30 Nisan 2016 Cumartesi

ultrAslan UNI Hep Yanında


Sanma ne şampiyonluk,
Ne de kupa umrumda
ultrAslan-UNI hep yanında...


Şampiyon Galatasaray


"Sadece Nisan'ın yirmiyedisinde öykü kitabının kapak fotoğrafı çekilecek"...

Kaldığımız yerden devam edelim...
O fotoğraf çekildi...
Çekilmek zorundaydı da zaten...
Onbeş bin kişilik Abdi İpekçi Spor Salonunda, 20 bin taraftarın önünde kaldırıldı beklenilen kupa...
Deplasmanda dört sayıyla mağlup dönünce, ki bir buçuk baskete eş değer bir fark, Ergin Hoca isyanlardaydı, böyle kötü hücüm edemezdi bu takım...
Fransa'ya özgüymüş demek... İç sahada fırtına gibi, şimşek gibi, bora gibi başladılar...
Üçer üçer attılar, üçer üçer arttırdılar farkı...
Tribüne mi baksınlardı, sahaya mı konsantre olsaydılar Fransızlar...
Aslında onlar da İstanbul'a "turistik seyahata" geldiklerini biliyorlardı da, "çıkmadık candan ümit kesilmezdi" zorladılar şanslarını...,
Bir ara ümitlendiler de... Sadece ümitlendiler...
Yeri geldi taraftar... Yeri geldi Sinan, yeri geldi Eric , çok da kritik yerlerde "cimbombomun çocuğu Göksenin  "This is Ipekçi" olduğunu hatırlattı...
Zor olmayacaktı, olmadı da...
O kupa Türkiye'ye geldi...
O kupa Ergin Ataman'ın kollarında havaya kalktı...,
O kupa Sinan'ın ellerinde soyunma odasına gitti...
Tebrikler Cim Bom, tebrikler...


David Beckham


Dünden bügüne David Beckham...

25 Nisan 2016 Pazartesi

ultrAslan Edirne


Geçtiğimiz hafta sonu bir Edirne seyahatı gerçekleştirdik, öyle deplasman filan değil, gezip görmeydi amacımız. Limon Cafede kahvaltı, Selimiye Camii ziyareti, Tunca nehri fotoğraflaması ve ciğer ziyafeti derken, şehrin bir çok yerinin ultrAslan Edirne grubu tarafından stickerlandığına şahit olunca, "gözümüz gönlümüz" açılıverdi... Bir Samsun deplasmanı hatırlıyorum, Radu Niculescu'nun golüyle galip gelmiş ve üçüncü yıldızı takma yolunda büyük bir engel atlatmıştık, işte orada yolda gördüğümüz tüm tabelaları, mola yerlerinde tuvaletleri, stadyum içinde tüm deplasman koltuklarını ultrAslan stickerlerı ile süslemiştik, Edirne'yi gezerken o günler akla geldi...




8 Nisan 2016 Cuma

Son Topa Kadar


Son topa kadar dediysek...
Bu kadar da ciddiye alacağınızı bilmiyorduk...
Şimdi nedir bu Galatasaray, nedir söyle?
Son topla maçı uzatmaya götür...
Son topla maçı kazan, finale çık...
Ulan Galatasaray....
Ulan...
İyi ki varsın be...
İyi ki varsın...
İyi ki Galatasaray'lıyız...
Unutmadan...
Bu kadar heyecan...
Bu kadar adrenalin...
Bu kadar "ruh teslim" etmeler...
Bize yeter de artar...
Şu kupayı güle oynaya kazanalım, olmaz mı?
Bırakın bu finalin de hikayesi olmayıversin, değil mi?
Zaten bizim hayatımız Çehov'un, Sait Faik'in hikayelerini çoktan solladı...
En güzel...
En saf...
En gerçekçi....
En tutkulu hikayeleri hep Galatasaraylılar yazmadı mı?
Bu hikayenin sonuna zaten biz noktayı çoktan koyduk...
Sadece Nisan'ın yirmiyedisinde öykü kitabımıza kapak fotoğrafı çekilecek...
O kadar...

2 Nisan 2016 Cumartesi

İsmail İsa'dan Osmanlı Tokadı




Altı sene önce Lokomıtiv Mezdra ile CSKA Sofya arasında oynanan maçta İsmail İsa'nın attığı golden sonra kırmızı-beyazlı taraftarlara "sus" işareti yapması ile tribünün sahaya inmesi olayını ultras/Movement blog takipçileri hatırlayacaktır. Bugün İsmail İsa'nın facebook fan sayfasında attığı golleri izlerken, o gün dikkat etmediğim bir ayrıntı gözüme ilişti. İsmail neden susturdu CSKA'lıları? Neden mi? Sen tribünde " Turkey is not Europe" pankartı açarsan, Türk çocuğu sana Osmanlı tokadını yapıştırıverir... Buyrun video burada...

Ercan Güven'den Volkan Konusuna Nokta


Volkan Demirel'in milli takıma dönme konusu iyice kabak tadı vermişken, özür dileyip dilememesi tartışılıırken, ki bu polemikleri aslında Fatih Terim sonlandıracaktır ama o da nedense bu konuda sessiz kalmayı tercih ediyor, Ercan Güven "okkalı" bir yazı yazmış... Herkes bu köşe yazısını okuyup, kendine gelsin, ve bıraksın artık Volkan Demirel muhabbetini... Türkiye'de Fenerbahçe formasıyla gittiği her deplasmanda ıslıklanan adam Milli Takım kalecisi olabilir mi? Tüm memleketi tek yürek haline getirmeyi amaç edinen Fatih Terim bu sorunun cevabını düşünerek, ulusal takım kadrosunu açıklasın, özür mözür zaten hikaye....

Git şehit yüzbaşıdan özür dile!
Bıktık şu Volkan Demirel olayından!.. Gına geldi... Her gün “ölümcül” sorunlarla uyanan, günü şehit cenazeleri canlı yayınlarıyla geçiren, gece yorganı endişeyle çeken, sokaktan/stattan korkacak hale gelmiş bir ülkede Volkan’ın meseleyi şehvetle kaşımasına yazıklar olsun bir kere... Kimin umurunda kalede hangi Volkan’ın olduğu?
Hiçbirisi akrabamız değil ki... Volkan veya İbraham; uyduruk gol yiyor mu, yemiyor mu ona bakarız biz.
Soyadı Babacan olan Volkan pekala işini yapıyorsa, ne bizimle ne de takımla arasında güven sorunu yoksa, görev yerini terk etmiş Demirel için ne konuşuyoruz devamlı?
Hadi biz konuşuruz... O nasıl konuşuyor asıl?
YÜZBAŞI HALİL ÖZDEMİR HAKKINI HELAL EDER Mİ MESELA?
Hani milli forma kutsal bir vatan göreviydi? Kardeşim, sen küfür yedin diye milli görevini bırakırken kurşun yedikleri halde görevini aksatmayan vatan evlatlarına ne diyeceğiz sonra? Yarasını sardırıp askerlerinin başına koşan ve şehit olan yüzbaşı Halil Özdemir hakkını helal eder mi mesela?
Milli takıma davet alabilmesi için okkalı bir özür gerekirmiş... Cevaba bakın; kimse Volkan Demirel’den özür beklememeliymiş.
Boş verin bu işleri.
Olaya sadece “sportif çıkar” açısından bile baksanız, tıkır tıkır yürüyor Milli Takım. Gün olur Volkan Babacan formdan düşerse yerine bir başkası geçer; aynen devam... Hem garantisi mi vardı Volkan Demirel’in tek gol bile yemeden bizi finale taşıyacağının?
Yoktu...
Lakin, böylesine göze soktuğu yumuşak karnını kullanmak isteyenler olursa, yine en olmadık yerde bırakıp gitme ihtimali “sıfır”dı diyemez kimse.
İster özür dile, istersen dileme sevgili kardeşim... Allah Milli Takım’ı sana muhtaç etmesin!

Stoichkov Ava Giderse


Avcıların yalanları kadar vurdukları hayvanlarla çektirdikleri fotoğraflar meşhurdur da, Bulgarların efsanesi Hristo Stoichkov Afrika'da gittiği safaride "katledilen" zebra ve zürafalarla yanyana pozlar verip, çekilen fotoğraflar internet sitelerinde yayılınca, hayvanseverlerin büyük hışmına uğradı. Bulgar medyasına hayvanları avlayan kişinin Stoichkov olduğunu iddia ederken, hayvan koruma dernekleri, ünlü golcünün yaptığının tamamen barbarlık olduğunu belirtmekteler. Memlekette oluşan tepkiye Hristo Stoichkov şimdilik sessiz kalmakta lakin 26 Mayıs'ta Vasil Levski Ulusal Stadyumunda 50. yaşı onuruna yapacağı özel maçta tribünler ya da hayvansever örgütlerden protesto gelirse kimse şaşırmasın...




1 Nisan 2016 Cuma

Luis Enrique-Zidane Kavgası


Her El Clasico'nun kendine özgü hikayesi meşhurdur da bu sene ön plana çıkacak olan Luis Enrique ile Zinedine Zidane'nın karşı karşıya gelecek olmasıdır. Tabii bu iki kulübün tarihine damga vurmuş iki eski topçunun, bugünün teknik adamının karşılaşması değil de, 13 sene önce bu ikilinin sahada kapışmasıdır. İspanyol medyası bu "anı" Barca'nın hocasına sorduğunda Luis Enrique," böyle bir olayı hatırlamadığını" belirtip Zidane'a saygı duyduğunu söylese de, İspanyol basını şimdiden bu ikisinin karşı karşıya gelmesini dört gözle beklemekte...


Blog Widget by LinkWithin