31 Ekim 2010 Pazar

Kırılma Noktası / Barry Eisler

Kitabı almamın yegâne sebebi arka kapaktaki özetinde konunun bir kısmının İstanbul’da geçtiğinin yazması idi. Yoksa, kapakta geçen “Uluslar arası Bestseller” sözünün yazış olduğuna her türlü emindim, bu kitap uluslar arası bestseller ise diğerleri galaksiler arası bestseller olmalı.

Ailevi meselelerden ötürü araları küçüklüklerinde bozulmuş Alex ve Ben isimli iki kardeş var kitabımızda. Alex, önemli bir yazılımın sahibi olan birinin avukatı iken müvekkili öldürülüyor ve kendisi bu gizli yazılımın şifreleriyle tehdit altında kalıyor. Ben, o sırada İstanbul’da gizli örgüt ajanı olarak İranlı hedeflerini haklamakla meşgul. Yazarın internet sitesinden İstanbul’u bizzat gezdiğini ve İranlıların suikastı için İstanbul’un karambola en elverişli mekanlarından biri olan Mısır Çarşısı’nın sokağında Kurukahveci Mehmet Efendi’nin önünü seçtiğini görüyoruz. Suikast sonrası, kahramanımız bir de Ankara’ya geçiyor; biraz da oradan bahsedildikten sonra tehdit altındaki kardeşi Alex’ten yardım çağrısı alıyor.

Bu iki kahramanımızdan başka Alex’in davasındaki ortağı İran asıllı avukat Sarah da macera içine giriyor. Bu yolla kitap süresince Amerikalıların İranlılara bakışı az çok inceleniyor, Ben sürekli İranlı olmasından dolayı Sarah’tan şüpheleniyor vs.vs. Türkçe'ye çevrilen yabancı kitaplarda şu Ben ismine de bir çözüm bulmaları lazım, diyaloglarda sürekli Türkçe'deki birinci şahıs zamiri olan "ben" kelimesi ile karışıyor.

Kitap, Alex ile Ben’in buluşmasına kadar hukuki ve bilişim dünyasına ait bir sürü terimle okuyucuyu boğuyor. Ben’in gelmesinden sonra biraz daha olaylar hızlanıyor, finalde de hafif sürpriz bir gelişme ile zaten fazla bir beklenti içinde olmadığınız için umduğunuz şekilde sonlanıyor.

Amerikalıların sürekli kendi değerlerini şişirip nasıl öne çıkarmaya gayret ettiklerini hayranlıkla izliyorum. Burada bile böylesine basit bir roman yazan bir yazarı “bestseller”, “hayran olunacak yazar” diye pohpohlayabilirken, biz nedense kendi değerlerimizin sürekli açığını arayarak, magazin seviyesine düşürüp basitleştiriyoruz. Sonuçta da, kendimiz de gidip cafcaflaşan diğer yıldızlara hayran olabiliyoruz.

Kitabın bomba kısmı: Bilgi özgürleşmek ister.
Etiket fiyatı: 17 TL
Orijinal adı: Fault Line
Toplam sayfa: 415
Not: 3/10
Tanıtım filmi:

30 Ekim 2010 Cumartesi

Galatasaray:91-66:Tofaş



Gürkan bu hafta "hayırlı işler" peşinde koşarken, maçları da izleme şansı bulamamıştır diyerek, bu haftaki maç yazısı da benden olsun. Yıllarca mavi-beyazlı renklerle izlemeye alışık olduğunuz Tofaş, İstanbul deplasmanına kırmızı-beyazlı ekipmanla gelirken, bizim takım ise beyaz formayı tercih etmişti Abdi İpekçi'deki karşılaşmada. Bu yıl yeni ve mücadeleci bir kadro kuran Galatasaray'a taraftar da geçen yıl olduğu gibi yine sahip çıkıyor ama Abdi İpekçi gibi büyük bir salon yerine daha ufak bir salon takımın seyirciden de çok ciddi şekilde yararlanacağı manasına gelecektir. Bugün futbol maçının da Sami Yen'de olduğu düşünülürse, futbol sahasının etrafına yapılacak salonun tıklım tıklım olacağını belirtmeye gerek yok sanırım. Rakip Tofaş, yıllardır hep böyle kalabalık salonda oynamıştı, Teksas önce Bursa Atatürk Spor Salonunda Tofaş için bağırır, sonra da kale arkasına geçip Bursaspor'u desteklerdi. Aslantepe yapılırken, etrafına da bir spor salonu yapılacağı söylentileri vardı ama o iş ne oldu, bilemiyorum...
Gürkan'ın hep söylediği gibi Oktay Mahmuti, sayı atan takımdan ziyade savunmada hırçın ve rakibi yıldıran bir sistem oturtmaya çalışıyor Galatasaray'a ve bunda da her geçen gün daha başarılı oluyor. Bizim basketbolcular öyle bir başladılar ki oyuna, sanki uzun yıllar hiç basket oynamamışlar ve potalara hasret kalmışlar. Rakip sahadi ikili üçlü sıkıştırmalar Tofaş'ı oldukça zorlarken, sarı-kırmızılıların da oyunun ilerleyen dakikalarında yorulacağını beklerken, hem benchin sağlam olması, hem de yeterli fizik kondisyonu depolamış olmaları maç sonuna kadar Galatasaray'ı diri tuttu.
Genç bir takım olan Tofaş ise Galatasaray'ın baskılarına karşı kolay sayı şansı bulamasa da İziç'in direktifleri doğrultusunda oyun disiplinini bozmadı, inatla mücadele etmeye çalıştı ve oyun son çeyreğe kadar hiç kopmadı. Özellikle Galatasaray'dan giden İlkan'ı oldukça beğendim, pota altında sarı-kırmızılı uzunlara zor anlar yaşattı. Bursa'da bu sene pişip, seneye Oktay Hocanın büyük kozu olacağı inancındayım. Geçen senelerde Galatasaray'ın oldukça iyi beşleri vardı ama kenardan gelip bunları dinlendirecek oyuncular yoktu, bu sene bu sıkıntı yavaş yavaş atlatılıyor gibi, her mevkide birbirinin yerine oynayacak kaliteli oyuncular bulunuyor...
Beko Basketbol Liginde üç maçta 2 galibiyet alan Galatasaray, haftaya Trabzon'a gidiyor ve o maç da oldukça çekişmeli geçmeye aday...


Yer: Abdi İpekçi Spor Salonu / İSTANBUL
Rakip: Tofaş
Tarih: 30.10.2010

* Josh Shipp : (23:06, 14 sayı, 6 ribaund, 2 asist, 1 top çalma)
* Melih Mahmutoğlu : (09:08, 2 sayı, 1 ribaund, 2 asist)
* Göksenin Köksal : (02:44, 0 sayı, 1 ribaund, 1 top kaybı)
* Caner Topaloğlu : (17:47, 7 sayı, 7 ribaund, 2 asist)
* Preston Shumpert : (18:14, 11 sayı, 4 ribaund, 1 asist)
* Taylor Rochestie : (20:47, 5 sayı, 5 ribaund, 3 asist, 1 top kaybı)
* Tutku Açık : (23:01, 13 sayı, 2 ribaund, 7 asist, 2 top çalma, 2 top kaybı)
* Luksa Andric : (19:20, 22 sayı, 4 ribaund, 2 asist, 1 top çalma, 2 top kaybı, 1 blok)
* Radoslav Rancik : (21:46, 4 sayı, 1 ribaund, 1 asist, 1 top çalma, 1 top kaybı)
* Haluk Yıldırım : (09:54, 0 sayı, 1 ribaund, 2 asist)
* Evren Büker : (13:33, 5 sayı, 2 ribaund, 2 asist, 2 top çalma)
* Ermal Kurtoğlu : (20:40, 8 sayı, 3 ribaund, 1 asist, 1 top çalma, 1 top kaybı)

1. ÇEYREK: 29-17
2. ÇEYREK: 14-15 (43-32)
3. ÇEYREK: 16-19 (59-51)
4. ÇEYREK: 32-15 (91-66

24 Asist!!!


Nba benim özel ilgi alanımdır yıllardır. Zamanında bizim ligi izlemez yine NBA'i izlerdim. Yeni sezon başladığı için uykusuz geceler başladı. Sabahları yaptığım ilk iş de nba.com'a girip istatistik, yorum falan kovalamak. Bu sabah yine gezinirken Semih'in Boston'da oynamasından dolayı (daha doğrusu daha oynayamadı) istatistiklere girince baktım ki Rondo isimli şahsın asist hanesinde 24 yazıyor. Bu 24 asisti bir de normal sürede yapmış beyfendi ben maç uzatmaya gitmiş midir diye düşünürken. Bir süre ekrana bakıp kaldım sanırım. Malum sezon yeni başladı ama Rondo'ya iki çift sözüm var:

"Rajan Rondo sana sesleniyorum. İnsan gibi davran. "24 asist" de ne demek!!! Bir de 10 sayı, 10 ribaunt'u da var. Triple double'a mı şaşırırsın 24 asiste mi? Sezon yeni başladı daha bünye kaldırmıyor. Lütfen arkadaşım!!!" Şaka bir yana çok sevdiğim bir oyuncudur. "Büyük" olma yolunda ilerliyor günden güne...

