25 Şubat 2018 Pazar

PAOK-Olympiakos Maçı Ertelendi

Yunanistan Süper Liginde zirveyi yakından ilgilendiren maçta lider PAOK, lig üçüncüsü Olympiakos'u konuk etti ama iki takımın sahaya çıktığı anlarda ev sahibi taraftarların attığı maddelerden biri misafir takımın teknik direktörü Oscar Garcia'nın yüzüne gelince, İspanyol hoca soyunma odasına gitmek durumda kaldı. Olympiakos başkanı hakemlerle görüşüp, takımı da soyunma odasına yollayınca, maç ertelendi...















Galatasaray:5-0:Bursaspor


ultras/Movement'in Maç On Biri:

1-"Zor geçmesi beklenen maç" diye kalıp cümleler kullanır ya futbol yorumcuları maçlardan önce ya da sonraki analizlerinde, Galatasaray için bu sene Sami Yen'de oynadığı maçlarda yeni bir tabir üretilmeli: "Galatasaray'ın rahat kazanmasının beklendiği maç"...  Spor Toto Süper Lig İlhan Cavcav sezonunda Galatasaray bugüne kadar içerde oynadığı maçlarda yenilgi yüzü görmezken, bir tek Fenerbahçe ile golsüz berabere kaldı. Sadece kazanmıyor sarı-kırmızılılar, bir de üç küsür gol ortalamasıyla rakipleri de "eziyor" kelimenin tam nasıyla. Bu haftaki "kurban" Bursaspor oldu. Fatih Terim'in takımının kendi seyircisi önünde nasıl oynadığını artık sağır sultan "bilirken, Bursa'dan taraftarının "üç yiyin, 5 yiyin ama onurunuzla oynayın" diye yolcu ettiği Paul Le Guen'in timsahları yeşil zeminde varlık dahi gösteremediler ve 5-0 lık bir mağlubiyetle sahadan ayıldılar. O kadar "silik" oynadı ki deplasman ekibi, maçtan sonra taraftarına Özlüce tesislerini bastıracak kadar sahada yoktular, ilk şutu 67. dakikada attılar Muslera'nın kalesine, o da çok farklı auta gitti. Onların aksine Galatasaraylılar da bir o kadar iştahlıydılar ve rakip savunmaya yaptıkları baskılar ile gol de buldular, Bursaspor'lu savunma oyuncusunu da kırmızı kart ile attırdılar. Rodriguez-Gomis iş birliği ile öne geçerken Galatasaray, devre bitmeden yine Rodriguez'in rakipten kaptığı topu Harun'un solundan ayak içi plase ile ağlara göndermesiyle fark ikiye çıktı. Soyunma odası dönüşü iştahını koruyan aslan, eski Bursasporlu Serdar Aziz'in golüyle farkı üçe çıkarırken, kalan dakikalarda Gomis sahnedeydi, önce Belhanda, sonra da bir kez daha Rodriguez'in asistleriyle Bafetimbi Gomis hattrick yaptı, maçın topunu da evine götürmeye hak kazandı.

2- Kasımpaşaspor yenilgisi sonrası "internet ergenleri" Muslera'ya sarmışlar, "Nando"nun eşi de bu hakaretlerden alınarak "belki de bir gün gideriz" tarzı bir cevap yazmış sosyal medya hesabından. Hayatta kendileri hiç hatasızımışçasına klavye başında herkese sallayan tiplerden oldum olası nefret ederim. Dün Drogba yaşlıydı, Melo kavgacıydı, Sneijder kiloluydu, bugün de sıra Muslera'ya mı geldi? Kimi beğenecek bu veletler acaba? Bugün ağızlarından düşürmedikleri Metin Oktay dönemlerinde yaşamış olsalardı kralı da eleştirirlerdi zira mutsuz ve bencil bir gençlik yetişiyor. Değerleri bilmeyen ve elindekini çabuk tüketen bir nesil. Aslında durum o kadar vahim ki, okullarda Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenlerden "Değerler Eğitimi" çalışması yapmasını istiyor, başka bir deyişle bu çocuklara iyilik, dostluk, vefa, arkadaşlık, yardımseverlik, saygı, sevgi gibi kavramların öğretilmesini bekliyor...  Bursaspor karşısında özellikle ilk devrede varlığını bile unuttuğumuz Uruguaylı kalecimiz, ikinci devre cılız gelişen yeşil-beyazlı kontra ataklarda dikkati ile bu eleştirilerden etkilenmediği görüntüsü verdi. Fatih Terim de boş bırakmamıştır Muslera'yı hafta içi, o da kendisine karşı güvenini iletmiş olmalı ki, "kafası takık" bir görüntü seyrettirmedi bize.


3- Serdar Aziz- Maicon ikilisine beni bir kez daha haklı çıkarttıkları için teşekkür ediyorum. Önce savunmada Stancu ve onun oyundan çıkmasıyla Sinan'ı bitirdiler, sonra da hücumda etkinliklerini gösterdiler. "Futbol tanrıları" Cuma gecesi Serdar Aziz'in yüzüne güldü ve eski takımının filelerini havalandırmış oldu başarılı stoper. Maç başında kendisine küfreden deplasman tribünündeki taraftarın "nahoş" hareketine, attığı golde aşırı sevinmeyerek "hoş" bir tepki gösterdi Serdar. Bursa'da yetişmiş, büyümüş, kaptanlığını yaptığı takıma vefalı davranışı alkışı hak ederken, maç içinde neredeyse bütün hava toplarını alarak da Fatih Terim'in yüzünü güldürdü. Maicon da partneri gibi tabelayı az kalsın değiştirecekti ama gecenin formsuzlarından Harun, harika bir refleksle son anda topu kornere çeldi. Savunmada birbirlerini tamamlayan ikililer şampiyon takımlarda hep vardır, Bülent-Popescu, Semih-Ujfalusi, Falco-Stumpf ilk aklıma gelenler, umarım bu sene Maicon-Serdar ikilisi de eklenir bu birlikteliklere. "Her şerde bir hayır var" der büyükler, Denayer'in sakatlığı da bu ikiliyi "mecbur" hale getirdi... Doğru ikili de bulunmuş oldu...


