda pes edip Burak'a maçın fişini çekme şansı verdiler. Burak Yılmaz harika gol attı ama onun kadar koşamayıp, pes eden İsmail ve Motta'ya taraftarı ne dese azdır. Burak'ı sonuna kadar kovalasalar belki de "kral"o kadar rahat bir vuruş yapamayacak, maç tek farkla sonuçlanacak, belki de Beşiktaş Mayıs ayında ikili averajla şampiyon olacak...


Hamit Altıntop
Son yarım saatte girdi de tam yeri ve zamanında dahil oldu oyuna. Hamza hoca da oyuncusunun yaşı itibarı ile eski fiziki gücünde olmadığını biliyor, o sebeple tecrübesiyle gücünü maksimumda birleştirebileceği dakikalarda Hamit'e görev veriyor. Dün gece de oyun Beşiktaş'ın eline geçerken Hamit Umut'un yerine girdi, top çaldı, top sakladı, top tuttu, balçık gölüne dönen sahada orta alanı ele geçirmesini sağladı Galatasaray'ın...


Galatasaray savunması
"Beşiktaş'ı iyi analiz ettik" demişti Hamza hoca maç öncesi Pınar Argun'a. İyi analiz etmiş, oyuncularına da görevlerini iyi dağıtmış belli ki hoca. Savunma da görevini en iyi yapan grup olarak ön plana çıktı pazar geceki derbide, neredeyse hatasız oynadılar. Geçen haftanın savruğu Semih, daha dikkatliydi, Chedjou sadece defans yapmadı, oyunu geriden kurmada da çok becerikliydi, Telles ve Sabri de günlerinde olunca Muslera rahat bir maç geçirdi. O kadar uyumlu oynadı ki geri dörtlü, Demba Ba kaleye tek şut atamadan oyundan çıkmak durumunda kaldı, yerine giren Cenk'i de gören olmadı herhalde sahada...


Cüneyt Çakır
Kazandığımız maçtan sonra da yazayım, bana göre fazla abartıldı Cüneyt Çakır memlekette ve o da bu aşırı öz güvenle maçlarda hiç de iyi yönetim sergileyemiyor. Okullardaki "sıfırcı" hocalara benzetiyorum kendisini, branş bilgisiyle, karizmasıyla, öğrenci karşısındaki duruşuyla sınıfa hükmedemeyip, not silahını kullanır ya "silik" hocalar, Cüneyt Çakır de "kırmızının" gücüyle maçı elinde tutacağını zannediyor. Oturup araştırmadım ama en fazla kırmızı kart gösteren hakem olmalı Süper Ligde. Dün gece Veli'nin elle müdahalesine, bir çok sert faulüne göz yumup, ki bunlara sarı kart çıkarsa, Veli 3 kere sahayı terk ederdi, pek de inandırıcı olmayan bir pozisyonda kırmızı çıkarıverdi Veli'ye. Sneijder'e de sarı lazımdı ama ilk devre Beşiktaşlı savunmacılar gibi Hollanda'lıyı engelleyince yediği fırça namına, yaptığı hatanın yüzü suyu hürmetine onu da pas geçti galiba...


Taraftar
Derbilerde rakip taraftar görmemek artık bünyeye pek ağır gelmiyor da ev sahibi taraftarı da göremiyoruz maçlarda. Blogda "Bu sezon stadyuma neden gitmiyorsunuz?" diye bir anket başlattık da beklenilen cevaplar en fazla oy alanlar oldu:-Passoligi protesto ediyorum; Şike cezasız kaldı,işin tadı kaçtı;-Passolig almak zahmetli iş... Taraftarın maçlara gelişini kolaylaştırmak yerine zorlaştıranlar, bu güzel oyunu bakalım bundan sonra kime sunacaklar... Koca koca stadyumlar yapılıyor da koltuklarını taraftarla doldurmadıktan sonra ruhsuz beton yığınından öteye geçebilirler mi? Meşalelerle, konfetilerle, pankartlarla, davullarla düğün ve şölen havasına çevrilen derbilerden bomboş koltukların gözümüzü rahatsız ettiği, sessizliğin kulaklarımızı tırmaladığı maçlara gelmek içimizi yakıyor...