TKBL'de 2. Hafta Programı


Hafta arasında oynanan Tarbes maçında çok iyi görüntü veren Kadın takımımız yarın bir Mersin havası soluyarak Mersin Büyükşehir Belediye ile karşılaşacak. Mersin ekibini bildiğiniz gibi eski koçumuz Zafer Kalaycıoğlu çalıştırıyor. Zor maç olacaktır ama takımımızın kazanacağını düşünüyorum. Sultanlara başarılar dileyelim. Şimdilik maçı Tv'den verecek bir kanal görünmüyor. Resmi site kaynaklarına başvuracağız sanırım.
Türkiye Kadınlar Basketbol Ligi'nde ikinci hafta programı şu şekilde:

30 Ekim 2010 Cumartesi
15.00 Botaş - Samsun Basketbol (Adana Menderes Spor Salonu)
16.00 Burhaniye Belediye - Ceyhan Belediye (Balıkesir Burhaniye Spor Salonu)

31 Ekim 2010 Pazar
15.00 Fenerbahçe - Tarsus Belediye (Caferağa Spor Salonu)
16.00 Alanya Belediyesi - Panküp Kayseri Şeker (Antalya Atatürk Spor Salonu)
16.00 Mersin BŞB - Galatasaray Medical Park (Mersin Edip Buran Spor Salonu)
16.00 Beşiktaş Cola Turka - İstanbul Üniversitesi (Akatlar Kültür ve Spor Kompleksi)

BBL'de 3. Hafta


Bu hafta sonu biraz yoğun benim için. Teyze oğlunu evlendiriyoruz yarın. Misafirler dünden gelmeye başaladı. O yüzden akrabalarla ilgilenmekten vakit bulamadım pek blogla ilgilenmeye. İtiraf edeyim bugün ve yarın aldatabilirim blogumuzu. Hatamı mazur görsün. Espiri bir yana haberi dün girmem gerekirdi. . haftanın ilk maçı dün oynandı ve Antalya Belediye, Türk Telekom'u 83-72 mağlup etti. Bu sene ligden düşer denen Antalya ekibi emin adımlarla ilerlemeye devam ediyor. Ahmet Kandemir dokunuşları demek geliyor içimden. Ama Kandemir bile dün yaptığı açıklamada takımından bu kadar performans beklemediğini itiraf etmiş. Oyuncularının her maç sonrasında kendisine nazire yaptığını ve "düşmek yok, yola devam" diye haykırdıklarını dile getirmiş. Neyse genç Antalya ekibine başarılar dilemek lazım.Biz bizim takıma geçelim

Takımımız geçtiğimiz hafta aldığı malubiyet sonrası bu hafta en az geçen haftaki kadar zor bir mücadeleye çıkacak Tofaş takımı ile. Bursa ekibi Nihat İziç'in basketbol karakterini ortaya koyan genç bir takım. Geçen sene tecrübe yıllarıydı. Bu yıl Play-off hedefleri var. Genç,mücadeleci, atletik bir takım. Tabi bir diğer odak noktamız ise bu sene transfer ettiğimiz ama bu yıllık gelişimini tamamlaması için Tofaş takımında devam etmesini uygun görüdüğümüz, Ümit takımın yıldızlarından İlkan Karaman. İlkan bu sezonun ilk iki maçında çok iyi performans sergiledi. Bizim için sevindirici tabi. seneye çok hazır bir İlkan göreceğemiz aşikar. Takımımızda ise sakat ve cezalı oyuncu bulunmuyor. Düzce'de bugün çok güzel bir hava var. İstanbul'da da öyleyse maça özellikle gidilir derim. Maç bugün 15:00 itibariyle başlayacak ve mekanımız bu maçta ev sahibi olduğumuz için Abdi İpekçi tahmin ettiğiniz gibi. Salonda İzleyemeyecekler için adres yinen yayıncı kuruluş Spormax. Takımımıza başarılar. İlkan özel ilgi alanı. Ayrıca Iverson ve Vujcic gibi üst düzey oyuncularında transferleri ile lig daha bir güzel görünmeye başladı gözüme. Tadından yenmez deyip büyük laf etmemiş olurum sanırım. Haftanın programı ise şöyle:

29 Ekim Cuma
16:00 Türk Telekom – Antalya Büyükşehir Belediyesi (Atatürk Spor Salonu)

30 Ekim Cumartesi
15:00 Galatasaray Cafe Crown – Tofaş (Abdi İpekçi Spor Salonu) Spormax
17:00 Efes Pilsen – Pınar Karşıyaka (Sinan Erdem Spor Salonu)
17:00 Oyak Renault – Medical Park Trabzonspor (Atatürk Spor Salonu)
18:00 Mersin Büyükşehir Belediyesi – Erdemir (Edip Burhan Spor Salonu)

31 Ekim Pazar
13:00 Bornova Belediyesi – Fenerbahçe Ülker (Halkapınar Spor Salonu) Spormax
15:00 Aliağa Petkim – Beşiktaş Cola Turka (Aliağa Enka Spor Salonu) Spormax
16:00 Banvit – Olin Edirne Basket (Banvit Kara Ali Acar Spor Salonu)

CSKA Taraftarından Boykot

CSKA Sofya'nın düzeleceği yere her geçen gün daha kötüye gitmesi, Bulgaristan ve yurt dışından her gün yeni alacaklıların ortaya çıkması, buna karşın takımın sahibi Titan grubu yöneticilerinin kıllarını bile kıpırdatmamaları CSKA taraftarını çileden çıkarırken, teknik direktör Jovanovski ve Sportif Direktör Kostadinov ile yolların ayrıldığının duyurulmasına rağmen, Jovanovski'nin CSKA ile hala kontratının olduğunun söylemesi, Kostadinov'un ise görevini sürdüreceğinin açıklanması sonrası CSKA Sofya taraftar grupları bir araya gelip, komple bir boykot kararı aldılar. Daha önce bazı taraftarlar pahalı bilet uygulamasını ve yöneticilerin takımın efsane stadı Bulgarska Armia'yı bırakmaları nedeniyle iç saha maçlarını boykot ederken, diğer taraftarlar ise maçlara gelip, takımı tribünde protesto ediyordu. Dün alınan karara göre, bundan sonra CSKA Sofya'nın bütün taraftar grupları birlikte hareket edecek. Bulgaristan'ın en köklü kulübünü Titan grubundan kurtarmak adına bugün oynanacak olan Beroe maçından evvel "CSKA Sofya'yı seven" herkes stadın arkasındaki Ariana Gölü önünde buluşarak stada girmeyecek ve Sektor G boş bırakılacak. Bu kararın altına imza atan gruplar Merkezi Fan Kulüp, 14, Torcida Plovdiv, Lyulin Boys, USF, Gordi, Ultra Front Vratsa...

İyi ki Doğdun Diego


İyi ki doğdun, iyi ki bize bu güzel oyunu daha da sevdirdin...

29 Ekim 2010 Cuma

İmza da atıldı.


İmza töreninden çekilmiş fotoğraf da ulaştı elimize. Iverson çok mutlu olduğunu ve sahaya çıkmak için sabırsızlığını dile getirmiş. Amerikan basınından gelen sorularla ilgili de ntvspor.net'teki ayrıntıları aynen aktarıyorum.

"ABD'den The New York Times, Washington Post, CNN, Reuters, ESPN gibi yazılı ve görsel medya kuruluşlarının da ilgi gösterdiği basın toplantısında, yıldız oyuncu, ''Türk basketbolseverlerin beni istemesinden dolayı çok mutluyum. Taraftarın karşısına çıkmak için sabırsızlanıyorum'' dedi.

ABD medyasından gelen ''Okyanus ötesi bir ülkede oynamak konusunda tereddütleriniz yok mu?'' sorusuna Iverson, ''Türklerin bana gösterdiği ilgi hiçbir tereddüt bırakmadı. Çok iyi düşüncelerle Türkiye'ye gidiyorum'' diye cevap verdi.

