5 Kasım 2010 Cuma

Spartak Moskova Yenilgisi ve KBL'de 3. Hafta


Can sıkıcı bir haftayı bıraktık kadın takımımızın performansı açısından. Bu durum sizin de bildiğiniz gibi Spartak Moskova karşısında aldığımız farklı ve can sıkıcı yenilgi. 26 sayılık fark aslında çok şey anlatıyor ama hem farkın son bölümlerde kapanıp bu hale anca gelebildiğini hem de o farkın altında çok şey olduğunu söylemekte fayda olduğunu belirtmem lazım. Öncelikle berbat bir maç olduğunu söyleyelim. Daha maçın başında fark açıldı ve Galatasaray ilk basketini 4,30 dakika geçe Işıl'ın çaldığı top sonrası bulmuştu. Koca periyoda iki basket sığdırmak(ki ikincisi periyodun sonundaydı) bir nebze anlaşılabilir. Ama bu kötü oynamaya devam etmeniz anlamına gelmez. Bu noktada çok şey oldu ancak en çok dikkatimi çeken nokta şuydu bu kabul edilemez cinsten: Malesef rakibi gözümüzde çok büyütüp, yenilgiyi kabullenir cinsten bir mentalite ile maça çıkmışız. Bir kaç oyuncu dışında maça asılan oyuncu yoktu desem abartmamış olurum. O kaçan şutların, berbat hücumların, erken davranmaların nedeni başka şeyle açıklanamıyor malesef. İlk beş'in tamamı berbat yüzdeler ve skorla maça başlamış olabilir ancak bu durum rotasyon gerektirmez diye düşünüyorum. Bu taş kime gitti derseniz, cevabım Ceyhun Yıldızoğlu olur. Ceyhun hocanın basketbol felsefesine, anlayışına saygım sonsuz ve bir şeyler söyleyemek de haddim değil. Ancak az buçuk spordan anlıyor ve basketbolu biliyorsam yeni yapılanan bir takımda böylesine önemli ve zorlu bir maçta hazır olmayan oyunculardan mucize beklemek bana ters geliyor. Her ne kadar iyi bir kadromuz olsa da daha yolun başındayız ve bir çok oyuncumuz tecrübesiz. Fowles, Augustus, Işıl, Bahar, yani tecrübeliler performans açısından gayet iyi durumdayken 25 dakika civarında oyunda kalmalarına anlam veremiyorum. Daha sezonun başındayız ve hiç bir oyuncunun "benim performansım iyi neden kenarda oturuyorum" diyecek bir kapasitesi yok. Hazır olanla devam etmek ve yorulduklarında, diğerleriyle oyunu tutma anlayışı en azından sezon başı için zorluk derecesi yüksek maçlarda tercih edilmeli diye düşünüyorum. Oyuncuların formsuzlukları ise ayrı bir başlık içeriyor ama fazla uzatmadan bu maçtan ders çıkarılması gerektiğini, çıkarıldığı düşünerek yerel lige geçiş yapmak gerekiyor.

Geçtiğimiz hafta Mersin deplasmanındaki maçı malesef canlı izleyememiştik. Bu hafta evimizde yani Abdi İpekçi'de oynayacağımız Burhaniye Belediye maçının Galatasaray Televizyonu yayınlayacak. Bu noktada şu çıkarımda bulunabiliriz sanırım. GSTV sadece iç sahadaki maçları yayınlama politikasına sahip. Yakın deplasmanlara da gidilir mi bilmem am bana göre tüm maçları yayınlamalı. Elinizde Fowles, Augustus, Işıl gibi oyuncularınız varsa onları özellikle maçları salondan izleyemeyen seyirci ile daha çok buluşturmalısınız. Bu yüzden bizim de seyirci olarak her maçı izleme isteğimiz oluşuyor ve haklı olduğumuzu da düşünüyorum. Maçla ilgili ise maçın yarın(06/11/2010) Abdi İpekçi Spor salonunda oynanacağını ve 15:00 itibariyle hava atışının yapılacağını belirtelelim. Pastırma yazı sıcaklarını yaşayan ülkemizde güneşli bir İstanbul gününde akşam öncesi zevkli ve güzel bir etkinlik arayanlara şiddetle tavsiye olunur. Kadınlar Basketbol Liginde 3. haftanın programı da şu şekilde:

6 Kasım 2010 Cumartesi
15.00 Tarsus Belediye - Panküp Kayseri Şeker (Tarsus Kapalı Spor Salonu)
15.00 Galatasaray Medical Park - Burhaniye Belediye (Abdi İpekçi Spor Salonu)
16.00 İstanbul Üniversitesi - Botaş (Avcılar Spor Salonu)

7 Kasım 2010 Pazar
14.00 Ceyhan Belediye - Beşiktaş Cola Turka (Ceyhan Spor Salonu)
15.00 Samsun Basketbol - Fenerbahçe (Samsun Yaşar Doğu Spor Salonu)
16.00 Alanya Belediyesi - Mersin BŞB (Antalya Atatürk Spor Salonu)

Hiç yorum yok:

Blog Widget by LinkWithin