21 Kasım 2010 Pazar

Kayserispor:0-0:Galatasaray


"Top canlıdır, canı isterse gol olur!.. Seversin o topu... Kadın gibi... Biz de ‘Lopta’ futbol topu demek. Bayan ismidir esasında Lopta... Eşine davrandığın gibi sevgiyle ve nazik davranacaksın topa. Seveceksin, okşayacaksın... Eğer kötü davranırsan o da sana sırtını döner... Belki de başkasına gider!.. " der Cevat Prekazi bir röportajında. Futbolda hafta boyunca sürekli idman yaparsın, rakibinin kasetlerini izler, sana karşı oynayacak topçuların her adımını ezberlersin, maçta koşmadık yer bırakmazsın lakin maç içinde o topu bir türlü çizgiden geçirmeyi başaramazsın, ya da meşin yuvarlak gol olmak istemez ve gol sevinci yaşayamadan sahada ayrılmak zorunda kalırsın, tıpkı 26 Mart 2000de Sami Yen'de Fenerbahçe kalesine girmeyen top gibi, tıpkı bu gece Ufuk ve Souleymanou'nun kale ağlarını sarsmayan top gibi...

Geçen hafta kaybedilen Manisaspor maçı sonrası taraftarın kendisini hissettiren tepkisi ile sarsılan Galatasaray'da, Hagi'nin de Misimoviç'i kadro dışı bırakıp, "patron" olduğunu hatırlatmasının ardından, ligin zorlu deplasmanlarından olan Kayseri'de sarı-kırmızılı topçular "adam" gibi oynayınca, herkesin izlemekten zevk aldığı bir kapışma ortaya çıktı. Hagi'nin verdiği mesaj o kadar etkili olmuş ki, Ali Turan bile ıslıklar ve küfürler altında oynamasına rağmen Galatasaray forması ile en etkili oyununu oynadı ve eski takımının sol kanadını tamamen etkisiz hale getirdi ve Şota'nın futbolcuları ataklarda sadece Hakan Balta'nın kanadını kullanmak zorunda kaldı. Sadece Ali Turan'ın istekli oyunu değil, Ayhan ile Hakan Balta'nın ağız dalaşı bile Galatasaray'lı oyuncuların "pabucun pahalı" olduğunu anladığını göstermesi adına önemliydi maç içinde. Bu tür olaylar tasvip edilmese bile, Rijkaard döneminden kalan "yenilgiyi kabullenmişlik" pısırıklığını üzerinden atması yönünde gelecek için umut veren hareketlerdir Galatasaray taraftarı için...

Hakem penaltıları verse, Barış'ın topu girse, ve "-se, -sa"lı isteklerin gerçekleşmesi Galatasaray'ı Trabzonspor ve Beşiktaş'ın puanlar kaybettiği haftada puantajda belki üst sıralara çıkaracaktı ama kazanılacak üç puandan ziyade bizim için önemli olan GS armalı formayı üstünde taşıyan topçuların canla başla mücadele edip, o formayı ıslatarak sahayı terk etmeleridir. Mücadele yapıldıktan sonra, gerisi gelecektir zaten... Rijkaard'a devrim için bir buçuk seneyi gözü kapalı bağışlayabilirken, Hagi'nin yapacağı değişim için 3-5 haftayı beklemek zor gelmese gerek...


Stat: Kayseri Kadir Has
Hakemler: Barış Şimşek, Volkan Narinç, Muharrem Yılmaz
Kayserispor: Souleymanou, Önder, Hamza (Dk. 71 Savaş), Aleksadre, Hasan Ali, Abdullah (Dk. 88 Moritz), Mehmet Eren (Dk. 78 Ali Bilgin), Santana, Selim, Zaleyeta, Ömer Hasan
Galatasaray: Ufuk, Neil, Servet, Sabri (Dk. 62 Emre), Ali Turan, Hakan Balta, Ayhan, Barış, Elano (Dk. 82 Aydın), Kewell, Pino (Dk. 69 Mehmet Battal)
Sarı kartlar: Dk. 36 Ayhan, Dk. 45 Hakan Balta, Dk. 84 Emre (Galatasaray), Dk. 63 Hasan Ali (Kayserispor)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Santana'nın, Zalayeta'nın o şutları girse.. tek taraflı bakmaktan hoşlanmam. Medya yine yapacağını yapıyor; keşke Kayseri galip gelseydi...

Adsız dedi ki...

Sanırım bundan sonra önemli olan şey takımın mücadelesi ve gelecek adına iyi futbol. Zaten bu dakikadan sonra da asıl hedefimiz gibi duruyor gelecek planlaması. Yeni stattı, devre arasındaki çalışmalardı, bi ihtimal inanılmaz bir seri yakalanabilir tabi ama; zor, baya zor. İhtimalden öteye geçer mi, şu sıralar belli değil.

http://jaimelesport.blogspot.com/2010/11/kayserispor-0-0-galatasaray.html

Blog Widget by LinkWithin