4- Fatih Terim'in tercihlerinin sorgulandığı en önemli bölge sağ bek oluyor iki haftadır. Sezona mevkisinde "banko" başlayan Mariano geçirdiği sakatlık sonrası ilk onbire dönemedi ve artık kulübede yer alırken, hoca Martin Linnes'i oynatıyor onun yerine. Linnes de fena oynamıyor, hocanın talimatlarını uyguluyor ama taraftarın görmek istediği oyuncu tipi hala Mariano, zira Brezilyalı topla daha "haşır neşir", meşin yuvarlak ayağına yakışıyor, bir pasla takım arkadaşını gol pozisyonuna  rahatlıkla sokabiliyor. Öte yandan anlaşılan o ki idmanlarda biraz tembel olmalı ki, kendisinin tam tersi olan ve yetenekleri sınırlı ama çalışkanlığı ile bunu örtbas edebilen  Norveçliye veriyor Fatih Terim formayı. Alternatifsizlik yerine "kimi oynatacağını" seçmekte zorlansın hoca, bu da başarıyı getirecektir. Son yarım saatte Mariano'yu da görmek istedi Fatih Terim, demek ki onun aklında da maçlara göre değişik tercihler yapma fikri var.

5- Igor Tudor döneminde pek düşünülmeyen Selçuk Inan, Fatih Terim'in gelişiyle vazgeçilmez oldu. Eski oyuncusuna güvenini gösteren tecrübeli teknik adam, kaptanı kazanmak için de saha içinde Selçuk'a özel "bonuslar" da veriyor. Bunlardan biri serbest atışları 8 numaranın kullanmasını isterken, kornerlerde de Belhanda'nın yerine kaptan geçiyor topun başına. Bursaspor karşısında Rodriguez'in düşürülmesiyle kazanılan serbest vuruşta meşin yuvarlağın etrafında Selçuk ve Maicon bekleşirken, Selçuk topa vurdu ve barajdan dönen top sonrası Brezilyalı stoper bakışlarıyla memnuniyetsizliğini gösterdi. Adil ve faydalı bir paylaşım yapılması adına, ceza sahası çizgisi üzerinde kazanılan serbest atışları Selçuk kullansın, 3-5 metre uzaktan olanlar Maicon'un olsun. Köşe vuruşlarında da sağ köşe-sol köşe ayrımı yapılarak benzer bir paylaşım Belhanda ile yapılsa hiç de fena olmaz...


6- Kasımpaşa maç yazımızda "Mutlu musun Belhanda bey?" diye sormuştuk... Antalyaspor karşısında boş yere gördüğü kırmızı kartla takımını yalnız bırakmıştı deplasmanda Younes Belhanda, cuma gecesi tekrar formasına kavuşmuş, takımı yine bir orkestra şefi gibi yönetmişti. Bursaspor karşısında kart görmedi Belhanda ama iki arkadaşını oyun dışına gönderdi bu sefer. Serdar Aziz'in attığı gol sonrası sevinirken parmağını Donk'un gözüne soktu, Hollandalı oyunu terk etmek zorunda kaldı. Bursaspor'un geliştirdiği bir atakta da yere düşerken Eren Derdiyok'un ayağının üzerine düştü ve Eren'i oyun dışına yolladı. Sakarlığın bu kadarına da pes denir!


7- Garry Rodriguez her maç değerini arttırıyor. Son yedi lig maçında 4. golünü atan Garry, Göztepe maçından bu yana da 5. asistini yapmış oldu. Savunmada Serdar Aziz- Maicon birlikteliğinden nasıl bahsediyorsak, forvette de Rodriguez-Gomis tayfası çok canlar yakacak gibi. Golcüsüne sadece servis yapmıyor, bir de kendisine has "ayak içi plaseler" ile  Garry Rodriguez klasiği oluşturdu Hollanda doğumlu topçu. Galatasaray'ın attığı ilk golde asisti kendisine yazdık ama Yuto Nagatomo'nun taç çizgisi kenarında tek pasla başlattığı atak da dikkate değer.

8-Attığı üç golle galibiyetin baş mimari olan Batefimbi Gomis, Galatasaray Spor Kulübü adına bir golcüden de öte büyük bir kazanç. Kasımpaşaspor maçında baygınlık geçirmesi ve doktorun çıkmasını nasihat etmesine rağmen oynamaya devam etmesi bu hafta içi çok tartışılmış, Galatasaray kulup doktoru Yener İnce eleştiri oklarının hedefi olmuştu. Cuma gecesi attığı ilk golden sonra Metin Oktay sevinci yapan Gomis, sevıncını  kulüp doktoru ile paylaştı ve gollerini de kendisine ithaf etti... Vefakarlığı son golde de gösterdi Fransız golcü, kendisine iki gol attıran Rodriguez'in ayakkabısını "cilalalyarak" taraftarın önünde de onore etti arkadaşını... Sadece büyük golcü değil Gomis, aynı zamanda da büyük karakter...


9- Galatasaray maçlarında hakemler sarı-kırmızılıların lehine penaltı vermemeye yemin etmişler sanki, Bursaspor maçında da Bülent Yıldırım ceza sahası içinde Garry Rodriguez'in formasından çekilmesine "utanmadan" devam kararı verdi. 35. dakikada Feghouli'nin arkadan ayağının basılmasına düdük bile çalmazken, Bastock'un Belhanda'nın kafasına tekme atmasına kart çıkarma zahmetinde bulunmadı bile maçın hakemi... Ama en acısı da Gomis'in ortasında Yuto Nagatomo'nun boyundan beklenmeyecek bir şekilde zıplayarak vurduğu kafayla Bursaspor filelerini havalandırmasına da yardımcı hakemine "aldanarak" ofsayt düdüğü çalması oldu.

10- Bursaspor adına sahada mücadele eden tüm topçular tel tel dökülürken, milli kaleci Harun da tanınmayacak şekilde kötüydü. Galatasaray'in attığı ilk golde Feghouli'nin ortasında topu sektirmesi atağın başlamasına vesile olurken, Serdar Aziz'in golünde de yine topu sektirdi milli kaleci... Ali Sami Yen'de bu kadar hatalar yaparsan, farklı yenilmek kaçınılmaz olur...


11- Tribünde rekabetin her türlüsüne varız, her şekilde beste yapılsın, slogan atılsın, pankart yazılsın da cuma gecesi Bursaspor taraftarlarının yapmış olduğu hayatını kaybeden kişilere küfür olayı kendilerine yakışmadı hiç... Metin Oktay gibi taraflı tarafsız herkesin saygıyla andığı, zamanında Bursaspor teknik direktörlüğü de yapmış Taçsız Kral Metin Oktay'a ağıza alınmayacak küfürler tribün kültürünü yaralayacak cinstendi. Özellikle de merhum başkan İbrahim Yazıcı için vefa pankartı açan Galatasaray taraftarının kutsalına dil uzatan Bursaspor taraftarını kınıyorum. Sosyal medyada yazdıklarına göre Ali Sami Yen'deki taraftarlar "Bursaspor kümeye" diye tempo tutarak kendilerini tahrik etmiş, bunun cevabı Beşiktaş taraftarının bu sene yaptığı gibi Metin Oktay ve Ali Sami Yen'e küfretmek mi olmalıydı yoksa yaratıcılığı ile nam salan Teksas'ın küfürsüz bir kontra yapması mı olmalıydı...



STAT: Türk Telekom
HAKEMLER: Bülent Yıldırım, Ekrem Kan, Asım Yusuf Öz
GALATASARAY: Muslera, Linnes (Dk. 67 Mariano), Serdar Aziz, Maicon, Nagatomo, Donk (Dk. 54 Yasin Öztekin), Selçuk İnan (Dk. 76 Eren Derdiyok), Feghouli, Belhanda, Rodrigues, Gomis
BURSASPOR: Harun Tekin, Ertuğrul Ersoy, Titi, Ekong, Aziz Eraltay, Agu, Batalla (Dk. 63 Yusuf Erdoğan), Shehu, Bostock, John (Dk. 73 Furkan Soyalp), Stancu (Dk. 34 Sinan Bakış)
GOLLER: Dk. 11, 72 ve 90+3 Gomis, Dk. 42 Rodrigues, Dk. 49 Serdar Aziz (Galatasaray)
KIRMIZI KART: Dk. 38 Ekong
SARI KART: Dk. 69 Selçuk İnan (Galatasaray)

23 Şubat 2018 Cuma

White Hart Lane Kahramanları

Tottenham tarihine adını yazdırmış onbir efsane kulübün eski futbolcularının ihtiyaçlarını karşılamak için kurulan yardım vakfına destek olmak maksadıyla yağlı boya tabloda resmedilmişler. Mavi-beyazlı kulübe gönül veren taraftarlar arasında yapılan oylamayla seçilen on bir futbolcunun imzaladığı tablo, e-bay sitesi üzerinde şu an hala açık arttırmada ve 43 adet teklif alarak fiyat 6.100 pounda çıkmış bile.


1. Steve Perryman (854 maç, 1969-86),
2. Ledley King (291 maç, 1999-2012),
3. Graham Roberts (374 maç, 1980-86),
4. Hugo Lloris (236 maç, 2012-Hala takımda),
5. Gary Mabbutt (581 maç, 1982-98),
6. Glenn Hoddle (490 maç, 1975-87),
7. Bill Nicholson (Manager, 1958-74),
8. Harry Kane (200 maç, 2011-Hala takımda),
9. David Ginola (127 maç, 1997-2000),
10. Jimmy Greaves (380 maç, 1961-70),
11. Paul Gascoigne (112 maç, 1988-91),
12. Gareth Bale (194 maç, 2007-13)


21 Şubat 2018 Çarşamba

Stancu'dan Milli Takıma Veda


Romanya milli takım formasıyla oynadığı 52 maçta 14 gol atan Bogdan Stancu bugün Rumen Futbol Federasyonuna yazdığı mektupla milli takımı bıraktığını açıkladı. Peki, neydi Stancu'yu bu kararı vermeye iten nedenler, işte Bursasporlu futbolcunun yazmış olduğu mektup:

Büyük bir üzüntüyle Romanya Milli Takımını bıraktığımı kamuoyuna açık bu mektupla herkese duyurmak istiyorum.
Böyle önemli bir kararı vermek benim için kolay olmadığını itiraf etmek zorundayım ama düşündüm ki mukavele imzaladığım ve formasını giydiğim kulüp takımıma daha fazla konsantre olmak zorundayım ve ayrıca aileme yeteri kadar zaman ayırmak niyetindeyim.
Romanya Milli Takımında forma giydiğim dönemde benimle birlikte olan herkese teşekkür etmek istiyorum. Teşekkürlerim Romanya Futbol Federasyonu, teknik ekip, teknik direktörler ve bütün takım arkadaşlarıma da gidiyor. Kalbim ve ruhum her zamanki gibi Romanya'yı temsil eden ulusal takımla olacak.                                                 Bogdan Stancu


Kasımpaşa:2-1:Galatasaray


1- "Hep oyunlar senaryolar, sustuysak bir yere kadar, aklınızdan çıkarmayın, Türkiye'dir Galatasaray" diye tezahürat yapıyordu Galatasaray taraftarı deplasmana gittikleri Kasımpaşa mücadelesinin ikinci devresinde. Sabırlar taşıyordu zira Galatasaray lehine en azılı Galatasaray düşmanının bile dudaklarını ısırarak "penaltı" diye kabul ettiği pozisyonlar görmezden gelinirken, Muslera'nın koruduğu kalenin ceza sahası içinde kılına dokunulsa rakip topçunun büyük bir mutlulukla üflüyordu düdüğü hakemler. Pazar gecesi de Galatasaray  harika bir golle1-0 öne geçmiş ve soyunma odasına bu mutlulukla gitmeye hazırken Halis Özkahya sahneye çıktı ve diğer meslektaşlarından geri kalmadı, o da Galatasaray aleyhine bir penaltı çalarak "görevini!?" yapmış oldu. Taraftar tezahüratlarla tepkisini koyuyor takımları aleyhine ortaya konan senaryolara ama vakit artık taze başkan Mustafa Cengiz'in Dursun Özbek'ten farklı olduğunu göstermeye geldi. Başkanın çıkıp, "masaya vurma" zamanı şimdi. Unutmasın arkasında koskoca Galatasaray camiası var...