Beşiktaş'a basketbol kariyerine devam etme şansı verdiği için teşekkür eden Iverson, sözlerini şöyle sürdürdü:

''NBA'den herhangi bir teklif gelmedi. Basketbol oynamaya devam etmek istiyordum. Beşiktaş'tan gelen bu güzel teklifi de değerlendirmek istedim. Çok iyi olmadığımı biliyorum, özel hayatımda pek çok durumla uğraşmak durumunda olduğumu biliyorum. NBA benim tüm dünyada tanınmamı sağladı. Çok iyi paralar kazandım. NBA benim için mükemmeldi. Ama artık hayatımda yeni bir sayfa açıyorum. Türkiye ve Türk basketbolu hakkında çok fazla bir şey bilmiyorum.''

Iverson ile görüşmelerinin bir süredir devam ettiğini, son pürüzleri gidermek ve anlaşmayı imzalamak için önceki gün New York'a geldiğini söyleyen Beşiktaş Kulübü Başkanı Yıldırım Demirören ise ''Iverson, Türkiye'ye gelen en büyük basketbol yıldızıdır. Futbola kazandırdığımız yıldızlardan sonra basketbol takımımıza da bir yıldız kazandırdık. Yönetim kurulu üyemiz Şeref Yalçın'a özellikle bu transferde emeği geçtiği için teşekkür ediyorum'' diye konuştu.

Iverson'ı önümüzdeki sezon da bırakmak istemediklerinin altını çizen Demirören, ailesini İstanbul'da mutlu ettirmek için uğraşacaklarını kaydetti."


Ayrıntılar gelmeye başladıkça biz de vermeye devam edeceğiz. Ayrıca Sabri Abi'den gelen haber,ilk maçının Fenerbahçe derbisi olacağı yönde.

Iverson Beşiktaş'ta!


Geçtiğimiz günlerde kesin olmamasına rağmen geliyor diye haberi girivermiştim. Geleceği belliydi aslında ama resmi kaynaklardan yayınlanınca "geldi" başlığı atarım diye düşünmüştüm. Sabri abi, İsmail Şenol twitter'da yazmış geldiğini deyince bana da haberi girmek düştü. Anlaşma iki yıllık olacaktı zaten. Iverson ne zaman gelir ne zaman oynar bilinmez ama Beşiktaş kulübünün resmi tedarikçisi hummel kulübü formaların hazırlandığını da duyurmuştu. Hatta ondan önce başkan Demirören, imzayı garantiye almak için Amerika'ya bile gitmişti. Ayrıntılar daha sonra ortaya çıkacaktır. Bahsettiğimiz adam IVERSON! Daha ne olsun. Beşiktaş kulübüne, taraftarlarına, basketbolseverlere hayırlı olsun. Tek kelimeyle Avrupa'da son yıllardan yapılan en sükseli transfer. Kariyerinde bir MVP ödülü, dört sayı krallığı ve daha birçok unvana sahip bir efsane olan Iverson, oynadığı 914 maçta yakaladığı 26.7 sayı ortalamasıyla, NBA tarihinin maç başına en skorer altıncı oyuncusu durumunda. Başka bir şey söylemeye gerek yok. Hoşgeldin Iverson!!!

Türkiye Kupası Gruplar

Türkiye kupası gruplarının kuraları çekildi ve Galatasaray, geçen yıl kupadaki belalısı Antalyaspor ile aynı gruba düştü, Grubun diğer takımı ise bu sene Bank Asya'nın formda takımı ve kadrosunda Galatasaraylı eski futbolcuların bulunduğu Denizlispor. Bu iki takımın dışında Tolunay'ın Gaziantepspor'u da gruptan çıkmaya aday takımlardan biri. Beypazarı Şekerspor'u pek tanımıyoruz, oyuncuları da kendilerini göstermek adına sağlam bir mücadele vereceklerdir.

-A GRUBU-
Galatasaray
Gaziantepspor
Medical Park Antalyaspor
Denizlispor
Beypazarı Şekerspor

B grubunda ise seri başı olmayan Beşiktaş ile geçen yıl bu kupanın sahibi olan Trabzonspor ilk göze çarpan takımlar. Geçen sene Beşiktaş'la aynı grupta yer alan Manisaspor da bu sene yine kartalın rakibi olacak. Konya Şekerspor ile Gaziantep BB ise gruba yapacakları sürprizler ile renk katacaklardır kupa mücadelesine...

-B GRUBU-
Konya Torku Şekerspor
Beşiktaş
Gaziantep Büyükşehir Belediyespor
Manisaspor
Trabzonspor

C grubunda sarı-lacivertli takımların kapışmasına sahne olacak. Malatya'nın da uzun zaman sonrası Süper Lig takımlarına misafirperverlik yapacak olması da şehre başka bir heyecan katacaktır. Gençlerbirliği-Anlaragücü derbisi de Ankaralıların kaçırmamaları gereken bir mücadele olacaktır....

C GRUBU-
Bucaspor
Fenerbahçe
Ankaragücü
Yeni Malatyaspor
Gençlerbirliği

D grubunda ise Bursa'ya ters gelen takımlardan İstanbul Belediye yer alırken, tribün olarak pek uyuşmayan Bursa ile Karşıyaka'nın kapışması sıcak gelişmelere sahne olacakken, Kaf-Kaf Kasımpaşa da tribün olarak ateşli geçecek başka bir kapışma olacaktır. Geçen yıl da aynı grubu paylaşan Kasımpaşa-İstanbul BB ise başka bir İstanbul derbisi yaşayacaklar...

-D GRUBU-
İstanbul Büyükşehir Belediyespor
Kırıkhanspor
Bursaspor
Kasımpaşa
Karşıyaka

Şifresiz Yayınlar


30 Ekim Cumartesi
14.00 Akhisar Belediyespor-Giresunspor/ TRT1
14.00 Garabagh-Khazar Lenkoran/ İdman TV
16.30 Wolfsburg-Stuttgart/ TRT3
19.00 Valencia-Real Zaragoza/ NTV Spor
19.30 Schalke 04-Bayer Leverkusen/ TRT3
21.00 Hercules-Real Madrid/ NTV Spor
21.45 Milan-Juventus/ TV8
21.45 PSV-Twente/ Beyaz TV
22.00 Marsilya-Rennes/ Kanal A
23.00 Barcelona-Sevilla/ NTV Spor
23.15 Academica-Porto/RTP International

31 Ekim Pazar
13.30 Palermo-Lazio/ TV8
15.00 Boluspor-Orduspor/ TRT1
15.00 Samsunspor-Diyarbakırspor/ TRT3
16.15 Baku-Neftchi/ Az TV
17.00 Cesena-Sampdoria/ TV8
17.30 Mainz 05-B.Dortmund/ TRT3
18.00 Partizan-Jagodina/ RTS Sat
19.00 Bolton-Liverpool/ İdman TV
19.30 Hoffenhaim-Hannover 96/ TRT3
20.30 Adanaspor-Denizlispor/ TRT1
21.00 Atletico Madrid-Almeira/ NTV Spor
22.00Montpellier-PSG/ Kanal A
23.00 Athletic Bilbao-Getafe/ NTV Spor


SPOR TOTO SÜPER LİG Yayınları
3o Ekim Cumartesi
15.30 Eskişehirspor-Ankaragücü/ Digi
17.30 Gaziantepspor-Karabükspor/Digi
19.00Galatasaray-Antalyaspor/Lig TV

31 Ekim Pazar
16.30 Gençlerbirliği-Manisaspor/Digi
16.30 Kasımpaşaspor-Kayserispor/ Lig TV
18.30Bucaspor-İstanbul BB/Digi
19.00 Beşiktaş-Sivasspor/ Lig TV

1 Kasım Pazartesi
20.00 Konyaspor-Trabzonspor/ Lig TV

*İdman TV uydu yayınlarını belirten sitelerde şifresiz olarak gözüküyor fakat maç saatinde şifre konulabilir...
*Digitürk yayınları şifrelidir, bilgilendirme amaçlı yer almıştır programda...

Tüyap Kitap Fuarı


Kütüphaneme yeni kitaplar eklemek adına beklediğim Tüyap Kitap Fuarı geldi çattı. Alacağım kitapların listesini çoktan yaptım, bir de fuarda futbol ve spora yönelik yapılacak panel ve söyleşilerin listesini de çıkardım, artık cumartesi gününe hazırız... Pazartesi ve salı günleri iş nedeniyle katılımımız zor gibi gözükse de, şartları zorlamayı düşünüyorum. u/M okurlarıyla belki o söyleşilerde buluşup, tanışma fırsatı elde ederiz...

30 Ekim Cumartesi

Saat:18.45-19.45
Panel: “Yaşayan Efsaneler ve Futbol Endüstrisine Katkıları”
Yöneten: Uğur Önver
Konuşmacılar: Cem Kurel, Tuğba Dural, Sabri Ugan, Coşkun Türk, Adil Demirçubuk
Düzenleyen: Çizmeli Kedi Yayınları

1 Kasım Pazartesi
Saat: 14.30-15.30
Panel: “Quresma ve Yeni Beşiktaşlılık Ruhu”
Konuşmacılar: Alen Markaryan, Feyyaz Uçar, Metin Tekin, Ali Gültekin, Quaresma (katılımı maç durumuna bağlı)
Düzenleyen: Çizmeli Kedi Yayınları

2 Kasım Salı
Saat: 14.30-15.30
Söyleşi: “Hayalden Gerçeğe- Arda Turan”
Konuşmacılar: Sabri Ugan, Gökmen Özdenak, Ahmet Genç, Suat Kaya, Ali Yavaş, Arda Turan(katılımı maç durumuna bağlı)
Düzenleyen: Çizmeli Kedi Yayınları

Cumhuriyet Bayramı Kutlu Olsun


Nice 87 yıllara...
Türk ulusunun Cumhuriyet bayramı kutlu olsun

28 Ekim 2010 Perşembe

Ronaldo'nun Kramponları


Ronaldo'nun yeni kramponları
"Safari Nike Boots"
ya da
"Leopar"

2 Milyona Satılık Kulüp

Bulgaristan'ın köklü kulübü CSKA Sofya'nın sahibi Titan grubu, hisselerini ellerinde bulundurdukları kırmızı-beyazlı kulübü 2 milyon euroya satma niyetindeler. Dimitar Borisov ve Ivo Ivanov uzun süredir takımı satacak bir zengin bulmanın arayışı içinde yer almaktadırlar ve ikilinin planları alıcıya kulübü 2 milyon euroya satıp, takımı satın almaya yanaşan alıcının aynı zamanda takımın 8 milyon euroya yakın borcunun da üstlenmesini sağlamak.

Bir çok şirket ve devlet kurumuna büyük miktarda borçları bulunan CSKA'nın önümüzdeki sezon lisans almasının da zor olması bekleniyor ki geçen yıllarda Bulgaristan A Grupada şampiyon olmalarına rağmen borçları sebebiyle lisans alamamışlar ve şampiyonlar ligi elemelerine katılamamışlardı. Takımın bilinen borçları arasında Celtic'ten transfer edilen Sheridan için İskoç kulübüne 300 bin euro bulunurken, İrlandalı golcüye ise henüz bir ödeme bile yapılmadı ve bu para Celtic'e ödenmezse Sheridan eski takımına geri dönecek. Bunun yanında Sliven başkanı Letchkov'a da 300 bin leva ödenmesi gerekmekte Chavdarov, Ivan Stoyanov, Kosta Stoyanov ve Yanev transferlerine karşılık. Ayrıca Minior'a da Trifanov'un transferi ile alakalı olarak ödenmesi gereken bir miktar para bulunmakta. Bunlara benzer irili ufaklı bir çok ödenmesi gereken borçlar yer alıyor Titan grubunun ajandasında...

Eğer yukarıda bahsedilen borçların ödenmesi adına herhangi bir girişim yapılmazsa, CSKA Sofya 2008'de olduğu gibi Avrupa kupalarına katılma lisansı alamayacak lakin bu sefer işler daha cidileşecek ve Titan grubu takımın iflas ettiğini duyuracak ve CSKA tarihinin en kara gününü yaşayacak...


Galatasaray Medical Park:84 – Tarbes GB:68


Rakip zayıf olsa da dün en azından iyi bir maç olduğunu söylemeliyim sanırım. Rakibin kötü olmasından çok bizim oyun anlayışımızdı beni ilgilendiren. Çünkü günden güne iyiye doğru gitmemiz gerekiyor. Bunun göstergesi bu maçta ortaya çıktığı için sevindiğimi söylesem abartmamış olurum. Maçta Galatasaray takımı sürekli farkı açsa da Ceyhun Hoca'nın rotasyon ve bol oyuncu anlayışlı oyun planı ilk beşin yerine giren oyuncuların kötü performansı ile skor ve oyun düşüşe geçiyordu. Galatasaray takımı adeta vitesi bir düşüren bir artıran bir araba gibi oyunu oynayarak galip geldi. Maça Işıl-Tuğba-Augustus-Bahar-Fowles beşi harika bir başlangıç yaparak farkı 19’a kadar çıkardılar ancak yerine giren oyuncular da mirasdan yediler desek yeridir sanırım. Ceyhun hoca bunu göze alıp oyununu kurgulayan bir anlayışı sahiptir. Çünkü onun için önemli olan 5-6 oyuncunun değil takımın, rotasyondaki tüm oyuncularının maça katkıda bulunmasıdır. Bu çok doğru bir anlayış ama şimdilik 2. beş oyuna girdiğinde sıkıntı yaratmıyor değil. Bu 2. beşten kastım Doneka, Nihan, Melisa Can( nam-ı diğer michell campbel), Petronyte, Ceyda ve Gülşah'dan oluşan bench. Gerçi altı oyuncu oldu ama tüm oyuncular bu rotasyonda ciddi süre alacaklar. Doneka’nın Bulgar pasaportu olduğunu ve genellikle Avrupa kupası maçlarında sahada yer alacağını düşünürsek geriye kalan 5 ismin ekstra performans sergilemesi ve skoru aldıkları yerden korumaları ve iyi oyun sergilemeleri gerekiyor. Şimdiye kadar yedekten gelmesine rağmen Petronyte çok iyi performans gösterdi ama diğerleri maalesef hala beklenen düzeyde değil. Bir an önce kendilerini toparlamaları gerekiyor. Özellikle Melisa’nın. Melisa’yı Türk statüsünde oynatmak için bayağı uğraştık. Ondan ciddi katkı beklendiğinin de farkında. Türkiye ligindeki yabancı sınırlaması sonrası Türk oyuncuların kalitesi hep ön plana çıkıyor. Bizim yıllardır kimyasını tutturamadığımız tek konu yerli oyuncu kadrosuydu. Bu noktada Amerika pasaportlu bir Türk’ün takımda olması çok önemli bir avantaj. Melisa’nın ciddi katkı vermesi bu yüzden çok önemli.

Yazıya sevindim diyerek başladım ancak yine sorunlardan bahsettim. Şimdi iyilere geçebiliriz. Şu kadrodaki Türk oyuncu meselesine geri dönecek olursak Ceyhun hoca’nın dünkü maça 3 Türk+Fowles,Augustus beşi ile başlaması çok önemli. Sonuçta bu bir Avrupa maçı farklı bir 5 deneyebilirdi. Ceyhun hoca her zaman yerlilerin performansını üst düzeyde tutmaya çalıştığı için onlara ne kadar güvendiğini bir kez daha göstermiş oldu. Ligde rakip Fenerbahçe’nin Esmeral-Nevriye-Birsel üçlüsüyle ortaya koyduğu performansa şimdi Galatasaray olarak biz cevap vereceğiz gibi duruyor. Sakatlıktan dönen Tuğba’nın harika performansı alkışlanacak cinsten. Bahar’ın ne kadar önemli bir oyuncu olduğuna ve ileride çok üst seviyeye geleceğine sürekli değiniyorum. Dünkü maçta yine kendini gösterdi. En önemli performans ise Işıl’dan geldi. Hafta sonu oynanan Alanya Belediye maçı sonrası Işıl’ın “güç sorunu yaşasa da kendini fazla zorladığını ve bunun hem mental hem de fiziksel açıdan kendine zarar verebileceğini, Işıl’ın o üstün basketbol zekasıyla oynayarak açığını kapatıp kendisini fazla zorlamaması gerektiğini” söylemiştim. “Beni duydu mu nedir?” diye bir soru soracağım ama onun benim sorumu okumasına duymasına gerek yok. Özeleştirisini yapıp bu maça o şekilde çıkığı belli. Yansıması ne derseniz: 27 dakikada 10 sayı,10 asist, 4 ribaunt, 2 top çalma ve harika bir oyun. Işıl seni böyle görmek bizi çok mutlu ediyor gerçekten.

Sezona yavaş başlayan isimlerdendi Augustus. Fenerbahçe ve Alanya maçlarında rölantide oynasa da bu maçta çok iyi bir görüntü ortaya koyarak bildiğimiz Seimone gibi oynayarak maçın en skorer ismi olmayı başardı. Seimone için fazla söylenecek söz yok. İyi seviyede olduğu sürece performansı hep bu şekilde olacak. Fowles için ise her maç ayrı bir parantez açacağız gibi duruyor sezon boyunca. Oyuna girdi her bölümde inanılmaz bir katkı verip. Çok zor işleri çok basit yapar gibi bir görüntü veriyor. Dünkü maç esnasında bana Tim Duncan’ı hatırlattı bir ara. Üstün ribaunt yeteneği, atletizmi, saha görüşü, lider özellikleri, kendine has bir stili var. Fowles gibi bir oyuncunuz ve iyi bir takım olduğumuz sürece sırtımız pek yere glmez gibi görünüyor. Diğer oyuncuların da performansını da artırdığı sürece çok daha iyi bir Galatasaray Kadın Basketbol Takımı izleyeceğimiz garanti. Bu maçın artılarını cebe koyup eksiklikleri gidererek 3 kasımda oynayacağımız Spartak Moskova(Fowles’ın eski takımı) maçına daha iyi bir seviyede gitmemiz gerek. Spartak Moskova güçlü bir ekip. WNBA’in en iyi 5 oyuncusundan ikisini (WNBA MVP’si Lauren Jackson ve bana göre ligin en iyi oyun kurucusu Sue Bird) bulunduran ve kaliteli oyunculardan kurulu bir yapıları var. Zor maç olacak. Takımımıza şimdiden başarılar dileyelim.


Yer: Abdi İpekçi Spor Salonu
Rakip: Tarbes GB
Tarih: 27.10.2010

* Tuğba Palazoğlu : (24:41, 11 sayı, 5 ribaund, 6 asist, 1 top çalma, 3 top kaybı)
* Doneeka Hodges : (17:11, 3 sayı, 3 ribaund, 1 asist, 3 top çalma, 2 top kaybı)
* Ceyda Kozluca : (05:01, 2 sayı, 1 asist, 1 top kaybı)
* Bahar Çağlar : (19:54, 8 sayı, 6 ribaund, 1 asist, 1 top kaybı)
* Işıl Alben : (27:19, 10 sayı, 4 ribaund, 10 asist, 2 top çalma)
* Gülşah Gümüşay : (10:22, 0 sayı, 1 ribaund, 1 top kaybı)
* Gintare Petronyte : (12:53, 8 sayı, 3 ribaund, 1 top çalma)
* Melisa Can : (20:06, 6 sayı, 2 ribaund, 2 top kaybı)
* Nihan Anaz : (05:48, 0 sayı, 1 top kaybı)
* Seimone Augustus : (29:38, 20 sayı, 7 ribaund, 1 asist, 2 top çalma, 4 top kaybı)
* Sylvia Fowles : (27:07, 16 sayı, 11 ribaund, 1 asist, 1 top çalma, 2 top kaybı, 3 blok)

1. ÇEYREK: 25-13
2. ÇEYREK: 13-21 (38-34)
3. ÇEYREK: 25-16 (63-50)
4. ÇEYREK: 21-18 (84-68)

27 Ekim 2010 Çarşamba

Maradona Heykeli


Kartonpiyerden yapılan Maradona heykeli Napoli sokaklarını süslemeye başlamış bile. İtalyanlar efsanelerini unutmuyorlar ve her geçen gün başka bir şekilde kendisini anıyorlar...

Galatasaray-Antalyaspor Maçına Bilet#2

GSBilyoner.com'un desteği ile bu 30 Ekim Cumartesi 19'da oynanacak olan Galatasaray-Medical Park Antalyaspor maçına bugün bir adet bilet daha hediye ediyoruz. Sorumuz şöyle:

"Galatasaray futbol takımının kaleci antrenörünün ismi nedir?"
"Nezih Ali (Nezihi) Boloğlu"

Bileti Mustafa Akay kazanmıştır. Kendisini tebrik ediyoruz.



Bileti 8. sırada yorum yapan u/M okuruna hediye edeceğiz. Tabii ki kurallar dahilinde, peki şartlar nelerdir, buyurun:

1-Yorumlar bölümüne sorunun doğru cevabıyla beraber, GSBilyoner hesap numaranızı da yazmanız gerekmektedir...
2-Aynı kişi birden fazla cevap yazdığı takdirde, ilk doğru cevabı geçerli sayılacak...
3-Yanlış cevaplar, adsız cevaplar ile hesap numarasız cevaplar yorum sayısına dahil edilmeyecektir... GSBilyoner hesap numarası olmayanlar buradan kolayca kayıt olabilirler...
4-Bileti kazanmanız halinde size ulaşmak adına, yorumla beraber mail adresi de bırakırsanız, iletişimimiz daha rahat olacaktır..

Kurallara uygun yorum örneği:
Cevap: xxxx zzzzzz
Hesap no: 12345678
Ad Soyad: Ali Turan
e-mail:alituran@gmail.com

Ferguson'un Yerine Guardiola mı?


24 sene gibi bir ömür sayılabilecek bir süre Manchester United'ın başında bulunan Sir Alex Ferguson, İspanyol El Mundo Deportivo gazetesine göre yerine geçecek hoca adayını belirlemiş: Guardiola. Pep'in Barcelona ile sözleşmesinin 2011 yılında bitecek olmasını göz önüne alan Ferguson, ayrıca Guardiola'nın oynattığı futbolun yanında kişilik olarak da Mourinho'nun aksine medya ile ilişkilerinin sıcak olmasının da Kırmızı Şeytanların başında olmak adına önemli bir etken olduğunu belirtmiş. Barcelona başkanı hocasını bırakır mı bilinmez ama Guardiola da Sir Alex Ferguson gibi olmak istiyorsa doğru yer Manchester değil, Barcelona'dır, bunu da bizim kadar biliyordur...

Gidiyorum Elimde Çanta



Aslında Xabi Alonso'nun biryere gittiği yok ama ben yukardaki fotoyu görünce nedense Demet Akalın'ın sözleri aklıma takılmış bu şarkısını mırıldanmaya başladım, bloga da gece gece böyle bir yazı yazmak kısmet oluverdi...


Gidiyorum şimdi elimde çanta
Tüm bağlantımı kestim şu anda
Üzülüpte başına vurduğu anda
Zor olacak ama gidiyorum
Gidiyorum şimdi elimde bir yürek
Bu sonuca nasıl geldik delice severek
Güm güm atıyor çok üzülerek
Ölüyorum ama gidiyorum

26 Ekim 2010 Salı

Berbatovlar Halay Çekerken


Fotoğrafta Dimitar Berbatov mutlu günlerinden birinde halay çekerken yakalanmış objektiflere. Yanındaki de kardeşi Asen Berbatov. Rooney'in eşini altamasından abi Dimitar etkilenmemiş lakin Asen, Rooney'i örnek almış olmalı ki, eşi Mimi'yi aldatmış ve çift boşanmanın eşiğindeymiş...

Ballon d'Or


10 Ocak 2011 tarihinde kazananın açıklanacağı Ballon d'Or (Altın Top) ödülüne aday olan futbolcular listesi açıklandı. Bu tür ödüllerde gönlüm nedense Messi'nin kazanmasından yanadır ama bu sene Dünya Kupası olduğu ve Arjantin'in durumu göz önüne getirilince Messi'ye gitmez altın top, Forlan ya da Xavi alır diyorum ben, siz ne dersiniz?

Xabi Alonso (İspanya)
Daniel Alves (Brezilya)
Iker Casillas (İspanya)
Cristiano Ronaldo (Portekiz)
Didier Drogba (Fildişi Sahilleri)
Samuel Eto'o (Kamerun)
Cesc Fabregas (İspanya)
Diego Forlán (Uruguay)
Asamoah Gyan (Gana)
Andrés Iniesta (İspanya)
Júlio César (Brezilya)
Miroslav Klose (Almanya)
Philipp Lahm (Almanya)
Maicon (Brezilya)
Lionel Messi (Arjantin)
Thomas Müller (Almanya)
Mesut Özil (Almanya)
Carles Puyol (İspanya)
Arjen Robben (Hollanda)
Bastian Schweinsteiger (Almanya)
Wesley Sneijder (Hollanda)
David Villa (İspanya)
Xavi (İspanya)

Sultanlar EuroLig'deki ilk maçına çıkıyor!


Galatasaray Kadın Basketbol takımımız EuroLeague'deki ilk maçına yarın çıkarak siftah diyecek. Takımımızın yarın akşamki rakibi Fransız temsilcisi Tarbes takımı. 19:30'da Abdi İpekçi'de başlama düdüğü çalacak olan maça tüm Galatasaray'lı basketbol severlerin gitmesini ve salonu doldurmasını umut ediyorum. Gidemeyecekler için imdada yine GSTV yetişti. Maçı canlı yayınlayacak resmi kanalımız. Perilere başarılar dileyerek başarılı bir Avrupa ligi sezonu diliyoruz "Ultrasmovement" olarak.

"Bavul Bile Taşıyamazlar"


"Şimdinin milli takım oyuncuları dünya dördüncüsü olan Bulgaristan milli takımı oyuncularının bavullarını bile taşıyamayacak kadar yeteneksiz."

Hristo Stoichkov
Bulgarların efsane oyuncusu

Bulgaristan milli takımını değerlendirirken

Galatasaray:66 - Pınar Karşıyaka: 77


Bu maç için bir saattir yazdım yazdım yazdım. Blogumuzun sadık okuru "Kafsinkaf" ile 2. haftanın haberi sonrası yorum bölümünde yaptığımız güzel fikir alışverişinden yola çıkıp onun hakkını teslim edip güzel bir maç yazısı yazmıştım ki... işte yazının son cümlelerini blogger'a düşerken blogger bir kazık attı bana. bir anda yazılarım silindi. Belki de benim suçumdur ama çok sinirlendim şimdi.İkidir önce Word'de yazmayıp direk blogger'a yazıp yayınlıyorum. Ne demişler önce eşşeği sağlam kazığa bağla. Bağlamazsan böyle olur. Bu haftalık affedin beni yazıma yazık oldu gerçekten. Nasıl bir şevkle de yazmıştım. İnsan yazısını beğenir mi? Sakınan göze çöp batar işte. Neyse bu haftalık istatistikleri verelim özürlerimizi dileyerek:

SALON: Karşıyaka Spor Salonu
HAKEMLER: Murat Biricik-Uğur Özen-Erman Erdemli

PINAR KARŞIYAKA (77): Osiris Eldridge 10 (5 ribaunt), Omar Sneed 11 (5 ribaunt – 3 asist), Uluğ Kaçaniku 4 (1 ribaunt), Birkan Batuk 12 (2 ribaunt - 4 asist), Jovo Stanojevic 6 (5 ribaunt – 1 asist), David Holston 19 (4 ribaunt – 4 asist), Ahmet Erdoğan 4 (3 ribaunt – 3 asist), Furkan Aldemir 9 (6 ribaunt), Alper Saruhan 2 (1 ribaunt – 1 asist)

GALATASARAY CAFE CROWN (66): Joshua Shipp (4 ribaunt – 1 asist), Hüseyin Göksenin Köksal (1 ribaunt), Caner Topaloğlu 11 (6 ribaunt), Preston Shumpert 13 (4 ribaunt – 1 asist), Taylor Campbell Rocheste 6 (4 ribaunt – 1 asist), Tutku Açık 6 (1 ribaunt - 2 asist), Luksa Andric 4 (2 ribaunt – 1 asist), Radoslav Rancik 11 (2 ribaunt – 2 asist), Haluk Yıldırım (2 ribaunt), Evren Büker 9 (4 ribaunt – 2 asist), Ermal Kurtoğlu 6 (3 asist)

1. PERİYOT: 18-20
2. PERİYOT: 19-18
3. PERİYOT: 22-10
4. PERİYOT: 18-18

Zombiler Roma Olimpiyat Stadında



Zombiler, Roma Olimpiyat Stadında oynana Lazio-Cagliari maçında tribünlerde yerlerini almışlar. Walkind Dead adlı yapım için dünyanın çeşitli bölgelerinde yapılan çekimler İstanbul Ortaköy'de de yapılmış... Onun videosu da burada... Kamera arkasında neler olmuştur ise esas merak ettiğim konu...

Galatasaray-Antalyaspor Maçına Bilet

GSBilyoner.com'un desteği ile bu 30 Ekim Cumartesi 19'da oynanacak olan Galatasaray-Medical Park Antalyaspor maçına bugün bir adet bilet hediye ediyoruz. Sorumuz şöyle:

"Hagi'nin Türkiye'de Galatasaray dışında çalıştırdığı diğer takımın adı nedir?"
"Bursaspor"

Bileti kazanan aksilaz nickli arkadaşımız. kendisini tebrik eder, iyi seyirler dileriz...

Bileti 10. sırada yorum yapan u/M okuruna hediye edeceğiz. Tabii ki kurallar dahilinde, peki şartlar nelerdir, buyurun:

1-Yorumlar bölümüne sorunun doğru cevabıyla beraber, GSBilyoner hesap numaranızı da yazmanız gerekmektedir...
2-Aynı kişi birden fazla cevap yazdığı takdirde, ilk doğru cevabı geçerli sayılacak...
3-Yanlış cevaplar, adsız cevaplar ile hesap numarasız cevaplar yorum sayısına dahil edilmeyecektir... GSBilyoner hesap numarası olmayanlar buradan kolayca kayıt olabilirler...
4-Bileti kazanmanız halinde size ulaşmak adına, yorumla beraber mail adresi de bırakırsanız, iletişimimiz daha rahat olacaktır..

Kurallara uygun yorum örneği:
Cevap: xyzspor
Hesap no: 12345678
Ad Soyad: Ali Turan
e-mail:alituran@gmail.com

24 Ekim 2010 Pazar

Fenerbahçe:0-0:Galatasaray

Yok fark olacakmış, yok iddiaa oranlarına dikkatmiş....
Nedense herkes Fenerbahçe'nin rakibinin Galatasaray olduğunu, yeni hocasının da Hagi olduğunu unutmuştu...
70lik Rakı bitti, mezenin de son kırıntıları bitmekte, maçı yazacağız zamanla...

***
Zamanla yazacağız derken, bu kadar gecikmeyi hesaba katmamıştım lakin, gün oldukça yoğun geçip, bir de Ezel'e dalınca, ancak şimdi oturduk klavye başında dünkü maçı yorumlamaya...
Kadıköy'deki derbi öncesi Galatasaray'ın son haftalardaki isteksiz ve başarısız oyununun yanında bir de büyük ümitlerle getirilen Rijkaard'ın görevden alınması sonrası medya öyle bir hava estirmişti ki, sanki Fenerbahçe'nin rakibi Galatasaray değil de İzlanda liginde orta sıralarda mücadele eden bir ismini zor telafuz ettiğimiz bir takımdı. Fenerbahçe yönetimi resmi siteden yaptığı açıklamalarıyla memlekette dolaşan" kolay derbi" havasından futbolcularını uzaklaştırmaya çalışırken, Aykut Kocaman da yaptığı açıklamada "Maçı Galatasaray kaybetmeyecek, Fenerbahçe kazanacak" derken, derbinin zorlu geçeceği sinyalini veriyordu...

Ezeli rekabette uzun seneler bulunmuş Aykut, pazar 19.00dan sonra olacakları iyi sezmişken, Galatasaray'ın yeni hocaları Hagi ve Tugay'ın da ondan geri kalan tarafları yoktu "hayat-memat" maçı söz konusu olunca. Sakat oyuncuların bolluğunda Galatasaray'ın çiçeği burnunda hocasının nasıl bir kadro çıkaracağı merak edilirken, Rijkaard'ın bankosu Insua'yı da kenarda bekletince, iyice şaşırtmıştı maçın takipçilerini...
Ufuk'un cezalı olması sebebiyle, kaleyi eski takım arkadaşı Aykut'a teslim eden Hagi, geri dörtlüyü de Sabri-Servet-Neill-Hakan'dan oluşturmuştu. Sağ bekteki Sabri'nin önüne Elano'yu koyan Rumen hoca, ters kanada da Hakan-Ayhan ikilisini görevlendirmişti. Merkez defansta bulunan Neill'i Nıang ile bire bir oynatırken, Avustralyalı topçuya, Fenerbahçe'nin en çok gol atan golcüsüne kaleye yüzünü döndürmeme görevi verilmişti. Neill sadece savunma yapmıyor, oyunu rakip alanda kabul eden Galatasaray'ın, ataklarında da yer alıyordu Avustralya'lı stoper. "Bana güvenilmeyen ortamda iyi oynayamam" diyen Servet ise Hagi'den gereken güveni almış olmalı ki, stoperde sıfıra yakın hatayla oynadı maç boyunca.

Son yıllarda Kadıköy'de mağlup olan Galatasaray'ın, eksik kadrosuyla savunma yapacağını bekleyenleri rakip sahada basan ve Fenerbahçe'nin zayıf orta sahasının iki pas yapmasını engelleyen bir oyun anlayışıyla şaşırtıyordu Hagi. Rakibinin Emre ve Mehmet Topuz ile kendi sahasında rahat oyun kurup Galatasaray kalesine gelmesini engellemek adına mücadeleci Mustafa Sarp ile Cana'yı yeşil alanın ortasına koymuştu Hagi. Rumen hocanın Galatasaray'a imza attığının ardından blogta, "Cana, Hagi'nin en güvendiği adam" olacak diye yazmıştım, Arnavut futbolcu hocasının güvenini boşa çıkartmayan bir mücadele ortaya koydu, tekmeye kafa uzattı, her topa can havliyle atladı ve kendisinden beklenilen liderlik özeliklerini izlettirdi Galatasaray taraftarına. Aslında sadece Cana değildi yeni hocanın gelişiyle hayat bulan, Rijkaard'ın ısındırıp, ısındırıp, kulübede oturttuğu Elano'da hayata yeniden dönmüş gibiydi. Caner'in kandında Sabri ile ikisi öyle bir yüklendi ki eski Galatasaray'lı sol "bek" o çok sevdiği "açık" görevini hiç de yapamadı. Sağ kanatta varlığını hissettiren Elano, bir taraftan da Misimoviç ile birlikte oyun kurucu olarak da görev yapıyordu ki, nasıl ki UEFA kadrosu sıkıştığında topu Hagi ile buluşturup, rahat nefes alıyorsa, Galatasaray'lı topçuların da gözü de Elano'daydı dün gece...
Canını dişine takan orta sahanın önüne de Misimoviç'i koyan Hagi, en öne de Pino'yu forvet olarak görevlendirmiş ama Kolombiyalı futbolcu, Yobo ve Lugano'nun "kucağında" beklemektense, Fenerbahçe ataklarında orta sahaya katkı yapıyor, arkadaşlarına "ekstra" güç kazandırırken, süratı ile de Elano ve Misimoviç'in attığı topları tehlikeye dönüştürmeye çalışıyordu...
Ve bu yerleşim kusursuz işleyince derbi terse dönüyor, Fenerbahçe'nin Aykut'un kalesinde etkili olacağı beklenirken, maçın hatıralarda kalan atakları hep Galatasaray'dan geliyordu ki, çizgiden çıkan bir top ve Volkan'ın Neill'in "füzesini" yakalaması derbinin kırılma anlarıydı...
Peki, Hagi ve Tugay'ın elinde sihirli değnek mi vardı? Takımla 2-3 idmana çıkmış bir hoca, birden hiç birşeyi değiştiremezdi tabii ki, ama Hagi'nin, Rijkaard'dan farklı yanları da açıkça ortaya çıkıyordu...

Gheorghe Hagi, ilk olarak, gelir gelmez takımın üzerine iyice yapmış olan "kaybetme alışkanlığı"nı dağıtıverdi verdiğği mesajlarda. Taa imza töreninde söylemiş olduğu sözlerden tutun da, maç günü verdiği demeçlerinde hep "kazanmak ve hırs"tan bahseden Rumen hoca, sadece sözlerle değil, maç içinde bir an olsun kulübeye oturmayan yapısıyla da topçularına örnek oluyordu. Biz Akdeniz ülkesiyiz ve çoğunlukla da "gazla" çalıştığımız için, iki üç gün boyunca Tugay ve Hagi'nin en çok yaptığı iş topçularla bire bir ilgilenip, onların bozulan morallerini yerine getirmek olmuştu ve özellikle Rijkaard'ın küstürdüğü Cana ve Elano bu topçuların başında yer alanlar olmuştu.

Yeni hocanın bir diğer başarılı hamlesi, yaptığı oyun değişiklikleriydi. Rijkaard'ın oyuncu değiştirme adına belirli dakikaları ve "fix" değişiklikleri varken, topçusunun yorulduğunu ve aksadığını gören Hagi, orta sahayı güçlendirmek adına 56da Misimoviç'in yerien Barış'ı alıp, daha savaşkan bir orta saha oluştururken, Fenerbahçe'nin son hamlelerini yapmayı düşlediği dakikalarda da enerjisi tükenen Cana'nın yerine Serkan'ı alırken, Sabri'yi bu sefer merkeze yolluyordu. Bunlarla kalmayan Rumen teknik adam, maçın son 10 kusur dakikasında da Elano'yla da Emre'yi değiştirip, orta sahada sürekli canlı bir futbolcu grubu tutup, maçı başladığı gibi bitirmeyi de biliyordu. Genç Emre demişken, Fatih Terim'in Emre Belezoğlu'nu Beşiktaş maçında oynatması gibi, Hagi de bu kritik maçta genç oyuncusuna şans vererek, çalışanın formayı alacağı mesajını da kendisini tanımayan topçularına yolluyordu...

Rijkaard'ın gidişi sonrası belki herşey "toz pembe" olmayacak, elbette Galatasaray maçlar da kaybedecek lakin değişmeyecek olan bir şey var ki, Hagi'nin takımı sahada eli belinde dolaşmayacak ve sürekli mücadele edecek... Bizim de taraftar olarak isteğimiz bu değil mi?


Stat: Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu
Hakemler: Bülent Yıldırım, İsmail Şencan, Muhittin Gürses
Fenerbahçe: Volkan, Gökhan Gönül, Lugano, Yobo, Caner, Dia (Dk. 74 Kazım), Emre, Mehmet Topuz, Stoch, Alex (Dk. 70 Semih), Niang
Galatasaray: Aykut, Sabri, Servet, Neill, Hakan, Elano (Dk. 78 Emre), Ayhan, Mustafa, Cana (Dk. 66 Serkan), Misimovic (Dk. 56 Barış), Pino
Sarı Kartlar: Dk. 24 Neill, Dk. 42 Ayhan, Dk. 83 Pino (Galatasaray), Dk. 35 Emre, Dk. 68 Lugano (Fenerbahçe)

PSV:10-0:Feyenoord


PSV Eindhoven yeteeeeeeer...

Futbolcu Köpektir

"Benim için futbol kulübü köpeğin sahibidir. Futbolcu köpekken, oyuncunun menajeri de onun sırtındaki piredir. Nasıl bir pire ya da köpek, sahibini yönlendirebilir, ondan üstün olabilir?"
Ian Halloway
Eski Futbolcu
Rooney'in durumunu değerlendirirken

Bereli Kareografi




Kartonla, kağıtla, jelatinle, naylonla, hata yağmurlukla yapılan kareografilere rastladık ama bere ile yapılanını ilk kez Lechia Gdansk - Arka Gdynia maçında görecekmişiz... Deplasman tribünündeki Arka Gdynia taraftarına selamlar gitsin buradan...

"Söylersek Yaparız"


Dünkü Kızılyıldız-Partizan maçında Delije grubunun açmış olduğu pankart...
Ramiz Dayının diliyle konuşacak olursak "Delikanlı adam dediğini yapar, değil mi yeğen?..."

23 Ekim 2010 Cumartesi

Galatasaray:90 - Alanya Belediye:62


Kadınlarda sezonun açılış maçında takımımız Antalya ekibini farklı malup ederek sezona skor açısından iyi başladı başlıkta da gördüğünüz gibi. Ancak maç iiçinde bazı bölümlerde skordaki bu güzellikten bahsetmek pek de mümkün değildi. Antalya ekibinin yabancıların potansiyeline ve türk oyunculardan Belgin ve Gülşah üzerine kurulu(en azından bu maç için böyle göründü) takımı karşısında rotasyonu seven Ceyhun hocanın takımı zorlandı desek yeridir. Yanlış anlaşılmasın ama Antalya ekibi hem kadro hem de kalite bakımından bizim takımımızdan alt seviyede. Bizim bugünkü maçta zorlanma sebebimiz rakibi küçümsemek değil kesinlikle. Takımın toplu olarak 20 gündür antrenman yapma şansına anca sahip olması, yeni kurulan ve gençlerin potansiyeline dayalı bir kimya oluşacak olması, ayrıca sabah girdiğim yazıda değindiğim gibi daha perşembe günü oynadığımız Fenerbahçe maçından 1 gün geçmiş olamsı sıkıntılarımızı bugünde ortaya koymuş oldu. Ancak bu noktada özellikle Antalya ekibinin farkı kapattığı her noktada Ceyhun hoca tecrübe faktörünü devreye sokup farkın tekrar açılmasını sağlamaya çalıştı. Özellikle kritik anlarda Nihan ve Tuba ile oyunu dengede tutup Sylvia ve Agustus ile farkın açılmasını sağladı. Ayrıca molalarda yaptığı uyarılar ve telkinleri ile takımına yön vermiş oldu. Her ne kadar maçın başındaki 10-10'luk skordan sonra Alanya Belediye skoru tekrar dengeye getirmese de oyunun hep içinde olup, nefeslerini hep ensemizde hissetmemizi sağladılar. Sylvia ve Işıl'ın daha ilk periyotta 3 faul almalarının da bu durumda etkili olduğunu söylemekte fayda var. İşte o noktada devreye yine yeni bir transfer yani Petroniyte girdi. Sezon başında pek iyi görünmese de zamanla antrenman ve güç açığını kapatıp takıma çok faydalı olacak seviye gelerek yeteneklerini sergilemeye başladı. 20 dakikada 15 sayı 10 ribaunt 5 asist harika istatistikler bayanlar kategorisinde. Petroniyte bu sezon çok iyi katkı verecek gibi görünüyor.