Stat: Atatürk Olimpiyat
Hakemler: Cüneyt Çakır, Bahattin Duran, Tarık Ongun
Beşiktaş: Tolga Zengin, Serdar Kurtuluş, Franco, Ersan Adem Gülüm, Motta, Veli Kavlak, Gökhan Töre, Sosa (Dk.85 İsmail Köybaşı), Oğuzhan Özyakup, Olcay Şahan (Dk. 66 Kerim Frei), Demba Ba (Dk. 75 Cenk Tosun)
Galatasaray: Muslera, Sabri Sarıoğlu, Chedjou, Semih Kaya, Telles, Melo (Dk. 71 Bruma), Selçuk İnan, Emre Çolak, Burak Yılmaz, Sneijder (Dk. 80 Olcan Adın), Umut Bulut (Dk. 60 Hamit Altıntop)
Goller: Dk. 50 Melo, Dk. 90+5 Burak Yılmaz (Galatasaray)
Kırmızı kart: Dk. 62 Veli Kavlak (Beşiktaş)
Sarı kartlar: Dk. 20 Ersan Adem Gülüm (Beşiktaş), Dk. 69 Hamit Altıntop, Dk. 90+1 Emre Çolak (Galatasaray)


16:52 ultrasMovement Takımımız saat 17.00de Florya Metin Oktay tesislerinden maçın oynanacağı Atatürk Olimpiyat Stadına hareket edecek. Futbolcularımızı uğurlamak için binlerce taraftar bu soğuk havaya rağmen Florya'da takımlarını beklemekte... Yolun açık olsun Galatasarayım...
18:01 ultrasMovement Takımımızın ilk onbiri belli oldu, buna göre derbide Galatasaray şu takımla mücadele edecek: Muslera, Sabri, Chedjou, Semih, Telles, Selçuk, Melo, Emre Çolak, Burak, Sneijder, Umut
18:01 ultrasMovement Yedek oyuncularımız ise : Sinan Bolat, Hamit Altıntop​, Hakan Balta, Yasin, Olcan, Bruma, Goran Pandev
18:17 ultrasMovement Rakibimiz Beşiktaş'ın ilk onbiri: Tolga, Serdar, Pedro, Ersan, Motta, Gökhan Töre, Oğuzhan, Veli, Sosa, Olcay, Demba Ba
18:20 ultrasMovement Olimpiyat Stadında yağmur var, rüzgarı zaten meşhur ve zemin de hiç iyi gözükmüyor. Maçta dakikalar ilerledikçe zemin ağırlaşacak ve çok zorlu bir mücadele ortaya çıkacak... Böyle ağır sahalarda Melo'ya güveniyoruz, Sneijder'in uzaktan şutlarından gol bekliyoruz...
18:26 ultrasMovement Hamza Hamzaoğlu: "Maç öncesi olması gerektiği kadar bir heyecan var. Gerekli analizleri yaptık, maçı bekliyoruz. İki takım da kazanmak için sahada olacak. Saha şartlarına rağmen bol pozisyonlu güzel bir maç seyrettireceğiz. Oyuncularımıza güveniyorum, inşallah kazanan takım biz olacağız."
19:01 ultrasMovement İki takım da birlikte Sarıkamış Şehitlerini anan pankartla saha çıktılar ve samimi görüntüler sergilediler maçtan evvel. Ulusal marşımızın okunmasının ardından derbi mücadelesi başlayacak.
19:03 ultrasMovement Karşılaşma takımımızın vuruşuyla başlayacak. Başarılar Galatasaray...
19:06 ultrasMovement Dakika 1> İlk atak takımımızdan geldi, Sabri'nin ortasında Sneijder ceza sahası dışından gelişine sağlam bir vole çaktı ama top auta gitti.
19:16 ultrasMovement Dakika 10> İlk beş dakikada takımımızın üstünlüğü göze çarparken, sonrasında Beşiktaş oyunda hakimiyeti ele geçirdi ama iki takımın da tehlikeli atağı yok henüz...
19:23 ultrasMovement Dakika 19> Burak'ı bir güreşçi gibi tutarak yere seren Ersan sarı kart gördü.
19:34 ultrasMovement Dakika 30> Karşılaşma golsüz ilerlerken, iki kaleciyi de zorlayacak pozisyon izleyemedik bu dakikaya kadar.
19:44 ultrasMovement Dakika 38> Sabri'nin yaptığı isabetli ortada top Beşiktas savunmasını gecti, uygun pozisyonda Burak ıskaladı, arkaya seken topu Sneijder tamamladı ama top savunmadan döndü.
19:46 ultrasMovement Dakika 40> Beşiktaş'ın gelişen atağında Sosa verkaçlarla ceza sahasına girdi ama topa vurmadan Muslera yatarak pozisyonu önledi.
19:49 ultrasMovement İlk yarı sona erdi: Beşiktaş:1-1:Galatasaray...
19:54 ultrasMovement İlk devrede Galatasaray 2, Beşiktaş 1 şut attı kaleye ama bu şutların hepsi isabetsizdi... Ev sahibi 3 korner kullanırken, takımımızın korner atışı bulunmuyor...
19:59 ultrasMovement Devre sona erdiğinde istatistiklerde %61'a %39 topla oynama üstünlüğümüz var ama bunu pozisyon ve gol olarak skorborda yansıtamadık. Umuyoruz ki ikinci devre rüzgarı da arkamıza alarak daha baskılı bir Galatasaray seyredeceğiz...
20:03 ultrasMovement İlk yarı 0-0 golsüz biterken, klavyenin azizliği ile 1-1 yazmışız... Umarım bu skorla maç sona ermez:) Kazanan Galatasaray olur...
20:07 ultrasMovement İki takımda da değişiklik yok ikinci devre başlarken, hakemin düdüğü ile Beşiktaş maça başladı.
20:10 ultrasMovement Dakika 47> Kaptırdığımız topta Oğuzhan'ın ceza sahası dışından şutu kalenin üzerinden auta gitti.
20:13 ultrasMovement Goooooooooooolllllllllll Melooooooo! Dakika 50> Sabri'nin ceza sahasına ortasında topu önünde bulan Melo takımımızı öne geçiren golü atıyor...
20:15 ultrasMovement Dakika 51> Beşiktaş atağında Oğuzhan ceza sahası içinde rahat poiizsyonda topu auta attı.
20:16 ultrasMovement Dakika 53> Ceza sahamızın sağ köşesinden Sosa'nın kullandığı serbest vuruşta Muslera uçarak topa sahip oldu.
20:21 ultrasMovement Dakika 58> Takımımızda Umut Bulut çıkıyor yerine Hamit giriyor...
20:24 ultrasMovement Dakika 61> Veli Sneijder'in yuzune attığı yumruk nedeniyle kırmızı kart görüyor Beşiktaş'ta...
20:26 ultrasMovement Dakika 63> Selçuk'un ceza sahası dışından aşırtma vuruşunda önce kaleci Tolga sonra top direğe çarparak kornere çıktı.
20:28 ultrasMovement Dakika 65> Olcay çıkıyor Kerim giriyor oyuna Beşiktaş'ta...
20:31 ultrasMovement Dakika 67> Gökhan Töre'nin ceza sahamız önüne getirdiği topta yaptığı vuruş Semih'ten sekerek direğe vurdu ve geri döndü.
20:31 ultrasMovement Dakika 68> Hamit sarı kart gördü.
20:33 ultrasMovement Dakika 70> Sakatlanan Melo oyundan çıkıyor Bruma onun yerine mücadele edecek bundan sonra.
20:36 ultrasMovement Dakika 74> Beşiktaş'ta Demba Ba çıkıyor yerine Cenk Tosun oyunda...
20:38 ultrasMovement Dakika 75> Ramon Motto ceza sahsına girerek sert vurdu ama Muslera başarılıydı pozisyonda.
20:41 ultrasMovement Dakika 78> Galatasarayımızda Sneijder çıkıyor Olcan Adın onun yerine mücadele edecek kalan dakikalarda.
20:47 ultrasMovement Dakika 84> Beşiktaş'ta Sosa çıkıyor İsmail oyunda.
20:49 ultrasMovement Dakika 86> Burak'ın pasıyla ceza sahasına giren Olcan'ın vuruşunda kaleci Tolga başarılıydı.
20:53 ultrasMovement Dakika 90> Olcan yine çaprazdan vuruyor yine Tolga başarılı. Bu arada Emre sarı kart görüyor takımımızda...
20:58 ultrasMovement Goooooooooooooolllllllll Buraaaaaaaaaaakkkkkkkk!  Beşiktaş2ın kalemize yüklendiği dakikalarda kendi yarı sahamız içinde topu alan Burak, arkasına iki Beşiktaşlı savunmacıyı alarak sürdü sürdü topu ve ceza sahasına girip Tolga'nın yanından filelere yolladı.
20:59 ultrasMovement Burak'ın golüyle de hakem Cüneyt Çakır mücadelede son düdüğü çaldı. Karşılaşma sonucu: Beşiktaş:0-2:Galatasaray....
21:03 ultrasMovement Takımımız bu galibiyetle liglere verilen araya mutlu girerken, bundan sonraki karşılaşma olan Diyarbakır BB maçıyla 22 Ocakta tekrar sizlerle olacağız...

2 Ocak 2015 Cuma

Mutlu Yıllar


Futbolu dolu dolu yaşayacağınız sağlıklı ve mutlu yıllar dilerim...

Blog Widget by LinkWithin