*ultras/Movement'in on biri:
1-"Atkı takan hoca sevilir" diyoruz, Roberto Mancini'yi de çok sevmiştik, Galatasaray atkısı ile maçlara çıkan "Büyük Kaptan" Bülent Korkmaz'ı da... Dün gece Konyaspor karşısında Fatih Terim'i boynunda 4 yıldızlı sarı kırmızı atkı ile görünce maça dair heyecanımız daha da arttı. Pankart ve atkı bir taraftar için olmazsa olmazdır, yeri gelir "namustur" ve hocaların boyunlarında pahalı markalara ait şal ve atkılarla saha kenarında boy göstermeleri yerine "bizden biri" gibi olmaları taraftarın ilk tercihidir.
2-Memleketin bir çok şehrine yeni stadyumların yapılması ile birlikte tribünlerde oluşan fiziki şartların da elverişliliği ile taraftar grupları da çeşit çeşit kareografi yapmaya başladılar. Dün gece de Konyaspor tribünlerinden Nalçacılılar grubu Türk Silahlı Kuvvetlerinin Afrin harekatına destek yapan hareketli kareografisi ile büyük alkış aldı... Televizyon başında ya da maç esnasında 1-2 dakikalık bir çalışma olarak gözüken bu "sanat eserlerinin" aslında yüzlerce taraftarın emeği ile günler geceler boyu sürüyor hazırlanması, emeklerine sağlık emeği geçenlerin...
3-Galatasaray'da sol bekte 271 gün sonra "savunma bakanı" lakaplı Hakan Balta'yı izledik Konyaspor deplasmanında. Bu kadar uzun bir aradan sonra sahalara çıkan bir topçunun "bocalaması" beklenir de Hakan, tecrübesiyle ilk devre kusursuz bir oyun sergiledi, ev sahibinin baskılı başladığı ilk on dakikada kritik müdahaleleriyle skorbordun değişmesini engelledi. İkinci devre fiziki olarak da düşünce Fatih Terim Latovlevici'yi aldı Balta'nın yerine. Aslında maç sonu hocanın da dediği gibi, Hakan Balta artık yaş itibarı ile Fatih Terim'in istediği şekilde "kanatta ileri geri mekik dokuyabilecek" bir seviyede değil, onu stoperde değerlendirmeyi hesaplamakta hoca. Sol kanat savunması Latovlevici ve Nagatomo'ya emanet...
4-Maçın en iyilerinden biriydi Martin Linnes ilk devre, sağ kanattan sayısızca bindirme yaptı da Galatasaray forvetleri gol yapma becerisi gösteremedi. Aslında Linnes hep belli bir standartın üzerinde oynuyor, sol bekte de olsa, orjinal yeri sağ bek de olsa sürekli hazır bir durumda Norveçli oyuncu. Ama talihsizlik bu ya, Eray'ın hatasında top ayağına çarptı ve istatistiklere kendi kalesine gol atan oyuncu olarak geçti.
5-Maçta Galatasaray adına goller Serdar ve Sinan'dan geldi. Sinan zaten iki yıldır "kupa golcüsü" olarak nam saldı memlekette. Dün gece de çok arzulu ve istekliydi, topla çok buluştu, rakip kaleye şutlar attı, ki direkten dönen "plase" vuruşu ustacaydı. Sonradan değil, bizler gibi "doğuştan" Galatasaraylı bir çocuk Sinan, geçen sezon sonu bazı sıkıntılar yaşandı ve taraftarla arası açıldı ama Fatih Terim'in gelişiyle kafasını da toparlar ve "ilk aşkı" arma için oynamaya devam ederse, bu taraftar onu baş tacı yapacak, Sinan da çocukluğundaki düşlerini gerçekleştirecektir...
6-Serdar Aziz'in golü bana zamanında Selçuk-Chedjou ikilisinin attığı golleri hatırlattı, kaptan işaret eder Kamerunlu da "gömerdi" kafayı. Dün gece de Selçuk serbest vuruş öncesi topu atacağı yeri gösterdi arkadaşına ve Serdar da "çaktı" kafayı... Tudor döneminden beri yazıyorum, bu takımın ideal stoper ikilisi Serdar-Maicon'dur, hem savunmada hem hücumda etkili oynuyor bu ikili. Tudor elindeki "kuleleri" Denayer yüzünden bozdu, umarım Fatih Terim bu hataya düşmez...
7-Hafta sonu Sami Yen'deki Osmanlıspor maçını izleyemedim ve yorumlara bakılırsa Belhanda çok etkili oynamış, demek ki iyi bir Belhanda izlemek bize kısmet olmuyor. Dün gece 10 numara yine sırtında yazan rakamlara ihanet eden bir oyun sergiledi. Linnes nasıl ki sahanın yıldızı olmasına rağmen kağıt üzerinde kendi kalesine gol atan oyuncu olarak yazılacak, Belhanda da maçın kötüsüyken Sinan'a yaptığı asistle istatisitik kağıdına başarılılar arasına kendisine yer bulacak. İlginç. Özellikle ilk devre o kadar isteksiz, arzusuz ve vurdumduymazdı ki Belhanda, takımda Melo olsa kesin soyunma odasında kendisine "ağız burun" dalardı... Maçın 45. dakikasında yaşanılan bir pozisyon, Belhanda'nın kafa yapısını anlatması açısından önemlidir: "Tüm takım rakip yarı sahasına gelmiş, Konyaspor ceza sahasına duvar paslarıyla girerken, pas alan Belhanda ayak içiyle arkadaşını pozisyona sokmak yerine "ukalaca" bir topuk pası denedi ve kaptırılan top Galatasaray kalesinde tehlikeli bir kontra atağa dönüştü." Buna benzer başka bir pozisyon da maç biterken yaşandı: "Maç boyu şut atmaktan çekinen "10 numara" 90+ dakikalar oynanırken, rakip savunmanın eksik yakalandığı bir kontra atakta rahat pozisyonda top bekleyen Sinan'a ikinci asisti yapmak yerine ceza sahası dışından şut çekmeyi tercih etti..."