Maçın olumlu olan bir diğer yanı da Fowles'ın durdurulamaz oyunuydu. Erken faul sorunu yaşamasa 25 sayı 15 ribaunt civarında bir istatistik çıkarıp maçı rahatlatabilirdi ancak yine de takımının en skoreri olmayı başardı 17 sayı ile. Sylvia oyunda olduğu her bölümde topu ona indirmeye çalıştı diğer oyuncular. O da elinden geleni yaptı. Biraz daha hızlı top çevirebilsek Sylvia'nın içeri inen toplarda dışarı verdiği pasları daha kolay sayıya çevirebilirdik. Tabi bunlar zaman olacak, çünkü Sylvia ile oyuncular 20 gündür oynuyorlar. Ayrıca Bahar-Sylvia uyumunun da bu kadar kısa zamanda oluşması çok sevindirici. Bahar da kalitesi ve yetenekleriyle zamanla vazgeçilmez olacak gibi görünüyor. Bir eksi de Işıl'a vermek lazım sanırım. Işıl'ın her ne kadar hazır olmadığını bilsek de bugün kalitesinin altında bir oyun sergilediğini söylemek lazım. Bir ara üst üste top kayıpları yapıp hem bizleri üzdü hem de hocasını. Işıl'ın bu durumu hazır olmamasından kaynaklanıyor. Çünkü bir an önce forma girip performansını üst düzeye çıkarmak istiyor. Ancak kendini fazla zorlamaması gerek. Allah korusun diz ameliyatları zorlamaya karşı alıngan malesef. Işıl sabredip akıllı oynayarak açığını o üstün zekası ile kapatmalı ve ekstra işler yapmaya kalkmamalı,kendini de üzmemeli.

Sonuçta takımımız lige çok iyi başlayarak farklı galibiyetle sezonu açtı. Hazır olmadan bile bu kadar fark ile kazanmaları Antalya takımının kötülüğüne bağlanmamalı. Tersine bizim takımımızın ne kadar iyi olduğunu göstergesi bence. Daha yolun başında olduğumuzu unutmadan günden güne büyüyen bir Galatasaray göreceğimize ben şahsen inanıyorum.

Galatasaray Medical Park:90 - Alanya Belediye:62

Yer: Abdi İpekçi Spor Salonu / İSTANBUL
Rakip: Alanya Belediyesi
Tarih: 23.10.2010

* Tuğba Palazoğlu: (13:01, 3 sayı, 1 ribaund, 2 asist, 2 top çalma, 2 top kaybı)
* Yasemen Saylar: (03:46, 1 top kaybı)
* Ceyda Kozluca: (13:58, 4 sayı, 1 ribaund, 1 top çalma, 1 top kaybı)
* Bahar Çağlar: (22:02, 5 sayı, 4 ribaund, 4 asist, 4 top çalma, 3 top kaybı)
* Işıl Alben: (19:48, 1 sayı, 4 ribaund, 5 asist, 2 top çalma, 4 top kaybı)
* Gülşah Gümüşay: (11:48, 5 sayı, 3 top çalma)
* Gintare Petronyte: (20:19, 15 sayı, 10 ribaund, 5 asist, 1 top çalma, 2 top kaybı, 1 blok)
* Nihan Anaz: (15:39, 7 sayı, 1 asist, 2 top kaybı)
* Monique Currie: (17:14, 11 sayı, 3 ribaund, 1 asist, 1 top kaybı)
* Melisa Can: (20:09, 8 sayı, 5 ribaund, 3 asist, 1 blok)
* Seimone Augustus: (24:35, 14 sayı, 3 ribaund, 1 asist, 1 top kaybı)
* Sylvia Fowles: (17:41, 17 sayı, 6 ribaund, 1 asist, 2 top çalma, 4 top kaybı)

1. ÇEYREK: 26-15
2. ÇEYREK: 16-18 (42-33)
3. ÇEYREK: 18-11 (60-44)
4. ÇEYREK: 30-18 (90-62)
(fotoğraflar ve istatistikler resmi siteden)

Jovanovski Görevden Alındı

Bizde hafta içi Rijkaard ile yollar ayrılırken, Bulgaristan'da da CSKA Sofya'nın "sahipleri", takımı toparlayamadığı gerekçesiyle "çiçeği burnunda" teknik direktör Giorgi Jovanovski'yi teknik direktörlük görevinden aldı. Bulgaristan Ligine Pavel Dochev ile başlayan kırmızı beyazlılar, ilk üç maç sonrası galibiyet alamayınca Dochev'i yollayıp, Makedon teknik adam ile anlaşmışlardı lakin Jovanovski ile de UEFA Avrupa Liginde oynadıkları üç maç sonrası, ki ikisi Porto ve Rapid Wien'e karşı Sofya'da oynandı, puan yüzü görmezken, Bulgar liginde de Jovanovski yönetimindeki CSKA, 3 galibiyet, 3 beraberlik ve 1 mağlubiyet almıştı. Sofya'nın kırmızı-beyazlı takımını bu hafta oynayacakları Minior Pernik maçına yardımcı antrenör Milen Radukanov çıkaracakken, yeni teknik direktör arayışlarını sürdüren yöneticilerin Stoichkov ile anlaştığı belirtiliyor Bulgar basınında...
Bu arada CSKA Sofya'da sadece hoca değişmedi, aynı zamanda takımın başkanlığına da daha önce Bulgar Futbol federasyonu başkanlığı da yapan Valentin Mihov getirilirken, Kostadinov da sportif direktörlük görevinden alındı. Yeni başkanın ilk icraatı da takımı taraftarın isteği üzerine Bılgarska Armia stadına geri döndürmek için gerekli çalışmaları bir an evvel bitirmek. CSKA Sofya taraftarı, hem pahalı bilet uygulaması, hem de kendi stadlarında oynamadıkları için CSKA'nın iç saha maçlarını boykot ediyordu.

KBL'de de Heyecan Başlıyor!


Kadınlar Basketbol ligi bugün itibari ile başlıyor. Takımımız Galatasaray'da ilk maçında Alanya Belediyesi ile karşılaşacak. Ligin açılış maçı Antalya ekibi ile yapacağımız mücadele. İnşallah kapanışı da elimizde Şampiyonluk Kupası ile yaparız. Takımımıza biz blog yazarları olarak çok güveniyoruz. Her ne kadar Cumhurbaşkanlığı Kupası'nda kötü bir sonuç almış olsak da daha yolun başında olduğumuzu ve zamanla çok daha iyi olacağımıza inancımın tam olduğunu belirtmeliyim. CumhurbaşkanlığıKupası demişken Perşembe günü maç yapan iki takımdan birinin maçını cumartesi gününe koyan federasyonun anlayışına ne denir bilemiyorum. Aynı maçta rakip olan Fenerbahçe'nin maçı neden pazar günü? Bizimki neden Cumartesi? Birilerinin bu sorulara bir cevap vermesi lazım ama her şey ortada malesef. Fazla uzatmadan maçın Abdi İpekçi'de olduğunu ve 15:00 itibari ile sezonun ve maçın başlama düdüğünün çalacağını belirtelim. Maçı salonda salonda izleyemeyecekler için adres resmi kanalımız GSTV. Takımımıza sağlıklı, başarılı, sakatlıksız ve güzellikler dolu bir sezon diliyoruz. 1. Haftanın programı şu şekilde:

23 Ekim Cumartesi
15:00 Galatasaray Medical Park - Alanya Belediyesi (Abdi İpekçi Spor Salonu) GSTV
15:00 Tarsus Belediyesi - Botaş (Tarsus Spor Salonu)
16:00 Samsun Basketbol - Beşiktaş Cola Turka (Yaşar Doğu Spor Salonu)
16:00 İstanbul Üniversitesi - Burhaniye Belediyesi (İstanbul Üniversitesi Avcılar Kampüsü)

24 Ekim Pazar
14:00 Ceyhan Belediyesi - Mersin Büyükşehir Belediyesi (Ceyhan Spor Salonu)
14:30 Panküp Kayseri Şeker - Fenerbahçe (Kadir Has Spor Salonu) Sports TV

Blog Widget by LinkWithin