2- Maçın hakemi Halis Özkahya ile ilgili bu blogun sayfalarında çok yazdık, artık kendisi hakkında yorum yazmak için çok zamanımı harcamayacağım zira benim için Halis'in hakemliği Galatasaray-Fenerbahçe derbisinde Meireless yüzüne tükürdükten sonra Federasyonun "hayır o tükürük değildi" diye rapor tutmasına isyan edip "Ben yalancı değilim" diyerek istifa etmemesi sonrası bitmişti. O gün Meireless yüzüne tükürmüştü, bir kaç hafta evvel de Emre Belözoğlu kendisine küfretmiş, Halis "sinkafı" duymazlıktan gelip, tepkiye "sarı" kart vermişti. Böyle bir hakemin yönettiği maçın "tartışmasız" bitmesini kimse beklemiyordu zaten ki verdiği penaltı ile maçın sonucuna direkt katkıda bulundu. Çoğunlukla penaltı ve kırmızı kartlara bakılır hakem değerlendirilirken de maç içinde aynı pozisyonlara çaldığı-çalmadığı düdüklerle de hakemler "rengini" belli ediyor aslında. Karşılaşmanın 15. dakikasında taç çizgisi cıvarında Yuto Nagatomo'nun yatarak top kapma mücadelesine tereddütsüz sarı kart gösteren Halis Özkahya, 17. dakika Feghouli'ye arkadan takılan çelmeye aynı sarı kartı gösteremeyince, yöneteceği maçın da fragmanını izlettirmiş oldu bize aslında...



3- Kasımpaşa-Galatasaray maçına damga vuran en önemli gelişme de Gomis'in saha içinde baygınlık geçirmesiydi. Galatasaray'a transferi esnasında bu hastalığından dolayı tereddütler geçirmişti yönetim ve Tudor ama doktorlarla yapılan görüşmeler ve gelen raporlar sonrası transfer gerçekleşmişti. Gomis'in aniden yere yığılması yürekleri ağıza getirdi de esas Fransız golcünün doktorlara oynamak için yalvarması, çıkmak istememesi değerliydi. Bir kaç hafta evvel "Gomis'in kasığına para sıkıştı" diye iğrenç manşetlerle siyahi oyuncunun para alamadığı için sakatlık numarası yaptığını ima edenler bu sahnelere görmeyecektir de Galatasaray taraftarı forma için "canını ortaya koyan" bu oyuncusunu unutmayacaktır...


4- GalatasarayKasımpaşa karşısında öne geçiren golü Rodriguez attı ama alkışları alan isim Ryan Donk'tu. Hollandalı oyuncu kendi yarı sahası içinde kaptığı topla iki-üç Kasımpaşalıyı "Messi" gibi geçip, ters kanada harika bir "al da at" pası attı. Fatih Terim'den formayı aldıktan sonra her geçen gün formunu yükseltiyor Donk ve Fernando'nun dönmesiyle ön libero pozisyonu için kıran kırana bir çekişme yaşanacak...

5- Galatasaray'da son haftalarda formunu yükselten başka bir oyuncu da Garry Rodriguez. geçen hafta asistleriyle ön plandaydı Garry, bu pazar da doksana astı meşin yuvarlağı, tabelayı değiştirdi. Kanattan çok zorladı ev sahibi defansı ama paslarını gole çeviren çıkmadı maalesef...

6- Kasımpaşa deplasmanında uçan giden üç puanı bir çok kişi Fatih Terim'in yaptığı oyuncu değişikliklerine yordu. İlk yarı tek kale oynayan takımda Serdar'ın sakatlığı sonrası Donk'un stopere çekilmesi çok eleştirildi. Haklıydılar zira mükemmel bir 45 dakika geçirmişti Donk orta saha bölgesinde ve ikinci yarı savunma yapmakla görevlendirilince Galatasaray'ın "göbeği yumuşamıştı". Sadece Donk'un pozisyon değiştirmesi değildi hocaya eleştiri oklarının nedeni, Selçuk-Yasin değişikliği de manasız geldi pek çok kişiye. Nasıl ki topçular bazen formsuz olabiliyor, hocalar da kötü gününde olamazlar mı? Pek tabii ki, "Günümde değildim" demek onların da hakkı.

7- "Düşen olunca, tekme atan çok olur" derler, Antalyaspor maçından sonra sorulmayan soru, maç kaybedilince soruldu :"Neden Mariano yedekte de Linnes oynuyor?"... Brezilyalı oyuncu sezona müthiş başlamıştı ama sakatlık sonrası formayı Linnes'e kaptırdı, Fatih Terim'in de takımın başına geçmesiyle Norveçli iyice sahiplendi sağ beki. Bence fena değildi Martin Linnes Kasımpaşa maçında, zaten standardının altına pek düşmüyor, oynasa da oynamasa da her zaman kendisini hazır tutuyor ve Fatih hoca böyle oyuncuları seviyor. Martin'i tercih etmesinin nedeni de savunmaya Mariano'ya göre daha fazla ve hızlı gelmesi olabilir zira Brezilyalı hücum tarafını pek severken, topsuz adam kovalamaktan bazen "sıkılıyor"...

8- Beklerden söz açılmışken sol taraftaki Yuto Nagatomo'dan söz etmesek ayıp ederiz. "Alışacak alışamayacak" derken, fena kaptırdı kendisini Galatasaray'a Japon oyuncu ve şimdiden sene sonu bonservisini alır mıyız sorularını sordurmaya başlattı.


9-Galatasaray adına Tolga ve Eren gecenin hayal kırıklıkları olarak hatırlanacaklar. Özellikle sezona "bomba" gibi bir başlangıç yapan ve attığı gollerle gol krallığına "göz kırpan", bu formu ile milli takıma seçilen Tolga Ciğerci, yaşadığı sakatlık sonrası eski havasını bulamadı. Belhanda'nın yokluğunda Fatih Terim, gurbetçi topçuya orta sahanın "yükünü" verdi ama bu ağırlığın altında ezildi Tolga. Eren de 1-1den sonra takımın gol yollarına canlılık getirmesi sebebiyle oyuna dahil edildi ama eski takımına karşı pek de varlık gösteremedi.

10- "Şimdi mutlu musunuz Belhanda bey?" diyorum ve son maddeye geçiyorum.

11- "Deplasman fobisi" diye bir hastalık başladı Igor Tudor zamanında ve galiba Fatih hoca da bu illete bir çözüm bulmayacak gibi bu sezon. Bereket versin ki, büyük maçlar içerde de taraftar desteği ile oralarda daha iyi oynuyor takım.



STAT: Kasımpaşa Recep Tayyip Erdoğan
HAKEMLER: Halis Özkahya, Kemal Yılmaz, Cevdet Kömürcüoğlu
KASIMPAŞA: Ramazan Köse, Veysel Sarı, Omeruo, Ben Youssef, Veigneau, Sadiku, Pavelka, Mensah (Dk. 80 İlhan Depe), Trezeguet (Dk. 90+4 Ahmed Ildız), Koita, Diagne (Dk. 71 Eduok)
GALATASARAY: Muslera, Linnes, Serdar Aziz (Dk. 46 Eren Derdiyok), Maicon, Nagatomo, Donk, Tolga Ciğerci, Feghouli (Dk. 59 Sinan Gümüş), Selçuk İnan (Dk. 82 Yasin Öztekin), Rodrigues, Gomis
GOLLER: Dk. 37 Rodrigues (Galatasaray), Dk. 45+3 Diagne (Penaltıdan), Dk. 80 Koita (Kasımpaşa)
SARI KARTLAR: Dk. 17 Nagatomo, Dk. 49 Tolga Ciğerci, Dk. 79 Rodrigues (Galatasaray), Dk. 36 Veigneau, Dk. 55 Sadiku, Dk. 90+1 İlhan Depe, 90+5 Koita (Kasımpaşa)

13 Şubat 2018 Salı

Galatasaray:3-0:Antalyaspor


ultras/Movement'in Maç Onbiri:
1- Galatasaray geçen hafta Sivas'ta kaçırdığı liderliği bu hafta iç sahada kendi taraftarı önünde ilk 30 dakikada sergilediği harika oyunla ele geçirdi ve tekrar ligin zirvesine oturdu. Öyle arzulu ve baskılıydı ki sarı-kırmızılılar, Rodriguez ve Fegholi ile kanatlardan akın akın geldi ve soyunma odasına gitmeden üç gol attı, Antalyaspor hocası Hamza Hamzaoğlu'nu iki oyuncu değişikliği yaptırmak zorunda bıraktı. Üç gol yetmez, dört olsun, beş olsun diye beklerken hafta içi bu soğukta Sami Yen tribünlerini dolduran arma sevdalıları, ikinci yarı Galatasaray "maçın iplerini" deplasman takımına verdi ve oyunu kendi yarı sahasında kabul etti... Kupada Konya deplasmanı, sonra ligte Sivas deplasmanı, içerde Konyaspor kupa rövanşı derken, topçular da yorulmuş olmalı ki, skor ele geçirilince "kafada bitirmişlerdi" maçı... Bir ara topla oynama süreleri Antalyaspor lehineydi ama  onlar da çok ciddi pozisyon bulamazken Carrosso'nun kalesinde, Galatasaray ikinci devre de "kontra"larla goller aradı ama skoru değiştirecek beceriyi gösteremediler.


2- Muslera'nın kart cezalısı olması sebebiyle kalede yer alan Fransız kaleci Cedric Carrosso sanki uzun yıllar Galatasaray kalesini korurmuşçasına özgüvenli oynadı bu gece. Tecrübe denen soyut olgunun kaleci kazağı giymiş haliydi emektar eldiven. İlk devre kalesine neredeyse hiç top gelmedi ama duruşuyla, takım arkadaşlarını sürekli motive edişiyle bu mesleği uzun yıllar hakkıyla yaptığını gösterdi. Muslera'dan farklı olarak da ayağına oldukça hakim Fransız file bekçisi ki, kendi yarı alanı içindeki duran topları hep o kullandı, hatta bir ara orta saha çizgisi önünden bile serbest vuruş attığını izledik. Tabii, amaçsız vuruşlar değildi bunlar, neredeyse tamamına yakını Gomis'i buldu. Muslera kalede rakipsiz gibi gözükmesine rağmen Carrosso onu forma savaşında zorlayacak bir maç çıkardı.


3- Fatih Terim'in ideal savunma dörtlüsü Mariano, Serdar, Maicon, Nagatomo olarak gözüküyor ama Linnes bu gece "kesti" Brezilyalı mevkidaşını. Fena da oynamadı Norveçli oyuncu, çalışmasının ödülünü alıyor hocasından. Serdar Aziz ve Maicon da savunmada başarılıydılar, gerçi ilk yarı Serdar bir kaç "ufak" hata yapsa da... Bu ikilinin takıma sağladığı fayda savunmanın yanı sıra Galatasaray'ın duran top ataklarında olduğunu sürekli yazıyorum, bu gece de Serdar ilk devre Gomis'le carpıştığı pozisyonda az kalsın golü atacakken, ikinci devre Maicon'un kornerden gelen ortaya yaptığı kafa vuruşunu Antalyaspor kalecisi zorlukla çeldi. Defansın solundaki Nagatomo da her geçen gün takıma alışıyor ve sol kanat takımın zayıf halkası olmaktan çıkıyor. Gol yemeden biten maç sonrası tebriği en fazla hak eden dörtlüyü bakalım hoca Kasımpaşa maçında bozacak mı?

4- Kadroda Ryan Donk'u görünce "Ah be hocam, neden ısrar edersin ki bunda, yakacak takımı" diyen bir tek ben değildim herhalde ama maç sonunda fena halde ters köşe yaptı bizi Hollandalı oyuncu. Şimdiye kadarki maçlarının aksine sadece ceza sahı önünde boğuşmakla yetinmedi Donk, Antalyaspor'un çok adamla gol için Galatasaray ceza sahasına geldiği anlarda ikili sıkıştırmaların vazgeçilmez adamı oldu ve kaptığı toplarla da atakları başlatan oyuncuydu. Garry Rodriguez'in Gomis'e ikinci golü attırdığı pozisyonda topu önüne atan kindi dersiniz? Maçın yıldızı attığı iki golle Gomis seçilecek belki ama bana göre ilk devrenin en iyisi havadan-yerden her türlü başarılı müdahalelerle rakibi bozan ve arkadaşlarını rahatlatan Ryan Donk'tu...

5- Feghouli attığı gole kadar çok boş koşu yaptı, ki Gomis'in ilk golünde yaptığı ters koşu ile rakip savunmanın dikkatini dağıtan adamdı, ama Linnes olsun, Selçuk olsun, Cezayirli topçuya uzun top atmaya cesaret edemediler de Belhanda bir attı, maçta fark üçe çıkıverdi.  Her an skoru değiştirebilecek türden bir oyuncu Feghouli, sahada olması Galatasaray adına büyük avantaj...

6- İki üç gün önce Belhanda'dan oynadığı "istekli ve ciddi" oyundan dolayı özür diledik ve böyle oynaması halinde şampiyonluğa en büyük katkı verecek topçulardan biri olduğunu yazdık da, Faslı oyuncu maçın uzatma dakikalarında peşi sıra gördüğü iki sarı kartla oyundan atılarak "huylu huyundan vazgeçmez" dedirtti. Savunma önünde Donk ve onun biraz da ötesinde Selçuk-Belhanda ikilisi ile yeni bir oyun planı deneyen ve kendisine "maestro" rolü veren hocasına ancak bu kadar "kötü" teşekkür edilir. Bu gece de takımı idare etmesiyle, Feghouli'ye yaptığı asistle maçın kazanılmasında ön sıralarda olan Belhanda, maçtan atılarak keyfimizin içine etti, hocasının da hafta sonu Kasımnpaşa maçı için planlarını bozdu. Ceza alır mı diye soranlara da "Galatasaray forması giyememek en büyük ceza" demiş hoca... Doğru söz ama Belhanda bu formanın kıymetini biliyor mu, ya da bilecek mi?

7- Garry Rodriguez ile Gomis'in uyumu da artık dikkatlerden kaçmıyor, özellikle Garry'nin rakip ceza sahası önünde topu alıp Fransız arkadaşıyla ikiye bir yapmaya niyetlendiği ya da ara pasla golcüsüne "asist" yaptığı anlar artık bu ikilinin "klasiği" olmuş vaziyette. İki asist iki gol, bir ikiliden daha ne beklenir ki?


8- Podolski'nin Japonya'ya satılacağı haberi duyunca, bir daha bizim takıma bu kadar sert şut atan bir oyuncu gelmez demiştim. Geldi, hem de hiç vakit kaybetmeden. Golcülüğünü bilirdik de bu kadar sert şut attığını kendisini Galatasaray'da izledikçe öğrendik Bafetimi Gomis'in... Sadece "Allah ne verdiyse abanmıyor" Fransız golcü, aynı zamanda isabetli de vuruyor "karavanayı" sevmiyor. Bu gece iki tane attı, bir tane de direkten döndü. Devamını bekliyoruz...


9- Fatih Terim'in Federasyonla yaşadığı "tazminat" husumeti, Galatasaray'ın başında görev alacağı maçlarda karşısına çıkacağı yazılıyordu da, "komplo" teorisi olduğunu düşünüyordum ama kaç maç arka arkaya verilmeyen penaltılar, Galatasaray aleyhine çalınan düdükleri gördükçe bu kararların bu kadar da "masumca" olmadığını düşünmeye başladım. Bu gece de iki adet "bariz" penaltıda maçın hakemi Barış Şimşek "yumdu gözünü", devam işareti yaptı da Belhanda'yı atarken "cin" gibiydi maşallah... Ama daha oyunda 15 dakika geride kalmışken "kasap" gibi Galatasaraylıları biçen Antalyasporlu Maicon'a ancak 62. dakika kart gösterebildi...


10- Deplasman takımında sağ bekte oynayan gurbetçi Nazım Sangare başarılı bir oyuncu. Maç boyu kendi takımının sağ tarafından ileri geri büyük enerji sarf etti. Kendi sahalarında 2-1 kaybettikleri Beşiktaş maçında da dikkatimi çekmişti gurbetçi oyuncu. Hamza hoca kendisine şan vermeye devam edecektir, biz de Akdeniz ekibini izleyebildiğimiz kadarıyla takip edelim, bakalım Nazım bu performansı sürdürebilecek mi?


11- Fatih Terim "sarı kırmızı" atkı ile sahaya çıkmaya devam ediyor, yakışıyor da atkı hocaya da, "imparator" da aslında taraftarın sembolü olan atkı ile mesaj veriyor,  "Bizi desteklemeye devam edin, sene sonu hep birlikte sevinelim"...


STAT: Türk Telekom
HAKEMLER: Barış Şimşek, Mehmet Kısal, Mehmet Metin
GALATASARAY: Carrasso, Linnes, Serdar Aziz, Maicon, Nagatomo, Selçuk İnan (Dk. 71 Tolga Ciğerci), Donk, Feghouli (Dk. 79 Yasin Öztekin), Belhanda, Rodrigues (Dk. 82 Sinan Gümüş), Gomis
ANTALYASPOR: Ferhat Kaplan, Nazım Sangare, Celustka, Diego, Musa Nizam (Dk. 40 Emre Güral), Maicon (Dk. 78 Djourou), Charles, Hakan Özmert, Sakıb Aytaç, Danilo (Dk. 41 Jevtovic), Deniz Kadah
GOLLER: Dk. 14 ve 20 Gomis, Dk. 38 Feghouli (Galatasaray)
KIRMIZI KART: Dk. 90+2 Belhanda (Galatasaray)
SARI KARTLAR: Dk. 44 Jevtovic, Dk. 63 Maicon, Dk. 90+2 Hakan Özmert (Antalyaspor)


11 Şubat 2018 Pazar

Bu Dövmeler Kimin?


Yukarıda Zlatan İbrahimovic'in sırtını bir tablo gibi "dövdürdüğü" şaheserin fotoğrafı yer alıyor. Peki, aşağıda sıraladığım dövmelerin hangi futbolculara ait olduğunu bilebilecek misiniz acaba? İlk doğru bilen takipçimize bir futbol kitabı hediye edeceğiz. Cevaplar için "dövme" etiketli blog sayfalarına da göz atabilirsiniz, google amcaya da sorabilirsiniz... Haydi bakalım yorumlar bölümüne cevapları bekliyoruz...
Cevaplar: 1....../ 2....../3........./4........../5........../6.........../7.........../8............
1. İnsanlık tarihine adını yazdıran on ünlü figürün resminin olduğu dövme, Premier Ligde Watford adına top koşturan 26 yaşındaki golcünün sırtında yer alıyor...

 2. Boca Juniors'ta forma giyen Apaçi lakaplı 33 yaşındaki Arjantinli oyuncu yukarıdaki dövmelerin sahibi...

 3.Real Madrid denince bir çok kişinin aklına ilk olarak o gelir, peki kafa golleriyle tanıdığımız bu savunmacının adı nedir?

 4. Sırtında aslan dövmesi taşıyan Hollandalı yıldız, pazar günü Lyon adına attığı golle PSG2yi son dakika yıkan adam olarak konuşuluyor Fransa'da bu günlerde, kim ki o?

 5. Werder Bremen, Wolfsburg ve şimdi de Schalke forması giyen ve sırtına İsa dövmesi yaptıran Brezilyalı oyuncu kim?

 6. Sırtına Viking mezarlığı dövmesi yaptıran ve artık aktif futbolculuk hayatını sonlandırmış olan eski Liverpoollu Danimarka pasaportlu oyuncu kim?
 7. Son olarak Fenerbahçe'de forma giymiş ve sahadaki futbolundan ziyade vukuatlarıyla hatırlanan geçtiğimiz günlerde futbolu bırakan Portekizli oyuncuyu kolayca çıkaracaksınız, değil mi?

 8.Bayern Münih'in Gana asıllı 29 yaşındaki savunma oyuncusunu sırtından tanıyabilecek misiniz?
***
Edit: Mustafa Akbaş adlı takipçimiz bana ultrasmovement@gmail.com adresinden ulaşırsa kitabını kendisine yollarız...

Galatasaray:4-1:Atiker Konyaspor


ultras/Movement'in Maç Onbiri:
1-Sivasspor maçında hakeme itirazdan dolayı Fırat Aydınus'tan sarı kart görüp, pazartesi gecesi ligde oynanacak olan Antalyaspor karşılaşmasında cezalı duruma düşen Muslera'nın yerine oynayacak kaleciye "maç tecrübesi" olması açısından bu gece Eray ya da Carrosso'yu beklerken, Fatih Terim ilk maçın 2-2 gibi bir avantajla bitmesine rağmen kupaya verdiği ciddiyeti kaleye Muslera'yı koyarak gösterdi. Takımın as kalecisini ilk olarak taktik tahtasına yazıldığını gören diğer topçulara da mesaj vermiş oldu hoca. Belki çok top gelmedi Muslera'ya ama "zincirleme" hatalarla gelen Konyaspor'un golünde biraz daha konsantre olsa, belki topu ağlardan çıkarmak zorunda kalmazdı...


2-Yeni transfer Nagatomo ilk defa kendi evinde Galatasaray taraftarının önüne çıktı ve karşılaşmanın en iyileri arasında yerini aldı. Yeni bir takıma gelmiş olmak, belki de takım arkadaşlarının daha adlarını ezberleyemişşken, geldiği şehrin havasına suyuna alışamadan, bir de eşinin doğum yapması nedeniyle takım arkadaşları tatil yaparken İtalya'ya gidip gelmesi gibi "konsantre" olmayı engelleyecek şartlar varken, sahada oynamak oldukça zordur ama "profesyonelliği" ve "istikrarı" ile nam salan Yuto Nagatomo kendisine güvenenleri mahçup etmedi. Sadece savunma yapmadı Japon sol bek, aynı zamanda her atakta "Speedy Gonzalez" misali rakip ceza sahası çevresinde "bitiverdi"... Böyle devam et Yuto...

3-Konyaspor'un attığı golde Martin Linnes ilk hamlede hatalıydı ama Fofana ceza sahası içinde lafın tam manasıyla Hakan Balta'nın "belini kırarak" golünü attı. Fatih Terim, Konya'daki ilk maçtan sonra Hakan Balta'nın bundan sonra sol bek oynamayacağını belirtmiş ve tecrübeli oyuncuyu takımın stoperleri arasına "yazmıştı". Bu gece Hakan Serdar Aziz'le birlikte kalecinin önünde görevlendirdi ama gördük ki Hakan artık futbolun son demlerini yaşıyor. İlk goldeki hatasıyla birlikte, maç içinde Konyaspor'un nadir gelişen ataklarında "çekimser" ve "yavaş" kaldı Galatasaray'ın "emektar" stoperi. Buna rağmen tecrübesiyle de maç içinde "idare" etmesini bildi ama ligin kora kor oynandığı haftalarında Hakan forma şansı bulması halinde "sırıtacaktır"...

4- Galatasaray'ın ideal stoper ikilisi Serdar Aziz - Maicon'dur. Sadece savunmada değil, hücumda da oldukça etkili oluyor "ikiz kuleler"... İç sahada şok bir golle geriye düştükten sonra Sinan'ın yaptığı ortada stoperlere özgü bir kafa vuruşuyla skoru eşitledi. Denayer'in hızından mı memnun kalıyorlar, iki tane aynı tip stoper mi istemiyorlar hocalar bilmem de Serdar Aziz bu sene Bursaspor'da kaptanlık yaptığı yılları anımsatırcasına başarılı bir grafik ortaya koyuyor ve formayı hak ediyor.


5-Goller belki son dakikalarda geldi ama Galatasaray özellikle ikinci yarı oldukça baskılı bir maç çıkardı rakibi önünde ve 4 gollü galibiyetle yarı finale yükseldi. Maç bitiminde yayıncı kuruluşa verdiği demeçte Fatih Terim oyunun başarılıları arasında Ryan Donk'u da saydı ama Hollandalı bence takımın "en zayıf halkasıydı". Fatih Terim ısrarla Donk'u kazanmayı deniyor ama siyahi oyuncuda maalesef o "kumaş" yok. Savunmadan aldığı topla çıkışları "slow motion" hızında olan Donk, oyun görüşü de olmadığı için etkili ve kritik pas da atamıyor. Zaten verdiği paslar da ya şut gibi çok sert ya da çok zayıf ve takım arkadaşlarını zor durumda bırakabiliyor verdiği pastlarda. Pazartesi gecesi Antalyaspor maçında Tolga'ya yerini bırakacaktır Donk... Fernando döndüğünde de stoperlerin önü tamamen Brezilyalıya emanet olacaktır.

6-Aykut Kocaman hakemlerden şikayet ediyor ya, Galatasaray teknik adamı olsaydı herhalde aleyhinde yapılan hakem hatalarıyla ilgili kitap yazardı. Karşılaşmayı yöneten hakemlerin bilerek "taraflı" karar vereceğine ihtimal vermek istemiyorum da bilinç altlarında Fatih Terim "kompleksi" yattığını düşünüyorum... Fatih Terim'in karizmasından etkilenmediklerini göstermek için "tartışılmayacak" penaltılara bile devam kararı verebiliyorlar. Bu gece Galatasaray lehine bir kırmızı kart ile iki penaltı "güme" gitti. Gomis'in gole giderken ceza sahası önünde düşürülmesine düdük çalan hakem, son adam olan Selim'e neden sarı kart gösterir ki? Ya kalecinin güreşte 2 puan verilecek bir hareketle Linnes'i "tuş" etmesine nasıl bakılır? Konyaspor kaptanı Selim'in Gomis'in bağcığını tutup çekmesi ise "zeka örneği"... Ümit Öztürk'ün maçtan sonra yönettiği maçı izlemem gibi bir huyu varsa, çalmadığı düdüklere çok pişman olacaktır.
7-Kupa golcüsü Sinan bu gece belki ağları sarsamadı ama Galatasaray'ın beraberlik golünde Serdar'a yaptığı asistle yine "kupa maçı varsa benim adımı yazar mısın?" dedi hocasına. Kupa maçlarında hocası şans vermeye devam eder de, ligte kanatlar Feghouli ve Rodriguez'den sorulacaktır.

8-Fatih Terim, Konya karşısında  4-1-4-1 dizilişiyle çıkarken Donk'u Melo gibi oynatmak istedi ama  Hollanda'lı sırıttı tabi. Donk'un hemen önünde de Selçuk ve Belhanda gibi ayağına hakim orta saha oyuncuları ile beslemek istedi ileri uç elemanlarını. Başarılı da oldu, Fernando'nun sahalara dönüşü sonrası bu sistem daha da "tıkır tıkır" işleyecek...


9- Maçta iki gol atan Gomis'in saha içi performansı kadar maç sonu söyledikleri de oldukça çarpıcıydı. "Keyifli bir oyun geçirdik. Attığım golü hocamızla kutladım. Geçen maçta kötü oynamıştım, hocamla konuştuk ve kulağımı çekti! Ben de bundan derslerimi çıkardım. Bana bir baba gibi yaklaştı, ben de bir oğul gibi ona davrandım." Zaten ilk golden sonra saha kenarına gidip Fatih Terim'e bir sarılması vardı ki, gol olmuşçasına alkış tufanı koptu stadyumda. Igor Tudor sonrası Galatasaray'a Fatih Terim gelsin derken, bundan bahsediyorduk, hocanın "ikili ilişkilerdeki" etkisinden. Türk oyuncuları geçtim de yabancı bir oyuncu "baba-oğul ve kulak çekmesi" diyorsa, Galatasaray'da takım ruhundan bahsedilir.


10- Takıma transfer olduğu günden beri ilk defa 10 numara bir oyun sergiledi Younes Belhanda. Fatih hoca sadece Gomis'le değil, kendisiyle de konuşmuş olmalı ki, arkasında hocasının desteği ama "lakayitlikte" Terim'in "sopasını" görmüş Faslı oyun kurucu ki takımı bir orkestra şefi gibi yönetti. Sadece oynatmadı takım arkadaşlarını attığı ara paslar ve savunma arkasına toplarla, aynı zamanda rakibi de "ısırdı", pres yaptı, koştu, o kadar arzuluydu ki Konyaspor yarı alanı ortalarında taca çıkacak bir topu tutmak için bile ter döktü. Böyle istekli ve giydiği formanın ağırlığını hissederek oynamaya devam etsin, ben bugüne kadar yazdıklarım için kendisinden özür dilemeye razıyım. Umarım bu gece izlediğimiz sadece "fragmandır", esas Belhanda Antalyaspor maçıyla vizyona girer de mayıstaki şampiyonlukta en büyük pay sahibi olan topçular arasında adından söz ettirir. İyi oynarken de yazalım yine eleştirimizi: Şut atmaktan neden çekiniyor acaba Belhanda? Olur olmaz yerden vurmasın topa da, altı pas içinden de kaleyi düşünsün, pas atmak yerine. Güven problemi ise mesele, bu geceki oyunuyla taraftarın kalbini fethetti, Antalyaspor karşısında böyle oynarsa, kimse vurduğu isabetsiz pas sonrası homurdanmaz...


11-Konyaspor'u eledikten sonra yarı finalde Kayseri'yi beklerken, Akhisar sürpriz yaptı ve rakibimiz oldu. Karşı taraftar Beşiktaş-Fenerbahçe birbirlerini yiyecekler ve final mücadelesi yapacaklar. Kura avantajı var Galatasaray'ın final yolunda ve Fatih hoca bu gece gösterdi ki kupayı bir yük değil, bir hedef olarak görüyor.


STAT: Türk Telekom
HAKEMLER: Ümit Öztürk, Ali Saygın Ögel, Osman Gökhan Bilir
GALATASARAY: Muslera, Linnes, Serdar Aziz (Dk. 84 Maicon), Hakan Balta, Nagatomo, Selçuk İnan, Donk, Feghouli (Dk. 74 Rodrigues), Belhanda, Sinan Gümüş (Dk. 90 Eren Derdiyok), Gomis
KONYASPOR: Carlgren, Skubic, Selim Ay, Volkan Fındıklı, Ferhat Öztorun (Dk. 11 Eren Albayrak), Vedat Bora, Hadziahmetovic, Jonsson, Fofana, Orkan Çınar (Dk. 76 Ömer Ali Şahiner), Eto'o (Dk. 58 Jahovic)
GOLLER: Dk. 14 Fofana (Atiker Konyaspor), Dk. 17 Serdar Aziz, Dk. 52 ve 88 Gomis, Dk. 90+1 Rodrigues (Galatasaray)
SARI KARTLAR: Dk. 27 Selim Ay (Atiker Konyaspor), Dk. 28 Gomis (Galatasaray)

Blog Widget by LinkWithin