Bildiğimiz Fatih Terim, bu hafta sonu Sivasspor karşısında Belhanda'yı kulübede oturtur.
8-Aykut Kocaman'ın Giresunspor maçı sonrası birden "hakemlere" saldırmasının filizleri Konyaspor maçında kendini gösterdi bile, meyvelerini de artık Fenerbahçe maçlarında toplar "kurnaz" hoca. Karşılaşmanın hakemi Bülent Yıldırım bir çok faul pozisyonunu görmezden gelirken, ilk devre Konyaspor ceza sahası içinde net penaltı çalınabilecek iki pozisyonda devam kararı vererek "Aykut Kocaman'ın askerleriyiz" mi demek istedi acaba?
9-Kupa maçında rakip sahada gol atmak önemlidir, Galatasaray iki tane attı, büyük avantaj elde etti, hele ki Gomis son dakikalarda üçüncü golü atmayı becerebilse ya da asist yapsa, Galatasaray galibiyetle dönecekti deplasmandan ve bir hafta sonraki rövanşta çok rahatlayacaktı. Olmadı, kısmet başka maçlara olsun...
10-Konyaspor'da Jahoviç oyuna girdi, oynadığı yarım saatlik dilimde istedi, arzuladı ve bir golcü için en iyi senaryoyu gerçekleştirmiş oldu: yeni geldiği takımında ilk maçında gol attı... Eto'o 'nun ve Jahoviç'in takıma katılmasıyla Konya ikinci devre hücüm hattında oldukça seyredilesi bir takım olacaktır...
11-Eray'la bitirelim. Bir kaleci yıllarca Taffarel'le çalışıp, Muslera ile idman yapıp, hiç mi kendisini geliştirmez? Geliştiremiyormuş, bunu da gördük... Dün gece o kadar kötü iki gol yedi ki, "boyuna posuna yazık" denecek türdendi. Konyaspor'un ilk golünde topa bir çıkışı vardı ki Eray'ın, penaltı noktası üzerine bel hizasında gelen bir ortaya bir kaleci yumruklamak için neden çıkar, cevabını bir tek Eray biliyordur. Maçın son dakikalarında Jahovic'in kafayla attığı aşırtma golünde de o kadar uzun bir kaleci nasıl topa dokunamaz, hayret! Sadece yediği goller değil, maç içinde topla yaptığı hareketler de tuhaftı genç kalecinin. Degajla rakip kaleye kadar topu vurabilecek gücü varken, elle tuttuğu meşin yuvarlağı yere bırakıp, ayağına alıması ve rakibin pres yapmasını bekleyip, bir vuruş yapması var ki top orta sahaya kadar gitmiyor, çoğunlukla da rakibe gidiyor. Galatasaray taraftarı için Konyaspor maçı "Eray İşcan'ın yıldızlaştığı(!?)" maç olarak geçti tarihe. Aslında hayatından pek memnundu Eray, Fatih Terim gelene kadar. Hafta içi idmanlara çıkar, sağlıklı yaşam, fit vücut için çalışır, maç günü de kot pantolonu çeker, kız arkadaşını yanına alıp tribünden izlerdi Galatasaray'ı... Bütün bunların karşılığında da banka hesabına maaş yatardı... Şimdi "kalecilik" yapması için sahaya sürüldü ve "balon" patladı...
STAT: Konya Büyükşehir Belediye
HAKEMLER: Bülent Yıldırım, Kemal Yılmaz, Asım Yusuf Öz
ATİKER KONYASPOR: Carlgren, Skubic, Moke (Dk. 57 Filipovic), Selim Ay, Eren Albayrak, Hadziahmetovic, Jonsson, Ömer Ali Şahiner (Dk. 57 Jahovic), Bourabia, Musa Araz (Dk. 79 Fofana), Orkan Çınar
GALATASARAY: Eray İşcan, Linnes, Koray Günter, Serdar Aziz, Hakan Balta (Dk.71 Latovlevici), Belhanda, Donk, Selçuk İnan, Yasin Öztekin (Dk. 78 Rodrigues), Eren Derdiyok (Dk. 62 Gomis), Sinan Gümüş
GOLLER: Dk. 40 Linnes (kendi kalesine), Dk. 90+1 Jahovic (Atiker Konyaspor), Dk. 50 Sinan Gümüş, Dk. 54 Serdar Aziz (Galatasaray)
SARI KART: Dk. 58 Selim Ay (Atiker Konyaspor)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder