27 Kasım 2010 Cumartesi

Galatasaray: 97 - Türk Telekom: 69


Tempolu ve yorucu bir haftanın sonunda Galatasaray'ı izlemek keyif verecekti. Öyle de oldu yalnız bizim açımızdan. Telekom cephesi adeta savaş meydanına dönmüş durumda. Kağıt üzerinde iyi olan kadronuzu sahaya dökebilmeniz için, öncelikle yönetim kanadının size güvenmesi, destek vermesi gerekir. Sonrasında Antrenör, oyuncu anlayışı vs. gelir. Yalnız Telekom yönetimi son yıllarda o kadar akıl almaz işler yapıyor ki olan oyunculara ve onları desteklemye gelen taraftara oluyor. İyi giden Ercüment Sunter'i devre dışı bıraktılar. Sonra büyük umutlarla takım başına gelen Murat Özyer'e aynısını yaptılar. Şimdi de Faruk Akagün'e. Maç içinde taraftarın da gazlanmasıyla Faruk Akagün'e küfürler tırla gitti. Kimsenin sesi çıkmadı Faruk Akagün dışında. "İspanya'dan sonra en iyi Basketbol ligiyiz" demek kolay değil. İcraatleriniz öyle göstermiyor malesef. Günümüzde böyle olayların yaşanması sadece bizim gibi liglerde olur zaten. Spor denen olgunun başat öğelerinden biri "söylemler ve eylemler"dir. Ne söylemler tutarlı ne de eylemler. Herkes koltuğunu kurtarır ama olan oyunculara ve küfreden, gazlanan taraftara olur. (şu an farkında olmasalar bile)
Maç bu ortamda gelişti. Maç sonuna Faruk Akagün'ün açıklamaları damga vurdu. Aradan sıyrılan tek güzellik yine Galatasaray'ın günden güne iyileşen, güzelleşen ve keyif veren basketboluydu. Cantu maçı sonrası koç Mahmuti: "çok çalışan, çalışmasından fazlasıyla verim alan, birbirini tamamlayan bir ekibe sahibiz. Bu bizi çok mutlu ediyor. Bir anda bir şeyleri ortaya koymamız imkansız ama zamanla çok daha iyi olacağımzıı düşünüyorum" demişti. Galatasaray da o yolda ilerlemeye devam ediyor. İlk çeyrek, Telekom'un savunma yapmama anlayışıyla rahat bir basketbol oynayan takımımız farkı maçın başında açmaya başladı. hatta biraz daha aceleci davranmasak fark daha da açılabilirdi. Aslında ilk periyot sonunda Telekom'un gardı düşmüştü ancak 2. periyot bir kaç kıpırdanma belirtisi gösterdiler. Ona cevap da Shumpert'den geldi. 2. periyodun neredeyse tamamını domine etti. 10 sayı atıp 4 asist yaptı. Maç o noktada bitti. Son düdük çalana kadar da Melih, Göksenin gibi oyunculara kendilerini gösterme fırsatı doğdu.
Telekom geçen hafta Tofaş'ı yenerken hem benim düşüncem hem de bir çok basketbol severin düşüncesi maçın zorlu geçeceği yönündeydi. Bu kodar kolay olacağını tahmin etmemiştim. Yine son periyotta farkı açacağımızı ve kazanacağımızı düşünüyordum maç öncesi. Hatta "Efesliler" haberini hazırlarken maçın başını kaçıracağımı düşünmüştüm ama ucu ucuna yetiştim. "Efesliler"e destek verelim dedik ama işler iyice karıştı. Durun bakalım daha neler olacak. Galatasaray'ımıza başarılar dileyelim ve istatistikleri paylaşalım:

Yer: Atatürk Spor Salonu / ANKARA
Rakip: Türk Telekom
Tarih: 26.11.2010

* Josh Shipp: (09:23, 6 sayı, 1 ribaund, 1 top çalma)
* Melih Mahmutoğlu: (22:10, 13 sayı, 1 ribaund, 1 asist)
* Göksenin Köksal: (03:26, 0 sayı)
* Caner Topaloğlu: (24:20, 12 sayı, 4 ribaund, 1 asist, 1 top çalma, 1 top kaybı)
* Preston Shumpert: (20:39, 18 sayı, 7 ribaund, 4 asist, 2 top çalma)
* Taylor Rochestie: (23:28, 6 sayı, 3 ribaund, 2 asist, 2 top kaybı)
* Tutku Açık: (16:32, 5 sayı, 3 ribaund, 7 asist, 2 top kaybı)
* Luksa Andric: (10:18, 8 sayı, 2 ribaund, 1 top kaybı)
* Radoslav Rancik: (28:31, 13 sayı, 9 ribaund, 3 asist, 4 top çalma, 1 blok)
* Evren Büker: (21:33, 0 sayı, 4 ribaund, 3 asist, 1 top çalma, 1 top kaybı)
* Ermal Kurtoğlu: (19:40, 16 sayı, 6 ribaund, 1 asist, 1 top çalma, 1 top kaybı)

1. ÇEYREK: 8-20
2. ÇEYREK: 15-29 (23-49)
3. ÇEYREK: 26-26 (49-75)
4. ÇEYREK: 20-22 (69-97)

4 yorum:

aksilaz dedi ki...

Rochestie beni ne kadar şaşırttıysa ve üzdüyse, Ermal tam tersi sevindirmeye devam ediyor. Başarıya ulaşmak adına Rochestie'ye devre arasına kadar şans verilmeli ve sonrasında ciddi düşünülmesi gerekiyor. Darius'tan sonra Rochestie cidden çekilmiyor.

ultras/Movement dedi ki...

Galatasaray'ın dunku oyunu beni oldukça sevindirdi. Koc Mahmudi, Gurkan'ın hep bahsettiği gibi oldukça savaşçı bir takım yapmış, oyuncular sonuna kadar savasıyor, savunma yapıyor, kolay basket yemek istemiyor. Bunun dışında bir de bench sağlam artık. Her periyod ayrı bir takım oynayabiliyor ki oyunculara dinlenme şansı doğuyor..
Güzel gunler yakın gibi...

gürkonas dedi ki...

Evet abi. eskiden Oktay Mahmuti bu kadar hızlı oyun oynatmazdı takımına. avrupa'ya gitmesi ve bir sene boş kalıp basketbolu üzerine düşünmesi ona çok şey kattı. Benetton'dayken sinyallerini vermişti. Şimdi daha da ileriye götürecek inşallah ;)

ultras/Movement dedi ki...

Valla ben beğendim takımı, bu sene tofaş maçı dışında maç izlemek kısmet olmadı ama iki maçta da aynı mucadele vardı...
Zaten önemli olan mücadele..

Blog Widget by LinkWithin