21 Ağustos 2021 Cumartesi

Randers:1-1:Galatasaray


 Bir hafta önce gidilen İskoçya deplasmanından sonra bu kez de rota Kopenhag'ta UEFA kupası sevinci yaşadığımız Danimarka'nın bir başka sehri Randers'tı. St.Johnstone'u saf dışı bırakan Galatasaray, UEFA Avrupa Ligi gruplara kalmak için mavi-beyazlı ekiple ilk maçı deplasmanda yaptı ve iki devrede de karşılıklı atılan gollerle maç 1-1 berabere bitti.

Peki nasıl bir karşılaşma seyretti bu maç için stada giden ya da ekran başında vaktini harcayanlar?

Üç günde bir maç oynamanın ve birbirinden uzak şehirlere yolculuk yapmanın getirdiği yorgunluğu en aza indirmek için Fatih Terim en son oynanan Giresunspor maçından daha farklı bir kadro ile sahaya sürmüştü Galatasaraylıları. Fransa'dan gelen genç oyuncu Boey'in yerine Yedlin, cezalı Marcao'nun yerine Alpaslan, orta sahaya iki Emre (Kılınç ve Akbaba) ve forvete de Diagne'nin yerine Mostafa Mohamed. Yedek kadroda da Arda, Babel, Falcao, Aytaç gibi skoru değiştirebilecek "kaliteli ayaklar" vardı...


Kendi evinde oynayan ve ülke futbolunun karakteristik yapısı gereği fizik gücünü kullanan rakibine karşı "enerjik" oyunculardan kurulu Galatasaray on biri maça baskılı ve etkili başladı ama ilk tehlikeli atak ev sahibinin kullandığı bir köşe atışında meydana geldi ki, Muslera ve Alpaslan tehlikeyi bertaraf etmekte başarılıydı. Karambol demişken, Galatasaray da Randers ceza sahası önünde meydana gelen "itiş-kakıştan" Emre Kılınç'ın çalımları ve Kerem'in plasesi ile az kalsın golü bulacaktı, kaleci Carlgren iyi bir refleks ile golü önledi.

Kendilerine ayrılan deplasman tribünü tıka basa doldurmuş, hatta rakip tribünlerden de bilet alarak Galatasaray'ı desteklemek için çevre ülkelerden deplasman yapmış ultrAslan-AVRUPA, Cepheus Park'ı Ali Sami Yen'e çevirmiş ve "Burası Sami Yen, Burdan Çıkış Yok" tezahüratları ile parçalı formalıları yüreklendirirken, Galatasaray da topu "bolca çevirerek" yarı sahaya konuşlanmaya çalışıyor, karşılarına serilen "Viking Duvarını" uzaktan şutlarla değil de "ince işçilikle", çalım ya da duvar paslarıyla aşmayı deniyordu. Çabalar sonuçsuz kalırken, yine Taylan'ın getirdiği bir atakta, Mostafa Kerem'e verdi ve genç oyuncu dönerek uzaktan şutla şansını denedi ve rakibe de çarpan top yolculuğunu Randers ağlarında sonlandırıyordu... 

Gol sahadaki ve televizyon başındaki Galatasaraylıları oldukça sevindirmişti ama Kerem'in yüz ifadesinde sevinçten ziyade bir kin ve öfke hakimdi. Bir kaç gün önce Giresun'da Marcao ile yaşadıkları olayda hem takım arkadaşları, hem hocası hem de taraftarlar genç oyuncuya sahip çıkmış, hatta bazı "kendinibilmezler" işi terbiyesizlik boyutuna götürüp Brezilyalı oyuncunun eşine de ceza kesmeye kalkmıştı. Marcao da olayın ertesi günü yayınladığı video ile hem Kerem hem de ailesinden özür dilerken, Kerem'in mevzuyu sürdürürcesine hal ve tavırları Galatasaray taraftarını rahatsız etmişti. Maç içinde de gol dışında pek varlık gösteremeyen, savunmaya yardıma gelmeyip, aldığı topları ya kaptıran da ya da cömertçe kullanan Kerem'e bir tavsiyemiz olsun: "Genç kardeşim, "aslolan Galatasaray" diyorsan, Galatasaray menfaatleri doğrultusunda bu mevzuyu bir an evvel sonlandırıp, etrafındakilerin (aile büyüklerin ve akrabalarının) gazına gelmeyip kafanı sahaya vermelisin. Kimse vazgeçilmez değildir..."


Öne geçen Galatasaray'ın baskıyı arttıracağını beklerken, ev sahibi biraz daha yürekli gelmeye başladı Muslera'nın kalesine ki, golden sonra biraz daha becerikli olsalar beraberliği de sağlayacaklardı. Bu arada Muslera dedik, akıllardaki soruyu soralım: "Neler oluyor Nando sana? Bir sıkıntın var ama hayırdır inşallah"... PSV ve St.Johnstone maçlarındaki "akılalmaz" hatalardan sonra daha beterini 14. dakikada Egho'ya verdiği pasla yaptı Uruguaylı file bekçisi ama pasın asist olmasını yine kendisi önledi yaptığı kurtarışla... Hata yapmayan kaleci yoktur, hatalı gol de yer kaleciler, Muslera da çok fena goller yedi Galatasaray kariyerinde ama bu sezon "ilginç" şeyler yaşanıyor ve bunları formsuzlukla açıklamak oldukça zor, umarım özel hayatında kötü bir durumlar yoktur...


Berkan'ın sahada basmadık yer bırakmadığı, Taylan'ın takımın oyun aklı olduğu ilk devre Alpaslan'ın kullandığı serbest vuruşta kaleyi isabet ettirememesi ve Hammershoy'un bomboş pozisyonda kafasıyla topu Muslera'nın kucağına atmasıyla son buldu. Alpaslan'ın Göztepe'de kafa gollerini bilirdik de ceza sahası önünde serbest vuruş olduğunda van Aanholt'tan topu alması ilginçti. 

Fatih Terim elindeki her oyuncudan maksimum verim almak için rotasyon yapıp, Boey'in yerine Yedlin'le başlamıştı ama Amerikalı oyuncunun aklı hiç mi hiç maçta değildi. İlk devre pek sahada gözükmese de rakip de onun bölgesini çok kullanmadı lakin ikinci devre Randers hocası "maden"i bulmuş ve Galatasaray'ın sağ kanadına yönlendirmişti takımını. 48'de Yedlin'in bölgesinden tehlikeli geldiler, Muslera "golü" önlerken, 5 dakika sonra yine sağ kanattan atılan bir taç ve oluşan karambolde top uzaklaşmayınca, Lauenborg'un dokunuşu Randers şehrini ayağa kaldırıyordu...

"Genç bir takım kuruyoruz, sahaya Arda, Babel, Falcao, Feghouli giriyor" diye isyan eden renktaşların bu değişikliklerdeki amacın fiziken yorulmuş rakibe hem tecrübe hem de yaratıcılıkları ile baskı kurup, oyunun hakimiyetini tekrar ele alıp, ikinci golü bulmak olduğunu anlayamamış olamazlar...  Fatih Terim'in bu niyetini pek ala biliyorlar da amaç "üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olunca" böyle mesnetsiz isyanlarda bulunabiliyorlar. Yapılan değişikliklerle Galatasaray tekrar oyunda ipleri eline aldı, Randers tekrar "duvarı ördü" ve maçı da beraberlikle bitirmeyi bildi. 


"Yenilsen de yensen de taraftarın senle"yi sadece bir şarkı olarak söyleyenler ve istedikleri skor gelmeyince en son söylenilecekleri ilk söyleyenler pek tabii dün geceki oyundan memnun değillerdir ama Feghouli'nin son dakikalarda rakipten önce davranıp çaldığı ve sürükleyip vurduğu ve kalecinin kafasından dönen topu gol olsaydı, "skorseverler" takımı göklere çıkaracaklardı bile... 


Stat: Cepheus Park Randers  

Hakemler: Jesus Gil Manzano, Diego Barbero, Angel Nevado (İspanya) 

Randers: Carlgren, Kallesöe (Dk. 76 Oliver Kristensen) , Piesinger, Marxen, Kopplin, Klysner (Dk. 64 Kehinde), Johnsen, Lauenborg, Tibbling (Dk. 64 Ankersen), Mistrati (Dk. 76 Filip Kristensen), Egho (Dk. 87 Brock-Madsen) 

Galatasaray: Muslera, Yedlin, Alpaslan Öztürk, Luyindama, Van Aanholt, Taylan Antalyalı (Dk. 84 Aytaç Kara), Kerem Aktürkoğlu (Dk. 61 Babel), Emre Akbaba (Dk. 61 Feghouli), Berkan Kutlu, Emre Kılınç (Dk. 61 Arda Turan), Mustafa Muhammed (Dk. 76 Falcao) 

Goller: Dk. 26 Kerem Aktürkoğlu (Galatasaray), Dk. 54. Lauenborg (Randers)

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin